Çocukların Babası Olmadığını 21 Yıl Sonra DNA Testi İle Öğrendi
2004 yılında eşiyle sorunlar yaşayan Ö.B. şiddetli geçimsizlik gerekçesiyle eşinden boşanmış ve çocuklarının velayeti babaya bırakılmıştır. Velayetin babaya geçmesinin ardından M.B. ve M.B.B.’nin velayetlerini geri almak isteyen anne E.Ç. Aile Mahkemesine velayetin değiştirilmesi talebiyle başvuruda bulunmuştur.
2007 yılında sonuçlanan bu davada çocukların velayeti anneye geçmiştir. Bu kararı hazmedemeyen baba Ö.B. nesebin reddi davası açmış ve mahkeme tarafından yürütülen araştırmalarda çocukların asıl babalarının Ö.B. olmadığı anlaşılmıştır. Bu kararı duyduktan sonra iyice sinirlenen baba, bu defada yıllardır bakımını üstlendiği çocuklar için yaptığı masrafların tahsil edilmesi için mahkemeye başvuruda bulunmuştur.
Çocukların Kendisinden Olmadığını Öğrenen Babaya Emsal Karar Çıktı!
Çocuklarının doğumundan itibaren uzun yıllar bakıp büyüten baba, iki çocuğunun gerçek babasının kendisi olmadığını öğrendikten sonra mahkemenin yolunu tuttu. Büyük birçok yaşayan baba mahkemeye dava açmış ve dava 12 yıllık bir sürenin ardından sonuçlanmıştır. Yargıtay tarafından çocuklarının kendinden olmadığını iddia eden babaya verilen emsal niteliğindeki kararla birlikte, yapılan tüm masrafların çocukların biyolojik babalarından tahsil edilmesine hükmetmiştir.
Davacı baba, manevi ve maddi tazminat talebiyle 2. Asliye Hukuk Mahkemesine başvurmuş ve mahkemede görülen davada: E.Ç.’nin A.K. ile olan ilişkisinin evli oldukları sırada yaşanmasının aldatmaya gireceği ve evlilik bitmesinden sonra da bu ilişkinin devam ettirilmesinden dolayı bu eylemin boşanmaya sebep olacağı ifade edilmiştir. Bu gerekçelere dayandırılarak Ö.B. tarafından açılan maddi ve manevi tazminat davalarının haklı gerekçeli olduğuna hükmedilmiş ve A.K. ile E.Ç. manevi tazminat ödemeye mahkûm edilmiştir. Ancak, mahkemede alınan bir diğer karar öfkeli babayı memnun etmemiştir. Maddi tazminat davası için mahkeme, Ö.B.’nin çocuklar için yaptığı masrafların ispatlanmadığını ve davacının geçiminin E.Ç. tarafından sağlandığı gerekçesiyle reddedilmiştir. Maddi tazminat davasının mahkeme tarafından reddedilmesinin ardından karar Ö.B. tarafından üst mahkemeye taşınmış ve temyiz işlemleri başlatılmıştır.
Yargıtay Babayı Haklı Buldu!
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’ne, çocuklarının kendinden olmadığını öğrenen Ö.B. tarafından 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin vermiş olduğu maddi tazminat davasının reddi sebebiyle başvuruda bulunulmuştur. E.Ç. ile A.K.’nin evlilik dışı ilişki yaşadığı ve E.Ç.’nin Ö.B. ile evli olduğu sırada A.K.’nin çocuklarını dünyaya getirdiği için Yargıtay tarafından baba Ö.B. haklı bulunmuştur.
Davacı babanın, kendinden olduğunu sandığı çocukları; M.B. ve M.B.B.’nin doğum, gelişim, eğitim vb. tüm konularda çocuklar için masraf yaptığı belirtilen kararda, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, babanın yapmış olduğu masrafların E.Ç. ile somut olayda kusurları olmayan çocuklardan bu masrafın talep edilmesinin mahkeme tarafından mümkün görülmemiş olmasına rağmen bu masrafların A.K.’den yani çocukların biyolojik babasından tazmin edilmesinin gerektiği vurgulanmıştır. Yargıtay, 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin vermiş olduğu bu kararı düzeltmesi için geri göndermiş ancak mahkeme yasal hakkını kullanarak ikinci defa incelediği davada yine aynı kararında direnmekte ısrar etmiştir. Mahkemenin direnme kararının ardından Yargıtay Hukuk Genel Kurulu tarafından dava yeniden incelenmiş ve genel kurul tarafından, davacı Ö.B.’nin yapmış olduğu tüm masrafların, çocukların biyolojik babası tarafından Ö.B.’ye ödenmesine hükmedilmiştir. Uzun süredir görülen bu davada Yargıtay’ın vermiş olduğu bu karar birçok kişi için emsal niteliği taşımaktadır.
Yargıtay Tarafından Verilen Emsal Kararın İçeriği!
Çocukların kendinden olmadığını öğrenen baba, 2. Asliye Hukuk Mahkemesine maddi ve manevi tazminat davasıyla başvuruda bulunmuştur. Ancak 2. Asliye Hukuk Mahkemesi manevi tazminata yönelik olumlu karar verirken maddi tazminat talebini reddetmiştir. Bunun üzerine Yargıtay 4. Hukuk Daire’sine temyiz talebiyle başvuruda bulunan Ö.B.’nin maddi tazminat talebinin haklı olduğuna karar verilmiş ve dava yeniden 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmiştir. İkinci defa kararında direnen 2. Asliye Hukuk Mahkemesi, Yargıtay Hukuk Genel Kurul’unun devreye girmesiyle birlikte kararını değiştirmek zorunda kalmıştır.
Ankara Yargıtay Hukuk Genel Kurulu tarafından verilen kararda: Somut olaydaki davada, soy bağının reddi davası ve davaya konu olan çocukların, davacı Ö.B.’den olmadığı, bununla birlikte biyolojik baba A.K.’nin çocukların asıl babası olduğu tespit edilmiştir. Tespit sürecine kadar olan süreçte, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 327 ve 328’inci maddelerinde de belirtildiği üzere; velayet hakkına sahip olan babanın, çocukların bakımından, eğitimine ve korunlarına yönelik giderleri doğal seyir içinde karşılamış olması gerekmektedir. Bu nedenle, davacı Ö.B.’nin maddi zararlarının ispatlanmasının ve tam olarak giderlerinin hesaplanması imkânsız olsa bile, 2. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından, kanunlarda belirtilen ilkeler kapsamında; çocukların yaşı, eğitim durumu vb. konular tespit edilerek, uygun bir tazminat miktarının belirlenmiş olması gerekmektedir. Bu miktarları belirledikten sonra çocukların biyolojik babası sayılan A.K.’nin, davacı baba Ö.B.’ye maddi tazminat ödemesi kararının verilmesi gerekir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu tarafından açıklanan bu karar kapsamında, yerel mahkemenin Yargıtay kararına uyması ve kararı bu yönde değiştirmesi gerekirken, kararında ısrarcı olmuş ve eski kararında direnme hakkını kullanmıştır. 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin direnme kararı, usul ve yasaya aykırı olarak değerlendirilmiş ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu tarafından mahkemenin direnme kararı, genel kurulda oy birliğiyle alınan kararla birlikte bozulmuştur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.