Bilal Erdoğan ve Hakan Kazancı, AA Spor Masası'na konuk oldu
İSTANBUL (AA) - Dünya Etnospor Konfederasyonu Başkanı Bilal Erdoğan, "Geleneksel sporların yaşatılmasını çok önemsiyoruz." dedi.
Bilal Erdoğan ile Dünya Etnospor Konfederasyonu Başkan Vekili ve Türkiye Geleneksel Spor Dalları Federasyonu Başkanı Hakan Kazancı, 4. Etnospor Kültür Festivali'nde Anadolu Ajansı (AA) Spor Masası'na katılarak, AA Spor Haberleri Yayın Yönetmenliği yönetici ve editörlerinin sorularını yanıtladı.
Erdoğan ile Kazancı'nın sorulara verdiği yanıtlar şöyle:
- Etnospor Kültür Festivali'nin dördüncüsü gerçekleştiriliyor. Vatandaşlarımız buraya geldiğinde nelerle karşılaşıyor, onları nasıl etkinlikler ve yenilikler bekliyor?
Bilal Erdoğan: Bu yıl farklı bir mekandayız. Küçükçekmece'de başlamıştık ilk yıl, daha sonra organizasyonu Yenikapı'da gerçekleştirmiştik. Bu sene Atatürk Havalimanı alanındayız. Burası yeni havalimanı yapıldıktan sonra İstanbul'a millet bahçesi olacağı ilan edilmiş bir alan. Etkinlik yapmak için uygun bir alan olduğunu gördüğümüz bir yer. Gelecekte millet bahçesi olarak tasarlanması esnasında geleneksel sporların yaşatılmasına katkıda bulunmuş olacağımızı düşündük. İstanbul'daki okçuluk kulüpleri talebi karşılayacak alana sahip değiller. Böylesine ihtiyaç varken İstanbul'un hizmetine sunulacak alanda geleneksel sporların yaşatılmasını çok önemsiyoruz. Biz her sene misafir ülkeler ve spor dallarını aramıza davet ediyoruz. Bu sene Arjantin'in pato sporu aramızda. Kırgız ve Kazakların oynadıkları kökbörü sporuyla benzer özellileri olan bir spor dalı. Tribünlerin heyecan ve coşkusu, yaptığımız işin ne kadar beğeni topladığını ortaya koymuş oldu. Bu sene ilk defa çocukların beğenisine sunacağımız bir atlı okçuluk simülatörünü buraya getirdik. İlk denemleri aslında burada yapılıyor olacak, daha sonra kalıcı yere taşıyacağız. Mustafa Kemal Kültür Merkezi'nde bir Etnospor deneyim merkezi açacağız ve orada bu atlı okçuluk simülatörü olacak. Teknolojinin imkanlarını kullanıyoruz. Bir robotik kol üzerinde atın üzerine çocuk bindiği zaman adeta atın üzerinde ok atışı yapacak. Oldukça fazla çocuk etkinliği bulundurduk. Evrensel lezzetler bölgesi var, 16 ülkenin mutfaklarıyla İstanbullunun buluşmasını sağlayacağız. Etkinliklerimiz yağmurdan etkilenmeyecek. Hafta sonu yüzbinlerce İstanbulluyu ağırlayacak şekilde hazırlıklarımızı yaptık.
- Hummalı bir çalışma yürüttünüz. Ciddi bir hazırlık içinde çok sayıda kültüre ait araç, gereç ve obje getirildi. Bu büyük organizasyon için yaptığınız çalışmalar nelerdir?
Hakan Kazancı: Çalışmalar sadece sahada değil, ofis ortamında da başlamış oluyor. Olumlu, olumsuz ve eksik taraflarımız nedir diye değerlendiriyoruz. Bu sene işin içine gönüllü arkadaşlarımızı da kattık. Sayıya baktığınız zaman 350 civarında çalışan arkadaş görebiliriz. Arkadaşlarımız mesai saati değil, 24 saat boyunca çalıştı. Nihayetinde 10-15 günlük bir çalışma süresinde bu alan inşa edildi. Bu çalışma sadece burada değil, saha dışında da oldu. Onun finalini görmüş oluyoruz.
