Boşanma Davasını Kim Açmalı? Boşanma Davasını Kimin Açtığı Neleri Değiştirir?
Boşanma Davasını Kim Açmalı? Hukuk sayfalarında en çok araştırılan konulardan biri olan boşanma ile ilgili sorulan sorular her geçen gün artıyor. Boşanmayı düşünen çiftler konu ile ilgili birçok şeyi merak etmekle beraber, boşanma davasının kimin açtığının hangi durumları etkileyeceği de merak ediliyor. Boşanma davasını açan tarafın diğer kişiden daha haklı görüleceği vb. algılar da toplumda oldukça yaygın.
Hukuk bürolarına ya da internette hukuk sayfalarına boşanma ile ilgili en çok sorulan sorulardan biri olan "Boşanma davasını kim açmalı" olmaya devam ediyor. Boşanacak kişiler hangi durumda davayı kazanabileceklerini ya da tazminat alabileceklerini merak ediyor. Anlaşarak boşanmaların da gerçekleştirildiği mahkemelerde, mahkeme sonucunu davayı kimin açtığı değiştirmiyor. Bununla beraber davayı açan taraf mahkeme masraflarından mesul tutuluyor.
Boşanma Davasını Kimin Açtığı Neleri Değiştirir?
Boşanma davalarında en çok merak edilen konuların başında davayı kimin açtığı geliyor. Boşanacak çiftler hangi durumda daha avantajlı olacaklarını anlamaya çalışıyorlar. Ancak boşanma davalarında hangi tarafın davayı açtığı sonucu etkilemez. Boşanma davasını açan taraf yalnızca avukat masrafı vb. giderleri karşılamakla yükümlüdür.
Boşanacak olan çiftler için davayı kimin açtığı değil, boşanmaya sebep olan olaylarda hangi tarafın kusurlu olduğudur. Özellikle anlaşmazlıklardan kaynaklı boşanan çiftlerde önemli olan yaşanan olaylarda suçlu olmadığını kanıtlayabilmektedir. Boşanma davalarında kusursuz ya da daha az kusurlu olan taraf her zaman daha avantajlı konumdadır. Davayı kimin açtığı ise kuru durumunu değiştiren bir etmen olmadığı için sonucu etkilemez.
Boşanma Davasını Kimin Açtığı Tazminat Durumunu Etkiler Mi?
Boşanma davalarında davayı kimin açtığı davanın sonucunu etkilemediği gibi kimin tazminat ödeyen taraf olacağını da değiştirmez. Boşanma davalarında kusursuz ya da daha az kusurlu olan eş, kusurlu olan eşten tazminat talebinde bulunabilir. Ancak bu durum davayı kimin açtığı ile ilgili değil, boşanma sebebi ile ilgilidir.
Boşanmaya sebep olan olay ya da dıurumları yaratan taraf kusurlu taraf olarak ele alınır. Boşanma davalarında daha az kusurlu ya da kusursuz olan eşi diğer taraftan maddi ya da manevi tazminat talep edebilir. Bu noktada kimin daha az kusurlu olduğuna ya da tazminat verilip verilmeyeceğine karar vermek hakimin insiyatifindedir.
Boşanma Davası Mal Paylaşımı
Boşanmalarda mal paylaşımlarının yapılabilmesi için izlenebilecek farklı yollar vardır. Evli olan çiftler birbirilerinin malları üzerinde hak sahibi olurlar. Evlilik birliğinin de sona erdirilmesi durumunda bu malların paylaşılması gereklidir. Bu malların ne şekilde paylaştırılacağının da belirlenmesi için izlenebilecek yöntemler mevcuttur. Örneğin anlaşmalı boşanmada mal paylaşımının ne şekilde olacağına taraflar kendileri karar verir. Yapılan anlaşmada kimin hangi malları alacağına dair iki tarafında onayının bulunduğu ortak kanaate varılır. Bunun yanı sıra evlilik sözleşmesi yapılmışsa bu sözleşmede belirtilenler doğrultusunda da mal paylaşımı yapılabilir.
Anlaşmanın Olmadığı Durumlarda Mal Paylaşımı
Eşlerin aralarında bir anlaşmaya varması mal paylaşımının da kolaylıkla yapılabilmesi anlamına gelir. Fakat evlilik sözleşmesi ya da anlaşma protokolü yoksa böyle durumda da mahkemeye başvurulmalıdır. Çekişmeli boşanmada mal paylaşımlarının yapılabilmesi için dava açılmalıdır. Mahkeme sunulan delilleri ve tarafların ekonomik durumlarını dava süresince inceler. Daha sonrasında da hakim ne şekilde malların paylaşılacağını açıklar. Bu sürecin kısa sürmesi için mal paylaşımı konusunda anlaşmaya varılması gereklidir.
Boşanma Davası Cevap Dilekçesi Tazminat Talebi
Boşanma davalarında tazminatlar boşanmanın en önemli hukuksal ve maddi sonuçları olarak görülmektedirler. Cevap dilekçesi ve buna bağlı olan tazminat taleplerinin tümü Türk Hukuk Mahkemeleri Kanunu ile birlikte düzenlenmiştir. Bu kanun ile birlikte davalı olan tarafın cevap dilekçesine yanıt vermesi gereken belli bir zaman zarfı bulunur. HMK’nın 127. Maddesine göre dilekçeye cevap verme süresi iki haftadır. Boşanma davası tazminat ödemesinin gerçekleşmesi için bu süre geçilmeden yanıt verilmesi gerekmektedir.
Davalı Taraf Cevap Dilekçesi için Tazminat Hakkında Ne Yapabilir?
Boşanma davası açıldıktan sonra, taraflar biri ya da her ikisi tazminat almak için mahkemeye başvuruda bulunabilirler. HMK’nın 127. Maddesine göre iki hafta içinde cevap dilekçesine yanıt vermeyen kişilerin delil gösterme hakkı ortadan kalkmış olur.
Bazı durumlarda kişi zor bir durumun içinde olduğundan dilekçeye yanıt veremeyebilir. Böyle bir durumda mahkemeye geçerli bir sebep sunulması gerekir. Sunulmadığı takdirde ek süre verilmez. Mahkeme nedeni geçerli bulursa en fazla 1 ay daha süre tanınır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.