50 Soruda Boşanma Davası Nasıl Açılır? Anlaşmalı Mı, Çekişmeli Mi Boşanmalıyım? İşte Boşanma Hakkında Merak Edilen Konular...
Boşanma davası açacak param yok ne yapabilirim?
Eğer finansal durumunuz yeterli değilse, bir dizi seçeneğiniz bulunmaktadır:
Ücretsiz Hukuki Yardım: Birçok yerde, maddi sıkıntı çeken insanlara hukuki danışmanlık ve yardım sağlayan hukuk klinikleri veya yardım kuruluşları vardır. Bu tür organizasyonlar genellikle yerel barolar, hükümetin adalet bakanlıkları tarafından desteklenir.
Adli Yardım: Düşük gelirli bireylerin boşanma da dahil olmak üzere hukuki yardım alabilmeleri için adli yardım programları sunar. Eğer durumunuz uygunsa, bu programlar sayesinde ücretsiz veya düşük maliyetli hukuki yardım alabilirsiniz.
Kendi Kendine Yardım Merkezleri: Bazı mahkemelerde, bireylere dava açma konusunda yardımcı olmak için kendi kendine yardım merkezleri vardır. Bu merkezler genellikle belgeleri doldurma ve prosedürleri anlama konusunda rehberlik sağlar.
Anlaşmalı Boşanma: Eğer eşinizle anlaşabiliyorsanız, anlaşmalı boşanma yolu genellikle daha az maliyetlidir çünkü bu süreç genellikle daha hızlıdır ve genellikle daha az hukuki yardım gerektirir.
Bir avukat bulmanın veya hukuki yardım almanın maliyetli olabileceğini unutmamak önemlidir, ancak boşanma süreci genellikle karmaşıktır ve çoğu durumda profesyonel yardım gerektirir. Bu nedenle, mevcut tüm seçenekleri değerlendirmeniz ve gerektiği kadar yardım almanız önemlidir.
Haberin Önemli Detayı ve Foto Haber İçin Diğer Sayfaya Geçiniz…
Boşanma davasını kim açarsa avantajlı olur?
Boşanma davalarında önemli olan kusurlu tarafın kim olduğudur. Genellikle davayı kimin açtığı çok fazla bir fark yaratmaz. Ancak, bazı durumlarda davayı açan kişi, kendi taleplerini ve gerekçelerini ilk önce mahkemeye sunma fırsatına sahip olur. Bu, hâkimin durumu ilk değerlendirdiği bakış açısını etkileyebilir.
Ayrıca, davayı açan kişi dava hakkında daha fazla kontrol sahibi olabilir. Örneğin, boşanma davasını açan kişi dava sürecinin hızını belirleme imkanına sahip olabilir.
Bununla birlikte, bu tür avantajlar genellikle oldukça küçüktür ve boşanma sürecinin sonucunu büyük ölçüde etkilemez. Her iki tarafın da adil bir şekilde temsil edildiği ve her iki tarafın da duruşlarını ve savunmalarını sunma fırsatı bulduğu bir süreç olması gerekmektedir.
Sonuç olarak, boşanma sürecinde en önemli faktör genellikle her iki tarafın durumunu ve taleplerini hâkimin ne kadar iyi anladığı ve değerlendirdiği olacaktır. Bu, genellikle davayı açan kişi yerine, durumun tüm yönlerini dikkate alan ve adil bir karar veren hâkimin yeteneğine bağlıdır.
Haberin Önemli Detayı ve Foto Haber İçin Diğer Sayfaya Geçiniz…
Boşanma Davası Nasıl Başlatılır?
Bir boşanma davası başlatmak için yazılı bir dilekçe gereklidir ve bu, dava açacak olan eş tarafından veya bir avukat aracılığıyla hazırlanabilir. Boşanma dilekçesinde, boşanma isteğinin nedenleri ve çiftin boşanmaya yönelik talepleri belirtilir.
Anlaşmalı ve çekişmeli boşanma davası arasındaki farklar şunlardır:
Anlaşmalı Boşanma: Eşler arasında anlaşmazlık yoksa ve eşler boşanma konusunda anlaşıyorsa, bir anlaşmalı boşanma davası açılabilir. Anlaşmalı boşanma daha hızlı ve daha az maliyetli bir süreçtir çünkü çiftin tüm meselelerde anlaşması ve ortak bir boşanma anlaşması hazırlaması gerekmektedir. Bu anlaşma, eşlerin mal ve mülk dağıtımı, nafaka, çocuk velayeti ve ziyaret hakları konusunda anlaştıklarını belirtmelidir.
Çekişmeli Boşanma: Eğer eşler arasında anlaşmazlık varsa ve eşler boşanma konularında anlaşamıyorsa, çekişmeli bir boşanma davası açılabilir. Çekişmeli boşanma, eşler arasındaki anlaşmazlıkları çözmek için genellikle daha fazla zaman ve daha fazla maliyet gerektirir. Bu süreçte hâkim, eşlerin anlaşamadığı konularda karar verir.
Her iki durumda da, bir avukatın yardımı genellikle dava sürecini daha kolay hale getirebilir ve eşlerin haklarını ve çıkarlarını koruyabilir. Ancak, avukatsız da dava açmak mümkündür.
Haberin Önemli Detayı ve Foto Haber İçin Diğer Sayfaya Geçiniz…
E-devlet üzerinden boşanma davası açılır mı? Adliyeye gitmeden boşanma davası açılır mı?
E-Devlet ve UYAP sistemleri, vatandaşların ve avukatların adli işlemleri çevrimiçi olarak gerçekleştirmelerine olanak sağlar. Ancak, bu işlemlerin başarılı bir şekilde gerçekleştirilebilmesi için belirli teknolojik ve yasal gerekliliklerin yerine getirilmesi gerekmektedir.
UYAP Vatandaş Portalı aracılığıyla, vatandaşlar çevrimiçi dava dosyası açabilir ve mevcut dava dosyalarını inceleyebilir. Ancak, çevrimiçi olarak boşanma davası açmak genellikle bir avukat aracılığıyla gerçekleştirilir. Bir avukat, çevrimiçi dava dosyası açarken gerekli tüm bilgileri ve belgeleri sağlayabilir.
E-devlet ve UYAP sistemlerini kullanmak için, kullanıcıların e-imza veya mobil imza, e-devlet kullanıcı adı ve şifresine ihtiyaçları vardır. Bu gereklilikler, sistemlerin güvenliğini sağlamak ve kullanıcıların kimliğini doğrulamak için vardır. Bu sayede, adli işlemler çevrimiçi olarak gerçekleştirilirken, kullanıcıların gizlilik ve güvenlik hakları korunmaktadır.
Bu bilgileri bir avukat veya hukuk danışmanıyla kontrol etmek önemlidir çünkü hukuk sistemleri ve teknolojik gereklilikler hızla değişebilir. Bu nedenle, güncel bilgi almak için yerel hukuk danışmanınızla veya baronuzla iletişime geçmek önemlidir.
Haberin Önemli Detayı ve Foto Haber İçin Diğer Sayfaya Geçiniz…
Boşanma, evli iki kişinin evlilik bağlarını yasal olarak sonlandırdığı bir süreçtir. Bir evliliği sonlandırma sebepleri genellikle çiftler arasında kişisel ve duygusal farklılıklardan kaynaklanır. Bu, eşler arasında anlaşmazlık, sadakatsizlik, maddi sorunlar, evliliğe dair farklı beklentiler veya diğer kişisel sorunlar olabilir.
Boşanma, çiftler ve aileleri üzerinde genellikle büyük bir etkiye sahip olabilir. Çocukların varlığı durumunda, çocukların velayeti ve nafaka gibi konuları içerir. Ayrıca, çiftlerin ortak mülkiyet hakları ve finansal sorumlulukları da genellikle boşanma sürecinde ele alınır.
50 Soruda Boşanma Davası Nasıl Açılır? Anlaşmalı Mı, Çekişmeli Mi Boşanmalıyım?
Günümüzde hem anlaşmalı hem de çekişmeli boşanma davalarının sayısı artmış durumda. Mal paylaşımı, tazminat, ziynet, nafaka, velayet boşanma davalarında öne çıkan konular arasında yer alıyor.
Türk Medeni Kanunu, boşanma nedenlerini ikiye ayırıyor. Bu nedenler genel olabileceği gibi özel de olabiliyor. Genel boşanma sebebi denildiği zaman evlilik birliğinin temelinden sarsılması akla geliyor. Eski kanunda bu duruma şiddetli geçimsizlik adı veriliyordu. Özel boşanma sebeplerine baktığımız zaman ise şunlar sıralanabilir:
- Hayata kast,
- Zina,
- Pek kötü davranış,
- Onur kırıcı davranış,
- Suç işleme,
- Haysiyetsizlik,
- Akıl sağlığı problemleri,
- Terk etme durumları boşanmanın özel nedenleri arasında yer alıyor.
Çekişmeli boşanma davası açılacaksa kişinin mutlaka özel veya genel boşanma nedenlerinden dolayı mahkemeye başvurması gerekecektir.
Boşanma Davalarının Türleri Nelerdir?
Boşanma davaları anlaşmalı ve çekişmeli olmak üzere iki farklı kategoride incelenebilir. Anlaşmalı boşanma olması halinde boşanma tek celsede gerçekleşir. Taraflar boşanma ve boşanma ile ilgili konular hakkında anlaşmaya varmış olurlar.
Çekişmeli boşanma davasına bakıldığı zaman ise taraflardan bir tanesinin maddi ve manevi tazminat, boşanma, nafaka, velayet ve benzeri konularda anlaşmadığı bilinir. Uzlaşma olmadığı zaman çekişmeli boşanma söz konusu olur. Çekişmeli boşanma olduğu zaman dava tek celsede son bulmaz. Dava süresi uzar.
Hangi Mahkemeye Boşanma Davası Açılır?
Boşanma avası açmak için aile mahkemelerine başvurmak gerekir. Aile mahkemesinin olmadığı iller olabilir. Bu durumda aile mahkemesi sıfatı ile asliye hukuk mahkemeleri görevli olur. Yer açısından yetkili mahkeme eşlerin son 6 ay içinde ikamet ettikleri ya da eşlerden birinin yerleşim yeri tercih edilebilir.
Aile Mahkemesine boşanma talepli dava dilekçesi düzenlenir. Eğer anlaşmalı boşanma davası açılacaksa dilekçe ile birlikte anlaşmalı boşanma protokolünün de düzenlenmesi gerekir. Davacı belgelerini eksiksiz bir şekilde hazırlamalıdır. Adliyede tevzi bürosuna başvuru yapılıp yatırılması gereken harçlar yatırılarak dava açma işlemleri halledilebilir.
Boşanma Davası Ne Kadara Mal olur?
Boşanma Davası açmak isteyen kişinin mutlaka harcını yatırması gerekir. Başvuru ve peşin harç ile birlikte mahkemenin posta giderlerini de gider avansı ile birlikte yatırmak gerekir.
Çekişmeli Boşanma ve Anlaşmalı Boşanma Nedir?
Çekişmeli boşanma davaları taraflardan birisinin ya da her ikisinin boşanma ile ilgili bir konu hakkında anlaşamamalarından kaynaklanmaktadır. Örneğin bir kişinin boşanmak istemesi ancak diğer tarafın boşanmak istememesi çekişmeli boşanmayı doğuracaktır.
Her iki taraf boşanmayı istiyor olsa bile taraflardan bir tanesinin nafaka, tazminat, mal paylaşımı gibi konularda anlaşmaması halinde de çekişmeli boşanma söz konusu olacaktır.
Anlaşmalı boşanma düşünen kişilerin evlilikleri tek celsede sona eder. Bu kişiler boşanma ve boşanmaya bağlı sonuçlar konusunda fikir birliğine varmışlardır. Anlaşmalı boşanma davaları çekişmeli boşanma davalarına kıyasla daha kısa sürmektedir.
Boşanma Davası Süresi Ne Kadar?
Boşanma davalarının ne kadar süreceği bazı etmenlere göre belirlenmektedir. Mahkemenin iş yoğunluğu, dosyadaki delillerin toplanması, tebligat süresi gibi durumlara göre değişkenlikler olmaktadır.
Eğer anlaşmalı olarak boşanma gerçekleşecekse mahkemelerin özel durumları dışında dava 1 hafta ile 1 ay arasında sürer. Çekişmeli boşanma davası için ise 1 sene ile 1,5 sene arasında bir zaman gerekebilir.
Boşanma Davasını İlk Açan Taraf Olmanın Avantajı Var mı?
Genellikle boşanma davasını açan taraf olmanın avantajlı olduğu düşünülmektedir. Ancak davada ilk açan taraf olmanın bir avantajı yoktur. Yalnızca uygun delillerin olması kişinin mahkemede avantajlı konumda olmasını sağlayacaktır. Eşin dava açması durumunda karşı taraf açılan davaya karşı davayı isterse açabilir.
Boşanma Davası Sona Erer Ermez Kadınların Evlenmesi Mümkün müdür?
Kadınların yeniden evlenebilmesi için ilk olarak mahkemenin kesin karar vermiş olması gerekir. Kararın kesinleşmesinin üzerinden 300 gün dolmadan evlilik mümkün olmayacaktır. Kanunda bu kararın verilmesi ile birlikte nesebin karışmasını önlemek amaçlanmıştır.
300 gün içinde kadının doğum yapması halinde süre sona erer ve çocuk babası boşanılan baba olur. Çocuğun babası boşanılan kişi değil ise çocuk soy bağının reddi davasını açma hakkına sahip olur. 300 gün bekleme süresi iddet müddeti olarak da bilinir. Kadının bekleme süresinin kaldırılması için dava açması da mümkündür.
Kadın eğer iddet müddetinin kaldırılması için dava açacaksa, mahkemeye hamile olmadığına dair resmi belgeleri ile birlikte başvurması gerekir. Kadın gerekli belgeler ile başvuru yaptığı taktirde ve mahkemenin gönderdiği sağlık kuruluşlarından hamile olmadığına dair alacakları sağlık raporu ile bu süreyi bekleme zorunluluğunu ortadan kaldırmış olacaktır. Kadın bu süreyi ortadan kaldırarak boşandıktan sonra 300 gün içinde de hayatını bir başkasıyla birleştirebilecektir.
Boşanma Davası için Ekonomik Durum Araştırması Yapılır mı?
Evet. Mahkeme tarafından SED araştırması yapılır. SED, sosyal ekonomik durum kelimelerinin baş harflerinden oluşturulmuş bir kısaltmadır. İlgili emniyete müzekkere yazılmaktadır.
Eşlerin bağlı olduğu emniyet birimi bu işlemi gerçekleştirecektir. Bu araştırma ile birlikte tarafların aylık gelirinin ne olduğu, üzerine kayıtlı varsa mallar, evin kira olup olmadığı gibi sorgulamalar yapılır. Bütün bu sorgulamalar rapor olarak düzenlenmektedir.
Boşanma Davası Duruşmalarına Katılmak Zorunda mıyım?
Eğer boşanma davasını açan kişilerin avukatları varsa, bu kişilerin davalarına katılmak gibi bir zorunlulukları bulunmuyor. Tarafların vekili müvekkillerini temsilen duruşmaya katılırlar. Eğer davacının avukatı yoksa, kişilerin duruşmaya katılma zorunluluğu doğmaktadır.
Bu kişilerin mazeretsiz olarak duruşmaya katılmamaları ve dosyayı takip etmemeleri halinde, dosyaları işlemden kaldırılacaktır. Bu nedenle katılım zorunludur denebilir.
Her İki Taraf da Boşanmak İstemiyorsa Ne Yapılır?
Eğer taraflar boşanma konusunda anlaşmaya varamadılarsa bu durumda çekişmeli boşanma davası açılmaktadır. Dava açacak olan eşin boşanma nedenlerini ve boşanma talebini içeren bir dilekçe hazırlaması gerekir. İlgili mahkemeye başvuru yapıldıktan sonra da boşanma işlemleri başlamış olur.
Boşanma Davalarında Kadın Hakları Nelerdir?
Boşanma davalarında eğer şiddet öğesi bulunuyorsa, kadın eşine 6284 sayılı kanuna dayanarak uzaklaştırma kararı çıkarma hakkına sahiptir. Şiddet görmeyen ancak şiddet görme tehlikesi olan kadınlar da bu haklardan faydalanabilir. Kadın boşanma davası devam ederken çocukları ile birlikte ortak konutta kalma hakkına sahiptir. Eğer uzaklaştırma kararı varsa, ortak konutun özgülenmesi yönünde talep de eklenir.
Kadının herhangi bir yerden gelen geliri yoksa, boşanma davası devam ederken kadın kendisi için ve çocuğu için nafaka talep etme hakkına sahiptir.
Boşanma Davalarında Erkek Hakları Nelerdir?
Her ne kadar toplumda nafakanın kadınlar tarafından talep edilebileceğine ilişkin bir algı olsa da, aslında kadınlar da nafaka ödemek durumunda olabilirler. Yasalara göre hem erkekler hem de kadınlar nafaka talebinde bulunabilirler.
Erkek eşin çocuğun velayetini talep etme hakkı bulunur. Eğer velayet kendine verilirse bu durumda annenin iştirak nafakası ödemesi için karar verilmesini talep edebilir. Yine benzer şekilde tazminat da her iki eş tarafından talep edilebilir. Evliliğin bitmesi konusunda kusurlu olan eş kusuru oranı tazminat talebinde bulunabilir.
Son olarak belirtmek gerekir ki şiddet sadece kadına değil erkeklere de uygulanabilmektedir ayrıca şiddet fiziksel olması yanında psikolojik, maddi veya sosyal şiddet olarak da karşımıza çıkmaktadır. Bu anlamda erkek eşin de mevcut yada muhtemel bir şiddet eylemine karşı 6284 sayılı yasanın verdiği imkanlardan faydalanabilme imkanı bulunmaktadır.
Boşanma Davası için Avukat Tutmak Zorunlu mudur?
Boşanma davası açmak için avukat tutma zorunluluğu bulunmuyor. Kişi kendi hukuki uyuşmazlıklarını avukat desteğine ihtiyaç duymaksızın kendisi yürütebiliyor ve kendisi mahkemeye dava açabiliyor. Yani avukat tutmak zorunlu değildir, isteğe göredir. Aile Hukuku ve Yargıtayın emsal kararlarına hakim olmayan bir kişinin açacağı boşanma davasında ciddi hak kayıpları yaşanabileceğinden avukatla temsil edilmenin taraflara önemli avantajlar sağlayacağı muhakkatır. Aile hukukunda yeterli tecrübeye sahip olmayan bir kişinin takip ettiği davadan geri dönülmez kayıplar yaşaması oldukça yüksek ihtimaldir.
Her işin uzmanı olduğu gibi boşanma konusunda da uzman kişiler bulunmaktadır. Dava açarken işin uzmanına başvurulması sayesinde hukuksal kayıpların önüne geçilmiş olur. Ayrıca avukatlar size davada nasıl bir yol izlenmesi gerektiği konusunda da yol gösterecektir. Bu nedenle boşanmayı düşünen kişilere avukat tutması önerilmektedir.
Anlaşmalı Boşanma Davası Nasıl Açılır?
Anlaşmalı boşanma davası açabilmek için tarafların boşanma ve boşanma unsurları konusunda tam bir anlaşma sağlamış olması gerekir. Tarafların anlaşmalı boşanma protokolü ile birlikte dava dilekçesi düzenlemesi gerekir.
Hazırlanan protokolün bir nüshası mahkeme dosyasına giderken diğer iki nüshası da taraflara verilir. Yani nüshaların toplamda 3 tane düzenlenmesi gerekir. Nüshaların her birinde ıslak imza bulunması zorunludur. Protokoller ile birlikte dilekçe de olmalıdır. Bu şekilde kişiler davalarını açabilirler.
Anlaşmalı Boşanma Davası Açmak İstiyorum, Avukat Tutmam Gerekli mi?
İnsanlar anlaşmalı boşanmanın tek celsede sona erdiğini ve kolay bir dava olduğunu düşündükleri için avukat tutmak istemiyorlar. Ancak çiftlerin evlilikten gelen haklarını bilmedikleri için avukat tutulması halinde hak kayıplarına uğradıklarını bilmiyorlar.
Boşanma sonrasında yeniden davalar açılarak hak kayıpları giderilmek istenmektedir. Ancak bu duruma en başından düşmemek için avukat tutmak yeterli olacaktır. En az bir avukat ile boşanma davası açmak haklarınızı korur ve sonradan pişmanlık yaşamanızın önüne geçer.
Anlaşmalı Boşanma Davasında Anlaşmalı Boşanma Protokolüne Hakim Müdahale Edebilir Mi?
Anlaşmalı boşanma protokolü, tarafların velayet, nafaka, tazminat ve diğer temel konularda tam olarak anlaşması ile bunu mahkemeye bildirmek üzere oluşturdukları protokoldür. Bu protokol ile taraflar evliliğin nasıl ortadan kaldırılacağı konusunda anlaşmaya varırlar. Tarafların anlaşmaları oldukça önemli olsa da, anlaşma hükümlerinin hukuka, ahlaka ve müşterek çocuk varsa, onun menfaatlerine uygun olması gerekmektedir. Bu noktada, hâkim protokole müdahale edebilir.
Müşterek çocukla velayeti kendisine verilmeyen ebeveynin kişisel ilişki süreleri konusunda kanun çocukla münasebetinde anne baba ilişkilerinin sağlıklı bir şekilde kurulması için görüşme zamanlarının dengeli bir şekilde düzenlenmesi için gerektiğinde müdahale edebilmektedir.
Örnek vermek gerekirse her hafta sonu çocukla velayeti kendisine verilemeyen tarafın kişisel ilişki kurulması konusundaki taraflar arasındaki anlaşma velayeti kendisine verilen ebeveynin velayet görevini yerine getirmesine engel olabileceğinden hâkimin müdahalesini gerektirebilecektir
Anlaşmalı Boşanma Davasında Nafaka İstenmemişse Sonradan İstenebilir Mi
Anlaşmalı boşanma protokolünde belirlenen şartlar boşanma davasının gerekçeli kararında yazılarak kesinleştikten sonra bu şartların bazılarında yeniden dava açmak ve hak sahibi olma imkanı kalmamaktadır.
Örneğin kendisi için yoksulluk nafakası istemeyen kadın boşanma kararı kesinleştikten sonra kendisi için yoksulluk nafakası talep edemeyecektir. Ancak bu kapsama müşterek çocukla ilgili velayet ve iştirak nafakası girmemektedir zira müşterek çocuğun üstün yararı gerektirdiği takdirde hakim her zaman çocukla ilgili konularda yeniden karar verebilecektir.
Müşterek Çocuğun velayeti her zaman anneye mi verilir
Müşterek çocuğun velayetinin her zaman anneye verilmesi gibi bir durum söz konusu olmamakla birlikte annenin velayeti almak istememesi ya da müşterek çocuğun menfaatlerine uygun olmaması halleri dışında çocuğun velayetinin genellikle anneye verildiği görülmektedir. Son uygulamalarda ise çocuğun velayeti konusunda mahkeme hakiminin de bizzat çocuğu dinleyerek karar verdiği durumlar da yaşanmaktadır.
Velayet Hangi Durumlarda Anneye Verilmez
Velayet davalarında velayetin anneye verilmediği durumlar söz konusu olabilir ve annenin çocuğa zararlı olduğu açıkça görülüyorsa ya da anne çocuğa bakma konusunda yetersizse çocuğun velayeti babaya verilebilir. Ancak velayet davalarında en dikkat edilen noktalardan birisi çocuğun yaşı ve çocuğun çıkarıdır, hakimler bunu düşünerek karar vermektedir.
Çocuk 0-3 yaş aralığında ise annenin her türlü bakımına ihtiyacı olduğu düşünülerek annenin işi, evi, yaşam tarzı önemli olmaksızın çocuğun velayeti anneye verilir. Ancak 0-3 yaş aralığında çocuğun velayetinin babaya verildiği istisnai durumlarda olmuştur, olabilir.
Velayetin Babaya Verilmesini Gerektiren Haller
Velayet davalarında çocuklar annelik ihtiyacı gereği anneye verilmektedir. Ancak belli bir yaştan büyük çocukların velayeti bazı durumlarda babaya da verilebilmektedir. Örneğin anne çocuğun velayetini babaya vermek isterse yine bakılacak pek çok kriter söz konusudur ancak babanın da velayeti almak istemesi durumu kolaylaştıracaktır. Anne evlenirse velayet babaya verilir mi sorusu da oldukça merak edilen sorulardan birisidir.
Evlilik velayetin babaya verilmesi için tek başına bir sebep olmamaktır. Annede ki velayetin babaya verilmesini gerektirecek öncelikli durumlar annenin çocuğa karşı sorumluluklarını yerine getirmiyor olması, çocuğun ihtiyaçlarını karşılayamıyor olmasıdır.
Velayet Hangi Durumlarda Değiştirilir
Velayetin değişmesini gerektiren durumlar çocuğun menfaatinin gözetilmediği tüm durumlardır. Çocuk velayet hakkının bulunduğu ebeveynin yanında sağlıklı ve mutlu değilse, bakım ve ihtiyaçları karşılanmıyorsa mahkeme kendi kararı ile velayet değişikliği yapabilir veya velayet değiştirme davası açılabilir.
Velayet değiştirme davası için herhangi bir süre sınırı yoktur. Velayet hakkı elinde olan ebeveynin ölümü, ciddi hastalığı, başka bir şehre veya ülkeye taşınması da velayet değişikli için geçerli olabilecek nedenlerdir.
Anlaşmalı Velayet Değişikliği Durumunda Kullanılacak Örnek Dilekçe
Anlaşmalı olarak yapılacak olan velayet değişikliklerinde taraflardan birisi mahkemeye başvurmalı ve taraflar isteklerini hâkim ile paylaşmalıdır. Velayet devri dava dilekçesi ile birlikte anlaşmalı velayet değişikli için dava açılabilir ve taraflar isteklerini belirttiğinde öncelikli olarak çocuğun menfaati göz önünde bulundurularak gerekli karar verilir. Ortak velayet dilekçesi vermek de yollardan birisidir.
Bu durumda süreç bir miktar daha hızlanabilir ancak şunu unutmamakta fayda var ki velayet değişikli davasında da hâkim öncelikli olarak çocuğun menfaatini gözetecek ve bu yönde karar verecektir.