- Ülkemizde geleneksel sporlara ilgi nasıl? Gençlerin ilgisinin arttığını gözlemleyebiliyor musunuz?
Bilal Erdoğan: 15 Temmuz'un hemen ardından insanların moral motivasyon olarak düşük oldukları bir zamanda, dar bir zamanda bir planlamayla bu işi yapmıştık. O zaman insanların teveccühünü görürken yaptığımız işin doğruluğunu anlamıştık. O günden bugüne her sene işi geliştirerek, güçlü ve zayıf yönlerimizi tespit ederek bunu geliştirmenin mücadelesini verdik. İstanbul'un içinde Etnospor'un ne olduğunu bilen bir kitle oluştu. Verdiğimiz bu mücadele sağlam temeller attığımızı, atmaya başladığımızı görüyoruz.
- Radamel Falcao ve Vedat Muric'in ok atışında hangisini daha çok beğendiniz?
Bilal Erdoğan: Steril bir atış imkanı yakalanamadı. Çocukların çok büyük teveccühünden dolayı rahat hareket edemediler. Biraz Vedat'ın Falcao gelmeden önce atış yapma imkanı oldu, antrenmanlıydı. O, bir adım önde başladı. Ne desek haksızlık olur. İkisinin de geleneksel sporlara katkıda bulunmasından dolayı çok teşekkür ediyoruz. Bunu bile farklı yerlere çekenler olabilir, önemli değil. Farklı bir keyif kattılar. Eski sporcularımız da geldiler, hepsine teşekkür ediyoruz.
- Etnospor Kültür Festivali'nin düzenlenme tarihi konusunda farklı fikirler ortaya atılıyor. Gelecek yıllarda festivalin tarihini değiştirme fikriniz var mı?
Bilal Erdoğan: "Bu sene festivali ekimde yapacağımıza daha önceden karar vermiştik. Mayısın tamamı ramazan ayına denk geliyordu. Nisanda ise hava durumu elverişli değil dedik ve organizasyonu okulların açılışına taşıyalım istedik ve bu tarihi belirledik. Festivali seneye de bu mevsimde yapacağız. 2021'den itibaren ise tekrar mayıs ayına döneceğiz. Daha sonra Allah izin verirse, festivali 30 yıl kadar mayıs aylarında düzenlemeye devam edeceğiz."
- Festivalde bu sene "Pilavdan dönenin kaşığı kırılsın" sloganı belirlendi. Sloganı nasıl bir süreçte belirlediniz ve burada vermek istediğiniz mesaj nedir?
Bilal Erdoğan: "Burada çok büyük bir ekip işi var. Konfederasyonumuzun kurullarındaki arkadaşların sayısı 30'un üzerinde. Farklı uzamanlıklara sahip olan bir grubumuz var. Bunların altında ise profesyonel çalışanlar var. Bir gönüllülük programı da başlattık. Bize destek olan ve yıl boyunca ofislerimizde stajyer olarak çalışan uluslararası öğrenciler var. Kendi dillerinde geleneksel spor dallarının araştırmalarını yapıp bize bilgi veriyorlar. Biz yıl boyunca slogan ve konsept önerilerini, genel sanat yönetmenimizin önderliğinde yönetim kuruluna sunuyoruz. Arasından uygun olanları seçtikten sonra karar veriyoruz. Ayrıca şöyle bir şey de yaptık. Ok at, güreş tut ve at bin sloganımızın 3'ünü de yapıp, sosyal medyadan hashtagimizi paylaşan herkese özel bir hediyemiz olacağını da vadettik."
Hakan Kazancı: "Pilavdan dönenin kaşığı kırılsın sloganında azim, mücadele ve kararlılık var. Geleneksel sporlarımız bu 3 unsuru da barındırıyor. Hepsi deyimlerden geliyor. Her şeyimiz aslında geçmişe dayanıyor. Bu 3 unsurun da bu sene içinde bulunduğumuz ortama uygun olduğunu kararlaştırdık. Yerinde bulduk ve onun için yola çıktık. Ayrıca 3 küçük sloganımız daha var. At bin, ok at ve güreş tut. Bunları da duyurduk. İddialı olarak yola çıktık. Misafirler istediği takdirde at binip, ok atıyor. Yağlı ve normal güreşleri yapacak arkadaşlarımız da var."
