Ülke basınındaki habere göre, Zhou, sözleşmesini, Burberry'nin de üyesi olduğu pamuk sertifikası veren uluslararası İyi Pamuk Girişiminin (BCI), Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki tüm faaliyetlerini durduracağını duyurmasının ardından sona erdirdi.
Zhou'nun menajerlik ajansından yapılan açıklamada, sözleşme fesih gerekçesi olarak Burberry'nin Uygur bölgesinden gelen pamuğa ilişkin tutumunu açıkça ve kamuya açık bir şekilde ifade etmemesi gösterildi. Öte yandan, Çin'deki popüler video oyunlarından "Honor of Kings"de yer alan bir karakterin kıyafetindeki Burberry desenlerinin de kaldırıldığı bilgisi paylaşıldı.
Çin'de bazı ünlü isimler, dün, Uygur bölgesindeki insan hakları ihlallerine yönelik açıklamalarda bulunan Adidas, Nike ve UNIQLO gibi markalarla iş birliğini iptal ettiklerini duyururken Çinli sosyal medya kullanıcıları, bu markalara tepki göstermişti.
Aralarında GAP, C&A, Adidas, Muji, Nike, Tommy Hilfiger ve Calvin Klein gibi tanınmış markaların bulunduğu firmalar, Uygurların zorla çalıştırıldığı fabrikaları tedarik zincirinden çıkarma çağrısında bulunmuştu.
Dünyaca ünlü firmalar "zorunlu çalıştırma" nedeniyle pamuk almayı durdurmuştu
İsveç merkezli giyim firması H&M, ekimde, etnik azınlıkların "zorunlu çalıştırılması" nedeniyle Çin'in Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nden pamuk tedarik etmeyeceğini duyurmuştu.
Uluslararası denetim, kontrol, belgelendirme, uygunluk değerlendirmesi, işçi haklarının sağlanması ve çevrenin bilinçli şekilde kullanılması gibi konularda hizmet veren Sümerra, Bureau Veritas SA, TUV SUD, RİNA SpA ve Dünya Çapında Sorumlu Akredite Üretim (WRAP) şirket ve firmaları da, Sincan'dan pamuk tedarik etmeme kararı almıştı.
Avustralya Stratejik Politika Enstitüsünün (ASPI) mart ayında yayımladığı raporda da Çin'in, 2017-2019 yıllarında 80 binden fazla Uygur Türkü'nü fabrikalarda çalışmaları için zorla gönderdiği ortaya konulmuştu. ASPI, İsveç şirketi H&M'nin boyalı iplik üreticisi Huafu Fashion firması ile olan ilişkileri nedeniyle zorunlu iş gücü transfer programından yararlananlardan biri olduğuna işaret etmişti.
Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki tartışmalı kamplar
Çin'de son yıllarda Uygur Türklerinin yaşadığı Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde " eğitim merkezi" adı altında faaliyet gösteren kamplar ile Uygurların kimlik ve kültürlerine yönelik ihlaller, uluslararası kamuoyu tarafından eleştiriliyor.
Pekin'in "mesleki eğitim merkezleri" olarak adlandırdığı ancak uluslararası kamuoyunun "yeniden eğitim kampları" şeklinde tanımladığı yerlerde, Birleşmiş Milletler (BM) verilerine göre en az 1 milyon Uygur'un kendi rızası dışında tutulduğu tahmin ediliyor. Pekin yönetimi, Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde kaç kamp bulunduğuna, bu kamplarda kaç kişinin olduğuna ve bu kamplardaki kişilerden ne kadarının sosyal hayata döndüğüne ilişkin bilgi vermiyor.
Çin'in, bölgede yaşayan Müslüman Uygurlara, Çince eğitimi ile mesleki ve kültürel kurslar verdiğini öne sürdüğü kampların durumu hakkında net verileri paylaşmaması, uluslararası kamuoyunda derin kaygılara yol açıyor.
BM İnsan Hakları Konseyine üye 22 ülke, Temmuz 2019'da Çin'in Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki Uygurlar ve diğer azınlıklara yönelik muamelesini eleştiren ve kitlesel gözaltıların durdurulması çağrısında bulunan mektubu imzalamıştı. BM ve diğer uluslararası örgütler, kampların incelemeye açılması çağrılarını yinelerken, Çin kendi belirlediği birkaç kampın az sayıda yabancı diplomat ve basın mensubu tarafından kısmen görülmesine izin verdi.
Çin makamları, BM yetkililerinin doğrudan bilgi almak amacıyla bölgede serbestçe inceleme yapma talebini geri çeviriyor.