Müşterek çocukla velayeti kendisine verilmeyen eşin kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde nelere dikkat edilir
Müşterek çocuğun yaşı, eğitim seviyesi, özel durumları, velayeti kendisinde olmayan eşin çocukla aynı şehirde yaşayıp yaşamaması, bağımsız bir konutunun olup olmaması gibi durumlar çocukla velayeti kendisine verilmeyen eş arasındaki kişisel ilişkinin belirlenmesinde dikkat edilen hususlardır.
Mahkeme bu konularda uzman görüşü alarak karar vermektedir. Yeni gelişen durumlarda da hakim bu konularda yeniden düzenleme yapabilmektedir.
Müşterek çocuk için nafaka nasıl belirlenir
Medeni Kanunun ilgili maddesinde velayeti kendisine verilmeyen eşin çocuğun sağlık, eğitim ve bakım giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğunu belirlenmiştir. Buna göre velayeti kendisine verilmeyen eş gelir durumuna göre müşterek çocuğun giderlerine katılacaktır.
Müşterek çocuğun eğitim giderlerinin baba tarafından karşılanmasına karar verilebilir mi?
Anlaşmalı boşanma davasında müşterek çocuk yada çocukların eğitim giderlerinin baba tarafından yada eşit olarak taraflarca karşılanacağına kararlaştırılabilir Anlaşmalı boşanma ile evlilik bittikten sonra çocuğun velayeti ve nafaka konusunda yeniden taleple değişiklik yapma hakkı var mıdır?
Evlilik birliği her ne kadar boşanma ile sonuçlanmış olsa da müşterek çocuğun menfaatleri gereği her zaman velayetin değişikliği ve iştirak nafakasının miktarında değişiklik için dava açma hakkı bulunmaktadır.
Nafaka Hangi Durumlarda Alınmaz?
Nafaka kime verilmez konusuna mahkeme karar vermektedir ve kusurlu olan tarafa nafaka verilmemektedir. Ayrıca tarafların nafaka talep etmeleri gerekmektedir eğer nafaka talep edilmez ise mahkemeye aksi bildirilmedikçe mahkeme tarafından nafaka kararı alınmayacaktır. Nafakanın türleri bulunmaktadır ve bu türlerin farklı özellikleri yer almaktadır. Bu özelliklere göre ise nafakayı kimin alıp kimin alamayacağına karar verilmektedir.
Örneğin yoksulluk nafakası almak isteyen bir kişinin boşanma davası dilekçesine bunu bildirmesi gerekmektedir. Eğer dilekçede bu bilgiye yer vermez ise dava sürecinde nafakaya yönelik herhangi bir yaptırım uygulanmayacaktır. Nafaka almak için belli şartlar bulunmaktadır. İştirak nafakası sadece çocuğa yönelik verilmekte olan bir nafakadır ve çocuğun masraflarını karşılamak amacı ile verilmektedir. Çocuksuz aileler iştirak nafakası alamamaktadır.
Nafaka Kaç Gün Ödenmezse Dava Açılır?
Nafaka ödememe süresi mahkeme tarafından 3 ay olarak belirlenmiştir. Eğer 3 ay boyunca kişi nafaka borcunu ödemez ise bu durumda hakkında şikayet ortaya çıkabilmektedir. Nafaka ödemeleri 3 ay boyunca yapılmadığı takdirde ödeme yapacak kişiye hapis cezası da verilebilmektedir. Ödeme alacak taraf bir dilekçe ile suç duyurusunda bulunabilir ve nafaka ödemesi talep edebilir.
Bu neden ile nafaka ödemesi yapan tarafın ödemelerini geciktirmemesi tavsiye edilmektedir. Nafaka cezası 3 aylık hapis cezasıdır ancak para cezasına dönüştürülmesi için fırsat da sunulmaktadır. Nafaka cezası sürdürülebilir bir şekilde verilebilmektedir. Bu neden ile nafaka ödemelerinin tam olarak yatırılması gerekmektedir.
Nafaka Ödememe Cezası
Nafaka davası açmak için herhangi bir sınır bulunmamaktadır. Eğer ödeme yapacak olan taraf ödemelerini aksatıyor ya da 3 aylık dönem boyunca ödemiyor ise her ödemediğinde alacaklı olan taraf ceza davası açabilmektedir. Ödenmeyen her nafaka için mahkemeye başvuru yapılabilmektedir. Nafaka ödememe suçu için suç duyurusunda bulunmak isteyenlerin dilekçe yazması gerekmektedir.
Nafaka Alamama Durumu
Nafaka alamama durumu bulunmakta ve durumdan birçok kişi rahatsız olmaktadır. Boşanma davasında kusurlu olan ya da diğer tarafa göre daha çok kusurlu olan kişiler nafaka talep edememektedir. Genellikle davayı açan taraf nafaka alabilmektedir.
Düğünde takılan altınlar boşanma davası ile birlikte erkekten talep edilebilir mi?
Taraflar arasında aksine bir anlaşma olmadığı ve kadın tarafından bağışlandığı ispatlanmadıkça düğünde takılan kadına özgülenen takıların bozdurulması halinde kadına iade edilmesi gerekmektedir.
Yargıtay son yerleşik içtihatlarıyla altının kadına özgü olup olmaması noktasında bir ayrıma giderek bu şekilde takılan altınların kadına özgü olanların hangi eşe takılmış olursa olsun kadın eşe bağışlanmış sayılmasına ve onun kişisel malı niteliği kazandığına karar vermiştir. Bu anlamda düğünde takılan altınlar için boşanma davasıyla iade talep edilebileceği gibi boşanma davasından ayrı bir dava ile de talep edilebilir.
Ziynetler aynen mi nakden mi talep edilebilir?
Ziynetlerin mümkünse aynen değilse bedelinin verilmesi yoluyla iadesi talep edilebilir.
Ziynetlerin hangi tarihteki değerleri talep edilebilir?
Ziynet sayılan altınlar her ne kadar değeri sürekli yükseliş gösterse ve dava açılışı ile karar tarihi arasında uzun bir süre geçmekteyse de ziynetlerin iadesi davasında dava açılış tarihindeki değerleri talep edilebilecektir. Dava tarihinden itibaren işleyecek faizi de ziynetlerin iadesi davasında talep edilebilecektir.
Evlilik sözleşmesine taraflar birbirlerini aldatmayacaklarına dair şart ekleyebilirler mi?
Evlilik Sözleşmesinin her ne kadar evlilikle ilgili tüm konularda bağlayıcı olacağına dair bir inanış varsa gerçek bunun tam tersi olup taraflar sadece evlilik birliğinde mal rejiminin türü evlilik birliğinde edinilen malların kime ait olacağı gibi konularda yani evliliğin maddi konularında düzenleme yapabileceklerdir.
Bunun dışında kişilerin tasarrufundaki hak ve hürriyetleri konusunda bağlayıcı şartların belirlenmesi ve uygulanması mümkün değildir.
Evlilik sözleşmesi geriye dönük düzenlenebilir mi?
Evlilik sözleşmesi Türk Hukukunda sadece Medeni Kanunun ilk yürürlüğe girdiği yıl tarafların medeni kanun yasalaşmadan önceki mal rejimlerine geri dönmek istediklerine dair beyanda bulunabilmeleri amacıyla tanınmış olup bunun dışında tarafların evlilik sözleşmesini geriye dönük olarak düzenlemeleri mümkün değildir Sözleşme tarihinden geçerli olmak üzere uygulanabilecektir.
Eşlerin evlilikleri süresince edindikleri her şey ortak mıdır
Taraflar evlendikleri sırada başka bir mal rejimini seçmedikleri takdirde edinilmiş mallara katılma rejimine göre mal varlıklarının tasfiyesi gerekir. Eşlerin evlilikleri içinde emekleri karşılığı edindikleri her şey edinilmiş mal kabul edilir ve boşanma sırasında bu mal varlıklarının değeri taraflarca paylaşılır.
Eşlere miras kalan mallar da boşanma sırasında paylaşılır mı?
Miras kalan mallar miras hangi eşe kalmışsa o eşin kişisel malı kabul edilir ve paylaşıma tabi tutulmaz.
Evlilik birliği içinde krediyle alınan malların paylaşımı nasıl olur?
Evlilik içinde ödenen her türlü kredi ile borcu ödenen her türlü malvarlığının “krediyle ödenen bölümü edinilmiş mal kabul edilir. Bu nedenle, mal kendi adına kayıtlı olmayan eş evlilik içinde ödenen kredi miktarı üzerinden hak iddia edebilir.
Evlilik birliği içinde ödenen kredinin hangi eş tarafından ödendiğinin hiçbir önemi yoktur.Kalan kredi borcu mal varlığı kimin adına kayıtlı ise genel olarak onun tarafından ödenmek zorundadır.
Eşlerin evlilik içinde satılan malları da boşanma sırasında paylaşıma girer mi
Eşlerine evlilik birliğinde satılan mal varlıkları da paylaşıma tabi tutulur. Bu anlamda “boşanma davasının açıldığı tarihe kadar edinilmiş olan” ve devredilen tüm mallar, boşanmada mal paylaşımına dâhil edilir. Yani edinilen mallar satılsa dahi bu mallar dava sırasında bilirkişi incelemesi ile değerleri tespit edilerek diğer eşin katılma alacağı tespit edilir.
Boşanma davası açıldıktan sonra edinilen mallar paylaşılır mı?
Boşanma davası açıldığı anda taraflar arasında yasal mal rejimi sona ermiş olduğundan boşanma davası açıldıktan sonra edinilen mallar tarafların kişisel malı sayılır ve paylaşılmaz.
Evlilik sırasında alınan malların paylaşılması istenmiyorsa ne yapılmalıdır?
Eşler evlilik içinde sahip oldukları malvarlıklarını paylaşmak istemiyorlarsa buna göre bir mal paylaşımı sözleşmesi yapabilirler. Eşler evlenirken veya evlendikten sonra istedikleri mal rejimini seçebilirler. Eşler, evlilik içinde edinilen malların paylaşıma tabi tutulmasını istemiyorsa sözleşme yaparak Mal Ayrılığı Rejimini seçebilir.
Eşlerin boşanma davası sürecinde mal kaçırması nasıl engellenir?
Eşlerin boşanma davası açıldığı sırada diğer eşe tazminat ödememek veya mal paylaşımı sonucunda yükümlülüklerini yerine getirmemek için başvurdukları bir yoldur. Buna engel olmak için mal rejimi davası ile mal varlıklarının devrinin engellenmesi için ihtiyati tedbir konulması gerekmektedir.
Davaya bakan hakim davalıya ait malların satışını engellemek için malların tapu kaydına ihtiyati tedbir konulmasına karar vermektedir.
Boşanma davası açıldıktan sonra tarafların evlilik birliği için çekilen kredilerin ödemesi nasıl olur
Boşanma davası açıldıktan sonra eşlerden birinin kullanmış olduğu bireysel kredilerde banka kredi borcunu sadece borçlu olan kişiden tahsil eder.
Yani eşin borçlarından diğer eş sorumlu değildir. Aksi ispatlanabilirse yani çekilen kredinin diğer eşin kişisel bir borcu olduğu ispatlanabilirse bundan diğer eşin sorumlu olacağına mahkemece hükmedilir.
Eşlerin evlilik birliği içinde edinilen malların kaçırılması dolayısıyla 3. Kişiden talep edebileceği hakları var mıdır
Eşler diğer eşin alacak taleplerini sonuçsuz kılmak amacıyla adına kayıtlı mal varlıklarını dava dışı kişilere devredebilir. Bunun sonucu olarak davalıya karşı açılan davalarda borçlu eşin malvarlığı diğer eşin alacak hakkını karşılamaya yetmezse, Medeni Kanunun 241. Maddesine göre alacaklı eş, karşılıksız kazandırmalardan faydalanarak malı devralan üçüncü Kişiden eksik kalan alacak miktarını isteyebilir
Mal rejimi davalarında zamanaşımı süresi var mıdır?
Mal rejimi davalarında zamanaşımı 10 yıldır bu süre de boşanma davasının kesinleşmesinden itibaren başlayacak olup bu süre boşanma davasının kesinleşmesine kadar başlamayacaktır.
Evlilik Sözleşmesi Ne Zaman Yürürlüğe Girdi?
Evlilik sözleşmesi yürürlüğe girme zamanı evliliğin başlaması ile aynı tarihtir. Bu sözleşme tamamen evlilik üzerine kurulu bir anlaşma olmasından dolayı evliliğin bitmesi ile de sona ermiş olur. Evlilik sözleşmesi zamanı evliliğin başlangıcı ve bitişi ile sınırlıdır desek yanlış olmaz.
Kanunlarımıza göre evlilik sözleşmesi yapmak zorunluluğu bulunmaz. Dileyen kişiler isteklerine bağlı olarak sözleşme düzenleyebilir, dileyenler de sözleşme yapmadan evliliklerini devam ettirebilir ve anlaşmazlık olması halinde norma çiftler gibi boşanabilirler.
Evlilik Sözleşmesi Yapılmazsa Ne Olur?
Evlilik anlaşması yapmak istemeyen çiftler Medeni Kanun’da yer alan evlilik sözleşmesi kurallarına tabi tutulmuş olurlar. Buna edinilmiş mallara katılma rejimi adı da verilir. Bazı durumlarda evlilik sözleşmesi sonradan değiştirilmek istenebilir.
Evlilik sözleşmesi hazırlamak isteyen kişilere hitap eden ortak bir evlilik sözleşmesi taslağından söz etmek mümkün değildir. Genellikle taraflar kendi istek, ihtiyaç ve talepleri doğrultusunda evlilik sözleşmesi maddelerini hazırlarlar. Bu süreçte bir avukattan destek almak tarafların daha iyi bir sözleşme hazırlayabilmesi açısından önemlidir.
Evlilik Sözleşmesi Nerede Olur?
Evlilik sözleşmesi yapılan yer noterlerdir. Evlilik sözleşmesinin maddeleri konusunda netliğe varmanız gerekiyor. Bunun için iyi bir aile avukatı ile birlikte çalışmaya özen gösterin. Ne istediğinizi, neye ihtiyaç duyduğunuz ve bu anlaşmayı yapmakta amacınızın ne olduğunu iyi belirlediğinizden emin olun. Evlilik anlaşması için maddeleri hazırladıysanız şimdi sıra notere giderek bu sözleşmenin maddelerini onaylatmakta.
Notere başvuru yaptığınız sırada yanınızda kimlik belgeniz ile 3 adet vesikalık fotoğrafınızın bulunması zorunludur. Eğer siz ya da karşı taraf yabancı ise bu belgeler yerine yeminli tercümesi olan pasaportun bulundurulması zorunludur. Belgelerin eksik olması halinde başvurunuzun usulen reddedileceğinizi bilmenizde fayda var.
Evlilik Sözleşmesi Yapma Zorunluluğu Bulunuyor mu?
Evlilik sözleşmesi için avukat tutmak, bu sözleşmeyi hazırlamak, notere gitmek ya da başka nedenlere bağlı olarak bu sözleşmeyi yapmak istemeyebilirsiniz. Bir çok insan bu sözleşmeyi evlilik kurumuna zarar veren bir kağıt olarak görmektedir. Siz de böyle düşünenlerdenseniz bu sözleşmeyi yapmak zorunda değilsiniz. Medeni kanun bu konuda tarafları özgür bırakmıştır.
Boşanma Hangi Durumlarda Tazminat Alınır?
Boşanmada hangi durumlarda tazminat talebinde bulunabilirim diyenlerin ortada maddi ya da manevi anlamda ortaya bir zarar çıkmış olması gerekmektedir. Üzüntü duymak, para ya da ekonomik değeri olan bir şeyleri yitirmiş olmak durumlarının tümü boşanma davalarında tazminat alınmasına neden olabilir.
Tazminatlı boşanma davalarında tazminat talebinde bulunan kişinin tamamen kusursuz olması gerekmektedir. Kusurlu olan taraf, yasa gereği talepte bulunamaz.
Boşanma Davalarında Tazminat Miktarının Belirlenmesinde Etkili Olan Ölçütler Nelerdir?
Boşanma davasında mahkeme tazminatı ödeyen taraf için hakkaniyet ilkesine uygun olarak karar verir. Karar verirken davacı olan tarafın eşten makul miktarlarda tazminat istediğinden emin olur. Eşlerin çalışıp çalışmadığı, eşlerin birlikte oldukları dönemde oturdukları evin özellikleri, tarafların evlilik içinde bulunduğu durumları göz önünde bulundurulur.
Tazminat talebinde bulunan kişinin talebinin amacına uygun olmaması halinde talep mahkeme tarafından reddedilir. Tazminat ödemek için dönemsel olarak ödemeyi alacak olan kişinin banka hesabına para yatırılır. Söz konusu olan bir taşınmaz ise, tapuda gerekli işlemler yapılır.
Boşanma Davasında Ne Kadar Tazminat Alabilirim?
Boşanma davasında alınabilecek tazminat miktarı bin TL de yüz bin TL de olabilir. Boşama davalarında tazminat miktarını belirleyen bir çok etken vardır. Bunlardan en önemlisi tarafların ekonomik durumudur. Yüksek gelire sahip olan kişilerin ödemeleri beklenen tutar da yüksek olacaktır. Dar gelirli kişiler ise daha düşük meblağda ödeme yaparlar.
Tazminatlı Boşanma Davalarında Tazminat Ödemelerinde Belirleyici Etkenler Nelerdir?
Tazminatlı boşanma davasında kusurlu olan taraf ödeme yapar. Ödeme yapılmasını talep eden kişinin yüzde yüz kusursuz olması şarttır. Maddi ya da manevi tazminatlarda türün ne olduğuna bakılmaksızın ortaya bir zarar çıkmış olması şarttır. İleride boşanmanın bir sonucu olarak zararın çıkacağı düşünülüyorsa bu durumlar tazminata konu olamaz.
Boşanma davasında tazminat ödemek için ilk olarak evliliğin sona erdirilmiş olması gerekir. Bu karar mahkeme tarafından verilmiş olmalıdır. Evlilik dönemi boyunca taraflar birbirlerine maddi katkılar sağlamış olabilirler. Ev, araba ve arsa gibi. Bunlar tazminat davasının konusu değildir. Davadan bağımsız olarak ele alınırlar.
Boşanma Tazminatı Nasıl Ödenir?
Boşanma tazminatının ödenmesi için ödemeyi alacak kişinin banka hesabını tazminat ödeyecek kişiye vermesi gerekir. Eğer tazminata konu olan bir taşınmaz ise işlemler tapu dairesinde halledilir. Eğer boşanma tazminatı ücreti ödenmez ise kişinin banka hesaplarına ve bütün mal varlıklarına el ya da haciz konulabilir.
Tazminat Ödenmesinde Nasıl olur?
Tazminatlı boşanma davalarına konu olan ödeme miktarında ilk olarak ele alınan konu tarafların ekonomik durumudur. Taraflar çalışıyor mu? Aylık gelir miktarı ne kadar? Buna ek olarak toplumun genel yapısı dikkate alınır. Varsa ortak mallar nasıl idare ediliyor? Eşlerden birisi boşanmanın bir sonucu olarak sosyal güvenlik haklarından mahrum kalıyor mu? Eşin yeniden evlenme durumu söz konusu mu?
Bütün bunlar değerlendirmeye alındığı zaman mahkeme hakkaniyet ilkesini göz önünde bulundurur. Davacı olan tarafın talep etmiş olduğu tazminat miktarının gerçekçi olması beklenir. Amacına uymayan tazminatlar mahkeme tarafından reddedilir. Tazminatla birlikte barınma, giyecek, yiyecek ve bakım tedavi gibi temel ihtiyaçların karşılanması gerekmektedir.
Çekişmeli Boşanma Kaç Duruşmada Biter?
Çekişmeli boşanma davasının bitmesi için duruşma sayısı 2’den başlayıp 10’a kadar sürebilmektedir. Çekişmeli boşanma davalarında davanın türüne, özelliklerine tarafların anlaşmış olmalarına bağlı olarak süre uzayabilir ya da daha kısa olabilir. Eğer taraflar kısa sürede boşanmak isterlerse, çekişmeli boşanmadan çok anlaşmalı boşanma yoluna gitmeleri gerekmektedir.
Çekişmeli boşanma genellikle insanlar tarafından son çare olarak tercih edilmektedir. Çünkü çekişmeli boşanmalarda süreç daha uzun ve daha yıpratıcı olmaktadır.
Boşanmanın Daha Kısa Sürede Sonuç Vermesi için Yapılması Gerekenler Nelerdir?
Çekişmeli boşanma süresi kısaltılması için yapılması gereken bazı şeyler vardır. Örnek vermek gerekirse, anlaşma varılmamış konular hakkında boşanma dilekçesi hazırlamak gerekir.
Bu dilekçenin maddelerinde boşanmanın sonucu olan bütün sonuçlar ele alınmalıdır. Boşanma sonrasında çocuk varsa durumları nasıl olacak? Velayet kimde olmalı? Boşanmadan sonra ortak malların paylaşımı (varsa) nasıl yapılacak?
Bütün bu sorulara sağlıklı şekilde yanıt verilebilmesi için bir boşanma avukatından yasal olarak destek almak gerekebilir. Sizi temsil eden bir avukat olsa dahi, mahkemeye çıkmayı ihmal etmeyin.
Çekişmeli Boşanma Nasıl İlerler?
Çekişmeli boşanma sürecinin ilerlemesi aile mahkemelerine başvuru yapılması ile başlar. Başvurudan sonra davanın gerçekleşmesine bir engel olup olmadığı araştırılır. Bir engel görülmemesi halinde duruşmanın gerçekleşmesi için bir tarih belirlenir.
Taraflar boşanma sırasında kendilerini temsil etmeleri ve bu süreci daha iyi bir şekilde yönetmek için yasal olarak bir avukattan destek almayı isteyebilirler. Çekişmeli olarak boşanmak isteyen kişilerin mahkemeye bizzat katılım göstermeleri gerekmez. Çekişmeli boşanma davası uzun sürdüğünden çiftlerin en son tercih ettikleri boşanma türüdür.
Çekişmeli boşanma nasıl olur sorusuna cevap vermek gerekirse, bu dava uzun olur. Bu nedenle çiftler boşanma süreçlerinin kısaltılması için bir takim çareler ararlar. İlk olarak yapılacak işlerden bir tanesi, anlaşmaya varılamayan konuların tespit edilmesidir.
Çekişmeli boşanma davasında üzerinde anlaşılmayan konular nafaka, velayet, ortak malların paylaşımı olmak üzere çeşitli konular olabilir. Bu konuları mahkemeden önce eşiniz ile bir araya gelerek tartışın. Gerekirse yanınızda avukat bulundurun.
Boşanma Kararının Temyizi Nasıl Yapılır?
Boşanma davasında temyiz başvurusu mahkemede sonuçlanan kararın haksız olması durumunda daha yüksek yargı mercilerince kararın incelenmesinin talep edilmesidir. Boşanma davasında tarafların her biri, haksız sonuçlandığına inandığı sonuçlar için temyiz başvuru yapabilir. Türk Hukuku kapsamında temyiz makamı Yargıtay olarak görevlendirilmiştir. Boşanma kararının temyizi nasıl yapılır:
- Öncelikli olarak boşanma kararının kesinleştirilmesi gerekmektedir.
- Boşanma davası halen kesinleşmemiş ise temyize başvurulamaz.
- Davada haklı çıkmış olan tarafın da hukuki yararı olması koşuluyla temyiz talebine başvurulabilir.
- Temyiz talebi neticesinde mahkeme aracılığı ile verilen kararlar askıya alınmaz.
Temyiz harcının ödenmesi ile boşanma temyize işleme alınır. Bu aşamada Yargıtay aracılığı ile dosyadaki tüm unsurlar detaylı şekilde değerlendirilir. Şayet duruşma talep ediliyorsa, yeniden duruşma düzenlenir. Bu aşamalardan sonra ise Yargıtay aracılığı 4 sonuca karar verilebilir. Bunlar:
- Bozma,
- Onama,
- Düzelterek onama,
- Kısmen bozma
Boşanma Davasında Temyiz Sonucu Olarak Onama Kararları
Boşanma kararının kesinleşmesi ve temyiz neticesinde verilen onama kararları, mahkemenin verdiği kararın doğru olduğu anlamını taşır. Kararın kesinleştiğini ifade eden bir sonuçtur. Bunun yanı sıra bozma kararlarının niteliğinde ise kararların farklı sebeplerle bozulması ve yeniden yargılama yapılması gerekir. Bozma sebepleri ise:
- Hukukun ya da taraflar arasında bulunan sözleşmelerinin yanlış şekilde uygulanmış olması,
- Dava koşullarına aykırılık olması,
- Taraflardan birinin davanın delili için dayandığı belgelerin kabul edilmemesi,
- Karara etki edebilecek olan yargılama hataları ya da eksikleridir.
Boşanma Davasından Sonra Temyiz Sonucu Olarak Düzelterek Onama
Çekişmeli boşanmada temyiz süresi temyizin ve davanın içeriklerine göre değişir. Temyiz edilmiş olan kararın kanuna uygun olarak hükmedilmesinde yaşanan hatalar sebebiyle düzeltilmesini ifade eder.
Bu aşamada Yargıtay öncelikli olarak alınmış bütün kararlar üzerine değil, hatalı kararlar üzerinden düzeltme yapar. Kısmen bozma kararlarında ise Yargıtay yerel mahkemenin verdiği hükmü tamamen bozmaz ancak belirli unsurları düzeltir. Bu aşamada incelemeler Yargıtay Hukuk Genel Kurulu tarafından yapılmaktadır. Davanın sonuçları biraz zaman alabilir, bu durumun davanın içeriğine bağlıdır.
Örnek Boşanma Davası Sebepleri
Başka Bir Kadının Resmini Fotoğrafını Saklamak Nedeniyle Boşanma Davası veya Başka Bir Erkeğin Resmini Fotoğrafını Saklamak Nedeniyle Boşanma Davası
Evlilik birliği ve aile hayatı içerisinde karı veya kocadan herhangi birisi geçerli bir neden olmadan başka bir kadına veya erkeğe ait fotoğraf ya da resmini saklaması duygusal güveni sarsma ve zedelemeye yönelik eylem ve davranışlardan olmakla evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davasında duygusal şiddet içeren bir hareket ve davranış olduğundan dolayı boşanmaya gerekçe sayılan davranışlardandır.
Geçerli ve kabul edilebilir bir gerekçe ile başka birine ait fotoğraf ya da resmin saklanmasında kusur aranmaz. Akrabalık veya arkadaşlık ilişkilerinden dolayı bir başkasına ait fotoğrafların saklanmasında boşanma davasına gerekçe sayılacak bir husus yoktur.
