Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi (NKÜ) Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Levent Cem Mutlu, zatürrede erken tedaviye başlamanın iyileşme oranını artırdığını söyledi.
Mutlu, AA muhabirine, zatürrenin bulaşıcı bir enfeksiyon hastalığı olduğunu ifade etti.
Zatürreden korunma yollarını anlatan Mutlu, "Korunmada en önemli şey vücut direncimizi yüksek tutmak, dengeli beslenmek, iyi uyumak, spor yapmak ve bunlardan önemlisi risk faktörü gördüğümüz kötü alışkanlıklardan uzak durmaktır." dedi.
Mutlu, sigara, nargile ve alkolün vücut direncini düşürdüğünü, sigaranın hava yollarının yapısını bozarak mikroorganizmaların daha kolay çoğalmasına, nargilenin ise bulaştırma riskine neden olduğunu ifade etti.
Her ne kadar ağızlık değiştirilse de aynı nargileyi farklı kişiler kullandığı için bulaşma riskinin arttığını vurgulayan Mutlu, "Alkol ise yutma refleksini zayıflatarak zatürre riskini artırıyor. Onun için kötü alışkanlıklardan mümkün olduğunca uzak durmakta fayda var." diye konuştu.
Mutlu, zatürre aşısına talebin arttığına dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"Zatürre aşısına aşırı bir talep oldu ama zatürre, akciğer enfeksiyonunun genel bir tanımı. Belli bir mikroorganizmaya karşı gelişen bir hastalık değil ve buna neden olabilecek onlarca etken var. Bizim rutinde kullandığımız pnömokok aşısı aslında zatürre aşısı olarak biliniyor. Pnömokok sağlıklı kişilerde zatürrenin en sık etkeni ancak kolaylıkla altta yatan bir hastalık yoksa antibiyotiklerle tedavi edilebilen bir hastalık. Dolayısıyla zatürre aşısı rutinde belli risk grubunda olan kişilere öneriliyor ve yaşlı hastalar ile bebekler yani yeni doğan grubuna rutin olarak yapılıyor. Onun dışında da ek hastalığı olan kişilerin yapması lazım. Sağlıklı kişilerin zatürre aşısı olmasına çok da gerek yok çünkü bunun Kovid-19'a karşı bir koruyuculuğu yok. Yani Kovid-19'un neden olduğu zatürre hastalığına karşı bu aşının bir korucu özelliği yok."
- "Risk gruplarında aşıyı öneriyoruz"
Zatürre aşısının riskli gruplar için faydalı olduğunu vurgulayan Mutlu, "Kovid-19 hastalığı geliştiği zaman akciğerlerde zatürreye neden olabiliyor ve vücut direncini düşürüyor. Buna da eş zamanlı ikinci bir pnömokakların neden olduğu zatürre eklendiğinde hastalık daha ağır seyrediyor ve ağır seyretmesi hastalarda ölüm riskini bir miktar artırıyor. Onun için riskli gruplarda biz aşıyı öneriyoruz. Zaten Kovid-19 olmadan önce de öneriyorduk ama bu Kovid-19 ile biraz daha önem kazandı." ifadelerini kullandı.
Mutlu, zatürrenin insanlık tarihinin başından beri görülen bir hastalık olduğunu, tedavinin genellikle başarıyla sonuçlandığını dile getirdi.
Öksürük, ateş ve balgam gibi zatürre belirtileri ortaya çıktığında zaman geçirmeden doktora gidilmesi gerektiğinin altını çizen Mutlu, şunları kaydetti:
"Çünkü zatürrede erken tedavi yüz güldürücü oluyor. Geciktikçe tedavinin başarısı bir miktar düşebiliyor ya da hastalık biraz daha ilerleyebiliyor ve yaygınlaşabiliyor. Bu sefer hastada solunum yetmezliği tablosu gelişebiliyor. Onun için erken tedaviye başlamak önemli. Bir diğeri de tedavi başladığında doktorun önerdiği günde ve sayıda ilacı düzgün kullanmak gerekiyor. Yani bir iki gün antibiyotiği kullanıp biraz rahatlayıp bıraktığımızda hastalık nüksedebilir ve mikroorganizmalar direnç geliştirebilir. Bunun için uygun sürede doktorun önerdiği sürede tedaviyi uygulamakta fayda var."