TUZ GÖLÜ’NÜN ÖZELLİKLERİ VE EFSANESİ
Tuz Gölü inanılmaz derecede önemli bir su kütlesidir ve dünyanın en tuzlu ikinci gölüdür. Sadece bu özelliği bile onu son derece önemli bir göl haline getirmektedir. Tuz Gölü'nü diğerlerinden ayıran en önemli özelliği, dışarıya akışı olmayan kapalı bir havza olması ve gerçekten izole bir ekosistem olmasıdır. Biyolojik çeşitlilik açısından Tuz Gölü etkileyici bir türler dizisine sahiptir. Göl 85 kuş türüne, 129 böcek türüne (4 endemik tür dahil), 15 memeliye ve 38 endemik bitki türüne ev sahipliği yapmaktadır. Bu zengin çeşitlilik gölün ekolojik önemini daha da vurgulamaktadır.
Tuz Gölü'nün Gizemli Efsanesi ve Oluşum Öyküsü
Tuz Gölü, Türkiye'nin yüz ölçümü bakımından ikinci en büyük gölü olup, sadece bölgenin değil, ülkemizin de en önemli doğal zenginliklerinden biridir. Ancak bu büyüleyici tuz tabakasının altında, birçok kişinin bilmediği bir efsane yatmaktadır.
Efsaneye Göre Tuz Gölü'nün Oluşumu
Rivayete göre, bir zamanlar bu bölgede çok verimli topraklara sahip, yeşil ve bereketli bir vadi bulunmaktaydı. Vadide yaşayan bir çiftçi, her yıl bol miktarda ürün alıyor, fakat bu ürünleri hiç kimseyle paylaşmıyordu. Bir gün vadiye susuzluktan bitkin düşmüş bir yolcu gelir. Çiftçiden bir miktar buğday isteyen yolcu, çiftçinin cimri tavırları yüzünden bu isteği geri çevrilir. Yolcu, çiftçiye "Sen bu buğdayı ne yapacaksın?" diye sorar. Çiftçi ise "Sularla karıştırıp, tuz yapacağım" yanıtını verir. Bunun üzerine yolcu, "O zaman buğdayların tuz, suların da göl olsun" diye bir beddua eder. Ertesi gün, çiftçi uyandığında tüm vadisinin devasa bir tuz gölüne dönüştüğünü görür.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.