Ancak karı koca arasında makul ve kabul edilebilir bir gerekçeyle saklanan başkasına ait fotoğraf veya resimlerde de eşler arasında tartışma veya kavgalara neden olmaktadır.
Bu durumda boşanma davasına gerekçe başkasına ait fotoğraflar veya resimlerden ziyade kavga ve hakaret gibi davranışlardır.
Boşanma Davasında Çeyiz Masrafları İle ilgili Maddi Tazminat Talebi
Hukuki terimi olarak çeyiz gideri; gelenek ve göreneklere göre evlenecek kadın için hazırlanan veya satın alınan her türlü kişisel eşya veya ev ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik eşyalar için ödenen giderleri ifade eder. Gelenek ve göreneklere göre kadının evlenirken koca evine aldığı eşyaya çeyiz denmektedir.
Evlilik birliği ilk olarak kurulurken ihtiyaç olan ev eşyasını günümüzde kadın ve erkek tarafı birlikte almaktadır.
Boşanma davasının eki niteliğinde olmayan çeyiz giderleri, diğer eşe karşı, sebepsiz zenginleşme hükümleri kapsamında genel görevli mahkemelerde tazminat davasına konu edilebilir.
Başka Bir Kadınla Dini Nikâhlı Birlikte Yaşamak İsteği Boşanma Nedeni Midir?
Yargıtay örnek karar "mahkemede görülen boşanma davasında boşanmaya sebep olan hadise olarak sabit görülen, davalı kocanın evlilik birliği ile ilgili sorumluluklarını yerine getirmemesi hareketi, davacı kadının kişilik haklarına müdahale ve saldırı olarak değerlendirilemez.
Davalı kocanın başka bir kadın ile dini nikâhlı olarak beraber yaşama isteğini ifade etmesinden sonra da evlilik karı koca arasında devam ettirilmiştir. Bu imam nikâhlı başka bir kadın ile yaşama isteği davacı kadın tarafından affedilmiş, en azından hoş görüyle karşılanmış sayılmalıdır.
Davalı kocadan kaynaklanan davacı kadının kişilik haklarına saldırı olarak değerlendirilebilecek başkaca maddi bir olayın varlığı da tanımlanmamış ve ifade edilmemiştir. Bu durumda, davacı kadının manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekirken: yazılı şekilde kabul edilmesi doğru görülmemiştir''.
Sırları Açıklama Nedeniyle Boşanma Davası
Sırları Açıklama; eşlerin sadakat sorumluluğu duygusal ve psikolojik sadakati de barındırdığından aile sırlarını açıklamak ve yaymak küçük düşürücü davranışlarda bulunmakla eşlerin duygusal ve psikolojik sadakat sorumluluğuna aykırı bir davranış ve hareket olmakla birlikte aynı zamanda bir boşanma nedenini oluşturur.
Karı ve kocanın aile ve yatak odasına dair sırlarını açıklamaları yakınlarına, koşularına, arkadaşlarına ve üçüncü kişilere anlatmaları evlilik birliğini ve müşterek hayatın temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davasında boşanma konusu davranış ve hareketlerden sayılmaktadır.
Eşini Yurtdışına Yanına Götürmemek Nedeniyle Boşanma Davası
Kadın ve kocanın birbirlerinden uzaklaşmasına, aralarında var olan beraberlik duygusunun yok olmasına neden olan hadiselerden birisi de yurt dışına giderken diğer eşi yanında götürmemektir.
Eşini yurtdışında yanında götürmemek tavrı ve davranışı da ortak yaşamın ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davasında duygusal şiddet barındıran bir davranış olduğundan dolayı boşanmaya gerekçe olan davranışlardandır.
Yargıtay örnek karar "karı kocanın evliliği dört yılı doldurmasına, rağmen davacı kadının talebine rağmen davalı kocanın davacı karısını yanına yurtdışına götürmediği, aile birliği görevlerini yerine getirmediği, davacı karısının temel ihtiyaçlarını sağlamadığı,
Türkiye'ye yıllık izinlerinde geldiğinde de davalı karısına ilgisiz davrandığı toplanan kanıtlardan anlaşılmış olup davalı kocanın bu tavırlarının ortak yaşam ve evlilik birliğini temelden sarsıcı özellikte olup boşanmaya karar verilmesi gerekir".
Eşlerden herhangi birinin yurt dışında çalıştığı durumda eşini yanına almaması eşin iradesi nedeniyle olması gerekir. Yoksa başvuru yapılmasına rağmen çalıştığı devletin eşine vize vermemesi durumunda yurt dışında çalışan eş bakımından haklılık oluşturur.
Boşanma Avukatı Haberleri
Boşanma avukatının haberleri son zamanlarda boşanma vakalarının artması nedeni ile gündemde sık yer almaya başlamıştır. Boşanma davalarında boşama nedeni olarak karşımıza en çok aldatma ile şiddetli geçimsizlik çıkmaktadır.
Çiftler çoğu zaman davanın daha kısa sürmesini istedikleri ve daha az masraf ödeyerek boşanmayı sonlandırmak için anlaşmalı olarak boşanmayı tercih etmektedirler. Boşanma avukatı görevi burada tarafların anlaşmaya varamadığı konularda anlaşma sağlanması ile boşanmanın hukuki sürecinin en iyi şekilde yönetilmesidir.
Boşanma, evli iki kişinin evlilik bağlarını yasal olarak sonlandırdığı bir süreçtir. Bir evliliği sonlandırma sebepleri genellikle çiftler arasında kişisel ve duygusal farklılıklardan kaynaklanır. Bu, eşler arasında anlaşmazlık, sadakatsizlik, maddi sorunlar, evliliğe dair farklı beklentiler veya diğer kişisel sorunlar olabilir.
Boşanma, çiftler ve aileleri üzerinde genellikle büyük bir etkiye sahip olabilir. Çocukların varlığı durumunda, çocukların velayeti ve nafaka gibi konuları içerir. Ayrıca, çiftlerin ortak mülkiyet hakları ve finansal sorumlulukları da genellikle boşanma sürecinde ele alınır.
50 Soruda Boşanma Davası Nasıl Açılır? Anlaşmalı Mı, Çekişmeli Mi Boşanmalıyım?
Günümüzde hem anlaşmalı hem de çekişmeli boşanma davalarının sayısı artmış durumda. Mal paylaşımı, tazminat, ziynet, nafaka, velayet boşanma davalarında öne çıkan konular arasında yer alıyor.
Türk Medeni Kanunu, boşanma nedenlerini ikiye ayırıyor. Bu nedenler genel olabileceği gibi özel de olabiliyor. Genel boşanma sebebi denildiği zaman evlilik birliğinin temelinden sarsılması akla geliyor. Eski kanunda bu duruma şiddetli geçimsizlik adı veriliyordu. Özel boşanma sebeplerine baktığımız zaman ise şunlar sıralanabilir:
- Hayata kast,
- Zina,
- Pek kötü davranış,
- Onur kırıcı davranış,
- Suç işleme,
- Haysiyetsizlik,
- Akıl sağlığı problemleri,
- Terk etme durumları boşanmanın özel nedenleri arasında yer alıyor.
Çekişmeli boşanma davası açılacaksa kişinin mutlaka özel veya genel boşanma nedenlerinden dolayı mahkemeye başvurması gerekecektir.
Boşanma Davalarının Türleri Nelerdir?
Boşanma davaları anlaşmalı ve çekişmeli olmak üzere iki farklı kategoride incelenebilir. Anlaşmalı boşanma olması halinde boşanma tek celsede gerçekleşir. Taraflar boşanma ve boşanma ile ilgili konular hakkında anlaşmaya varmış olurlar.
Çekişmeli boşanma davasına bakıldığı zaman ise taraflardan bir tanesinin maddi ve manevi tazminat, boşanma, nafaka, velayet ve benzeri konularda anlaşmadığı bilinir. Uzlaşma olmadığı zaman çekişmeli boşanma söz konusu olur. Çekişmeli boşanma olduğu zaman dava tek celsede son bulmaz. Dava süresi uzar.
Hangi Mahkemeye Boşanma Davası Açılır?
Boşanma avası açmak için aile mahkemelerine başvurmak gerekir. Aile mahkemesinin olmadığı iller olabilir. Bu durumda aile mahkemesi sıfatı ile asliye hukuk mahkemeleri görevli olur. Yer açısından yetkili mahkeme eşlerin son 6 ay içinde ikamet ettikleri ya da eşlerden birinin yerleşim yeri tercih edilebilir.
Aile Mahkemesine boşanma talepli dava dilekçesi düzenlenir. Eğer anlaşmalı boşanma davası açılacaksa dilekçe ile birlikte anlaşmalı boşanma protokolünün de düzenlenmesi gerekir. Davacı belgelerini eksiksiz bir şekilde hazırlamalıdır. Adliyede tevzi bürosuna başvuru yapılıp yatırılması gereken harçlar yatırılarak dava açma işlemleri halledilebilir.
Boşanma Davası Ne Kadara Mal olur?
Boşanma Davası açmak isteyen kişinin mutlaka harcını yatırması gerekir. Başvuru ve peşin harç ile birlikte mahkemenin posta giderlerini de gider avansı ile birlikte yatırmak gerekir.
Çekişmeli Boşanma ve Anlaşmalı Boşanma Nedir?
Çekişmeli boşanma davaları taraflardan birisinin ya da her ikisinin boşanma ile ilgili bir konu hakkında anlaşamamalarından kaynaklanmaktadır. Örneğin bir kişinin boşanmak istemesi ancak diğer tarafın boşanmak istememesi çekişmeli boşanmayı doğuracaktır.
Her iki taraf boşanmayı istiyor olsa bile taraflardan bir tanesinin nafaka, tazminat, mal paylaşımı gibi konularda anlaşmaması halinde de çekişmeli boşanma söz konusu olacaktır.
Anlaşmalı boşanma düşünen kişilerin evlilikleri tek celsede sona eder. Bu kişiler boşanma ve boşanmaya bağlı sonuçlar konusunda fikir birliğine varmışlardır. Anlaşmalı boşanma davaları çekişmeli boşanma davalarına kıyasla daha kısa sürmektedir.
Boşanma Davası Süresi Ne Kadar?
Boşanma davalarının ne kadar süreceği bazı etmenlere göre belirlenmektedir. Mahkemenin iş yoğunluğu, dosyadaki delillerin toplanması, tebligat süresi gibi durumlara göre değişkenlikler olmaktadır.
Eğer anlaşmalı olarak boşanma gerçekleşecekse mahkemelerin özel durumları dışında dava 1 hafta ile 1 ay arasında sürer. Çekişmeli boşanma davası için ise 1 sene ile 1,5 sene arasında bir zaman gerekebilir.
Boşanma Davasını İlk Açan Taraf Olmanın Avantajı Var mı?
Genellikle boşanma davasını açan taraf olmanın avantajlı olduğu düşünülmektedir. Ancak davada ilk açan taraf olmanın bir avantajı yoktur. Yalnızca uygun delillerin olması kişinin mahkemede avantajlı konumda olmasını sağlayacaktır. Eşin dava açması durumunda karşı taraf açılan davaya karşı davayı isterse açabilir.
Boşanma Davası Sona Erer Ermez Kadınların Evlenmesi Mümkün müdür?
Kadınların yeniden evlenebilmesi için ilk olarak mahkemenin kesin karar vermiş olması gerekir. Kararın kesinleşmesinin üzerinden 300 gün dolmadan evlilik mümkün olmayacaktır. Kanunda bu kararın verilmesi ile birlikte nesebin karışmasını önlemek amaçlanmıştır.
300 gün içinde kadının doğum yapması halinde süre sona erer ve çocuk babası boşanılan baba olur. Çocuğun babası boşanılan kişi değil ise çocuk soy bağının reddi davasını açma hakkına sahip olur. 300 gün bekleme süresi iddet müddeti olarak da bilinir. Kadının bekleme süresinin kaldırılması için dava açması da mümkündür.
Kadın eğer iddet müddetinin kaldırılması için dava açacaksa, mahkemeye hamile olmadığına dair resmi belgeleri ile birlikte başvurması gerekir. Kadın gerekli belgeler ile başvuru yaptığı taktirde ve mahkemenin gönderdiği sağlık kuruluşlarından hamile olmadığına dair alacakları sağlık raporu ile bu süreyi bekleme zorunluluğunu ortadan kaldırmış olacaktır. Kadın bu süreyi ortadan kaldırarak boşandıktan sonra 300 gün içinde de hayatını bir başkasıyla birleştirebilecektir.
Boşanma Davası için Ekonomik Durum Araştırması Yapılır mı?
Evet. Mahkeme tarafından SED araştırması yapılır. SED, sosyal ekonomik durum kelimelerinin baş harflerinden oluşturulmuş bir kısaltmadır. İlgili emniyete müzekkere yazılmaktadır.
Eşlerin bağlı olduğu emniyet birimi bu işlemi gerçekleştirecektir. Bu araştırma ile birlikte tarafların aylık gelirinin ne olduğu, üzerine kayıtlı varsa mallar, evin kira olup olmadığı gibi sorgulamalar yapılır. Bütün bu sorgulamalar rapor olarak düzenlenmektedir.
Boşanma Davası Duruşmalarına Katılmak Zorunda mıyım?
Eğer boşanma davasını açan kişilerin avukatları varsa, bu kişilerin davalarına katılmak gibi bir zorunlulukları bulunmuyor. Tarafların vekili müvekkillerini temsilen duruşmaya katılırlar. Eğer davacının avukatı yoksa, kişilerin duruşmaya katılma zorunluluğu doğmaktadır.
Bu kişilerin mazeretsiz olarak duruşmaya katılmamaları ve dosyayı takip etmemeleri halinde, dosyaları işlemden kaldırılacaktır. Bu nedenle katılım zorunludur denebilir.
Her İki Taraf da Boşanmak İstemiyorsa Ne Yapılır?
Eğer taraflar boşanma konusunda anlaşmaya varamadılarsa bu durumda çekişmeli boşanma davası açılmaktadır. Dava açacak olan eşin boşanma nedenlerini ve boşanma talebini içeren bir dilekçe hazırlaması gerekir. İlgili mahkemeye başvuru yapıldıktan sonra da boşanma işlemleri başlamış olur.
Boşanma Davalarında Kadın Hakları Nelerdir?
Boşanma davalarında eğer şiddet öğesi bulunuyorsa, kadın eşine 6284 sayılı kanuna dayanarak uzaklaştırma kararı çıkarma hakkına sahiptir. Şiddet görmeyen ancak şiddet görme tehlikesi olan kadınlar da bu haklardan faydalanabilir. Kadın boşanma davası devam ederken çocukları ile birlikte ortak konutta kalma hakkına sahiptir. Eğer uzaklaştırma kararı varsa, ortak konutun özgülenmesi yönünde talep de eklenir.
Kadının herhangi bir yerden gelen geliri yoksa, boşanma davası devam ederken kadın kendisi için ve çocuğu için nafaka talep etme hakkına sahiptir.
Boşanma Davalarında Erkek Hakları Nelerdir?
Her ne kadar toplumda nafakanın kadınlar tarafından talep edilebileceğine ilişkin bir algı olsa da, aslında kadınlar da nafaka ödemek durumunda olabilirler. Yasalara göre hem erkekler hem de kadınlar nafaka talebinde bulunabilirler.
Erkek eşin çocuğun velayetini talep etme hakkı bulunur. Eğer velayet kendine verilirse bu durumda annenin iştirak nafakası ödemesi için karar verilmesini talep edebilir. Yine benzer şekilde tazminat da her iki eş tarafından talep edilebilir. Evliliğin bitmesi konusunda kusurlu olan eş kusuru oranı tazminat talebinde bulunabilir.
Son olarak belirtmek gerekir ki şiddet sadece kadına değil erkeklere de uygulanabilmektedir ayrıca şiddet fiziksel olması yanında psikolojik, maddi veya sosyal şiddet olarak da karşımıza çıkmaktadır. Bu anlamda erkek eşin de mevcut yada muhtemel bir şiddet eylemine karşı 6284 sayılı yasanın verdiği imkanlardan faydalanabilme imkanı bulunmaktadır.
Boşanma Davası için Avukat Tutmak Zorunlu mudur?
Boşanma davası açmak için avukat tutma zorunluluğu bulunmuyor. Kişi kendi hukuki uyuşmazlıklarını avukat desteğine ihtiyaç duymaksızın kendisi yürütebiliyor ve kendisi mahkemeye dava açabiliyor. Yani avukat tutmak zorunlu değildir, isteğe göredir. Aile Hukuku ve Yargıtayın emsal kararlarına hakim olmayan bir kişinin açacağı boşanma davasında ciddi hak kayıpları yaşanabileceğinden avukatla temsil edilmenin taraflara önemli avantajlar sağlayacağı muhakkatır. Aile hukukunda yeterli tecrübeye sahip olmayan bir kişinin takip ettiği davadan geri dönülmez kayıplar yaşaması oldukça yüksek ihtimaldir.
Her işin uzmanı olduğu gibi boşanma konusunda da uzman kişiler bulunmaktadır. Dava açarken işin uzmanına başvurulması sayesinde hukuksal kayıpların önüne geçilmiş olur. Ayrıca avukatlar size davada nasıl bir yol izlenmesi gerektiği konusunda da yol gösterecektir. Bu nedenle boşanmayı düşünen kişilere avukat tutması önerilmektedir.
Anlaşmalı Boşanma Davası Nasıl Açılır?
Anlaşmalı boşanma davası açabilmek için tarafların boşanma ve boşanma unsurları konusunda tam bir anlaşma sağlamış olması gerekir. Tarafların anlaşmalı boşanma protokolü ile birlikte dava dilekçesi düzenlemesi gerekir.
Hazırlanan protokolün bir nüshası mahkeme dosyasına giderken diğer iki nüshası da taraflara verilir. Yani nüshaların toplamda 3 tane düzenlenmesi gerekir. Nüshaların her birinde ıslak imza bulunması zorunludur. Protokoller ile birlikte dilekçe de olmalıdır. Bu şekilde kişiler davalarını açabilirler.
Anlaşmalı Boşanma Davası Açmak İstiyorum, Avukat Tutmam Gerekli mi?
İnsanlar anlaşmalı boşanmanın tek celsede sona erdiğini ve kolay bir dava olduğunu düşündükleri için avukat tutmak istemiyorlar. Ancak çiftlerin evlilikten gelen haklarını bilmedikleri için avukat tutulması halinde hak kayıplarına uğradıklarını bilmiyorlar.
Boşanma sonrasında yeniden davalar açılarak hak kayıpları giderilmek istenmektedir. Ancak bu duruma en başından düşmemek için avukat tutmak yeterli olacaktır. En az bir avukat ile boşanma davası açmak haklarınızı korur ve sonradan pişmanlık yaşamanızın önüne geçer.
Anlaşmalı Boşanma Davasında Anlaşmalı Boşanma Protokolüne Hakim Müdahale Edebilir Mi?
Anlaşmalı boşanma protokolü, tarafların velayet, nafaka, tazminat ve diğer temel konularda tam olarak anlaşması ile bunu mahkemeye bildirmek üzere oluşturdukları protokoldür. Bu protokol ile taraflar evliliğin nasıl ortadan kaldırılacağı konusunda anlaşmaya varırlar. Tarafların anlaşmaları oldukça önemli olsa da, anlaşma hükümlerinin hukuka, ahlaka ve müşterek çocuk varsa, onun menfaatlerine uygun olması gerekmektedir. Bu noktada, hâkim protokole müdahale edebilir.
Müşterek çocukla velayeti kendisine verilmeyen ebeveynin kişisel ilişki süreleri konusunda kanun çocukla münasebetinde anne baba ilişkilerinin sağlıklı bir şekilde kurulması için görüşme zamanlarının dengeli bir şekilde düzenlenmesi için gerektiğinde müdahale edebilmektedir.
Örnek vermek gerekirse her hafta sonu çocukla velayeti kendisine verilemeyen tarafın kişisel ilişki kurulması konusundaki taraflar arasındaki anlaşma velayeti kendisine verilen ebeveynin velayet görevini yerine getirmesine engel olabileceğinden hâkimin müdahalesini gerektirebilecektir
Anlaşmalı Boşanma Davasında Nafaka İstenmemişse Sonradan İstenebilir Mi
Anlaşmalı boşanma protokolünde belirlenen şartlar boşanma davasının gerekçeli kararında yazılarak kesinleştikten sonra bu şartların bazılarında yeniden dava açmak ve hak sahibi olma imkanı kalmamaktadır.
Örneğin kendisi için yoksulluk nafakası istemeyen kadın boşanma kararı kesinleştikten sonra kendisi için yoksulluk nafakası talep edemeyecektir. Ancak bu kapsama müşterek çocukla ilgili velayet ve iştirak nafakası girmemektedir zira müşterek çocuğun üstün yararı gerektirdiği takdirde hakim her zaman çocukla ilgili konularda yeniden karar verebilecektir.
Müşterek Çocuğun velayeti her zaman anneye mi verilir
Müşterek çocuğun velayetinin her zaman anneye verilmesi gibi bir durum söz konusu olmamakla birlikte annenin velayeti almak istememesi ya da müşterek çocuğun menfaatlerine uygun olmaması halleri dışında çocuğun velayetinin genellikle anneye verildiği görülmektedir. Son uygulamalarda ise çocuğun velayeti konusunda mahkeme hakiminin de bizzat çocuğu dinleyerek karar verdiği durumlar da yaşanmaktadır.
Velayet Hangi Durumlarda Anneye Verilmez
Velayet davalarında velayetin anneye verilmediği durumlar söz konusu olabilir ve annenin çocuğa zararlı olduğu açıkça görülüyorsa ya da anne çocuğa bakma konusunda yetersizse çocuğun velayeti babaya verilebilir. Ancak velayet davalarında en dikkat edilen noktalardan birisi çocuğun yaşı ve çocuğun çıkarıdır, hakimler bunu düşünerek karar vermektedir.
Çocuk 0-3 yaş aralığında ise annenin her türlü bakımına ihtiyacı olduğu düşünülerek annenin işi, evi, yaşam tarzı önemli olmaksızın çocuğun velayeti anneye verilir. Ancak 0-3 yaş aralığında çocuğun velayetinin babaya verildiği istisnai durumlarda olmuştur, olabilir.
Velayetin Babaya Verilmesini Gerektiren Haller
Velayet davalarında çocuklar annelik ihtiyacı gereği anneye verilmektedir. Ancak belli bir yaştan büyük çocukların velayeti bazı durumlarda babaya da verilebilmektedir. Örneğin anne çocuğun velayetini babaya vermek isterse yine bakılacak pek çok kriter söz konusudur ancak babanın da velayeti almak istemesi durumu kolaylaştıracaktır. Anne evlenirse velayet babaya verilir mi sorusu da oldukça merak edilen sorulardan birisidir.
Evlilik velayetin babaya verilmesi için tek başına bir sebep olmamaktır. Annede ki velayetin babaya verilmesini gerektirecek öncelikli durumlar annenin çocuğa karşı sorumluluklarını yerine getirmiyor olması, çocuğun ihtiyaçlarını karşılayamıyor olmasıdır.
Velayet Hangi Durumlarda Değiştirilir
Velayetin değişmesini gerektiren durumlar çocuğun menfaatinin gözetilmediği tüm durumlardır. Çocuk velayet hakkının bulunduğu ebeveynin yanında sağlıklı ve mutlu değilse, bakım ve ihtiyaçları karşılanmıyorsa mahkeme kendi kararı ile velayet değişikliği yapabilir veya velayet değiştirme davası açılabilir.
Velayet değiştirme davası için herhangi bir süre sınırı yoktur. Velayet hakkı elinde olan ebeveynin ölümü, ciddi hastalığı, başka bir şehre veya ülkeye taşınması da velayet değişikli için geçerli olabilecek nedenlerdir.
Anlaşmalı Velayet Değişikliği Durumunda Kullanılacak Örnek Dilekçe
Anlaşmalı olarak yapılacak olan velayet değişikliklerinde taraflardan birisi mahkemeye başvurmalı ve taraflar isteklerini hâkim ile paylaşmalıdır. Velayet devri dava dilekçesi ile birlikte anlaşmalı velayet değişikli için dava açılabilir ve taraflar isteklerini belirttiğinde öncelikli olarak çocuğun menfaati göz önünde bulundurularak gerekli karar verilir. Ortak velayet dilekçesi vermek de yollardan birisidir.
Bu durumda süreç bir miktar daha hızlanabilir ancak şunu unutmamakta fayda var ki velayet değişikli davasında da hâkim öncelikli olarak çocuğun menfaatini gözetecek ve bu yönde karar verecektir.
Müşterek çocukla velayeti kendisine verilmeyen eşin kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde nelere dikkat edilir
Müşterek çocuğun yaşı, eğitim seviyesi, özel durumları, velayeti kendisinde olmayan eşin çocukla aynı şehirde yaşayıp yaşamaması, bağımsız bir konutunun olup olmaması gibi durumlar çocukla velayeti kendisine verilmeyen eş arasındaki kişisel ilişkinin belirlenmesinde dikkat edilen hususlardır.
Mahkeme bu konularda uzman görüşü alarak karar vermektedir. Yeni gelişen durumlarda da hakim bu konularda yeniden düzenleme yapabilmektedir.
Müşterek çocuk için nafaka nasıl belirlenir
Medeni Kanunun ilgili maddesinde velayeti kendisine verilmeyen eşin çocuğun sağlık, eğitim ve bakım giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğunu belirlenmiştir. Buna göre velayeti kendisine verilmeyen eş gelir durumuna göre müşterek çocuğun giderlerine katılacaktır.
Müşterek çocuğun eğitim giderlerinin baba tarafından karşılanmasına karar verilebilir mi?
Anlaşmalı boşanma davasında müşterek çocuk yada çocukların eğitim giderlerinin baba tarafından yada eşit olarak taraflarca karşılanacağına kararlaştırılabilir Anlaşmalı boşanma ile evlilik bittikten sonra çocuğun velayeti ve nafaka konusunda yeniden taleple değişiklik yapma hakkı var mıdır?
Evlilik birliği her ne kadar boşanma ile sonuçlanmış olsa da müşterek çocuğun menfaatleri gereği her zaman velayetin değişikliği ve iştirak nafakasının miktarında değişiklik için dava açma hakkı bulunmaktadır.
Nafaka Hangi Durumlarda Alınmaz?