- Dünya Göçebe Oyunları, gelecek yıl Türkiye'de düzenlenecek. Nerede yapılacağı belli oldu mu? Çalışmalar ne durumda?
Bilal Erdoğan: "Bunun kararını Gençlik ve Spor Bakanlığı verecek. Gençlik ve Spor Bakanlığına aday şehirler sunduk. Olabilecek yerleri belirlemeye çalıştık. Tavsiyeler aldık. Bakanlık, bu şehirlerden birine karar verecek. Hem ulaşımı kolay hem de medeniyet geçmişine bir göndermesi ve anlamı olan mevki olacaktır. Coğrafi olarak güzel bir yer olmasına özen gösterdik. Kalıcı bir tesis olması lazım. Kırgızlar, Issık Gölü'nün kenarında kökbörü tesisi inşa etti. Yıl boyunca kökbörü maçları oynanıyor. Arzumuz kalıcı bir tesisin olması. İnsanların yıl boyunca bu tesisi ziyaret etmesini istiyoruz. Yaşayan bir tesis olmasını diliyoruz."
- Senede bir kez Etnospor Kültür Festivali düzenleniyor. Organizasyonların sayısını arttırmak için neler yapmayı planlıyorsunuz?
Hakan Kazancı: "Bu tür çalışmalarımız var. Ankara'da bir tesis inşa ettik. Burada uygulanan geleneksel sporları o tesiste misafirlerimiz gözlemleyecek ve icra edebilecek. Türkiye'de böyle bir tesis yoktu ve bunu yaptık. Resmi olarak henüz açılmamış olsa bile kayıtlarımız var. Biz konfederasyon olarak yılda bir kez festival yapıyoruz ama tüm okullarımıza gidip mangala eğitimi veriyoruz. Öğrencilere hediyeler takdim ediyoruz. Mas güreşimiz de var. Okul ortamında rahatlıkla yapılıyor. Öğrencilere bunun eğitimini verip minder ve tahta hediye ediyoruz. Mangalayı ayrıca görme engelli okullarımızda organizasyon haline getiriyoruz. Yıl içinde etkinlikler devam ediyor. Geleneksel Spor Dalları Federasyonu olarak 2016'da yönetime geldiğimizde etkinlik sayısı 1 iken bugün 300'ü buldu. Bugüne kadar etkinlik sayımız katbekat arttı. Kahramanmaraş, Gaziantep, Hatay ve birçok ilimizde başka etkinliklerimiz de oluyor. Kahramanmaraş'a gittiğimde güreşlerin yapıldığını gördüm. Seyirci ilgisi de çok fazlaydı. Allah'ın izniyle Anadolu'da geleneksel sporların yapılmadığı bir hane kalmayacak. Tabii bunların icra edilebilmesi için alanlar oluşturmalıyız. Tesisleri kurarken büyük meblağlar harcamıyoruz. Betonarme olayımız da yok. Maddi ve fiziki olarak küçük yerler bize yeterli oluyor."
- Etnospor Kültür Festivali'ndeki favori sporunuz hangisi?
Bilal Erdoğan: Okçuluğun dışında seyir zevki en yüksek buradaki spor dalı atlı okçuluk. Patonun da seyir zevki çok yüksek. Arjantin'in ünlü futbolcuları da var. Uzun paslar, hedefe paslar, şutlar atabiliyorlar. Burada Pato takımında şunu gördüm, meşin yuvarlakla oynuyorlar, uzağa çok iyi pas atıyorlar ve at üstündeyken onu kapıyorlar. Hedefleri de basket potasından biraz büyük, 1 metre çapı var. Oraya çok isabetli atışlar yapıyorlar. Seyircinin çok hoşuna gitti.
