"Seyfe Gölü 25 yılda çöle döndü"

"Seyfe Gölü 25 yılda çöle döndü"
TEMA Vakfı Ankara İl Temsilcisi Nevzat Özer, onbinlerce yıldır sayısız canlı türüne hayat veren Seyfe Gölü'nün 25 yılda çöle döndüğünü söyledi.

TEMA Vakfı Ankara İl Temsilcisi Nevzat Özer, onbinlerce yıldır sayısız canlı türüne hayat veren Seyfe Gölü'nün 25 yılda çöle döndüğünü söyledi.

Konuya dikkat çekmek üzere düzenlenen konferansların ardından Seyfe Gölü'ne bir inceleme gezisi yatıklarını ifade eden TEMA Vakfı Ankara Teemsilcisi Özer, gölün yeniden kazandırılması çağrısında bulundu.. 

Yazılı bir açıklama yapan TEMA Vakfı Ankara İl Temsilcisi Nevzat Özer, Seyfe Gölü'nün ulusal ve uluslararası mevzuatla koruma altına alınmış alanlardan biri olmasına rağmen, bilerek ve isteyerek planlı bir şekilde kurutulduğunu görüşünü savunarak şunları söyledi:

UYGARLIKLARI BESLEYEN SU

"Yaşam, suyla başladı, su olmadığında ise sona erecektir. Uygarlıklar hep su havzalarında gelişti. Bütün canlılar için yaşam kaynağı olan su binlerce yıl sayısız uygarlığı besledi.

Uygarlıkları besleyen su yanlış kullanıldığında ekolojik intiharların, toplumların çöküşün de nedeni oldu. Ne zaman ki insanoğlu kendini doğanın suyun efendisi olarak görmeye başladı, sorunlarda çığ gibi büyümeye başladı.

Kısa bir süre içinde, Marmara Denizi’nden daha büyük bir göl alanı kurutuldu. Yüzlerce nehir ve derenin doğal işleyişi bozuldu, yer altı suları onlarca metre aşağıya indi.

Bu nedenlerle, sayısız canlı türünün nesli tükenmiş, tarım alanları çoraklaşmış, coğrafi belleğimiz parçalanmış ve atalarımızdan miras aldığımız çok sayıda doğal ve tarihi alan zarar görmüştür."

ANA NEDEN HES'LER...

TEMA Vakfı Ankara İl Temsilcisi Nevszat Özer, Doğal göllerin kurutulmasının yanlış sulama uygulamalarının yanı sıra HESler ve barajların yok oluşun ana nedenleri olduğuna dikkat çekerek Seyfe Gölü'nün durumuyla ilgili olarak daha sonra şunları söyledi:

"Seyfe Gölü, kurutulmadan önce ülkemizin en önemli kuş alanlarından birisidir. Kuş göç yolları üzerinde bulunması, yine önemli kuş alanları Sultan Sazlığı ve Tuz Gölü’ne yakınlığı ile 230 dan fazla kuş türü gözlemlenmekteydi. Yine sulak alan içinde 52 ‘si endemik olmak üzere 385 bitki türü yaşamaktaydı. Kırşehir Geveni, Onşerefe gibi IUCN kriterlerinde hassas bitkilerde bulunmaktadır.

Göl;

- 1989 yılında “1. Derecede SİT Alanı”

- 1990 yılında “Tabiat Koruma Alanı”

- 1994 yılında ise Ramsar Sözleşmesi ile korunması uluslararası düzeyde taahhüt edilmiştir.

Bu yüksek koruma statülerine rağmen yüzbinlerce yıl geçmişi olan göl kurutulmuştur.

SEYFE GÖLÜNÜ NE KURUTTU?

1- DSİ’nin sulama ve drenaj projeleri

2- İçme suyu projeleri

3- Yeraltı suyunun aşırı kullanımı

4- Yanlış tarım teknikleri ve tercihleri

Seyfe Gölü ulusal ve uluslararası mevzuatla koruma altına alınmış alanlardan biri olmasına rağmen, bilerek, isteyerek planlı bir şekilde kurutulmuştur.

Neticede ülkemizin en önemli sulak alanlarından biri yok edilmiş ve bölgenin su rejimi tüm canlı yaşamı tehdit edecek şekilde bozulmuştur.

Kurutulan alandaki topraklar hiçbir işe yaramadığı gibi binlerce yıldır göl alanında biriken tuz tabakası rüzgarlarla tarım alanlarına taşınarak yöre tarımını tehdit eder boyutlara ulaşmıştır.

Durum böyle devam ederse, bu coğrafyadaki yaşam, tarihte hiç görülmediği kadar tehlike altına girecektir. Türkiye’deki bitki ve hayvan türlerinin büyük kısmı yok olacak ve yüz binlerce insan doğdukları toprakları terk edecektir.

Oysa, insan dahil olmak üzere doğanın her bir zerresi, hayatta kalabilmek için göl, nehir, dere ve yer altı sularının bütünlüğüne, yani sağlıklı bir su döngüsüne muhtaçtır.

Yürürlükteki su politikalarının vaad ettiği enerji ve tarımsal kalkınma, aynı politika nedeniyle kaybetmekte olduğumuz değerlerin bir tek zerresinin dahi yerini tutamaz.

Bizler kendi var oluşumuza, ait olduğumuz topluma, yaşadığımız gezegene ve gelecek nesillere karşı  vicdani bir sorumluluk duyuyoruz.

Toprağın, suyun, havanın, canlı türlerinin önemini değerini bilen gönüllüler olarak bir kez daha altını çiziyoruz ki;

Su doğaya aittir. Su hayat demektir.

Bütün canlıların suya ulaşma, ihtiyacı kadarını kullanmaya hakkı vardır.

Su bütün canlılar için aynı derecede değerlidir. Suyla ilgili sorunlar, böyle bir anlayışın hakim olduğu bir adalet duygusu ile çözülebilir."

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.