Nafaka kime verilmez konusuna mahkeme karar vermektedir ve kusurlu olan tarafa nafaka verilmemektedir. Ayrıca tarafların nafaka talep etmeleri gerekmektedir eğer nafaka talep edilmez ise mahkemeye aksi bildirilmedikçe mahkeme tarafından nafaka kararı alınmayacaktır. Nafakanın türleri bulunmaktadır ve bu türlerin farklı özellikleri yer almaktadır. Bu özelliklere göre ise nafakayı kimin alıp kimin alamayacağına karar verilmektedir.
Örneğin yoksulluk nafakası almak isteyen bir kişinin boşanma davası dilekçesine bunu bildirmesi gerekmektedir. Eğer dilekçede bu bilgiye yer vermez ise dava sürecinde nafakaya yönelik herhangi bir yaptırım uygulanmayacaktır. Nafaka almak için belli şartlar bulunmaktadır. İştirak nafakası sadece çocuğa yönelik verilmekte olan bir nafakadır ve çocuğun masraflarını karşılamak amacı ile verilmektedir. Çocuksuz aileler iştirak nafakası alamamaktadır.
Nafaka Kaç Gün Ödenmezse Dava Açılır?
Nafaka ödememe süresi mahkeme tarafından 3 ay olarak belirlenmiştir. Eğer 3 ay boyunca kişi nafaka borcunu ödemez ise bu durumda hakkında şikayet ortaya çıkabilmektedir. Nafaka ödemeleri 3 ay boyunca yapılmadığı takdirde ödeme yapacak kişiye hapis cezası da verilebilmektedir. Ödeme alacak taraf bir dilekçe ile suç duyurusunda bulunabilir ve nafaka ödemesi talep edebilir.
Bu neden ile nafaka ödemesi yapan tarafın ödemelerini geciktirmemesi tavsiye edilmektedir. Nafaka cezası 3 aylık hapis cezasıdır ancak para cezasına dönüştürülmesi için fırsat da sunulmaktadır. Nafaka cezası sürdürülebilir bir şekilde verilebilmektedir. Bu neden ile nafaka ödemelerinin tam olarak yatırılması gerekmektedir.
Nafaka Ödememe Cezası
Nafaka davası açmak için herhangi bir sınır bulunmamaktadır. Eğer ödeme yapacak olan taraf ödemelerini aksatıyor ya da 3 aylık dönem boyunca ödemiyor ise her ödemediğinde alacaklı olan taraf ceza davası açabilmektedir. Ödenmeyen her nafaka için mahkemeye başvuru yapılabilmektedir. Nafaka ödememe suçu için suç duyurusunda bulunmak isteyenlerin dilekçe yazması gerekmektedir.
Nafaka Alamama Durumu
Nafaka alamama durumu bulunmakta ve durumdan birçok kişi rahatsız olmaktadır. Boşanma davasında kusurlu olan ya da diğer tarafa göre daha çok kusurlu olan kişiler nafaka talep edememektedir. Genellikle davayı açan taraf nafaka alabilmektedir.
Düğünde takılan altınlar boşanma davası ile birlikte erkekten talep edilebilir mi?
Taraflar arasında aksine bir anlaşma olmadığı ve kadın tarafından bağışlandığı ispatlanmadıkça düğünde takılan kadına özgülenen takıların bozdurulması halinde kadına iade edilmesi gerekmektedir.
Yargıtay son yerleşik içtihatlarıyla altının kadına özgü olup olmaması noktasında bir ayrıma giderek bu şekilde takılan altınların kadına özgü olanların hangi eşe takılmış olursa olsun kadın eşe bağışlanmış sayılmasına ve onun kişisel malı niteliği kazandığına karar vermiştir. Bu anlamda düğünde takılan altınlar için boşanma davasıyla iade talep edilebileceği gibi boşanma davasından ayrı bir dava ile de talep edilebilir.
Ziynetler aynen mi nakden mi talep edilebilir?
Ziynetlerin mümkünse aynen değilse bedelinin verilmesi yoluyla iadesi talep edilebilir.
Ziynetlerin hangi tarihteki değerleri talep edilebilir?
Ziynet sayılan altınlar her ne kadar değeri sürekli yükseliş gösterse ve dava açılışı ile karar tarihi arasında uzun bir süre geçmekteyse de ziynetlerin iadesi davasında dava açılış tarihindeki değerleri talep edilebilecektir. Dava tarihinden itibaren işleyecek faizi de ziynetlerin iadesi davasında talep edilebilecektir.
Evlilik sözleşmesine taraflar birbirlerini aldatmayacaklarına dair şart ekleyebilirler mi?
Evlilik Sözleşmesinin her ne kadar evlilikle ilgili tüm konularda bağlayıcı olacağına dair bir inanış varsa gerçek bunun tam tersi olup taraflar sadece evlilik birliğinde mal rejiminin türü evlilik birliğinde edinilen malların kime ait olacağı gibi konularda yani evliliğin maddi konularında düzenleme yapabileceklerdir.
Bunun dışında kişilerin tasarrufundaki hak ve hürriyetleri konusunda bağlayıcı şartların belirlenmesi ve uygulanması mümkün değildir.
Evlilik sözleşmesi geriye dönük düzenlenebilir mi?
Evlilik sözleşmesi Türk Hukukunda sadece Medeni Kanunun ilk yürürlüğe girdiği yıl tarafların medeni kanun yasalaşmadan önceki mal rejimlerine geri dönmek istediklerine dair beyanda bulunabilmeleri amacıyla tanınmış olup bunun dışında tarafların evlilik sözleşmesini geriye dönük olarak düzenlemeleri mümkün değildir Sözleşme tarihinden geçerli olmak üzere uygulanabilecektir.
Eşlerin evlilikleri süresince edindikleri her şey ortak mıdır
Taraflar evlendikleri sırada başka bir mal rejimini seçmedikleri takdirde edinilmiş mallara katılma rejimine göre mal varlıklarının tasfiyesi gerekir. Eşlerin evlilikleri içinde emekleri karşılığı edindikleri her şey edinilmiş mal kabul edilir ve boşanma sırasında bu mal varlıklarının değeri taraflarca paylaşılır.
Eşlere miras kalan mallar da boşanma sırasında paylaşılır mı?
Miras kalan mallar miras hangi eşe kalmışsa o eşin kişisel malı kabul edilir ve paylaşıma tabi tutulmaz.
Evlilik birliği içinde krediyle alınan malların paylaşımı nasıl olur?
Evlilik içinde ödenen her türlü kredi ile borcu ödenen her türlü malvarlığının “krediyle ödenen bölümü edinilmiş mal kabul edilir. Bu nedenle, mal kendi adına kayıtlı olmayan eş evlilik içinde ödenen kredi miktarı üzerinden hak iddia edebilir.
Evlilik birliği içinde ödenen kredinin hangi eş tarafından ödendiğinin hiçbir önemi yoktur.Kalan kredi borcu mal varlığı kimin adına kayıtlı ise genel olarak onun tarafından ödenmek zorundadır.
Eşlerin evlilik içinde satılan malları da boşanma sırasında paylaşıma girer mi
Eşlerine evlilik birliğinde satılan mal varlıkları da paylaşıma tabi tutulur. Bu anlamda “boşanma davasının açıldığı tarihe kadar edinilmiş olan” ve devredilen tüm mallar, boşanmada mal paylaşımına dâhil edilir. Yani edinilen mallar satılsa dahi bu mallar dava sırasında bilirkişi incelemesi ile değerleri tespit edilerek diğer eşin katılma alacağı tespit edilir.
Boşanma davası açıldıktan sonra edinilen mallar paylaşılır mı?
Boşanma davası açıldığı anda taraflar arasında yasal mal rejimi sona ermiş olduğundan boşanma davası açıldıktan sonra edinilen mallar tarafların kişisel malı sayılır ve paylaşılmaz.
Evlilik sırasında alınan malların paylaşılması istenmiyorsa ne yapılmalıdır?
Eşler evlilik içinde sahip oldukları malvarlıklarını paylaşmak istemiyorlarsa buna göre bir mal paylaşımı sözleşmesi yapabilirler. Eşler evlenirken veya evlendikten sonra istedikleri mal rejimini seçebilirler. Eşler, evlilik içinde edinilen malların paylaşıma tabi tutulmasını istemiyorsa sözleşme yaparak Mal Ayrılığı Rejimini seçebilir.
Eşlerin boşanma davası sürecinde mal kaçırması nasıl engellenir?
Eşlerin boşanma davası açıldığı sırada diğer eşe tazminat ödememek veya mal paylaşımı sonucunda yükümlülüklerini yerine getirmemek için başvurdukları bir yoldur. Buna engel olmak için mal rejimi davası ile mal varlıklarının devrinin engellenmesi için ihtiyati tedbir konulması gerekmektedir.
Davaya bakan hakim davalıya ait malların satışını engellemek için malların tapu kaydına ihtiyati tedbir konulmasına karar vermektedir.
Boşanma davası açıldıktan sonra tarafların evlilik birliği için çekilen kredilerin ödemesi nasıl olur
Boşanma davası açıldıktan sonra eşlerden birinin kullanmış olduğu bireysel kredilerde banka kredi borcunu sadece borçlu olan kişiden tahsil eder.
Yani eşin borçlarından diğer eş sorumlu değildir. Aksi ispatlanabilirse yani çekilen kredinin diğer eşin kişisel bir borcu olduğu ispatlanabilirse bundan diğer eşin sorumlu olacağına mahkemece hükmedilir.
Eşlerin evlilik birliği içinde edinilen malların kaçırılması dolayısıyla 3. Kişiden talep edebileceği hakları var mıdır
Eşler diğer eşin alacak taleplerini sonuçsuz kılmak amacıyla adına kayıtlı mal varlıklarını dava dışı kişilere devredebilir. Bunun sonucu olarak davalıya karşı açılan davalarda borçlu eşin malvarlığı diğer eşin alacak hakkını karşılamaya yetmezse, Medeni Kanunun 241. Maddesine göre alacaklı eş, karşılıksız kazandırmalardan faydalanarak malı devralan üçüncü Kişiden eksik kalan alacak miktarını isteyebilir
Mal rejimi davalarında zamanaşımı süresi var mıdır?
Mal rejimi davalarında zamanaşımı 10 yıldır bu süre de boşanma davasının kesinleşmesinden itibaren başlayacak olup bu süre boşanma davasının kesinleşmesine kadar başlamayacaktır.
Evlilik Sözleşmesi Ne Zaman Yürürlüğe Girdi?
Evlilik sözleşmesi yürürlüğe girme zamanı evliliğin başlaması ile aynı tarihtir. Bu sözleşme tamamen evlilik üzerine kurulu bir anlaşma olmasından dolayı evliliğin bitmesi ile de sona ermiş olur. Evlilik sözleşmesi zamanı evliliğin başlangıcı ve bitişi ile sınırlıdır desek yanlış olmaz.
Kanunlarımıza göre evlilik sözleşmesi yapmak zorunluluğu bulunmaz. Dileyen kişiler isteklerine bağlı olarak sözleşme düzenleyebilir, dileyenler de sözleşme yapmadan evliliklerini devam ettirebilir ve anlaşmazlık olması halinde norma çiftler gibi boşanabilirler.
Evlilik Sözleşmesi Yapılmazsa Ne Olur?
Evlilik anlaşması yapmak istemeyen çiftler Medeni Kanun’da yer alan evlilik sözleşmesi kurallarına tabi tutulmuş olurlar. Buna edinilmiş mallara katılma rejimi adı da verilir. Bazı durumlarda evlilik sözleşmesi sonradan değiştirilmek istenebilir.
Evlilik sözleşmesi hazırlamak isteyen kişilere hitap eden ortak bir evlilik sözleşmesi taslağından söz etmek mümkün değildir. Genellikle taraflar kendi istek, ihtiyaç ve talepleri doğrultusunda evlilik sözleşmesi maddelerini hazırlarlar. Bu süreçte bir avukattan destek almak tarafların daha iyi bir sözleşme hazırlayabilmesi açısından önemlidir.
Evlilik Sözleşmesi Nerede Olur?
Evlilik sözleşmesi yapılan yer noterlerdir. Evlilik sözleşmesinin maddeleri konusunda netliğe varmanız gerekiyor. Bunun için iyi bir aile avukatı ile birlikte çalışmaya özen gösterin. Ne istediğinizi, neye ihtiyaç duyduğunuz ve bu anlaşmayı yapmakta amacınızın ne olduğunu iyi belirlediğinizden emin olun. Evlilik anlaşması için maddeleri hazırladıysanız şimdi sıra notere giderek bu sözleşmenin maddelerini onaylatmakta.
Notere başvuru yaptığınız sırada yanınızda kimlik belgeniz ile 3 adet vesikalık fotoğrafınızın bulunması zorunludur. Eğer siz ya da karşı taraf yabancı ise bu belgeler yerine yeminli tercümesi olan pasaportun bulundurulması zorunludur. Belgelerin eksik olması halinde başvurunuzun usulen reddedileceğinizi bilmenizde fayda var.
Evlilik Sözleşmesi Yapma Zorunluluğu Bulunuyor mu?
Evlilik sözleşmesi için avukat tutmak, bu sözleşmeyi hazırlamak, notere gitmek ya da başka nedenlere bağlı olarak bu sözleşmeyi yapmak istemeyebilirsiniz. Bir çok insan bu sözleşmeyi evlilik kurumuna zarar veren bir kağıt olarak görmektedir. Siz de böyle düşünenlerdenseniz bu sözleşmeyi yapmak zorunda değilsiniz. Medeni kanun bu konuda tarafları özgür bırakmıştır.
Boşanma Hangi Durumlarda Tazminat Alınır?
Boşanmada hangi durumlarda tazminat talebinde bulunabilirim diyenlerin ortada maddi ya da manevi anlamda ortaya bir zarar çıkmış olması gerekmektedir. Üzüntü duymak, para ya da ekonomik değeri olan bir şeyleri yitirmiş olmak durumlarının tümü boşanma davalarında tazminat alınmasına neden olabilir.
Tazminatlı boşanma davalarında tazminat talebinde bulunan kişinin tamamen kusursuz olması gerekmektedir. Kusurlu olan taraf, yasa gereği talepte bulunamaz.
Boşanma Davalarında Tazminat Miktarının Belirlenmesinde Etkili Olan Ölçütler Nelerdir?
Boşanma davasında mahkeme tazminatı ödeyen taraf için hakkaniyet ilkesine uygun olarak karar verir. Karar verirken davacı olan tarafın eşten makul miktarlarda tazminat istediğinden emin olur. Eşlerin çalışıp çalışmadığı, eşlerin birlikte oldukları dönemde oturdukları evin özellikleri, tarafların evlilik içinde bulunduğu durumları göz önünde bulundurulur.
Tazminat talebinde bulunan kişinin talebinin amacına uygun olmaması halinde talep mahkeme tarafından reddedilir. Tazminat ödemek için dönemsel olarak ödemeyi alacak olan kişinin banka hesabına para yatırılır. Söz konusu olan bir taşınmaz ise, tapuda gerekli işlemler yapılır.
Boşanma Davasında Ne Kadar Tazminat Alabilirim?
Boşanma davasında alınabilecek tazminat miktarı bin TL de yüz bin TL de olabilir. Boşama davalarında tazminat miktarını belirleyen bir çok etken vardır. Bunlardan en önemlisi tarafların ekonomik durumudur. Yüksek gelire sahip olan kişilerin ödemeleri beklenen tutar da yüksek olacaktır. Dar gelirli kişiler ise daha düşük meblağda ödeme yaparlar.
Tazminatlı Boşanma Davalarında Tazminat Ödemelerinde Belirleyici Etkenler Nelerdir?
Tazminatlı boşanma davasında kusurlu olan taraf ödeme yapar. Ödeme yapılmasını talep eden kişinin yüzde yüz kusursuz olması şarttır. Maddi ya da manevi tazminatlarda türün ne olduğuna bakılmaksızın ortaya bir zarar çıkmış olması şarttır. İleride boşanmanın bir sonucu olarak zararın çıkacağı düşünülüyorsa bu durumlar tazminata konu olamaz.
Boşanma davasında tazminat ödemek için ilk olarak evliliğin sona erdirilmiş olması gerekir. Bu karar mahkeme tarafından verilmiş olmalıdır. Evlilik dönemi boyunca taraflar birbirlerine maddi katkılar sağlamış olabilirler. Ev, araba ve arsa gibi. Bunlar tazminat davasının konusu değildir. Davadan bağımsız olarak ele alınırlar.
Boşanma Tazminatı Nasıl Ödenir?
Boşanma tazminatının ödenmesi için ödemeyi alacak kişinin banka hesabını tazminat ödeyecek kişiye vermesi gerekir. Eğer tazminata konu olan bir taşınmaz ise işlemler tapu dairesinde halledilir. Eğer boşanma tazminatı ücreti ödenmez ise kişinin banka hesaplarına ve bütün mal varlıklarına el ya da haciz konulabilir.
Tazminat Ödenmesinde Nasıl olur?
Tazminatlı boşanma davalarına konu olan ödeme miktarında ilk olarak ele alınan konu tarafların ekonomik durumudur. Taraflar çalışıyor mu? Aylık gelir miktarı ne kadar? Buna ek olarak toplumun genel yapısı dikkate alınır. Varsa ortak mallar nasıl idare ediliyor? Eşlerden birisi boşanmanın bir sonucu olarak sosyal güvenlik haklarından mahrum kalıyor mu? Eşin yeniden evlenme durumu söz konusu mu?
Bütün bunlar değerlendirmeye alındığı zaman mahkeme hakkaniyet ilkesini göz önünde bulundurur. Davacı olan tarafın talep etmiş olduğu tazminat miktarının gerçekçi olması beklenir. Amacına uymayan tazminatlar mahkeme tarafından reddedilir. Tazminatla birlikte barınma, giyecek, yiyecek ve bakım tedavi gibi temel ihtiyaçların karşılanması gerekmektedir.
Çekişmeli Boşanma Kaç Duruşmada Biter?
Çekişmeli boşanma davasının bitmesi için duruşma sayısı 2’den başlayıp 10’a kadar sürebilmektedir. Çekişmeli boşanma davalarında davanın türüne, özelliklerine tarafların anlaşmış olmalarına bağlı olarak süre uzayabilir ya da daha kısa olabilir. Eğer taraflar kısa sürede boşanmak isterlerse, çekişmeli boşanmadan çok anlaşmalı boşanma yoluna gitmeleri gerekmektedir.
Çekişmeli boşanma genellikle insanlar tarafından son çare olarak tercih edilmektedir. Çünkü çekişmeli boşanmalarda süreç daha uzun ve daha yıpratıcı olmaktadır.
Boşanmanın Daha Kısa Sürede Sonuç Vermesi için Yapılması Gerekenler Nelerdir?
Çekişmeli boşanma süresi kısaltılması için yapılması gereken bazı şeyler vardır. Örnek vermek gerekirse, anlaşma varılmamış konular hakkında boşanma dilekçesi hazırlamak gerekir.
Bu dilekçenin maddelerinde boşanmanın sonucu olan bütün sonuçlar ele alınmalıdır. Boşanma sonrasında çocuk varsa durumları nasıl olacak? Velayet kimde olmalı? Boşanmadan sonra ortak malların paylaşımı (varsa) nasıl yapılacak?
Bütün bu sorulara sağlıklı şekilde yanıt verilebilmesi için bir boşanma avukatından yasal olarak destek almak gerekebilir. Sizi temsil eden bir avukat olsa dahi, mahkemeye çıkmayı ihmal etmeyin.
Çekişmeli Boşanma Nasıl İlerler?
Çekişmeli boşanma sürecinin ilerlemesi aile mahkemelerine başvuru yapılması ile başlar. Başvurudan sonra davanın gerçekleşmesine bir engel olup olmadığı araştırılır. Bir engel görülmemesi halinde duruşmanın gerçekleşmesi için bir tarih belirlenir.
Taraflar boşanma sırasında kendilerini temsil etmeleri ve bu süreci daha iyi bir şekilde yönetmek için yasal olarak bir avukattan destek almayı isteyebilirler. Çekişmeli olarak boşanmak isteyen kişilerin mahkemeye bizzat katılım göstermeleri gerekmez. Çekişmeli boşanma davası uzun sürdüğünden çiftlerin en son tercih ettikleri boşanma türüdür.
Çekişmeli boşanma nasıl olur sorusuna cevap vermek gerekirse, bu dava uzun olur. Bu nedenle çiftler boşanma süreçlerinin kısaltılması için bir takim çareler ararlar. İlk olarak yapılacak işlerden bir tanesi, anlaşmaya varılamayan konuların tespit edilmesidir.
Çekişmeli boşanma davasında üzerinde anlaşılmayan konular nafaka, velayet, ortak malların paylaşımı olmak üzere çeşitli konular olabilir. Bu konuları mahkemeden önce eşiniz ile bir araya gelerek tartışın. Gerekirse yanınızda avukat bulundurun.
Boşanma Kararının Temyizi Nasıl Yapılır?
Boşanma davasında temyiz başvurusu mahkemede sonuçlanan kararın haksız olması durumunda daha yüksek yargı mercilerince kararın incelenmesinin talep edilmesidir. Boşanma davasında tarafların her biri, haksız sonuçlandığına inandığı sonuçlar için temyiz başvuru yapabilir. Türk Hukuku kapsamında temyiz makamı Yargıtay olarak görevlendirilmiştir. Boşanma kararının temyizi nasıl yapılır:
- Öncelikli olarak boşanma kararının kesinleştirilmesi gerekmektedir.
- Boşanma davası halen kesinleşmemiş ise temyize başvurulamaz.
- Davada haklı çıkmış olan tarafın da hukuki yararı olması koşuluyla temyiz talebine başvurulabilir.
- Temyiz talebi neticesinde mahkeme aracılığı ile verilen kararlar askıya alınmaz.
Temyiz harcının ödenmesi ile boşanma temyize işleme alınır. Bu aşamada Yargıtay aracılığı ile dosyadaki tüm unsurlar detaylı şekilde değerlendirilir. Şayet duruşma talep ediliyorsa, yeniden duruşma düzenlenir. Bu aşamalardan sonra ise Yargıtay aracılığı 4 sonuca karar verilebilir. Bunlar:
- Bozma,
- Onama,
- Düzelterek onama,
- Kısmen bozma
Boşanma Davasında Temyiz Sonucu Olarak Onama Kararları
Boşanma kararının kesinleşmesi ve temyiz neticesinde verilen onama kararları, mahkemenin verdiği kararın doğru olduğu anlamını taşır. Kararın kesinleştiğini ifade eden bir sonuçtur. Bunun yanı sıra bozma kararlarının niteliğinde ise kararların farklı sebeplerle bozulması ve yeniden yargılama yapılması gerekir. Bozma sebepleri ise:
- Hukukun ya da taraflar arasında bulunan sözleşmelerinin yanlış şekilde uygulanmış olması,
- Dava koşullarına aykırılık olması,
- Taraflardan birinin davanın delili için dayandığı belgelerin kabul edilmemesi,
- Karara etki edebilecek olan yargılama hataları ya da eksikleridir.
Boşanma Davasından Sonra Temyiz Sonucu Olarak Düzelterek Onama
Çekişmeli boşanmada temyiz süresi temyizin ve davanın içeriklerine göre değişir. Temyiz edilmiş olan kararın kanuna uygun olarak hükmedilmesinde yaşanan hatalar sebebiyle düzeltilmesini ifade eder.
Bu aşamada Yargıtay öncelikli olarak alınmış bütün kararlar üzerine değil, hatalı kararlar üzerinden düzeltme yapar. Kısmen bozma kararlarında ise Yargıtay yerel mahkemenin verdiği hükmü tamamen bozmaz ancak belirli unsurları düzeltir. Bu aşamada incelemeler Yargıtay Hukuk Genel Kurulu tarafından yapılmaktadır. Davanın sonuçları biraz zaman alabilir, bu durumun davanın içeriğine bağlıdır.
Örnek Boşanma Davası Sebepleri
Başka Bir Kadının Resmini Fotoğrafını Saklamak Nedeniyle Boşanma Davası veya Başka Bir Erkeğin Resmini Fotoğrafını Saklamak Nedeniyle Boşanma Davası
Evlilik birliği ve aile hayatı içerisinde karı veya kocadan herhangi birisi geçerli bir neden olmadan başka bir kadına veya erkeğe ait fotoğraf ya da resmini saklaması duygusal güveni sarsma ve zedelemeye yönelik eylem ve davranışlardan olmakla evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davasında duygusal şiddet içeren bir hareket ve davranış olduğundan dolayı boşanmaya gerekçe sayılan davranışlardandır.
Geçerli ve kabul edilebilir bir gerekçe ile başka birine ait fotoğraf ya da resmin saklanmasında kusur aranmaz. Akrabalık veya arkadaşlık ilişkilerinden dolayı bir başkasına ait fotoğrafların saklanmasında boşanma davasına gerekçe sayılacak bir husus yoktur.
Ancak karı koca arasında makul ve kabul edilebilir bir gerekçeyle saklanan başkasına ait fotoğraf veya resimlerde de eşler arasında tartışma veya kavgalara neden olmaktadır.
Bu durumda boşanma davasına gerekçe başkasına ait fotoğraflar veya resimlerden ziyade kavga ve hakaret gibi davranışlardır.
Boşanma Davasında Çeyiz Masrafları İle ilgili Maddi Tazminat Talebi
Hukuki terimi olarak çeyiz gideri; gelenek ve göreneklere göre evlenecek kadın için hazırlanan veya satın alınan her türlü kişisel eşya veya ev ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik eşyalar için ödenen giderleri ifade eder. Gelenek ve göreneklere göre kadının evlenirken koca evine aldığı eşyaya çeyiz denmektedir.
Evlilik birliği ilk olarak kurulurken ihtiyaç olan ev eşyasını günümüzde kadın ve erkek tarafı birlikte almaktadır.
Boşanma davasının eki niteliğinde olmayan çeyiz giderleri, diğer eşe karşı, sebepsiz zenginleşme hükümleri kapsamında genel görevli mahkemelerde tazminat davasına konu edilebilir.
Başka Bir Kadınla Dini Nikâhlı Birlikte Yaşamak İsteği Boşanma Nedeni Midir?
Yargıtay örnek karar "mahkemede görülen boşanma davasında boşanmaya sebep olan hadise olarak sabit görülen, davalı kocanın evlilik birliği ile ilgili sorumluluklarını yerine getirmemesi hareketi, davacı kadının kişilik haklarına müdahale ve saldırı olarak değerlendirilemez.
