“HANE HALKI GELİRİNİN SADECE YÜZDE 30’UNU BARINMAYA AYIRACAK”
Yeni modelde kamu kuruluşlarının ve yerel yönetimlerin elindeki arsaların kullanım hakkını belirli bir süreyle bedelsiz bir şekilde alacak olan firmalar, maliyeti düşürerek, bu arsalarda yeni konut üretecekken; konutlar aynı zamanda devlet denetimli ve uygun kira bedelli olarak kiralanacak. Bu modelin birçok ülkede kullandığını söyleyerek açıklamalarını sürdüren Mehmet Kalyoncu, “Hane halkı gelirinin sadece yüzde 30’unu barınmaya ayıracak, yaşam standardı yükselecek (konut alımında gelirin yüzde 60’ı barınmaya gidiyor). Düşük kira rakamlarıyla çevredeki yerleşim yerleri de ucuzlayacak. Bu, halkın faydalandığı halkçı bir model ve aynı zamanda kamunun başta mülkiyet olmak üzere haklarının korunduğu devletçi bir model. İngiltere ve Fransa’da benzer uygulamalar var” diye konuştu. Ayrıca kentsel dönüşümdeki en büyük engellerden birinin de kiralık konutun olmaması olduğuna dikkat çeken Mehmet Kalyoncu, şunları da söyledi:
“Kentsel dönüşümün önünde en büyük engel, kiralık konut olmaması. İnsanlar evlerinden çıkacak, kiralık konut bulacak ki o binalar yıkılabilsin. İstanbul’da 500 bin kiralık konut üretirsek kira sorunu çözülür. TÜİK’e göre bir binada yaklaşık 4 konut var. Dolayısıyla 500 bin konut üretimi, 125 bin eski binanın yeniden inşası demek. İstanbul’da 262 bin binanın 1980 öncesi yapıldığını düşündüğümüzde bu, hayati öneme sahip. 2024 yılında bu modeldeki ilk konutların üretimini ülkemizde göreceğimizi düşünüyoruz.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.