Arap Baharı sonrası gelişen olaylar, iç çatışmalar ve sosyo-ekonomik krizler gibi kronik sorunların ağırlaştığı Arap toplumlarında, yeni tip koronavirüs ( Kovid-19) salgını sürecinde devlete güven azalırken, dine ve bilime duyulan güvende ise artış kaydedildiği bildirildi.
Orta Doğu Araştırmaları Merkezi (ORSAM) tarafından yayımlanan "Arap Dünyasında Kovid-19 Pandemisinin Sosyo-Ekonomik Etkileri" başlıklı raporda, Kovid-19'un Arap ülkelerini etkileme şekli incelendi.
Araştırma kapsamında Irak, Mısır, Cezayir, Ürdün, Libya, Tunus, Fas, Lübnan, Yemen ve Filistin ile Türkiye'de yaşayan Araplardan olmak üzere toplamda 1535 kişiden internet üzerinden çevrim içi anket tekniği ile veri toplandı. Katılımcıların yüzde 49,6'sı kadınlardan, yüzde 50,4'ü ise erkeklerden oluştu.
Kovid-19 salgınının Arap toplumlarındaki etkilerini ölçmek üzere katılımcılara "devlete, devlet başkanlarına, dine ve bilime olan güveninin" ve çeşitli değişkenlerin etkisini tespit etmeye yönelik sorular yöneltildi.
Devlete ve devlet başkanlarına güven azaldı
Salgın sürecinde Arap halklarının devlete olan güveninde büyük oranda düşüş kaydedildiği gözlemlendi. Ankete katılanların yüzde 67,4'ü salgın sonrası devlete olan güveninin azaldığını belirtirken, güveninin arttığını söyleyenlerin oranı yüzde 15,5'te kaldı.
Devlete güvenin en zayıf olduğu ülkeler, diğer sorunların yanında kaos ve iç çatışmaların halen devam ettiği Irak, Yemen ve Libya iken, güvenin en çok arttığını söyleyenler ise Ürdün ve Türkiye'de yaşayan Araplar oldu.
Devletlere en az güvenenlerin 30 yaş ve altı gençler olduğu görülürken, erkeklerin kadınlara oranla devlete daha az güvendiği tespit edildi. Gelire göre, devlete en az güvenenler işsizler, düşük gelirliler, en çok güvenenler ise emekliler ve yüksek gelirliler olarak belirlendi.
Araştırmada, "devlet sistemleri ve kurumlarının yöneticiler ile özdeşleşmiş" olması nedeniyle, devlet başkanlarına olan güvende de benzer şekilde bir yansıma tespit edildi.
Anketi cevaplayanların yüzde 54,3'ü salgın sürecinde devlet başkanlarına güvenlerinin azaldığını ifade etti. Arttığını söyleyenler ise sadece yüzde 22,7'de kaldı.
Erkeklerde devlet başkanına güven düşüşü kadınlardan daha fazla olurken, devlet başkanına güvenleri artanlar sırasıyla Türkiye'de yaşayan Araplar, Ürdün, Tunus ve Fas olarak sıralandı. Bu konuda en çok güvensizliğin olduğu ülkeler ise benzer şekilde devlete olan güvenin en az olduğu Irak, Yemen ve Libya'da ortaya çıktı.
Din ve bilime güven arttı
Halihazırda dinin günlük pratiklerde önemli yer tuttuğu Arap toplumlarında, salgın sürecinde de bu durumun önemli bir yer tutmaya devam ettiği görüldü.
Anket sorularını cevaplayanların yüzde 84,1'i dine olan güveninin salgın sonrası arttığını belirtirken, azaldığını söyleyenlerin oranı ise yüzde 5,4 olarak kayıtlara geçti. Rapora göre, dine güvende yaş, cinsiyet, hanenin gelir durumu, yapılan iş ya da eğitim gibi çeşitli değişkenlerde anlamlı bir farklılaşma bulunamadı.
Dine güveninin arttığını söyleyenlere en fazla iç savaş ve yakın dönemde darbe yaşayan Libya ve Mısır'da rastlandı. Öte yandan, dine en az güven Irak'ta görüldü.
Anketi cevaplayanların yüzde 64,8'i salgın sonrası bilime olan güveninin arttığını belirtirken, yüzde 13,8'lik bir kesim ise, güveninin azaldığını kaydetti. Bilime yönelik artış en çok 41-45 yaş grubunda görülürken, en az artış 21-25 yaş aralığında tespit edildi.
Erkekler arasında "bilime güvenim arttı" diyenlerin oranı kadınlara göre daha fazla bulundu. Bununla beraber, eğitim seviyesi arttıkça bilime duyulan güvenin de arttığı belirlendi. Buna göre, ilköğretim mezunlarının yüzde 31,3'ü bilime güveninin arttığını belirtirken, yüksek lisans ve üstü eğitime sahip olanlarda bu oran yüzde 74,4 olarak kayıtlara geçti.
Kovid-19'un etkilediği diğer değişkenler
Salgının getirdiği ekonomik zorlukların da etkisiyle bu süre içerisinde huzursuzluğunun arttığını ifade edenlerin oranı yüzde 70,2'ye yükselirken, yüzde 56,4'lük kesim sürekli virüs kapma korkusu yaşadığını ifade etti. Yüzde 29,6'lık bir kesim ise, ölüm korkusunun arttığını kaydetti.
Salgın Arap toplumlarında eve kapanma ve hareket özgürlüğünün kısıtlanması gibi nedenlerle aile içi iletişimi de etkiledi. Anketi cevaplayanların yüzde 21'i aile içi iletişim sorunlarının arttığını belirtirken, yüzde 60,7'lik bir kesim ise aile içi iletişim sorunlarının azaldığını kaydetti.
Anketi cevaplayanların yüzde 56,2'si ise gelecek iki ayda temel ihtiyaçlarını karşılayamama kaygısı yaşadığını ifade ederken, yüzde 88,2'si de evden çalışmanın teşvik edilmesi gerektiğini belirtti.