Davalı kocanın başka bir kadın ile dini nikâhlı olarak beraber yaşama isteğini ifade etmesinden sonra da evlilik karı koca arasında devam ettirilmiştir. Bu imam nikâhlı başka bir kadın ile yaşama isteği davacı kadın tarafından affedilmiş, en azından hoş görüyle karşılanmış sayılmalıdır.
Davalı kocadan kaynaklanan davacı kadının kişilik haklarına saldırı olarak değerlendirilebilecek başkaca maddi bir olayın varlığı da tanımlanmamış ve ifade edilmemiştir. Bu durumda, davacı kadının manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekirken: yazılı şekilde kabul edilmesi doğru görülmemiştir''.
Sırları Açıklama Nedeniyle Boşanma Davası
Sırları Açıklama; eşlerin sadakat sorumluluğu duygusal ve psikolojik sadakati de barındırdığından aile sırlarını açıklamak ve yaymak küçük düşürücü davranışlarda bulunmakla eşlerin duygusal ve psikolojik sadakat sorumluluğuna aykırı bir davranış ve hareket olmakla birlikte aynı zamanda bir boşanma nedenini oluşturur.
Karı ve kocanın aile ve yatak odasına dair sırlarını açıklamaları yakınlarına, koşularına, arkadaşlarına ve üçüncü kişilere anlatmaları evlilik birliğini ve müşterek hayatın temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davasında boşanma konusu davranış ve hareketlerden sayılmaktadır.
Eşini Yurtdışına Yanına Götürmemek Nedeniyle Boşanma Davası
Kadın ve kocanın birbirlerinden uzaklaşmasına, aralarında var olan beraberlik duygusunun yok olmasına neden olan hadiselerden birisi de yurt dışına giderken diğer eşi yanında götürmemektir.
Eşini yurtdışında yanında götürmemek tavrı ve davranışı da ortak yaşamın ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davasında duygusal şiddet barındıran bir davranış olduğundan dolayı boşanmaya gerekçe olan davranışlardandır.
Yargıtay örnek karar "karı kocanın evliliği dört yılı doldurmasına, rağmen davacı kadının talebine rağmen davalı kocanın davacı karısını yanına yurtdışına götürmediği, aile birliği görevlerini yerine getirmediği, davacı karısının temel ihtiyaçlarını sağlamadığı,
Türkiye'ye yıllık izinlerinde geldiğinde de davalı karısına ilgisiz davrandığı toplanan kanıtlardan anlaşılmış olup davalı kocanın bu tavırlarının ortak yaşam ve evlilik birliğini temelden sarsıcı özellikte olup boşanmaya karar verilmesi gerekir".
Eşlerden herhangi birinin yurt dışında çalıştığı durumda eşini yanına almaması eşin iradesi nedeniyle olması gerekir. Yoksa başvuru yapılmasına rağmen çalıştığı devletin eşine vize vermemesi durumunda yurt dışında çalışan eş bakımından haklılık oluşturur.
Boşanma Avukatı Haberleri
Boşanma avukatının haberleri son zamanlarda boşanma vakalarının artması nedeni ile gündemde sık yer almaya başlamıştır. Boşanma davalarında boşama nedeni olarak karşımıza en çok aldatma ile şiddetli geçimsizlik çıkmaktadır.
Çiftler çoğu zaman davanın daha kısa sürmesini istedikleri ve daha az masraf ödeyerek boşanmayı sonlandırmak için anlaşmalı olarak boşanmayı tercih etmektedirler. Boşanma avukatı görevi burada tarafların anlaşmaya varamadığı konularda anlaşma sağlanması ile boşanmanın hukuki sürecinin en iyi şekilde yönetilmesidir.
Boşanma, evli iki kişinin evlilik bağlarını yasal olarak sonlandırdığı bir süreçtir. Bir evliliği sonlandırma sebepleri genellikle çiftler arasında kişisel ve duygusal farklılıklardan kaynaklanır. Bu, eşler arasında anlaşmazlık, sadakatsizlik, maddi sorunlar, evliliğe dair farklı beklentiler veya diğer kişisel sorunlar olabilir.
Boşanma, çiftler ve aileleri üzerinde genellikle büyük bir etkiye sahip olabilir. Çocukların varlığı durumunda, çocukların velayeti ve nafaka gibi konuları içerir. Ayrıca, çiftlerin ortak mülkiyet hakları ve finansal sorumlulukları da genellikle boşanma sürecinde ele alınır.
50 Soruda Boşanma Davası Nasıl Açılır? Anlaşmalı Mı, Çekişmeli Mi Boşanmalıyım?
Günümüzde hem anlaşmalı hem de çekişmeli boşanma davalarının sayısı artmış durumda. Mal paylaşımı, tazminat, ziynet, nafaka, velayet boşanma davalarında öne çıkan konular arasında yer alıyor.
Türk Medeni Kanunu, boşanma nedenlerini ikiye ayırıyor. Bu nedenler genel olabileceği gibi özel de olabiliyor. Genel boşanma sebebi denildiği zaman evlilik birliğinin temelinden sarsılması akla geliyor. Eski kanunda bu duruma şiddetli geçimsizlik adı veriliyordu. Özel boşanma sebeplerine baktığımız zaman ise şunlar sıralanabilir:
- Hayata kast,
- Zina,
- Pek kötü davranış,
- Onur kırıcı davranış,
- Suç işleme,
- Haysiyetsizlik,
- Akıl sağlığı problemleri,
- Terk etme durumları boşanmanın özel nedenleri arasında yer alıyor.
Çekişmeli boşanma davası açılacaksa kişinin mutlaka özel veya genel boşanma nedenlerinden dolayı mahkemeye başvurması gerekecektir.
Boşanma Davalarının Türleri Nelerdir?
Boşanma davaları anlaşmalı ve çekişmeli olmak üzere iki farklı kategoride incelenebilir. Anlaşmalı boşanma olması halinde boşanma tek celsede gerçekleşir. Taraflar boşanma ve boşanma ile ilgili konular hakkında anlaşmaya varmış olurlar.
Çekişmeli boşanma davasına bakıldığı zaman ise taraflardan bir tanesinin maddi ve manevi tazminat, boşanma, nafaka, velayet ve benzeri konularda anlaşmadığı bilinir. Uzlaşma olmadığı zaman çekişmeli boşanma söz konusu olur. Çekişmeli boşanma olduğu zaman dava tek celsede son bulmaz. Dava süresi uzar.
Hangi Mahkemeye Boşanma Davası Açılır?
Boşanma avası açmak için aile mahkemelerine başvurmak gerekir. Aile mahkemesinin olmadığı iller olabilir. Bu durumda aile mahkemesi sıfatı ile asliye hukuk mahkemeleri görevli olur. Yer açısından yetkili mahkeme eşlerin son 6 ay içinde ikamet ettikleri ya da eşlerden birinin yerleşim yeri tercih edilebilir.
Aile Mahkemesine boşanma talepli dava dilekçesi düzenlenir. Eğer anlaşmalı boşanma davası açılacaksa dilekçe ile birlikte anlaşmalı boşanma protokolünün de düzenlenmesi gerekir. Davacı belgelerini eksiksiz bir şekilde hazırlamalıdır. Adliyede tevzi bürosuna başvuru yapılıp yatırılması gereken harçlar yatırılarak dava açma işlemleri halledilebilir.
Boşanma Davası Ne Kadara Mal olur?
Boşanma Davası açmak isteyen kişinin mutlaka harcını yatırması gerekir. Başvuru ve peşin harç ile birlikte mahkemenin posta giderlerini de gider avansı ile birlikte yatırmak gerekir.
Çekişmeli Boşanma ve Anlaşmalı Boşanma Nedir?
Çekişmeli boşanma davaları taraflardan birisinin ya da her ikisinin boşanma ile ilgili bir konu hakkında anlaşamamalarından kaynaklanmaktadır. Örneğin bir kişinin boşanmak istemesi ancak diğer tarafın boşanmak istememesi çekişmeli boşanmayı doğuracaktır.
Her iki taraf boşanmayı istiyor olsa bile taraflardan bir tanesinin nafaka, tazminat, mal paylaşımı gibi konularda anlaşmaması halinde de çekişmeli boşanma söz konusu olacaktır.
Anlaşmalı boşanma düşünen kişilerin evlilikleri tek celsede sona eder. Bu kişiler boşanma ve boşanmaya bağlı sonuçlar konusunda fikir birliğine varmışlardır. Anlaşmalı boşanma davaları çekişmeli boşanma davalarına kıyasla daha kısa sürmektedir.
Boşanma Davası Süresi Ne Kadar?
Boşanma davalarının ne kadar süreceği bazı etmenlere göre belirlenmektedir. Mahkemenin iş yoğunluğu, dosyadaki delillerin toplanması, tebligat süresi gibi durumlara göre değişkenlikler olmaktadır.
Eğer anlaşmalı olarak boşanma gerçekleşecekse mahkemelerin özel durumları dışında dava 1 hafta ile 1 ay arasında sürer. Çekişmeli boşanma davası için ise 1 sene ile 1,5 sene arasında bir zaman gerekebilir.
Boşanma Davasını İlk Açan Taraf Olmanın Avantajı Var mı?
Genellikle boşanma davasını açan taraf olmanın avantajlı olduğu düşünülmektedir. Ancak davada ilk açan taraf olmanın bir avantajı yoktur. Yalnızca uygun delillerin olması kişinin mahkemede avantajlı konumda olmasını sağlayacaktır. Eşin dava açması durumunda karşı taraf açılan davaya karşı davayı isterse açabilir.
Boşanma Davası Sona Erer Ermez Kadınların Evlenmesi Mümkün müdür?
Kadınların yeniden evlenebilmesi için ilk olarak mahkemenin kesin karar vermiş olması gerekir. Kararın kesinleşmesinin üzerinden 300 gün dolmadan evlilik mümkün olmayacaktır. Kanunda bu kararın verilmesi ile birlikte nesebin karışmasını önlemek amaçlanmıştır.
300 gün içinde kadının doğum yapması halinde süre sona erer ve çocuk babası boşanılan baba olur. Çocuğun babası boşanılan kişi değil ise çocuk soy bağının reddi davasını açma hakkına sahip olur. 300 gün bekleme süresi iddet müddeti olarak da bilinir. Kadının bekleme süresinin kaldırılması için dava açması da mümkündür.
Kadın eğer iddet müddetinin kaldırılması için dava açacaksa, mahkemeye hamile olmadığına dair resmi belgeleri ile birlikte başvurması gerekir. Kadın gerekli belgeler ile başvuru yaptığı taktirde ve mahkemenin gönderdiği sağlık kuruluşlarından hamile olmadığına dair alacakları sağlık raporu ile bu süreyi bekleme zorunluluğunu ortadan kaldırmış olacaktır. Kadın bu süreyi ortadan kaldırarak boşandıktan sonra 300 gün içinde de hayatını bir başkasıyla birleştirebilecektir.
Boşanma Davası için Ekonomik Durum Araştırması Yapılır mı?
Evet. Mahkeme tarafından SED araştırması yapılır. SED, sosyal ekonomik durum kelimelerinin baş harflerinden oluşturulmuş bir kısaltmadır. İlgili emniyete müzekkere yazılmaktadır.
Eşlerin bağlı olduğu emniyet birimi bu işlemi gerçekleştirecektir. Bu araştırma ile birlikte tarafların aylık gelirinin ne olduğu, üzerine kayıtlı varsa mallar, evin kira olup olmadığı gibi sorgulamalar yapılır. Bütün bu sorgulamalar rapor olarak düzenlenmektedir.
Boşanma Davası Duruşmalarına Katılmak Zorunda mıyım?
Eğer boşanma davasını açan kişilerin avukatları varsa, bu kişilerin davalarına katılmak gibi bir zorunlulukları bulunmuyor. Tarafların vekili müvekkillerini temsilen duruşmaya katılırlar. Eğer davacının avukatı yoksa, kişilerin duruşmaya katılma zorunluluğu doğmaktadır.
Bu kişilerin mazeretsiz olarak duruşmaya katılmamaları ve dosyayı takip etmemeleri halinde, dosyaları işlemden kaldırılacaktır. Bu nedenle katılım zorunludur denebilir.
Her İki Taraf da Boşanmak İstemiyorsa Ne Yapılır?
Eğer taraflar boşanma konusunda anlaşmaya varamadılarsa bu durumda çekişmeli boşanma davası açılmaktadır. Dava açacak olan eşin boşanma nedenlerini ve boşanma talebini içeren bir dilekçe hazırlaması gerekir. İlgili mahkemeye başvuru yapıldıktan sonra da boşanma işlemleri başlamış olur.
Boşanma Davalarında Kadın Hakları Nelerdir?
Boşanma davalarında eğer şiddet öğesi bulunuyorsa, kadın eşine 6284 sayılı kanuna dayanarak uzaklaştırma kararı çıkarma hakkına sahiptir. Şiddet görmeyen ancak şiddet görme tehlikesi olan kadınlar da bu haklardan faydalanabilir. Kadın boşanma davası devam ederken çocukları ile birlikte ortak konutta kalma hakkına sahiptir. Eğer uzaklaştırma kararı varsa, ortak konutun özgülenmesi yönünde talep de eklenir.
Kadının herhangi bir yerden gelen geliri yoksa, boşanma davası devam ederken kadın kendisi için ve çocuğu için nafaka talep etme hakkına sahiptir.
Boşanma Davalarında Erkek Hakları Nelerdir?
Her ne kadar toplumda nafakanın kadınlar tarafından talep edilebileceğine ilişkin bir algı olsa da, aslında kadınlar da nafaka ödemek durumunda olabilirler. Yasalara göre hem erkekler hem de kadınlar nafaka talebinde bulunabilirler.
Erkek eşin çocuğun velayetini talep etme hakkı bulunur. Eğer velayet kendine verilirse bu durumda annenin iştirak nafakası ödemesi için karar verilmesini talep edebilir. Yine benzer şekilde tazminat da her iki eş tarafından talep edilebilir. Evliliğin bitmesi konusunda kusurlu olan eş kusuru oranı tazminat talebinde bulunabilir.
Son olarak belirtmek gerekir ki şiddet sadece kadına değil erkeklere de uygulanabilmektedir ayrıca şiddet fiziksel olması yanında psikolojik, maddi veya sosyal şiddet olarak da karşımıza çıkmaktadır. Bu anlamda erkek eşin de mevcut yada muhtemel bir şiddet eylemine karşı 6284 sayılı yasanın verdiği imkanlardan faydalanabilme imkanı bulunmaktadır.
Boşanma Davası için Avukat Tutmak Zorunlu mudur?
Boşanma davası açmak için avukat tutma zorunluluğu bulunmuyor. Kişi kendi hukuki uyuşmazlıklarını avukat desteğine ihtiyaç duymaksızın kendisi yürütebiliyor ve kendisi mahkemeye dava açabiliyor. Yani avukat tutmak zorunlu değildir, isteğe göredir. Aile Hukuku ve Yargıtayın emsal kararlarına hakim olmayan bir kişinin açacağı boşanma davasında ciddi hak kayıpları yaşanabileceğinden avukatla temsil edilmenin taraflara önemli avantajlar sağlayacağı muhakkatır. Aile hukukunda yeterli tecrübeye sahip olmayan bir kişinin takip ettiği davadan geri dönülmez kayıplar yaşaması oldukça yüksek ihtimaldir.
Her işin uzmanı olduğu gibi boşanma konusunda da uzman kişiler bulunmaktadır. Dava açarken işin uzmanına başvurulması sayesinde hukuksal kayıpların önüne geçilmiş olur. Ayrıca avukatlar size davada nasıl bir yol izlenmesi gerektiği konusunda da yol gösterecektir. Bu nedenle boşanmayı düşünen kişilere avukat tutması önerilmektedir.
Anlaşmalı Boşanma Davası Nasıl Açılır?
Anlaşmalı boşanma davası açabilmek için tarafların boşanma ve boşanma unsurları konusunda tam bir anlaşma sağlamış olması gerekir. Tarafların anlaşmalı boşanma protokolü ile birlikte dava dilekçesi düzenlemesi gerekir.
Hazırlanan protokolün bir nüshası mahkeme dosyasına giderken diğer iki nüshası da taraflara verilir. Yani nüshaların toplamda 3 tane düzenlenmesi gerekir. Nüshaların her birinde ıslak imza bulunması zorunludur. Protokoller ile birlikte dilekçe de olmalıdır. Bu şekilde kişiler davalarını açabilirler.
Anlaşmalı Boşanma Davası Açmak İstiyorum, Avukat Tutmam Gerekli mi?
İnsanlar anlaşmalı boşanmanın tek celsede sona erdiğini ve kolay bir dava olduğunu düşündükleri için avukat tutmak istemiyorlar. Ancak çiftlerin evlilikten gelen haklarını bilmedikleri için avukat tutulması halinde hak kayıplarına uğradıklarını bilmiyorlar.
Boşanma sonrasında yeniden davalar açılarak hak kayıpları giderilmek istenmektedir. Ancak bu duruma en başından düşmemek için avukat tutmak yeterli olacaktır. En az bir avukat ile boşanma davası açmak haklarınızı korur ve sonradan pişmanlık yaşamanızın önüne geçer.
Anlaşmalı Boşanma Davasında Anlaşmalı Boşanma Protokolüne Hakim Müdahale Edebilir Mi?
Anlaşmalı boşanma protokolü, tarafların velayet, nafaka, tazminat ve diğer temel konularda tam olarak anlaşması ile bunu mahkemeye bildirmek üzere oluşturdukları protokoldür. Bu protokol ile taraflar evliliğin nasıl ortadan kaldırılacağı konusunda anlaşmaya varırlar. Tarafların anlaşmaları oldukça önemli olsa da, anlaşma hükümlerinin hukuka, ahlaka ve müşterek çocuk varsa, onun menfaatlerine uygun olması gerekmektedir. Bu noktada, hâkim protokole müdahale edebilir.
Müşterek çocukla velayeti kendisine verilmeyen ebeveynin kişisel ilişki süreleri konusunda kanun çocukla münasebetinde anne baba ilişkilerinin sağlıklı bir şekilde kurulması için görüşme zamanlarının dengeli bir şekilde düzenlenmesi için gerektiğinde müdahale edebilmektedir.
Örnek vermek gerekirse her hafta sonu çocukla velayeti kendisine verilemeyen tarafın kişisel ilişki kurulması konusundaki taraflar arasındaki anlaşma velayeti kendisine verilen ebeveynin velayet görevini yerine getirmesine engel olabileceğinden hâkimin müdahalesini gerektirebilecektir
Anlaşmalı Boşanma Davasında Nafaka İstenmemişse Sonradan İstenebilir Mi
Anlaşmalı boşanma protokolünde belirlenen şartlar boşanma davasının gerekçeli kararında yazılarak kesinleştikten sonra bu şartların bazılarında yeniden dava açmak ve hak sahibi olma imkanı kalmamaktadır.
Örneğin kendisi için yoksulluk nafakası istemeyen kadın boşanma kararı kesinleştikten sonra kendisi için yoksulluk nafakası talep edemeyecektir. Ancak bu kapsama müşterek çocukla ilgili velayet ve iştirak nafakası girmemektedir zira müşterek çocuğun üstün yararı gerektirdiği takdirde hakim her zaman çocukla ilgili konularda yeniden karar verebilecektir.
Müşterek Çocuğun velayeti her zaman anneye mi verilir
Müşterek çocuğun velayetinin her zaman anneye verilmesi gibi bir durum söz konusu olmamakla birlikte annenin velayeti almak istememesi ya da müşterek çocuğun menfaatlerine uygun olmaması halleri dışında çocuğun velayetinin genellikle anneye verildiği görülmektedir. Son uygulamalarda ise çocuğun velayeti konusunda mahkeme hakiminin de bizzat çocuğu dinleyerek karar verdiği durumlar da yaşanmaktadır.
Velayet Hangi Durumlarda Anneye Verilmez
Velayet davalarında velayetin anneye verilmediği durumlar söz konusu olabilir ve annenin çocuğa zararlı olduğu açıkça görülüyorsa ya da anne çocuğa bakma konusunda yetersizse çocuğun velayeti babaya verilebilir. Ancak velayet davalarında en dikkat edilen noktalardan birisi çocuğun yaşı ve çocuğun çıkarıdır, hakimler bunu düşünerek karar vermektedir.
Çocuk 0-3 yaş aralığında ise annenin her türlü bakımına ihtiyacı olduğu düşünülerek annenin işi, evi, yaşam tarzı önemli olmaksızın çocuğun velayeti anneye verilir. Ancak 0-3 yaş aralığında çocuğun velayetinin babaya verildiği istisnai durumlarda olmuştur, olabilir.
Velayetin Babaya Verilmesini Gerektiren Haller
Velayet davalarında çocuklar annelik ihtiyacı gereği anneye verilmektedir. Ancak belli bir yaştan büyük çocukların velayeti bazı durumlarda babaya da verilebilmektedir. Örneğin anne çocuğun velayetini babaya vermek isterse yine bakılacak pek çok kriter söz konusudur ancak babanın da velayeti almak istemesi durumu kolaylaştıracaktır. Anne evlenirse velayet babaya verilir mi sorusu da oldukça merak edilen sorulardan birisidir.
Evlilik velayetin babaya verilmesi için tek başına bir sebep olmamaktır. Annede ki velayetin babaya verilmesini gerektirecek öncelikli durumlar annenin çocuğa karşı sorumluluklarını yerine getirmiyor olması, çocuğun ihtiyaçlarını karşılayamıyor olmasıdır.
Velayet Hangi Durumlarda Değiştirilir
Velayetin değişmesini gerektiren durumlar çocuğun menfaatinin gözetilmediği tüm durumlardır. Çocuk velayet hakkının bulunduğu ebeveynin yanında sağlıklı ve mutlu değilse, bakım ve ihtiyaçları karşılanmıyorsa mahkeme kendi kararı ile velayet değişikliği yapabilir veya velayet değiştirme davası açılabilir.
Velayet değiştirme davası için herhangi bir süre sınırı yoktur. Velayet hakkı elinde olan ebeveynin ölümü, ciddi hastalığı, başka bir şehre veya ülkeye taşınması da velayet değişikli için geçerli olabilecek nedenlerdir.
Anlaşmalı Velayet Değişikliği Durumunda Kullanılacak Örnek Dilekçe
Anlaşmalı olarak yapılacak olan velayet değişikliklerinde taraflardan birisi mahkemeye başvurmalı ve taraflar isteklerini hâkim ile paylaşmalıdır. Velayet devri dava dilekçesi ile birlikte anlaşmalı velayet değişikli için dava açılabilir ve taraflar isteklerini belirttiğinde öncelikli olarak çocuğun menfaati göz önünde bulundurularak gerekli karar verilir. Ortak velayet dilekçesi vermek de yollardan birisidir.
Bu durumda süreç bir miktar daha hızlanabilir ancak şunu unutmamakta fayda var ki velayet değişikli davasında da hâkim öncelikli olarak çocuğun menfaatini gözetecek ve bu yönde karar verecektir.
Müşterek çocukla velayeti kendisine verilmeyen eşin kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde nelere dikkat edilir
Müşterek çocuğun yaşı, eğitim seviyesi, özel durumları, velayeti kendisinde olmayan eşin çocukla aynı şehirde yaşayıp yaşamaması, bağımsız bir konutunun olup olmaması gibi durumlar çocukla velayeti kendisine verilmeyen eş arasındaki kişisel ilişkinin belirlenmesinde dikkat edilen hususlardır.
Mahkeme bu konularda uzman görüşü alarak karar vermektedir. Yeni gelişen durumlarda da hakim bu konularda yeniden düzenleme yapabilmektedir.
Müşterek çocuk için nafaka nasıl belirlenir
Medeni Kanunun ilgili maddesinde velayeti kendisine verilmeyen eşin çocuğun sağlık, eğitim ve bakım giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğunu belirlenmiştir. Buna göre velayeti kendisine verilmeyen eş gelir durumuna göre müşterek çocuğun giderlerine katılacaktır.
Müşterek çocuğun eğitim giderlerinin baba tarafından karşılanmasına karar verilebilir mi?
Anlaşmalı boşanma davasında müşterek çocuk yada çocukların eğitim giderlerinin baba tarafından yada eşit olarak taraflarca karşılanacağına kararlaştırılabilir Anlaşmalı boşanma ile evlilik bittikten sonra çocuğun velayeti ve nafaka konusunda yeniden taleple değişiklik yapma hakkı var mıdır?
Evlilik birliği her ne kadar boşanma ile sonuçlanmış olsa da müşterek çocuğun menfaatleri gereği her zaman velayetin değişikliği ve iştirak nafakasının miktarında değişiklik için dava açma hakkı bulunmaktadır.
Nafaka Hangi Durumlarda Alınmaz?
Nafaka kime verilmez konusuna mahkeme karar vermektedir ve kusurlu olan tarafa nafaka verilmemektedir. Ayrıca tarafların nafaka talep etmeleri gerekmektedir eğer nafaka talep edilmez ise mahkemeye aksi bildirilmedikçe mahkeme tarafından nafaka kararı alınmayacaktır. Nafakanın türleri bulunmaktadır ve bu türlerin farklı özellikleri yer almaktadır. Bu özelliklere göre ise nafakayı kimin alıp kimin alamayacağına karar verilmektedir.
Örneğin yoksulluk nafakası almak isteyen bir kişinin boşanma davası dilekçesine bunu bildirmesi gerekmektedir. Eğer dilekçede bu bilgiye yer vermez ise dava sürecinde nafakaya yönelik herhangi bir yaptırım uygulanmayacaktır. Nafaka almak için belli şartlar bulunmaktadır. İştirak nafakası sadece çocuğa yönelik verilmekte olan bir nafakadır ve çocuğun masraflarını karşılamak amacı ile verilmektedir. Çocuksuz aileler iştirak nafakası alamamaktadır.
Nafaka Kaç Gün Ödenmezse Dava Açılır?
Nafaka ödememe süresi mahkeme tarafından 3 ay olarak belirlenmiştir. Eğer 3 ay boyunca kişi nafaka borcunu ödemez ise bu durumda hakkında şikayet ortaya çıkabilmektedir. Nafaka ödemeleri 3 ay boyunca yapılmadığı takdirde ödeme yapacak kişiye hapis cezası da verilebilmektedir. Ödeme alacak taraf bir dilekçe ile suç duyurusunda bulunabilir ve nafaka ödemesi talep edebilir.
