Yatırımcı İlişkileri Derneği (TÜYİD) tarafından bu yıl "Değişimden Değer Yaratmak" ana temasıyla sekizincisi düzenlenen, "TÜYİD Yatırımcı İlişkileri Zirvesi" InterContinental İstanbul'da başladı.
Keler, zirvedeki konuşmasında İstanbul Sanayi Odası'nın (İSO) açıkladığı Türkiye'nin en büyük 1000 şirketinin 102'si, 500 şirketinin ise 72'sinin halka açık olduğunu söyledi.
Keler, Türkiye'nin halka açık şirket sayısı 400 civarındayken benzer özellikler gösteren Hindistan'da 5 bin 65, Güney Kore'de ise 2 bin 207 şirketin halka açık olduğunu gözlemlediklerini belirtti.
Şirketlerin ve fon talep edenlerin, sermaye piyasalarına bakış açısının geliştirmesi gerektiğinin altını çizen Keler, sermaye piyasalarına bakış açısının uzun dönemde yaratılan değerin paylaşıldığı, paydaşların arttığı ve daha büyük ölçeklerde iş yapabilmenin sağlandığı bir alan olarak görülmesi gerektiğini kaydetti.
Keler, "11. Kalkınma Planı'nın bugün yüzde 21,5 olan BIST piyasa değerinin gayri safi milli hasılaya oranı önümüzdeki 5 yılda yüzde 39,3'e çıkması hedefleniyor. Türkiye'de yatırımcı şirket kültürünün değişimi ve güvenli bir yatırım eko sistemin oluşmasıyla bu hedeflerin yakalanabileceğine inanıyoruz." diye konuştu.
- "Türkiye'nin sağlıklı büyümesi sermaye piyasaları yoluyla olduğuna inanıyoruz"
Keler, TSPB'nin bankaların, aracı kurumların, portföy yönetici şirketlerinin, yatırım ortaklarının üye olduğu finans sektörünün en geniş veri tabanına sahip olduğu topluluk olduğunu söyledi.
Türkiye'nin sağlıklı büyümesinin ve kalkınmasının yolu sermaye piyasaları yoluyla olduğuna inandıklarını belirten Keler, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sermaye piyasalarının büyümesi ve gelişmesi ile Türkiye ekonomisinin daha istikrarlı daha paylaşımcı daha kapsayıcı daha aydınlık hale geleceğine inanıyoruz. Bu amaçla sektörümüzün ekonomiye katkısını toplumumuza doğru bir şekilde aktarabilmeyi önemsiyoruz. Sektörümüzün kamuoyu nezdinde hak ettiği konuma erişmesini temin etmek üzere sermaye piyasaları birliği olarak kapsamlı bir iletişim çalışması yapıyor ve etkinlikler düzenliyoruz.Bu faaliyetlerimiz ile çalıştığımız ana kavram sermaye piyasamızın topluma, yatırımcıya, çalışanlara, girişimcilere ülkemize yarattığı değer. Dünyada ülkeler daha rekabetçi olmak için mücadele veriyor. Hemen her ülke optimal sermaye piyasası yapısı için kredi ve sermaye açısından bir denge kurmaya çalışıyor. Önümüzdeki dönemde Türkiye olarak sermaye piyasalarının kredi piyasalarına oranla bir miktar daha hızlı büyümesinin gerekli olduğunu düşünüyoruz."
Keler şunlara dikkati çekti:
"Son dönemde yatırımcıya değer katmak ve bununla birlikte oluşturulan sermaye piyasalarının değerini artırmak ve ülkemizde ortaklık kültürünün yaygınlaştırılmasını sağlamak amacıyla çeşitli girişimlerde bulunuyor. Sermaye piyasalarının önemini vurgulamak amacıyla başlattığımız çalışmamız sermaye piyasamızın değerini ve hikayesini çeşitli iletişim araçlarıyla yatırımcılarımıza aktarmak. Sermaye piyasalarının dünyada çok güçlü bir değer önermesi ve hikayesi var. Birlik olarak ortaklık kültüründen bireysel emekliliğe halka arzdan hedefli yatırıma kadar bir çok konu özelinde sermaye piyasasının yarattığı değeri ön plana çıkarmak amacıyla hem geleneksel medyayı hemde sosyal medyayı aktif olarak kullandığımız çok yönlü bir iletişim çalışmasına başladık."
Türkiye'de ortaklık kültürünün geliştirmesi gerektiğini belirten Keler, şirketlerin halka açılmasından çalışanların pay edinme programlarına start-up ve girişim sermayesi ekosisteminin gelişmesine kadar hepsi ortak kültürü içerdiğini kaydetti.
Keler, "Türkiye'de halka açık şirket sayısının özellikle yeni teknoloji şirketlerinin erken aşamada yatırımcılar ile buluşturarak sağlıklı olarak artırmamız gerekiyor." açıklamasında bulundu.