Kırşehir Şehit Aileleri Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Mutlu Kılıçaslan, İzmir'in Gaziemir ilçesinde hafif ticari araçla polis memuru Buket Keleş'e çarparak şehit olmasına neden olan ve olay günü kanında uyuşturucu tespit edilen sürücüye verilen cezaya tepki gösterdi.
Kılıçaslan, polis memuru Buket Keleş'in babası Hamdi ve annesi Güler Keleş ile dernek binasında bir araya gelerek basın açıklaması yaptı.
Kılıçaslan, göreve giden Kırşehirli polis memuru Buket Keleş’e çarparak şehit olmasına neden olan sürücüye yönelik alınan kararın Keleş'in ailesini derinden sarstığını anlattı.
Vatana evlatlarını vermiş, yine olsa gözünü kırpmadan feda edecek ailelerin gönlünde telafi edilemez yaralar açıldığını dile getiren Kılıçarslan, şu değerlendirmede bulundu:
"Hatalı olduğunu düşündüğümüz kararın, analarımızın yüreğine bir nebze de olsa su serpecek şekilde verilmesini istiyoruz. Hiçbir kanun, devletin kendi masum vatandaşlarının üzülmesi, yıpranması ve haksızlığa uğraması yönünde değildir.
Biz yüce Türk adaletinin hepimizin üzerinde koruyucu şemsiye olduğunu bilir ve benimserken, bu kararın masumları korumadığı gibi, kutsal görev olan polislik mesleğinin bir ferdini katledenleri koruması da asla kabul edilebilir ölçülerde değildir. Bu kararın yeniden gözden geçirilmesi yüreği yanık analarımızı mutlu edecektir, yüce Türk adaletine güvenimiz tamdır."
Baba Hamdi Keleş ise adaletin yerini bulmasını beklediklerini vurgulayarak, "Bu karar ile yaramız tazelendi. Olayı yeniden yaşanmış gibi olduk. Biz daha da kötü olduk. Karar umduğumuz gibi çıkmadı, biz daha da perişan olduk. Gerekenin yapılmasını bekliyoruz." dedi.
- Olay
İzmir'de, 19 Kasım 2018'de, Sedat A'nın (28) kullandığı 43 DA 218 plakalı hafif ticari araç, İzmir-Aydın kara yolu Adnan Menderes Havalimanı kontrol noktası yakınında yolun karşısına geçmeye çalışan polis memuru Buket Keleş'e (28) çarpmış, ağır yaralanan Keleş, tedavi gördüğü hastanede 8 gün sonra hayatını kaybetmişti.
İzmir Adli Tıp Grup Başkanlığı tarafından kanında uyuşturucu ve uyarıcı madde tespit edilen sanık tutuklanmış, avukatının itirazı sonrası adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı.
Sanık hakkında "taksirle ölüme neden olmak" suçlamasıyla dava açılmış, İzmir 30. Asliye Ceza Mahkemesinde 8 Eylül'de görülen karar duruşmada, sanığa 4 yıl 5 ay 10 gün hapis cezası verilmişti.