Bu neden ile nafaka ödemesi yapan tarafın ödemelerini geciktirmemesi tavsiye edilmektedir. Nafaka cezası 3 aylık hapis cezasıdır ancak para cezasına dönüştürülmesi için fırsat da sunulmaktadır. Nafaka cezası sürdürülebilir bir şekilde verilebilmektedir. Bu neden ile nafaka ödemelerinin tam olarak yatırılması gerekmektedir.
Nafaka Ödememe Cezası
Nafaka davası açmak için herhangi bir sınır bulunmamaktadır. Eğer ödeme yapacak olan taraf ödemelerini aksatıyor ya da 3 aylık dönem boyunca ödemiyor ise her ödemediğinde alacaklı olan taraf ceza davası açabilmektedir. Ödenmeyen her nafaka için mahkemeye başvuru yapılabilmektedir. Nafaka ödememe suçu için suç duyurusunda bulunmak isteyenlerin dilekçe yazması gerekmektedir.
Nafaka Alamama Durumu
Nafaka alamama durumu bulunmakta ve durumdan birçok kişi rahatsız olmaktadır. Boşanma davasında kusurlu olan ya da diğer tarafa göre daha çok kusurlu olan kişiler nafaka talep edememektedir. Genellikle davayı açan taraf nafaka alabilmektedir.
Düğünde takılan altınlar boşanma davası ile birlikte erkekten talep edilebilir mi?
Taraflar arasında aksine bir anlaşma olmadığı ve kadın tarafından bağışlandığı ispatlanmadıkça düğünde takılan kadına özgülenen takıların bozdurulması halinde kadına iade edilmesi gerekmektedir.
Yargıtay son yerleşik içtihatlarıyla altının kadına özgü olup olmaması noktasında bir ayrıma giderek bu şekilde takılan altınların kadına özgü olanların hangi eşe takılmış olursa olsun kadın eşe bağışlanmış sayılmasına ve onun kişisel malı niteliği kazandığına karar vermiştir. Bu anlamda düğünde takılan altınlar için boşanma davasıyla iade talep edilebileceği gibi boşanma davasından ayrı bir dava ile de talep edilebilir.
Ziynetler aynen mi nakden mi talep edilebilir?
Ziynetlerin mümkünse aynen değilse bedelinin verilmesi yoluyla iadesi talep edilebilir.
Ziynetlerin hangi tarihteki değerleri talep edilebilir?
Ziynet sayılan altınlar her ne kadar değeri sürekli yükseliş gösterse ve dava açılışı ile karar tarihi arasında uzun bir süre geçmekteyse de ziynetlerin iadesi davasında dava açılış tarihindeki değerleri talep edilebilecektir. Dava tarihinden itibaren işleyecek faizi de ziynetlerin iadesi davasında talep edilebilecektir.
Evlilik sözleşmesine taraflar birbirlerini aldatmayacaklarına dair şart ekleyebilirler mi?
Evlilik Sözleşmesinin her ne kadar evlilikle ilgili tüm konularda bağlayıcı olacağına dair bir inanış varsa gerçek bunun tam tersi olup taraflar sadece evlilik birliğinde mal rejiminin türü evlilik birliğinde edinilen malların kime ait olacağı gibi konularda yani evliliğin maddi konularında düzenleme yapabileceklerdir.
Bunun dışında kişilerin tasarrufundaki hak ve hürriyetleri konusunda bağlayıcı şartların belirlenmesi ve uygulanması mümkün değildir.
Evlilik sözleşmesi geriye dönük düzenlenebilir mi?
Evlilik sözleşmesi Türk Hukukunda sadece Medeni Kanunun ilk yürürlüğe girdiği yıl tarafların medeni kanun yasalaşmadan önceki mal rejimlerine geri dönmek istediklerine dair beyanda bulunabilmeleri amacıyla tanınmış olup bunun dışında tarafların evlilik sözleşmesini geriye dönük olarak düzenlemeleri mümkün değildir Sözleşme tarihinden geçerli olmak üzere uygulanabilecektir.
Eşlerin evlilikleri süresince edindikleri her şey ortak mıdır
Taraflar evlendikleri sırada başka bir mal rejimini seçmedikleri takdirde edinilmiş mallara katılma rejimine göre mal varlıklarının tasfiyesi gerekir. Eşlerin evlilikleri içinde emekleri karşılığı edindikleri her şey edinilmiş mal kabul edilir ve boşanma sırasında bu mal varlıklarının değeri taraflarca paylaşılır.
Eşlere miras kalan mallar da boşanma sırasında paylaşılır mı?
Miras kalan mallar miras hangi eşe kalmışsa o eşin kişisel malı kabul edilir ve paylaşıma tabi tutulmaz.
Evlilik birliği içinde krediyle alınan malların paylaşımı nasıl olur?
Evlilik içinde ödenen her türlü kredi ile borcu ödenen her türlü malvarlığının “krediyle ödenen bölümü edinilmiş mal kabul edilir. Bu nedenle, mal kendi adına kayıtlı olmayan eş evlilik içinde ödenen kredi miktarı üzerinden hak iddia edebilir.
Evlilik birliği içinde ödenen kredinin hangi eş tarafından ödendiğinin hiçbir önemi yoktur.Kalan kredi borcu mal varlığı kimin adına kayıtlı ise genel olarak onun tarafından ödenmek zorundadır.
Eşlerin evlilik içinde satılan malları da boşanma sırasında paylaşıma girer mi
Eşlerine evlilik birliğinde satılan mal varlıkları da paylaşıma tabi tutulur. Bu anlamda “boşanma davasının açıldığı tarihe kadar edinilmiş olan” ve devredilen tüm mallar, boşanmada mal paylaşımına dâhil edilir. Yani edinilen mallar satılsa dahi bu mallar dava sırasında bilirkişi incelemesi ile değerleri tespit edilerek diğer eşin katılma alacağı tespit edilir.
Boşanma davası açıldıktan sonra edinilen mallar paylaşılır mı?
Boşanma davası açıldığı anda taraflar arasında yasal mal rejimi sona ermiş olduğundan boşanma davası açıldıktan sonra edinilen mallar tarafların kişisel malı sayılır ve paylaşılmaz.
Evlilik sırasında alınan malların paylaşılması istenmiyorsa ne yapılmalıdır?
Eşler evlilik içinde sahip oldukları malvarlıklarını paylaşmak istemiyorlarsa buna göre bir mal paylaşımı sözleşmesi yapabilirler. Eşler evlenirken veya evlendikten sonra istedikleri mal rejimini seçebilirler. Eşler, evlilik içinde edinilen malların paylaşıma tabi tutulmasını istemiyorsa sözleşme yaparak Mal Ayrılığı Rejimini seçebilir.
Eşlerin boşanma davası sürecinde mal kaçırması nasıl engellenir?
Eşlerin boşanma davası açıldığı sırada diğer eşe tazminat ödememek veya mal paylaşımı sonucunda yükümlülüklerini yerine getirmemek için başvurdukları bir yoldur. Buna engel olmak için mal rejimi davası ile mal varlıklarının devrinin engellenmesi için ihtiyati tedbir konulması gerekmektedir.
Davaya bakan hakim davalıya ait malların satışını engellemek için malların tapu kaydına ihtiyati tedbir konulmasına karar vermektedir.
Boşanma davası açıldıktan sonra tarafların evlilik birliği için çekilen kredilerin ödemesi nasıl olur
Boşanma davası açıldıktan sonra eşlerden birinin kullanmış olduğu bireysel kredilerde banka kredi borcunu sadece borçlu olan kişiden tahsil eder.
Yani eşin borçlarından diğer eş sorumlu değildir. Aksi ispatlanabilirse yani çekilen kredinin diğer eşin kişisel bir borcu olduğu ispatlanabilirse bundan diğer eşin sorumlu olacağına mahkemece hükmedilir.
Eşlerin evlilik birliği içinde edinilen malların kaçırılması dolayısıyla 3. Kişiden talep edebileceği hakları var mıdır
Eşler diğer eşin alacak taleplerini sonuçsuz kılmak amacıyla adına kayıtlı mal varlıklarını dava dışı kişilere devredebilir. Bunun sonucu olarak davalıya karşı açılan davalarda borçlu eşin malvarlığı diğer eşin alacak hakkını karşılamaya yetmezse, Medeni Kanunun 241. Maddesine göre alacaklı eş, karşılıksız kazandırmalardan faydalanarak malı devralan üçüncü Kişiden eksik kalan alacak miktarını isteyebilir
Mal rejimi davalarında zamanaşımı süresi var mıdır?
Mal rejimi davalarında zamanaşımı 10 yıldır bu süre de boşanma davasının kesinleşmesinden itibaren başlayacak olup bu süre boşanma davasının kesinleşmesine kadar başlamayacaktır.
Evlilik Sözleşmesi Ne Zaman Yürürlüğe Girdi?
Evlilik sözleşmesi yürürlüğe girme zamanı evliliğin başlaması ile aynı tarihtir. Bu sözleşme tamamen evlilik üzerine kurulu bir anlaşma olmasından dolayı evliliğin bitmesi ile de sona ermiş olur. Evlilik sözleşmesi zamanı evliliğin başlangıcı ve bitişi ile sınırlıdır desek yanlış olmaz.
Kanunlarımıza göre evlilik sözleşmesi yapmak zorunluluğu bulunmaz. Dileyen kişiler isteklerine bağlı olarak sözleşme düzenleyebilir, dileyenler de sözleşme yapmadan evliliklerini devam ettirebilir ve anlaşmazlık olması halinde norma çiftler gibi boşanabilirler.
Evlilik Sözleşmesi Yapılmazsa Ne Olur?
Evlilik anlaşması yapmak istemeyen çiftler Medeni Kanun’da yer alan evlilik sözleşmesi kurallarına tabi tutulmuş olurlar. Buna edinilmiş mallara katılma rejimi adı da verilir. Bazı durumlarda evlilik sözleşmesi sonradan değiştirilmek istenebilir.
Evlilik sözleşmesi hazırlamak isteyen kişilere hitap eden ortak bir evlilik sözleşmesi taslağından söz etmek mümkün değildir. Genellikle taraflar kendi istek, ihtiyaç ve talepleri doğrultusunda evlilik sözleşmesi maddelerini hazırlarlar. Bu süreçte bir avukattan destek almak tarafların daha iyi bir sözleşme hazırlayabilmesi açısından önemlidir.
Evlilik Sözleşmesi Nerede Olur?
Evlilik sözleşmesi yapılan yer noterlerdir. Evlilik sözleşmesinin maddeleri konusunda netliğe varmanız gerekiyor. Bunun için iyi bir aile avukatı ile birlikte çalışmaya özen gösterin. Ne istediğinizi, neye ihtiyaç duyduğunuz ve bu anlaşmayı yapmakta amacınızın ne olduğunu iyi belirlediğinizden emin olun. Evlilik anlaşması için maddeleri hazırladıysanız şimdi sıra notere giderek bu sözleşmenin maddelerini onaylatmakta.
Notere başvuru yaptığınız sırada yanınızda kimlik belgeniz ile 3 adet vesikalık fotoğrafınızın bulunması zorunludur. Eğer siz ya da karşı taraf yabancı ise bu belgeler yerine yeminli tercümesi olan pasaportun bulundurulması zorunludur. Belgelerin eksik olması halinde başvurunuzun usulen reddedileceğinizi bilmenizde fayda var.
Evlilik Sözleşmesi Yapma Zorunluluğu Bulunuyor mu?
Evlilik sözleşmesi için avukat tutmak, bu sözleşmeyi hazırlamak, notere gitmek ya da başka nedenlere bağlı olarak bu sözleşmeyi yapmak istemeyebilirsiniz. Bir çok insan bu sözleşmeyi evlilik kurumuna zarar veren bir kağıt olarak görmektedir. Siz de böyle düşünenlerdenseniz bu sözleşmeyi yapmak zorunda değilsiniz. Medeni kanun bu konuda tarafları özgür bırakmıştır.
Boşanma Hangi Durumlarda Tazminat Alınır?
Boşanmada hangi durumlarda tazminat talebinde bulunabilirim diyenlerin ortada maddi ya da manevi anlamda ortaya bir zarar çıkmış olması gerekmektedir. Üzüntü duymak, para ya da ekonomik değeri olan bir şeyleri yitirmiş olmak durumlarının tümü boşanma davalarında tazminat alınmasına neden olabilir.
Tazminatlı boşanma davalarında tazminat talebinde bulunan kişinin tamamen kusursuz olması gerekmektedir. Kusurlu olan taraf, yasa gereği talepte bulunamaz.
Boşanma Davalarında Tazminat Miktarının Belirlenmesinde Etkili Olan Ölçütler Nelerdir?
Boşanma davasında mahkeme tazminatı ödeyen taraf için hakkaniyet ilkesine uygun olarak karar verir. Karar verirken davacı olan tarafın eşten makul miktarlarda tazminat istediğinden emin olur. Eşlerin çalışıp çalışmadığı, eşlerin birlikte oldukları dönemde oturdukları evin özellikleri, tarafların evlilik içinde bulunduğu durumları göz önünde bulundurulur.
Tazminat talebinde bulunan kişinin talebinin amacına uygun olmaması halinde talep mahkeme tarafından reddedilir. Tazminat ödemek için dönemsel olarak ödemeyi alacak olan kişinin banka hesabına para yatırılır. Söz konusu olan bir taşınmaz ise, tapuda gerekli işlemler yapılır.
Boşanma Davasında Ne Kadar Tazminat Alabilirim?
Boşanma davasında alınabilecek tazminat miktarı bin TL de yüz bin TL de olabilir. Boşama davalarında tazminat miktarını belirleyen bir çok etken vardır. Bunlardan en önemlisi tarafların ekonomik durumudur. Yüksek gelire sahip olan kişilerin ödemeleri beklenen tutar da yüksek olacaktır. Dar gelirli kişiler ise daha düşük meblağda ödeme yaparlar.
Tazminatlı Boşanma Davalarında Tazminat Ödemelerinde Belirleyici Etkenler Nelerdir?
Tazminatlı boşanma davasında kusurlu olan taraf ödeme yapar. Ödeme yapılmasını talep eden kişinin yüzde yüz kusursuz olması şarttır. Maddi ya da manevi tazminatlarda türün ne olduğuna bakılmaksızın ortaya bir zarar çıkmış olması şarttır. İleride boşanmanın bir sonucu olarak zararın çıkacağı düşünülüyorsa bu durumlar tazminata konu olamaz.
Boşanma davasında tazminat ödemek için ilk olarak evliliğin sona erdirilmiş olması gerekir. Bu karar mahkeme tarafından verilmiş olmalıdır. Evlilik dönemi boyunca taraflar birbirlerine maddi katkılar sağlamış olabilirler. Ev, araba ve arsa gibi. Bunlar tazminat davasının konusu değildir. Davadan bağımsız olarak ele alınırlar.
Boşanma Tazminatı Nasıl Ödenir?
Boşanma tazminatının ödenmesi için ödemeyi alacak kişinin banka hesabını tazminat ödeyecek kişiye vermesi gerekir. Eğer tazminata konu olan bir taşınmaz ise işlemler tapu dairesinde halledilir. Eğer boşanma tazminatı ücreti ödenmez ise kişinin banka hesaplarına ve bütün mal varlıklarına el ya da haciz konulabilir.
Tazminat Ödenmesinde Nasıl olur?
Tazminatlı boşanma davalarına konu olan ödeme miktarında ilk olarak ele alınan konu tarafların ekonomik durumudur. Taraflar çalışıyor mu? Aylık gelir miktarı ne kadar? Buna ek olarak toplumun genel yapısı dikkate alınır. Varsa ortak mallar nasıl idare ediliyor? Eşlerden birisi boşanmanın bir sonucu olarak sosyal güvenlik haklarından mahrum kalıyor mu? Eşin yeniden evlenme durumu söz konusu mu?
Bütün bunlar değerlendirmeye alındığı zaman mahkeme hakkaniyet ilkesini göz önünde bulundurur. Davacı olan tarafın talep etmiş olduğu tazminat miktarının gerçekçi olması beklenir. Amacına uymayan tazminatlar mahkeme tarafından reddedilir. Tazminatla birlikte barınma, giyecek, yiyecek ve bakım tedavi gibi temel ihtiyaçların karşılanması gerekmektedir.
Çekişmeli Boşanma Kaç Duruşmada Biter?
Çekişmeli boşanma davasının bitmesi için duruşma sayısı 2’den başlayıp 10’a kadar sürebilmektedir. Çekişmeli boşanma davalarında davanın türüne, özelliklerine tarafların anlaşmış olmalarına bağlı olarak süre uzayabilir ya da daha kısa olabilir. Eğer taraflar kısa sürede boşanmak isterlerse, çekişmeli boşanmadan çok anlaşmalı boşanma yoluna gitmeleri gerekmektedir.
Çekişmeli boşanma genellikle insanlar tarafından son çare olarak tercih edilmektedir. Çünkü çekişmeli boşanmalarda süreç daha uzun ve daha yıpratıcı olmaktadır.
Boşanmanın Daha Kısa Sürede Sonuç Vermesi için Yapılması Gerekenler Nelerdir?
Çekişmeli boşanma süresi kısaltılması için yapılması gereken bazı şeyler vardır. Örnek vermek gerekirse, anlaşma varılmamış konular hakkında boşanma dilekçesi hazırlamak gerekir.
Bu dilekçenin maddelerinde boşanmanın sonucu olan bütün sonuçlar ele alınmalıdır. Boşanma sonrasında çocuk varsa durumları nasıl olacak? Velayet kimde olmalı? Boşanmadan sonra ortak malların paylaşımı (varsa) nasıl yapılacak?
Bütün bu sorulara sağlıklı şekilde yanıt verilebilmesi için bir boşanma avukatından yasal olarak destek almak gerekebilir. Sizi temsil eden bir avukat olsa dahi, mahkemeye çıkmayı ihmal etmeyin.
Çekişmeli Boşanma Nasıl İlerler?
Çekişmeli boşanma sürecinin ilerlemesi aile mahkemelerine başvuru yapılması ile başlar. Başvurudan sonra davanın gerçekleşmesine bir engel olup olmadığı araştırılır. Bir engel görülmemesi halinde duruşmanın gerçekleşmesi için bir tarih belirlenir.
Taraflar boşanma sırasında kendilerini temsil etmeleri ve bu süreci daha iyi bir şekilde yönetmek için yasal olarak bir avukattan destek almayı isteyebilirler. Çekişmeli olarak boşanmak isteyen kişilerin mahkemeye bizzat katılım göstermeleri gerekmez. Çekişmeli boşanma davası uzun sürdüğünden çiftlerin en son tercih ettikleri boşanma türüdür.
Çekişmeli boşanma nasıl olur sorusuna cevap vermek gerekirse, bu dava uzun olur. Bu nedenle çiftler boşanma süreçlerinin kısaltılması için bir takim çareler ararlar. İlk olarak yapılacak işlerden bir tanesi, anlaşmaya varılamayan konuların tespit edilmesidir.
Çekişmeli boşanma davasında üzerinde anlaşılmayan konular nafaka, velayet, ortak malların paylaşımı olmak üzere çeşitli konular olabilir. Bu konuları mahkemeden önce eşiniz ile bir araya gelerek tartışın. Gerekirse yanınızda avukat bulundurun.
Boşanma Kararının Temyizi Nasıl Yapılır?
Boşanma davasında temyiz başvurusu mahkemede sonuçlanan kararın haksız olması durumunda daha yüksek yargı mercilerince kararın incelenmesinin talep edilmesidir. Boşanma davasında tarafların her biri, haksız sonuçlandığına inandığı sonuçlar için temyiz başvuru yapabilir. Türk Hukuku kapsamında temyiz makamı Yargıtay olarak görevlendirilmiştir. Boşanma kararının temyizi nasıl yapılır:
- Öncelikli olarak boşanma kararının kesinleştirilmesi gerekmektedir.
- Boşanma davası halen kesinleşmemiş ise temyize başvurulamaz.
- Davada haklı çıkmış olan tarafın da hukuki yararı olması koşuluyla temyiz talebine başvurulabilir.
- Temyiz talebi neticesinde mahkeme aracılığı ile verilen kararlar askıya alınmaz.
Temyiz harcının ödenmesi ile boşanma temyize işleme alınır. Bu aşamada Yargıtay aracılığı ile dosyadaki tüm unsurlar detaylı şekilde değerlendirilir. Şayet duruşma talep ediliyorsa, yeniden duruşma düzenlenir. Bu aşamalardan sonra ise Yargıtay aracılığı 4 sonuca karar verilebilir. Bunlar:
- Bozma,
- Onama,
- Düzelterek onama,
- Kısmen bozma
Boşanma Davasında Temyiz Sonucu Olarak Onama Kararları
Boşanma kararının kesinleşmesi ve temyiz neticesinde verilen onama kararları, mahkemenin verdiği kararın doğru olduğu anlamını taşır. Kararın kesinleştiğini ifade eden bir sonuçtur. Bunun yanı sıra bozma kararlarının niteliğinde ise kararların farklı sebeplerle bozulması ve yeniden yargılama yapılması gerekir. Bozma sebepleri ise:
- Hukukun ya da taraflar arasında bulunan sözleşmelerinin yanlış şekilde uygulanmış olması,
- Dava koşullarına aykırılık olması,
- Taraflardan birinin davanın delili için dayandığı belgelerin kabul edilmemesi,
- Karara etki edebilecek olan yargılama hataları ya da eksikleridir.
Boşanma Davasından Sonra Temyiz Sonucu Olarak Düzelterek Onama
Çekişmeli boşanmada temyiz süresi temyizin ve davanın içeriklerine göre değişir. Temyiz edilmiş olan kararın kanuna uygun olarak hükmedilmesinde yaşanan hatalar sebebiyle düzeltilmesini ifade eder.
Bu aşamada Yargıtay öncelikli olarak alınmış bütün kararlar üzerine değil, hatalı kararlar üzerinden düzeltme yapar. Kısmen bozma kararlarında ise Yargıtay yerel mahkemenin verdiği hükmü tamamen bozmaz ancak belirli unsurları düzeltir. Bu aşamada incelemeler Yargıtay Hukuk Genel Kurulu tarafından yapılmaktadır. Davanın sonuçları biraz zaman alabilir, bu durumun davanın içeriğine bağlıdır.
Örnek Boşanma Davası Sebepleri
Başka Bir Kadının Resmini Fotoğrafını Saklamak Nedeniyle Boşanma Davası veya Başka Bir Erkeğin Resmini Fotoğrafını Saklamak Nedeniyle Boşanma Davası
Evlilik birliği ve aile hayatı içerisinde karı veya kocadan herhangi birisi geçerli bir neden olmadan başka bir kadına veya erkeğe ait fotoğraf ya da resmini saklaması duygusal güveni sarsma ve zedelemeye yönelik eylem ve davranışlardan olmakla evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davasında duygusal şiddet içeren bir hareket ve davranış olduğundan dolayı boşanmaya gerekçe sayılan davranışlardandır.
Geçerli ve kabul edilebilir bir gerekçe ile başka birine ait fotoğraf ya da resmin saklanmasında kusur aranmaz. Akrabalık veya arkadaşlık ilişkilerinden dolayı bir başkasına ait fotoğrafların saklanmasında boşanma davasına gerekçe sayılacak bir husus yoktur.
Ancak karı koca arasında makul ve kabul edilebilir bir gerekçeyle saklanan başkasına ait fotoğraf veya resimlerde de eşler arasında tartışma veya kavgalara neden olmaktadır.
Bu durumda boşanma davasına gerekçe başkasına ait fotoğraflar veya resimlerden ziyade kavga ve hakaret gibi davranışlardır.
Boşanma Davasında Çeyiz Masrafları İle ilgili Maddi Tazminat Talebi
Hukuki terimi olarak çeyiz gideri; gelenek ve göreneklere göre evlenecek kadın için hazırlanan veya satın alınan her türlü kişisel eşya veya ev ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik eşyalar için ödenen giderleri ifade eder. Gelenek ve göreneklere göre kadının evlenirken koca evine aldığı eşyaya çeyiz denmektedir.
Evlilik birliği ilk olarak kurulurken ihtiyaç olan ev eşyasını günümüzde kadın ve erkek tarafı birlikte almaktadır.
Boşanma davasının eki niteliğinde olmayan çeyiz giderleri, diğer eşe karşı, sebepsiz zenginleşme hükümleri kapsamında genel görevli mahkemelerde tazminat davasına konu edilebilir.
Başka Bir Kadınla Dini Nikâhlı Birlikte Yaşamak İsteği Boşanma Nedeni Midir?
Yargıtay örnek karar "mahkemede görülen boşanma davasında boşanmaya sebep olan hadise olarak sabit görülen, davalı kocanın evlilik birliği ile ilgili sorumluluklarını yerine getirmemesi hareketi, davacı kadının kişilik haklarına müdahale ve saldırı olarak değerlendirilemez.
Davalı kocanın başka bir kadın ile dini nikâhlı olarak beraber yaşama isteğini ifade etmesinden sonra da evlilik karı koca arasında devam ettirilmiştir. Bu imam nikâhlı başka bir kadın ile yaşama isteği davacı kadın tarafından affedilmiş, en azından hoş görüyle karşılanmış sayılmalıdır.
Davalı kocadan kaynaklanan davacı kadının kişilik haklarına saldırı olarak değerlendirilebilecek başkaca maddi bir olayın varlığı da tanımlanmamış ve ifade edilmemiştir. Bu durumda, davacı kadının manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekirken: yazılı şekilde kabul edilmesi doğru görülmemiştir''.
Sırları Açıklama Nedeniyle Boşanma Davası
Sırları Açıklama; eşlerin sadakat sorumluluğu duygusal ve psikolojik sadakati de barındırdığından aile sırlarını açıklamak ve yaymak küçük düşürücü davranışlarda bulunmakla eşlerin duygusal ve psikolojik sadakat sorumluluğuna aykırı bir davranış ve hareket olmakla birlikte aynı zamanda bir boşanma nedenini oluşturur.
Karı ve kocanın aile ve yatak odasına dair sırlarını açıklamaları yakınlarına, koşularına, arkadaşlarına ve üçüncü kişilere anlatmaları evlilik birliğini ve müşterek hayatın temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davasında boşanma konusu davranış ve hareketlerden sayılmaktadır.
Eşini Yurtdışına Yanına Götürmemek Nedeniyle Boşanma Davası
Kadın ve kocanın birbirlerinden uzaklaşmasına, aralarında var olan beraberlik duygusunun yok olmasına neden olan hadiselerden birisi de yurt dışına giderken diğer eşi yanında götürmemektir.
Eşini yurtdışında yanında götürmemek tavrı ve davranışı da ortak yaşamın ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davasında duygusal şiddet barındıran bir davranış olduğundan dolayı boşanmaya gerekçe olan davranışlardandır.
