Tepkilerin çığ gibi yağdığı olay karşısında DERSİAD (Dünya Erdemli İşadamları Derneği) Genel Başkanı Mustafa Çınar; “İslam’a ve Müslümanlara karşı gerek bireysel gerek ise organize yapılmak istenen tüm sistematik saldırı ve düşmanca tavırlar karşısında Devlet organlarının gerekli yasal prosedürü yürütmesinin gerekliliği yanında Aziz Milletimizin de bu örgüt artığı kişi ya da kurumlara karşı gerekli demokratik hak ve tepkilerini göstermesi gerekmektedir. Bu düşünce ile Dünya Erdemli Sanayici Ve İşadamları Derneği olarak soysuz ve karakter yoksunu tipolojilere karşı Diyanet İşleri Başkanı’mız Sayın Prof. Dr. Ali Erbaş’ın yanında ve destekçisi olduğumuzu açıkça ilan ediyoruz.” açıklamalarında bulundu.
Yaptığı basın açıklamasında Ramazan günü insanların dini hassasiyetlerine saldıran bu güruhun, gereken cezayı alması gerektiğini vurgulan DERSİAD Genel Başkanı Mustafa Çınar; “Diyanet İşleri Başkanı’mız Sayın Prof. Dr. Ali Erbaş, Ankara Hacı Bayram Camii’nde millet olarak iştirak edemediğimiz Cuma Namazı’nı temsilen eda etmiştir. Cuma Namazı esnasında okumuş olduğu hutbede Can’ın, Mal’ın, Akl’ın, İnanç’ın ve Nesl’in muhafazasından bahsetmiş ve zarar verici şeylerden uzak durulmasını telkin etmiştir. Tamamı ile Kuran-ı Kerim ayetleri ve Yüce Dinimiz İslam’ın kaideleri üzerinden herhangi bir kin ve nefret söylemi de içermeksizin tavsiyelerde bulunmuştur.” dedi.
Çınar; “Son zamanlarda ve özellikle 15 Temmuz Darbe girişimi sonrasında Türkiye Cumhuriyeti Devletine ve aziz millete direkt olarak saldıramayan bir kısım ebleh ve haysiyet yoksunu güruh siyasi farklılıkları maskeleyerek muhalefet kisvesi altında Devletine ve Milletine saldırmaktadır. Korkak ve Hadsiz bu çapulcu taifenin gerçekte hak müdafaası veya hukuk kuralları diye bir dertleri de bulunmamaktadır. Güya meslek örgütü olan bazı teşekküllerin de meslekleri ile ilgili herhangi bir insiyatif almamalarına rağmen politize olması gerektiğinde ön saflarda görünmeleri bu fosilleşmiş yapıların hangi amaca hizmet ettiğini göstermektedir. Özellikle Batı ve ABD merkezli kültürel bir erozyon faaliyeti yürütülmektedir. Kendi ülke insanlarının birey kimliklerini yok ederek cinsiyetsiz bir toplum projesi şekillendirilmek istenmektedir. Tüm İlahi ve semavi dinlerin karşı çıktığı bu proje bir süredir basın araçları ve yayımlar ile ülkemizde de yürütülmek istenmektedir. Özellikle dizi ve sinema filmleri bu tarz örneklendirmeleri mutlaka senaryolarında bulundurma gayreti içerisindedir.” açıklamasında bulundu.
Sayın Diyanet İşleri Başkanı’mız sadece Allah (c.c.)’ın ayetlerinden bahsetmiş ve dini değerlerimizi muhafaza etmeye özen göstermiştir, diyen Çınar:
“Bu anlamda kendisine karşı yapılmak istenen salvo ve saldırılar karşısında millet olarak destek olunduğu da süreç içerisinde görülmüştür. Ahlaksız ve karakter yoksunu küçük bir güruh – ki bunların çoğu terör bağlantılı kişilerdir- özgürlük maskesi altında gizlenmek yerine eğer yürekleri yetiyor ise milletin karşısına çıkıp bu sözleri alenen ifade etsinler ki, gerekli dersi alsınlar. Ortada kin ve nefret yayan bir kişi ya da güruh var ise Ramazan günü insanların dini hassasiyetlerine saldıran bu güruhtur ve gereken cezayı da alması gerekmektedir. Cumhuriyet Savcılarımızın gerekli soruşturmaları açmış olması isabetli olmuştur. Toplumun genelini ilgilendiren her olayda Devletin ve Milletin aleyhine duruş sergileyen, keyfi ve tamamı ile statükocu bu yapıların varlıklarının tekrardan gözden geçirilmesi gerektiği açıktır.” dedi.