Yargıtay örnek karar "karı kocanın evliliği dört yılı doldurmasına, rağmen davacı kadının talebine rağmen davalı kocanın davacı karısını yanına yurtdışına götürmediği, aile birliği görevlerini yerine getirmediği, davacı karısının temel ihtiyaçlarını sağlamadığı,
Türkiye'ye yıllık izinlerinde geldiğinde de davalı karısına ilgisiz davrandığı toplanan kanıtlardan anlaşılmış olup davalı kocanın bu tavırlarının ortak yaşam ve evlilik birliğini temelden sarsıcı özellikte olup boşanmaya karar verilmesi gerekir".
Eşlerden herhangi birinin yurt dışında çalıştığı durumda eşini yanına almaması eşin iradesi nedeniyle olması gerekir. Yoksa başvuru yapılmasına rağmen çalıştığı devletin eşine vize vermemesi durumunda yurt dışında çalışan eş bakımından haklılık oluşturur.
Boşanma Avukatı Haberleri
Boşanma avukatının haberleri son zamanlarda boşanma vakalarının artması nedeni ile gündemde sık yer almaya başlamıştır. Boşanma davalarında boşama nedeni olarak karşımıza en çok aldatma ile şiddetli geçimsizlik çıkmaktadır.
Çiftler çoğu zaman davanın daha kısa sürmesini istedikleri ve daha az masraf ödeyerek boşanmayı sonlandırmak için anlaşmalı olarak boşanmayı tercih etmektedirler. Boşanma avukatı görevi burada tarafların anlaşmaya varamadığı konularda anlaşma sağlanması ile boşanmanın hukuki sürecinin en iyi şekilde yönetilmesidir.
Boşanma, evli iki kişinin evlilik bağlarını yasal olarak sonlandırdığı bir süreçtir. Bir evliliği sonlandırma sebepleri genellikle çiftler arasında kişisel ve duygusal farklılıklardan kaynaklanır. Bu, eşler arasında anlaşmazlık, sadakatsizlik, maddi sorunlar, evliliğe dair farklı beklentiler veya diğer kişisel sorunlar olabilir.
Boşanma, çiftler ve aileleri üzerinde genellikle büyük bir etkiye sahip olabilir. Çocukların varlığı durumunda, çocukların velayeti ve nafaka gibi konuları içerir. Ayrıca, çiftlerin ortak mülkiyet hakları ve finansal sorumlulukları da genellikle boşanma sürecinde ele alınır.
50 Soruda Boşanma Davası Nasıl Açılır? Anlaşmalı Mı, Çekişmeli Mi Boşanmalıyım?
Günümüzde hem anlaşmalı hem de çekişmeli boşanma davalarının sayısı artmış durumda. Mal paylaşımı, tazminat, ziynet, nafaka, velayet boşanma davalarında öne çıkan konular arasında yer alıyor.
Türk Medeni Kanunu, boşanma nedenlerini ikiye ayırıyor. Bu nedenler genel olabileceği gibi özel de olabiliyor. Genel boşanma sebebi denildiği zaman evlilik birliğinin temelinden sarsılması akla geliyor. Eski kanunda bu duruma şiddetli geçimsizlik adı veriliyordu. Özel boşanma sebeplerine baktığımız zaman ise şunlar sıralanabilir:
- Hayata kast,
- Zina,
- Pek kötü davranış,
- Onur kırıcı davranış,
- Suç işleme,
- Haysiyetsizlik,
- Akıl sağlığı problemleri,
- Terk etme durumları boşanmanın özel nedenleri arasında yer alıyor.
Çekişmeli boşanma davası açılacaksa kişinin mutlaka özel veya genel boşanma nedenlerinden dolayı mahkemeye başvurması gerekecektir.
Boşanma Davalarının Türleri Nelerdir?
Boşanma davaları anlaşmalı ve çekişmeli olmak üzere iki farklı kategoride incelenebilir. Anlaşmalı boşanma olması halinde boşanma tek celsede gerçekleşir. Taraflar boşanma ve boşanma ile ilgili konular hakkında anlaşmaya varmış olurlar.
Çekişmeli boşanma davasına bakıldığı zaman ise taraflardan bir tanesinin maddi ve manevi tazminat, boşanma, nafaka, velayet ve benzeri konularda anlaşmadığı bilinir. Uzlaşma olmadığı zaman çekişmeli boşanma söz konusu olur. Çekişmeli boşanma olduğu zaman dava tek celsede son bulmaz. Dava süresi uzar.
Hangi Mahkemeye Boşanma Davası Açılır?
Boşanma avası açmak için aile mahkemelerine başvurmak gerekir. Aile mahkemesinin olmadığı iller olabilir. Bu durumda aile mahkemesi sıfatı ile asliye hukuk mahkemeleri görevli olur. Yer açısından yetkili mahkeme eşlerin son 6 ay içinde ikamet ettikleri ya da eşlerden birinin yerleşim yeri tercih edilebilir.
Aile Mahkemesine boşanma talepli dava dilekçesi düzenlenir. Eğer anlaşmalı boşanma davası açılacaksa dilekçe ile birlikte anlaşmalı boşanma protokolünün de düzenlenmesi gerekir. Davacı belgelerini eksiksiz bir şekilde hazırlamalıdır. Adliyede tevzi bürosuna başvuru yapılıp yatırılması gereken harçlar yatırılarak dava açma işlemleri halledilebilir.
Boşanma Davası Ne Kadara Mal olur?
Boşanma Davası açmak isteyen kişinin mutlaka harcını yatırması gerekir. Başvuru ve peşin harç ile birlikte mahkemenin posta giderlerini de gider avansı ile birlikte yatırmak gerekir.
Çekişmeli Boşanma ve Anlaşmalı Boşanma Nedir?
Çekişmeli boşanma davaları taraflardan birisinin ya da her ikisinin boşanma ile ilgili bir konu hakkında anlaşamamalarından kaynaklanmaktadır. Örneğin bir kişinin boşanmak istemesi ancak diğer tarafın boşanmak istememesi çekişmeli boşanmayı doğuracaktır.
Her iki taraf boşanmayı istiyor olsa bile taraflardan bir tanesinin nafaka, tazminat, mal paylaşımı gibi konularda anlaşmaması halinde de çekişmeli boşanma söz konusu olacaktır.
Anlaşmalı boşanma düşünen kişilerin evlilikleri tek celsede sona eder. Bu kişiler boşanma ve boşanmaya bağlı sonuçlar konusunda fikir birliğine varmışlardır. Anlaşmalı boşanma davaları çekişmeli boşanma davalarına kıyasla daha kısa sürmektedir.
Boşanma Davası Süresi Ne Kadar?
Boşanma davalarının ne kadar süreceği bazı etmenlere göre belirlenmektedir. Mahkemenin iş yoğunluğu, dosyadaki delillerin toplanması, tebligat süresi gibi durumlara göre değişkenlikler olmaktadır.
Eğer anlaşmalı olarak boşanma gerçekleşecekse mahkemelerin özel durumları dışında dava 1 hafta ile 1 ay arasında sürer. Çekişmeli boşanma davası için ise 1 sene ile 1,5 sene arasında bir zaman gerekebilir.
Boşanma Davasını İlk Açan Taraf Olmanın Avantajı Var mı?
Genellikle boşanma davasını açan taraf olmanın avantajlı olduğu düşünülmektedir. Ancak davada ilk açan taraf olmanın bir avantajı yoktur. Yalnızca uygun delillerin olması kişinin mahkemede avantajlı konumda olmasını sağlayacaktır. Eşin dava açması durumunda karşı taraf açılan davaya karşı davayı isterse açabilir.
Boşanma Davası Sona Erer Ermez Kadınların Evlenmesi Mümkün müdür?
Kadınların yeniden evlenebilmesi için ilk olarak mahkemenin kesin karar vermiş olması gerekir. Kararın kesinleşmesinin üzerinden 300 gün dolmadan evlilik mümkün olmayacaktır. Kanunda bu kararın verilmesi ile birlikte nesebin karışmasını önlemek amaçlanmıştır.
300 gün içinde kadının doğum yapması halinde süre sona erer ve çocuk babası boşanılan baba olur. Çocuğun babası boşanılan kişi değil ise çocuk soy bağının reddi davasını açma hakkına sahip olur. 300 gün bekleme süresi iddet müddeti olarak da bilinir. Kadının bekleme süresinin kaldırılması için dava açması da mümkündür.
Kadın eğer iddet müddetinin kaldırılması için dava açacaksa, mahkemeye hamile olmadığına dair resmi belgeleri ile birlikte başvurması gerekir. Kadın gerekli belgeler ile başvuru yaptığı taktirde ve mahkemenin gönderdiği sağlık kuruluşlarından hamile olmadığına dair alacakları sağlık raporu ile bu süreyi bekleme zorunluluğunu ortadan kaldırmış olacaktır. Kadın bu süreyi ortadan kaldırarak boşandıktan sonra 300 gün içinde de hayatını bir başkasıyla birleştirebilecektir.
Boşanma Davası için Ekonomik Durum Araştırması Yapılır mı?
Evet. Mahkeme tarafından SED araştırması yapılır. SED, sosyal ekonomik durum kelimelerinin baş harflerinden oluşturulmuş bir kısaltmadır. İlgili emniyete müzekkere yazılmaktadır.
Eşlerin bağlı olduğu emniyet birimi bu işlemi gerçekleştirecektir. Bu araştırma ile birlikte tarafların aylık gelirinin ne olduğu, üzerine kayıtlı varsa mallar, evin kira olup olmadığı gibi sorgulamalar yapılır. Bütün bu sorgulamalar rapor olarak düzenlenmektedir.
Boşanma Davası Duruşmalarına Katılmak Zorunda mıyım?
Eğer boşanma davasını açan kişilerin avukatları varsa, bu kişilerin davalarına katılmak gibi bir zorunlulukları bulunmuyor. Tarafların vekili müvekkillerini temsilen duruşmaya katılırlar. Eğer davacının avukatı yoksa, kişilerin duruşmaya katılma zorunluluğu doğmaktadır.
Bu kişilerin mazeretsiz olarak duruşmaya katılmamaları ve dosyayı takip etmemeleri halinde, dosyaları işlemden kaldırılacaktır. Bu nedenle katılım zorunludur denebilir.
Her İki Taraf da Boşanmak İstemiyorsa Ne Yapılır?
Eğer taraflar boşanma konusunda anlaşmaya varamadılarsa bu durumda çekişmeli boşanma davası açılmaktadır. Dava açacak olan eşin boşanma nedenlerini ve boşanma talebini içeren bir dilekçe hazırlaması gerekir. İlgili mahkemeye başvuru yapıldıktan sonra da boşanma işlemleri başlamış olur.
Boşanma Davalarında Kadın Hakları Nelerdir?
Boşanma davalarında eğer şiddet öğesi bulunuyorsa, kadın eşine 6284 sayılı kanuna dayanarak uzaklaştırma kararı çıkarma hakkına sahiptir. Şiddet görmeyen ancak şiddet görme tehlikesi olan kadınlar da bu haklardan faydalanabilir. Kadın boşanma davası devam ederken çocukları ile birlikte ortak konutta kalma hakkına sahiptir. Eğer uzaklaştırma kararı varsa, ortak konutun özgülenmesi yönünde talep de eklenir.
Kadının herhangi bir yerden gelen geliri yoksa, boşanma davası devam ederken kadın kendisi için ve çocuğu için nafaka talep etme hakkına sahiptir.
Boşanma Davalarında Erkek Hakları Nelerdir?
Her ne kadar toplumda nafakanın kadınlar tarafından talep edilebileceğine ilişkin bir algı olsa da, aslında kadınlar da nafaka ödemek durumunda olabilirler. Yasalara göre hem erkekler hem de kadınlar nafaka talebinde bulunabilirler.
Erkek eşin çocuğun velayetini talep etme hakkı bulunur. Eğer velayet kendine verilirse bu durumda annenin iştirak nafakası ödemesi için karar verilmesini talep edebilir. Yine benzer şekilde tazminat da her iki eş tarafından talep edilebilir. Evliliğin bitmesi konusunda kusurlu olan eş kusuru oranı tazminat talebinde bulunabilir.
Son olarak belirtmek gerekir ki şiddet sadece kadına değil erkeklere de uygulanabilmektedir ayrıca şiddet fiziksel olması yanında psikolojik, maddi veya sosyal şiddet olarak da karşımıza çıkmaktadır. Bu anlamda erkek eşin de mevcut yada muhtemel bir şiddet eylemine karşı 6284 sayılı yasanın verdiği imkanlardan faydalanabilme imkanı bulunmaktadır.
Boşanma Davası için Avukat Tutmak Zorunlu mudur?
Boşanma davası açmak için avukat tutma zorunluluğu bulunmuyor. Kişi kendi hukuki uyuşmazlıklarını avukat desteğine ihtiyaç duymaksızın kendisi yürütebiliyor ve kendisi mahkemeye dava açabiliyor. Yani avukat tutmak zorunlu değildir, isteğe göredir. Aile Hukuku ve Yargıtayın emsal kararlarına hakim olmayan bir kişinin açacağı boşanma davasında ciddi hak kayıpları yaşanabileceğinden avukatla temsil edilmenin taraflara önemli avantajlar sağlayacağı muhakkatır. Aile hukukunda yeterli tecrübeye sahip olmayan bir kişinin takip ettiği davadan geri dönülmez kayıplar yaşaması oldukça yüksek ihtimaldir.
Her işin uzmanı olduğu gibi boşanma konusunda da uzman kişiler bulunmaktadır. Dava açarken işin uzmanına başvurulması sayesinde hukuksal kayıpların önüne geçilmiş olur. Ayrıca avukatlar size davada nasıl bir yol izlenmesi gerektiği konusunda da yol gösterecektir. Bu nedenle boşanmayı düşünen kişilere avukat tutması önerilmektedir.
Anlaşmalı Boşanma Davası Nasıl Açılır?
Anlaşmalı boşanma davası açabilmek için tarafların boşanma ve boşanma unsurları konusunda tam bir anlaşma sağlamış olması gerekir. Tarafların anlaşmalı boşanma protokolü ile birlikte dava dilekçesi düzenlemesi gerekir.
Hazırlanan protokolün bir nüshası mahkeme dosyasına giderken diğer iki nüshası da taraflara verilir. Yani nüshaların toplamda 3 tane düzenlenmesi gerekir. Nüshaların her birinde ıslak imza bulunması zorunludur. Protokoller ile birlikte dilekçe de olmalıdır. Bu şekilde kişiler davalarını açabilirler.
Anlaşmalı Boşanma Davası Açmak İstiyorum, Avukat Tutmam Gerekli mi?
İnsanlar anlaşmalı boşanmanın tek celsede sona erdiğini ve kolay bir dava olduğunu düşündükleri için avukat tutmak istemiyorlar. Ancak çiftlerin evlilikten gelen haklarını bilmedikleri için avukat tutulması halinde hak kayıplarına uğradıklarını bilmiyorlar.
Boşanma sonrasında yeniden davalar açılarak hak kayıpları giderilmek istenmektedir. Ancak bu duruma en başından düşmemek için avukat tutmak yeterli olacaktır. En az bir avukat ile boşanma davası açmak haklarınızı korur ve sonradan pişmanlık yaşamanızın önüne geçer.
Anlaşmalı Boşanma Davasında Anlaşmalı Boşanma Protokolüne Hakim Müdahale Edebilir Mi?
Anlaşmalı boşanma protokolü, tarafların velayet, nafaka, tazminat ve diğer temel konularda tam olarak anlaşması ile bunu mahkemeye bildirmek üzere oluşturdukları protokoldür. Bu protokol ile taraflar evliliğin nasıl ortadan kaldırılacağı konusunda anlaşmaya varırlar. Tarafların anlaşmaları oldukça önemli olsa da, anlaşma hükümlerinin hukuka, ahlaka ve müşterek çocuk varsa, onun menfaatlerine uygun olması gerekmektedir. Bu noktada, hâkim protokole müdahale edebilir.
Müşterek çocukla velayeti kendisine verilmeyen ebeveynin kişisel ilişki süreleri konusunda kanun çocukla münasebetinde anne baba ilişkilerinin sağlıklı bir şekilde kurulması için görüşme zamanlarının dengeli bir şekilde düzenlenmesi için gerektiğinde müdahale edebilmektedir.
Örnek vermek gerekirse her hafta sonu çocukla velayeti kendisine verilemeyen tarafın kişisel ilişki kurulması konusundaki taraflar arasındaki anlaşma velayeti kendisine verilen ebeveynin velayet görevini yerine getirmesine engel olabileceğinden hâkimin müdahalesini gerektirebilecektir
Anlaşmalı Boşanma Davasında Nafaka İstenmemişse Sonradan İstenebilir Mi
Anlaşmalı boşanma protokolünde belirlenen şartlar boşanma davasının gerekçeli kararında yazılarak kesinleştikten sonra bu şartların bazılarında yeniden dava açmak ve hak sahibi olma imkanı kalmamaktadır.
Örneğin kendisi için yoksulluk nafakası istemeyen kadın boşanma kararı kesinleştikten sonra kendisi için yoksulluk nafakası talep edemeyecektir. Ancak bu kapsama müşterek çocukla ilgili velayet ve iştirak nafakası girmemektedir zira müşterek çocuğun üstün yararı gerektirdiği takdirde hakim her zaman çocukla ilgili konularda yeniden karar verebilecektir.
Müşterek Çocuğun velayeti her zaman anneye mi verilir
Müşterek çocuğun velayetinin her zaman anneye verilmesi gibi bir durum söz konusu olmamakla birlikte annenin velayeti almak istememesi ya da müşterek çocuğun menfaatlerine uygun olmaması halleri dışında çocuğun velayetinin genellikle anneye verildiği görülmektedir. Son uygulamalarda ise çocuğun velayeti konusunda mahkeme hakiminin de bizzat çocuğu dinleyerek karar verdiği durumlar da yaşanmaktadır.
Velayet Hangi Durumlarda Anneye Verilmez
Velayet davalarında velayetin anneye verilmediği durumlar söz konusu olabilir ve annenin çocuğa zararlı olduğu açıkça görülüyorsa ya da anne çocuğa bakma konusunda yetersizse çocuğun velayeti babaya verilebilir. Ancak velayet davalarında en dikkat edilen noktalardan birisi çocuğun yaşı ve çocuğun çıkarıdır, hakimler bunu düşünerek karar vermektedir.
Çocuk 0-3 yaş aralığında ise annenin her türlü bakımına ihtiyacı olduğu düşünülerek annenin işi, evi, yaşam tarzı önemli olmaksızın çocuğun velayeti anneye verilir. Ancak 0-3 yaş aralığında çocuğun velayetinin babaya verildiği istisnai durumlarda olmuştur, olabilir.
Velayetin Babaya Verilmesini Gerektiren Haller
Velayet davalarında çocuklar annelik ihtiyacı gereği anneye verilmektedir. Ancak belli bir yaştan büyük çocukların velayeti bazı durumlarda babaya da verilebilmektedir. Örneğin anne çocuğun velayetini babaya vermek isterse yine bakılacak pek çok kriter söz konusudur ancak babanın da velayeti almak istemesi durumu kolaylaştıracaktır. Anne evlenirse velayet babaya verilir mi sorusu da oldukça merak edilen sorulardan birisidir.
Evlilik velayetin babaya verilmesi için tek başına bir sebep olmamaktır. Annede ki velayetin babaya verilmesini gerektirecek öncelikli durumlar annenin çocuğa karşı sorumluluklarını yerine getirmiyor olması, çocuğun ihtiyaçlarını karşılayamıyor olmasıdır.
Velayet Hangi Durumlarda Değiştirilir
Velayetin değişmesini gerektiren durumlar çocuğun menfaatinin gözetilmediği tüm durumlardır. Çocuk velayet hakkının bulunduğu ebeveynin yanında sağlıklı ve mutlu değilse, bakım ve ihtiyaçları karşılanmıyorsa mahkeme kendi kararı ile velayet değişikliği yapabilir veya velayet değiştirme davası açılabilir.
Velayet değiştirme davası için herhangi bir süre sınırı yoktur. Velayet hakkı elinde olan ebeveynin ölümü, ciddi hastalığı, başka bir şehre veya ülkeye taşınması da velayet değişikli için geçerli olabilecek nedenlerdir.
Anlaşmalı Velayet Değişikliği Durumunda Kullanılacak Örnek Dilekçe
Anlaşmalı olarak yapılacak olan velayet değişikliklerinde taraflardan birisi mahkemeye başvurmalı ve taraflar isteklerini hâkim ile paylaşmalıdır. Velayet devri dava dilekçesi ile birlikte anlaşmalı velayet değişikli için dava açılabilir ve taraflar isteklerini belirttiğinde öncelikli olarak çocuğun menfaati göz önünde bulundurularak gerekli karar verilir. Ortak velayet dilekçesi vermek de yollardan birisidir.
Bu durumda süreç bir miktar daha hızlanabilir ancak şunu unutmamakta fayda var ki velayet değişikli davasında da hâkim öncelikli olarak çocuğun menfaatini gözetecek ve bu yönde karar verecektir.
Müşterek çocukla velayeti kendisine verilmeyen eşin kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde nelere dikkat edilir
Müşterek çocuğun yaşı, eğitim seviyesi, özel durumları, velayeti kendisinde olmayan eşin çocukla aynı şehirde yaşayıp yaşamaması, bağımsız bir konutunun olup olmaması gibi durumlar çocukla velayeti kendisine verilmeyen eş arasındaki kişisel ilişkinin belirlenmesinde dikkat edilen hususlardır.
Mahkeme bu konularda uzman görüşü alarak karar vermektedir. Yeni gelişen durumlarda da hakim bu konularda yeniden düzenleme yapabilmektedir.
Müşterek çocuk için nafaka nasıl belirlenir
Medeni Kanunun ilgili maddesinde velayeti kendisine verilmeyen eşin çocuğun sağlık, eğitim ve bakım giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğunu belirlenmiştir. Buna göre velayeti kendisine verilmeyen eş gelir durumuna göre müşterek çocuğun giderlerine katılacaktır.
Müşterek çocuğun eğitim giderlerinin baba tarafından karşılanmasına karar verilebilir mi?
Anlaşmalı boşanma davasında müşterek çocuk yada çocukların eğitim giderlerinin baba tarafından yada eşit olarak taraflarca karşılanacağına kararlaştırılabilir Anlaşmalı boşanma ile evlilik bittikten sonra çocuğun velayeti ve nafaka konusunda yeniden taleple değişiklik yapma hakkı var mıdır?
Evlilik birliği her ne kadar boşanma ile sonuçlanmış olsa da müşterek çocuğun menfaatleri gereği her zaman velayetin değişikliği ve iştirak nafakasının miktarında değişiklik için dava açma hakkı bulunmaktadır.
Nafaka Hangi Durumlarda Alınmaz?
Nafaka kime verilmez konusuna mahkeme karar vermektedir ve kusurlu olan tarafa nafaka verilmemektedir. Ayrıca tarafların nafaka talep etmeleri gerekmektedir eğer nafaka talep edilmez ise mahkemeye aksi bildirilmedikçe mahkeme tarafından nafaka kararı alınmayacaktır. Nafakanın türleri bulunmaktadır ve bu türlerin farklı özellikleri yer almaktadır. Bu özelliklere göre ise nafakayı kimin alıp kimin alamayacağına karar verilmektedir.
Örneğin yoksulluk nafakası almak isteyen bir kişinin boşanma davası dilekçesine bunu bildirmesi gerekmektedir. Eğer dilekçede bu bilgiye yer vermez ise dava sürecinde nafakaya yönelik herhangi bir yaptırım uygulanmayacaktır. Nafaka almak için belli şartlar bulunmaktadır. İştirak nafakası sadece çocuğa yönelik verilmekte olan bir nafakadır ve çocuğun masraflarını karşılamak amacı ile verilmektedir. Çocuksuz aileler iştirak nafakası alamamaktadır.
Nafaka Kaç Gün Ödenmezse Dava Açılır?
Nafaka ödememe süresi mahkeme tarafından 3 ay olarak belirlenmiştir. Eğer 3 ay boyunca kişi nafaka borcunu ödemez ise bu durumda hakkında şikayet ortaya çıkabilmektedir. Nafaka ödemeleri 3 ay boyunca yapılmadığı takdirde ödeme yapacak kişiye hapis cezası da verilebilmektedir. Ödeme alacak taraf bir dilekçe ile suç duyurusunda bulunabilir ve nafaka ödemesi talep edebilir.
Bu neden ile nafaka ödemesi yapan tarafın ödemelerini geciktirmemesi tavsiye edilmektedir. Nafaka cezası 3 aylık hapis cezasıdır ancak para cezasına dönüştürülmesi için fırsat da sunulmaktadır. Nafaka cezası sürdürülebilir bir şekilde verilebilmektedir. Bu neden ile nafaka ödemelerinin tam olarak yatırılması gerekmektedir.
Nafaka Ödememe Cezası
Nafaka davası açmak için herhangi bir sınır bulunmamaktadır. Eğer ödeme yapacak olan taraf ödemelerini aksatıyor ya da 3 aylık dönem boyunca ödemiyor ise her ödemediğinde alacaklı olan taraf ceza davası açabilmektedir. Ödenmeyen her nafaka için mahkemeye başvuru yapılabilmektedir. Nafaka ödememe suçu için suç duyurusunda bulunmak isteyenlerin dilekçe yazması gerekmektedir.
Nafaka Alamama Durumu
Nafaka alamama durumu bulunmakta ve durumdan birçok kişi rahatsız olmaktadır. Boşanma davasında kusurlu olan ya da diğer tarafa göre daha çok kusurlu olan kişiler nafaka talep edememektedir. Genellikle davayı açan taraf nafaka alabilmektedir.
Düğünde takılan altınlar boşanma davası ile birlikte erkekten talep edilebilir mi?
Taraflar arasında aksine bir anlaşma olmadığı ve kadın tarafından bağışlandığı ispatlanmadıkça düğünde takılan kadına özgülenen takıların bozdurulması halinde kadına iade edilmesi gerekmektedir.
Yargıtay son yerleşik içtihatlarıyla altının kadına özgü olup olmaması noktasında bir ayrıma giderek bu şekilde takılan altınların kadına özgü olanların hangi eşe takılmış olursa olsun kadın eşe bağışlanmış sayılmasına ve onun kişisel malı niteliği kazandığına karar vermiştir. Bu anlamda düğünde takılan altınlar için boşanma davasıyla iade talep edilebileceği gibi boşanma davasından ayrı bir dava ile de talep edilebilir.
Ziynetler aynen mi nakden mi talep edilebilir?
Ziynetlerin mümkünse aynen değilse bedelinin verilmesi yoluyla iadesi talep edilebilir.
Ziynetlerin hangi tarihteki değerleri talep edilebilir?
Ziynet sayılan altınlar her ne kadar değeri sürekli yükseliş gösterse ve dava açılışı ile karar tarihi arasında uzun bir süre geçmekteyse de ziynetlerin iadesi davasında dava açılış tarihindeki değerleri talep edilebilecektir. Dava tarihinden itibaren işleyecek faizi de ziynetlerin iadesi davasında talep edilebilecektir.
Evlilik sözleşmesine taraflar birbirlerini aldatmayacaklarına dair şart ekleyebilirler mi?
Evlilik Sözleşmesinin her ne kadar evlilikle ilgili tüm konularda bağlayıcı olacağına dair bir inanış varsa gerçek bunun tam tersi olup taraflar sadece evlilik birliğinde mal rejiminin türü evlilik birliğinde edinilen malların kime ait olacağı gibi konularda yani evliliğin maddi konularında düzenleme yapabileceklerdir.
Bunun dışında kişilerin tasarrufundaki hak ve hürriyetleri konusunda bağlayıcı şartların belirlenmesi ve uygulanması mümkün değildir.
Evlilik sözleşmesi geriye dönük düzenlenebilir mi?
Evlilik sözleşmesi Türk Hukukunda sadece Medeni Kanunun ilk yürürlüğe girdiği yıl tarafların medeni kanun yasalaşmadan önceki mal rejimlerine geri dönmek istediklerine dair beyanda bulunabilmeleri amacıyla tanınmış olup bunun dışında tarafların evlilik sözleşmesini geriye dönük olarak düzenlemeleri mümkün değildir Sözleşme tarihinden geçerli olmak üzere uygulanabilecektir.
Eşlerin evlilikleri süresince edindikleri her şey ortak mıdır
Taraflar evlendikleri sırada başka bir mal rejimini seçmedikleri takdirde edinilmiş mallara katılma rejimine göre mal varlıklarının tasfiyesi gerekir. Eşlerin evlilikleri içinde emekleri karşılığı edindikleri her şey edinilmiş mal kabul edilir ve boşanma sırasında bu mal varlıklarının değeri taraflarca paylaşılır.
Eşlere miras kalan mallar da boşanma sırasında paylaşılır mı?
Miras kalan mallar miras hangi eşe kalmışsa o eşin kişisel malı kabul edilir ve paylaşıma tabi tutulmaz.
Evlilik birliği içinde krediyle alınan malların paylaşımı nasıl olur?
Evlilik içinde ödenen her türlü kredi ile borcu ödenen her türlü malvarlığının “krediyle ödenen bölümü edinilmiş mal kabul edilir. Bu nedenle, mal kendi adına kayıtlı olmayan eş evlilik içinde ödenen kredi miktarı üzerinden hak iddia edebilir.
Evlilik birliği içinde ödenen kredinin hangi eş tarafından ödendiğinin hiçbir önemi yoktur.Kalan kredi borcu mal varlığı kimin adına kayıtlı ise genel olarak onun tarafından ödenmek zorundadır.
Eşlerin evlilik içinde satılan malları da boşanma sırasında paylaşıma girer mi
Eşlerine evlilik birliğinde satılan mal varlıkları da paylaşıma tabi tutulur. Bu anlamda “boşanma davasının açıldığı tarihe kadar edinilmiş olan” ve devredilen tüm mallar, boşanmada mal paylaşımına dâhil edilir. Yani edinilen mallar satılsa dahi bu mallar dava sırasında bilirkişi incelemesi ile değerleri tespit edilerek diğer eşin katılma alacağı tespit edilir.
Boşanma davası açıldıktan sonra edinilen mallar paylaşılır mı?
Boşanma davası açıldığı anda taraflar arasında yasal mal rejimi sona ermiş olduğundan boşanma davası açıldıktan sonra edinilen mallar tarafların kişisel malı sayılır ve paylaşılmaz.
Evlilik sırasında alınan malların paylaşılması istenmiyorsa ne yapılmalıdır?
Eşler evlilik içinde sahip oldukları malvarlıklarını paylaşmak istemiyorlarsa buna göre bir mal paylaşımı sözleşmesi yapabilirler. Eşler evlenirken veya evlendikten sonra istedikleri mal rejimini seçebilirler. Eşler, evlilik içinde edinilen malların paylaşıma tabi tutulmasını istemiyorsa sözleşme yaparak Mal Ayrılığı Rejimini seçebilir.
Eşlerin boşanma davası sürecinde mal kaçırması nasıl engellenir?
Eşlerin boşanma davası açıldığı sırada diğer eşe tazminat ödememek veya mal paylaşımı sonucunda yükümlülüklerini yerine getirmemek için başvurdukları bir yoldur. Buna engel olmak için mal rejimi davası ile mal varlıklarının devrinin engellenmesi için ihtiyati tedbir konulması gerekmektedir.
Davaya bakan hakim davalıya ait malların satışını engellemek için malların tapu kaydına ihtiyati tedbir konulmasına karar vermektedir.
Boşanma davası açıldıktan sonra tarafların evlilik birliği için çekilen kredilerin ödemesi nasıl olur
Boşanma davası açıldıktan sonra eşlerden birinin kullanmış olduğu bireysel kredilerde banka kredi borcunu sadece borçlu olan kişiden tahsil eder.
Yani eşin borçlarından diğer eş sorumlu değildir. Aksi ispatlanabilirse yani çekilen kredinin diğer eşin kişisel bir borcu olduğu ispatlanabilirse bundan diğer eşin sorumlu olacağına mahkemece hükmedilir.
Eşlerin evlilik birliği içinde edinilen malların kaçırılması dolayısıyla 3. Kişiden talep edebileceği hakları var mıdır
Eşler diğer eşin alacak taleplerini sonuçsuz kılmak amacıyla adına kayıtlı mal varlıklarını dava dışı kişilere devredebilir. Bunun sonucu olarak davalıya karşı açılan davalarda borçlu eşin malvarlığı diğer eşin alacak hakkını karşılamaya yetmezse, Medeni Kanunun 241. Maddesine göre alacaklı eş, karşılıksız kazandırmalardan faydalanarak malı devralan üçüncü Kişiden eksik kalan alacak miktarını isteyebilir
Mal rejimi davalarında zamanaşımı süresi var mıdır?
Mal rejimi davalarında zamanaşımı 10 yıldır bu süre de boşanma davasının kesinleşmesinden itibaren başlayacak olup bu süre boşanma davasının kesinleşmesine kadar başlamayacaktır.
Evlilik Sözleşmesi Ne Zaman Yürürlüğe Girdi?
Evlilik sözleşmesi yürürlüğe girme zamanı evliliğin başlaması ile aynı tarihtir. Bu sözleşme tamamen evlilik üzerine kurulu bir anlaşma olmasından dolayı evliliğin bitmesi ile de sona ermiş olur. Evlilik sözleşmesi zamanı evliliğin başlangıcı ve bitişi ile sınırlıdır desek yanlış olmaz.
Kanunlarımıza göre evlilik sözleşmesi yapmak zorunluluğu bulunmaz. Dileyen kişiler isteklerine bağlı olarak sözleşme düzenleyebilir, dileyenler de sözleşme yapmadan evliliklerini devam ettirebilir ve anlaşmazlık olması halinde norma çiftler gibi boşanabilirler.
Evlilik Sözleşmesi Yapılmazsa Ne Olur?
Evlilik anlaşması yapmak istemeyen çiftler Medeni Kanun’da yer alan evlilik sözleşmesi kurallarına tabi tutulmuş olurlar. Buna edinilmiş mallara katılma rejimi adı da verilir. Bazı durumlarda evlilik sözleşmesi sonradan değiştirilmek istenebilir.
Evlilik sözleşmesi hazırlamak isteyen kişilere hitap eden ortak bir evlilik sözleşmesi taslağından söz etmek mümkün değildir. Genellikle taraflar kendi istek, ihtiyaç ve talepleri doğrultusunda evlilik sözleşmesi maddelerini hazırlarlar. Bu süreçte bir avukattan destek almak tarafların daha iyi bir sözleşme hazırlayabilmesi açısından önemlidir.
Evlilik Sözleşmesi Nerede Olur?
Evlilik sözleşmesi yapılan yer noterlerdir. Evlilik sözleşmesinin maddeleri konusunda netliğe varmanız gerekiyor. Bunun için iyi bir aile avukatı ile birlikte çalışmaya özen gösterin. Ne istediğinizi, neye ihtiyaç duyduğunuz ve bu anlaşmayı yapmakta amacınızın ne olduğunu iyi belirlediğinizden emin olun. Evlilik anlaşması için maddeleri hazırladıysanız şimdi sıra notere giderek bu sözleşmenin maddelerini onaylatmakta.
Notere başvuru yaptığınız sırada yanınızda kimlik belgeniz ile 3 adet vesikalık fotoğrafınızın bulunması zorunludur. Eğer siz ya da karşı taraf yabancı ise bu belgeler yerine yeminli tercümesi olan pasaportun bulundurulması zorunludur. Belgelerin eksik olması halinde başvurunuzun usulen reddedileceğinizi bilmenizde fayda var.
Evlilik Sözleşmesi Yapma Zorunluluğu Bulunuyor mu?
Evlilik sözleşmesi için avukat tutmak, bu sözleşmeyi hazırlamak, notere gitmek ya da başka nedenlere bağlı olarak bu sözleşmeyi yapmak istemeyebilirsiniz. Bir çok insan bu sözleşmeyi evlilik kurumuna zarar veren bir kağıt olarak görmektedir. Siz de böyle düşünenlerdenseniz bu sözleşmeyi yapmak zorunda değilsiniz. Medeni kanun bu konuda tarafları özgür bırakmıştır.
Boşanma Hangi Durumlarda Tazminat Alınır?
Boşanmada hangi durumlarda tazminat talebinde bulunabilirim diyenlerin ortada maddi ya da manevi anlamda ortaya bir zarar çıkmış olması gerekmektedir. Üzüntü duymak, para ya da ekonomik değeri olan bir şeyleri yitirmiş olmak durumlarının tümü boşanma davalarında tazminat alınmasına neden olabilir.
Tazminatlı boşanma davalarında tazminat talebinde bulunan kişinin tamamen kusursuz olması gerekmektedir. Kusurlu olan taraf, yasa gereği talepte bulunamaz.
Boşanma Davalarında Tazminat Miktarının Belirlenmesinde Etkili Olan Ölçütler Nelerdir?
Boşanma davasında mahkeme tazminatı ödeyen taraf için hakkaniyet ilkesine uygun olarak karar verir. Karar verirken davacı olan tarafın eşten makul miktarlarda tazminat istediğinden emin olur. Eşlerin çalışıp çalışmadığı, eşlerin birlikte oldukları dönemde oturdukları evin özellikleri, tarafların evlilik içinde bulunduğu durumları göz önünde bulundurulur.
Tazminat talebinde bulunan kişinin talebinin amacına uygun olmaması halinde talep mahkeme tarafından reddedilir. Tazminat ödemek için dönemsel olarak ödemeyi alacak olan kişinin banka hesabına para yatırılır. Söz konusu olan bir taşınmaz ise, tapuda gerekli işlemler yapılır.
Boşanma Davasında Ne Kadar Tazminat Alabilirim?
Boşanma davasında alınabilecek tazminat miktarı bin TL de yüz bin TL de olabilir. Boşama davalarında tazminat miktarını belirleyen bir çok etken vardır. Bunlardan en önemlisi tarafların ekonomik durumudur. Yüksek gelire sahip olan kişilerin ödemeleri beklenen tutar da yüksek olacaktır. Dar gelirli kişiler ise daha düşük meblağda ödeme yaparlar.
Tazminatlı Boşanma Davalarında Tazminat Ödemelerinde Belirleyici Etkenler Nelerdir?
Tazminatlı boşanma davasında kusurlu olan taraf ödeme yapar. Ödeme yapılmasını talep eden kişinin yüzde yüz kusursuz olması şarttır. Maddi ya da manevi tazminatlarda türün ne olduğuna bakılmaksızın ortaya bir zarar çıkmış olması şarttır. İleride boşanmanın bir sonucu olarak zararın çıkacağı düşünülüyorsa bu durumlar tazminata konu olamaz.
Boşanma davasında tazminat ödemek için ilk olarak evliliğin sona erdirilmiş olması gerekir. Bu karar mahkeme tarafından verilmiş olmalıdır. Evlilik dönemi boyunca taraflar birbirlerine maddi katkılar sağlamış olabilirler. Ev, araba ve arsa gibi. Bunlar tazminat davasının konusu değildir. Davadan bağımsız olarak ele alınırlar.
Boşanma Tazminatı Nasıl Ödenir?
Boşanma tazminatının ödenmesi için ödemeyi alacak kişinin banka hesabını tazminat ödeyecek kişiye vermesi gerekir. Eğer tazminata konu olan bir taşınmaz ise işlemler tapu dairesinde halledilir. Eğer boşanma tazminatı ücreti ödenmez ise kişinin banka hesaplarına ve bütün mal varlıklarına el ya da haciz konulabilir.
Tazminat Ödenmesinde Nasıl olur?
Tazminatlı boşanma davalarına konu olan ödeme miktarında ilk olarak ele alınan konu tarafların ekonomik durumudur. Taraflar çalışıyor mu? Aylık gelir miktarı ne kadar? Buna ek olarak toplumun genel yapısı dikkate alınır. Varsa ortak mallar nasıl idare ediliyor? Eşlerden birisi boşanmanın bir sonucu olarak sosyal güvenlik haklarından mahrum kalıyor mu? Eşin yeniden evlenme durumu söz konusu mu?
Bütün bunlar değerlendirmeye alındığı zaman mahkeme hakkaniyet ilkesini göz önünde bulundurur. Davacı olan tarafın talep etmiş olduğu tazminat miktarının gerçekçi olması beklenir. Amacına uymayan tazminatlar mahkeme tarafından reddedilir. Tazminatla birlikte barınma, giyecek, yiyecek ve bakım tedavi gibi temel ihtiyaçların karşılanması gerekmektedir.
Çekişmeli Boşanma Kaç Duruşmada Biter?
Çekişmeli boşanma davasının bitmesi için duruşma sayısı 2’den başlayıp 10’a kadar sürebilmektedir. Çekişmeli boşanma davalarında davanın türüne, özelliklerine tarafların anlaşmış olmalarına bağlı olarak süre uzayabilir ya da daha kısa olabilir. Eğer taraflar kısa sürede boşanmak isterlerse, çekişmeli boşanmadan çok anlaşmalı boşanma yoluna gitmeleri gerekmektedir.
Çekişmeli boşanma genellikle insanlar tarafından son çare olarak tercih edilmektedir. Çünkü çekişmeli boşanmalarda süreç daha uzun ve daha yıpratıcı olmaktadır.
Boşanmanın Daha Kısa Sürede Sonuç Vermesi için Yapılması Gerekenler Nelerdir?
Çekişmeli boşanma süresi kısaltılması için yapılması gereken bazı şeyler vardır. Örnek vermek gerekirse, anlaşma varılmamış konular hakkında boşanma dilekçesi hazırlamak gerekir.
Bu dilekçenin maddelerinde boşanmanın sonucu olan bütün sonuçlar ele alınmalıdır. Boşanma sonrasında çocuk varsa durumları nasıl olacak? Velayet kimde olmalı? Boşanmadan sonra ortak malların paylaşımı (varsa) nasıl yapılacak?
Bütün bu sorulara sağlıklı şekilde yanıt verilebilmesi için bir boşanma avukatından yasal olarak destek almak gerekebilir. Sizi temsil eden bir avukat olsa dahi, mahkemeye çıkmayı ihmal etmeyin.
Çekişmeli Boşanma Nasıl İlerler?
Çekişmeli boşanma sürecinin ilerlemesi aile mahkemelerine başvuru yapılması ile başlar. Başvurudan sonra davanın gerçekleşmesine bir engel olup olmadığı araştırılır. Bir engel görülmemesi halinde duruşmanın gerçekleşmesi için bir tarih belirlenir.
Taraflar boşanma sırasında kendilerini temsil etmeleri ve bu süreci daha iyi bir şekilde yönetmek için yasal olarak bir avukattan destek almayı isteyebilirler. Çekişmeli olarak boşanmak isteyen kişilerin mahkemeye bizzat katılım göstermeleri gerekmez. Çekişmeli boşanma davası uzun sürdüğünden çiftlerin en son tercih ettikleri boşanma türüdür.
Çekişmeli boşanma nasıl olur sorusuna cevap vermek gerekirse, bu dava uzun olur. Bu nedenle çiftler boşanma süreçlerinin kısaltılması için bir takim çareler ararlar. İlk olarak yapılacak işlerden bir tanesi, anlaşmaya varılamayan konuların tespit edilmesidir.
Çekişmeli boşanma davasında üzerinde anlaşılmayan konular nafaka, velayet, ortak malların paylaşımı olmak üzere çeşitli konular olabilir. Bu konuları mahkemeden önce eşiniz ile bir araya gelerek tartışın. Gerekirse yanınızda avukat bulundurun.
Boşanma Kararının Temyizi Nasıl Yapılır?
Boşanma davasında temyiz başvurusu mahkemede sonuçlanan kararın haksız olması durumunda daha yüksek yargı mercilerince kararın incelenmesinin talep edilmesidir. Boşanma davasında tarafların her biri, haksız sonuçlandığına inandığı sonuçlar için temyiz başvuru yapabilir. Türk Hukuku kapsamında temyiz makamı Yargıtay olarak görevlendirilmiştir. Boşanma kararının temyizi nasıl yapılır:
- Öncelikli olarak boşanma kararının kesinleştirilmesi gerekmektedir.
- Boşanma davası halen kesinleşmemiş ise temyize başvurulamaz.
- Davada haklı çıkmış olan tarafın da hukuki yararı olması koşuluyla temyiz talebine başvurulabilir.
- Temyiz talebi neticesinde mahkeme aracılığı ile verilen kararlar askıya alınmaz.
Temyiz harcının ödenmesi ile boşanma temyize işleme alınır. Bu aşamada Yargıtay aracılığı ile dosyadaki tüm unsurlar detaylı şekilde değerlendirilir. Şayet duruşma talep ediliyorsa, yeniden duruşma düzenlenir. Bu aşamalardan sonra ise Yargıtay aracılığı 4 sonuca karar verilebilir. Bunlar:
- Bozma,
- Onama,
- Düzelterek onama,
- Kısmen bozma
Boşanma Davasında Temyiz Sonucu Olarak Onama Kararları
Boşanma kararının kesinleşmesi ve temyiz neticesinde verilen onama kararları, mahkemenin verdiği kararın doğru olduğu anlamını taşır. Kararın kesinleştiğini ifade eden bir sonuçtur. Bunun yanı sıra bozma kararlarının niteliğinde ise kararların farklı sebeplerle bozulması ve yeniden yargılama yapılması gerekir. Bozma sebepleri ise:
- Hukukun ya da taraflar arasında bulunan sözleşmelerinin yanlış şekilde uygulanmış olması,
- Dava koşullarına aykırılık olması,
- Taraflardan birinin davanın delili için dayandığı belgelerin kabul edilmemesi,
- Karara etki edebilecek olan yargılama hataları ya da eksikleridir.
Boşanma Davasından Sonra Temyiz Sonucu Olarak Düzelterek Onama
Çekişmeli boşanmada temyiz süresi temyizin ve davanın içeriklerine göre değişir. Temyiz edilmiş olan kararın kanuna uygun olarak hükmedilmesinde yaşanan hatalar sebebiyle düzeltilmesini ifade eder.
Bu aşamada Yargıtay öncelikli olarak alınmış bütün kararlar üzerine değil, hatalı kararlar üzerinden düzeltme yapar. Kısmen bozma kararlarında ise Yargıtay yerel mahkemenin verdiği hükmü tamamen bozmaz ancak belirli unsurları düzeltir. Bu aşamada incelemeler Yargıtay Hukuk Genel Kurulu tarafından yapılmaktadır. Davanın sonuçları biraz zaman alabilir, bu durumun davanın içeriğine bağlıdır.
Örnek Boşanma Davası Sebepleri
Başka Bir Kadının Resmini Fotoğrafını Saklamak Nedeniyle Boşanma Davası veya Başka Bir Erkeğin Resmini Fotoğrafını Saklamak Nedeniyle Boşanma Davası
Evlilik birliği ve aile hayatı içerisinde karı veya kocadan herhangi birisi geçerli bir neden olmadan başka bir kadına veya erkeğe ait fotoğraf ya da resmini saklaması duygusal güveni sarsma ve zedelemeye yönelik eylem ve davranışlardan olmakla evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davasında duygusal şiddet içeren bir hareket ve davranış olduğundan dolayı boşanmaya gerekçe sayılan davranışlardandır.
Geçerli ve kabul edilebilir bir gerekçe ile başka birine ait fotoğraf ya da resmin saklanmasında kusur aranmaz. Akrabalık veya arkadaşlık ilişkilerinden dolayı bir başkasına ait fotoğrafların saklanmasında boşanma davasına gerekçe sayılacak bir husus yoktur.
Ancak karı koca arasında makul ve kabul edilebilir bir gerekçeyle saklanan başkasına ait fotoğraf veya resimlerde de eşler arasında tartışma veya kavgalara neden olmaktadır.
Bu durumda boşanma davasına gerekçe başkasına ait fotoğraflar veya resimlerden ziyade kavga ve hakaret gibi davranışlardır.
Boşanma Davasında Çeyiz Masrafları İle ilgili Maddi Tazminat Talebi
Hukuki terimi olarak çeyiz gideri; gelenek ve göreneklere göre evlenecek kadın için hazırlanan veya satın alınan her türlü kişisel eşya veya ev ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik eşyalar için ödenen giderleri ifade eder. Gelenek ve göreneklere göre kadının evlenirken koca evine aldığı eşyaya çeyiz denmektedir.
Evlilik birliği ilk olarak kurulurken ihtiyaç olan ev eşyasını günümüzde kadın ve erkek tarafı birlikte almaktadır.
Boşanma davasının eki niteliğinde olmayan çeyiz giderleri, diğer eşe karşı, sebepsiz zenginleşme hükümleri kapsamında genel görevli mahkemelerde tazminat davasına konu edilebilir.
Başka Bir Kadınla Dini Nikâhlı Birlikte Yaşamak İsteği Boşanma Nedeni Midir?
Yargıtay örnek karar "mahkemede görülen boşanma davasında boşanmaya sebep olan hadise olarak sabit görülen, davalı kocanın evlilik birliği ile ilgili sorumluluklarını yerine getirmemesi hareketi, davacı kadının kişilik haklarına müdahale ve saldırı olarak değerlendirilemez.
Davalı kocanın başka bir kadın ile dini nikâhlı olarak beraber yaşama isteğini ifade etmesinden sonra da evlilik karı koca arasında devam ettirilmiştir. Bu imam nikâhlı başka bir kadın ile yaşama isteği davacı kadın tarafından affedilmiş, en azından hoş görüyle karşılanmış sayılmalıdır.
Davalı kocadan kaynaklanan davacı kadının kişilik haklarına saldırı olarak değerlendirilebilecek başkaca maddi bir olayın varlığı da tanımlanmamış ve ifade edilmemiştir. Bu durumda, davacı kadının manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekirken: yazılı şekilde kabul edilmesi doğru görülmemiştir''.
Sırları Açıklama Nedeniyle Boşanma Davası
Sırları Açıklama; eşlerin sadakat sorumluluğu duygusal ve psikolojik sadakati de barındırdığından aile sırlarını açıklamak ve yaymak küçük düşürücü davranışlarda bulunmakla eşlerin duygusal ve psikolojik sadakat sorumluluğuna aykırı bir davranış ve hareket olmakla birlikte aynı zamanda bir boşanma nedenini oluşturur.
Karı ve kocanın aile ve yatak odasına dair sırlarını açıklamaları yakınlarına, koşularına, arkadaşlarına ve üçüncü kişilere anlatmaları evlilik birliğini ve müşterek hayatın temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davasında boşanma konusu davranış ve hareketlerden sayılmaktadır.
Eşini Yurtdışına Yanına Götürmemek Nedeniyle Boşanma Davası
Kadın ve kocanın birbirlerinden uzaklaşmasına, aralarında var olan beraberlik duygusunun yok olmasına neden olan hadiselerden birisi de yurt dışına giderken diğer eşi yanında götürmemektir.
Eşini yurtdışında yanında götürmemek tavrı ve davranışı da ortak yaşamın ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davasında duygusal şiddet barındıran bir davranış olduğundan dolayı boşanmaya gerekçe olan davranışlardandır.
Yargıtay örnek karar "karı kocanın evliliği dört yılı doldurmasına, rağmen davacı kadının talebine rağmen davalı kocanın davacı karısını yanına yurtdışına götürmediği, aile birliği görevlerini yerine getirmediği, davacı karısının temel ihtiyaçlarını sağlamadığı,
Türkiye'ye yıllık izinlerinde geldiğinde de davalı karısına ilgisiz davrandığı toplanan kanıtlardan anlaşılmış olup davalı kocanın bu tavırlarının ortak yaşam ve evlilik birliğini temelden sarsıcı özellikte olup boşanmaya karar verilmesi gerekir".
Eşlerden herhangi birinin yurt dışında çalıştığı durumda eşini yanına almaması eşin iradesi nedeniyle olması gerekir. Yoksa başvuru yapılmasına rağmen çalıştığı devletin eşine vize vermemesi durumunda yurt dışında çalışan eş bakımından haklılık oluşturur.
Boşanma Avukatı Haberleri
Boşanma avukatının haberleri son zamanlarda boşanma vakalarının artması nedeni ile gündemde sık yer almaya başlamıştır. Boşanma davalarında boşama nedeni olarak karşımıza en çok aldatma ile şiddetli geçimsizlik çıkmaktadır.
Çiftler çoğu zaman davanın daha kısa sürmesini istedikleri ve daha az masraf ödeyerek boşanmayı sonlandırmak için anlaşmalı olarak boşanmayı tercih etmektedirler. Boşanma avukatı görevi burada tarafların anlaşmaya varamadığı konularda anlaşma sağlanması ile boşanmanın hukuki sürecinin en iyi şekilde yönetilmesidir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.