Ayrıca yağlı güreş... Bu yaz önemli yarışlara katıldık, izledik. Çok iyi maçlar oldu. İsmail Balaban ile Orhan Okulu'nun çok güzel maçı oldu. Geçen sene de iyi maç çıkarmışlardı, yağmur altında yapmışlardı. Bu sene de güzel maçlar oldu. Ali Gürbüz yağlı güreşi bu yaz kapattı, tekeline aldı, adeta tulum çıkardı. İnsanlar, sabah 9'da 10'da yağlı güreş izlemeye geliyor ve 50, 60 lira veriyorlar ve çok özür diliyorum akşam 5'e 6'ya kadar güreş seyrediyorlar. Bu kadar bu işin hastası, ilgilisi var. Biz bu talebin yayıncılar tarafından karar vericiler tarafından, idare tarafından görülmesini istiyoruz. Büyük talep var. İlk defa bu yaz yağlı güreşler özel kanallardan yayınlanmaya başlandı. Bunu gördüler. Halkın talebi var ama tesisleşme, imkanlar konusunda arzın oluşması lazım. Federasyon ve konfederasyon olarak Türkiye'de bu imkanların oluşturulması için çalışıyoruz.
Hakan Kazancı: Benim cirite (atlı cirit) karşı ayrı sevgim, muhabbetim var. Cirit bize ait bir oyun. Diğer geleneksel spor dalları gibi Orta Asya Cumhuriyetlerinde doğan, yayılan bir spor değil. Tamamen Türkiye'ye özgü bir spor. Bu nedenle bende ayrı yeri var.
- Bu tip etkinliklerden habersiz çok kişi var. Ailelere, gençlere, çocuklara neler söylersiniz?
Hakan Kazancı: Bize yoğun talep geliyor. Bu yönde yaptırdığımız anket çalışmaları, telefon aramalarımız var. Neden bu kadar az? Biraz daha uzun olmaz mı? Yılda bir kaç kere yapın, gibi talepler, sorular oluyor. Biz bu talebi gördüğümüz için buradayız, buralardayız ama her işin de bir kıvamı vardır. Belli bir yerde de tutmamız gerekiyor.
Çocukları teknoloji esaretinden kurtarmak için gençlere, öğrencilere bazı şeyleri sunacağız ki o tarafa gitsinler. Biz de yeri geldiğinde telefonu, tableti veriyoruz. 2 dakika kafamızı dinleyelim diye teşvikte bulunuyoruz. Aynı çocuklara, gençlere bu tür imkanları sunsak o tarafa yöneleceklerdir. Bizim gibi değiller kanları kaynıyor, hareket etmeleri gerekiyor.
Festivallere gelip, ok atmak için, at binmek için kulüp, dernek arayan çok veli, çok öğrenci çok yetişkin var. Başkanım söyledi, İstanbul Okçular Vakfımız artık bu talebi karşılayamıyor. Yeni yerler, yeni tesisler inşa etmemiz gerekiyor.
Biz bu tür imkanları gençlere sunmalıyız ki teknoloji vebasından biraz olsun uzak dursunlar. Bizim teknolojiye x, y z sporlarına ya da futbola karşıyız gibi bir söylemimiz söz konusu değil. Bize ait değerleri bilsinler, yaşasınlar istiyoruz.
- Burası bir kültür festivali. Aynı zamanda ülkelerin yemekleri de burada ziyaretçilerin beğenisine sunuluyor. Sizin son 3 yıl baz alındığında tadı damağınızda kalan geleneksel lezzet hangisi oldu?
Bilal Erdoğan: Bizim özellikle Özbek pilavı dediğimiz, Buhara pilavıdır, Semerkand pilavıdır, özellikle bu pilavlar bizim kalbimizi çaldı. Onun için her sene festivalin ana yemeği hep Özbek pilavı oluyor. Çok fazlaca artık evlerde Özbek pilavı yapılmıyor belki ama yiyenlerin de çok sevdiği bir yemek. Benim şahsen Özbek pilavı. 16 ülkeden aşçılar var. Kendi yemeklerini yapacaklar. Afganistan'dan Ukrayna'ya, Afrika ülkelerine varıncaya kadar çok farklı ülkelerin yemeklerini de buraya gelenler tatma imkanı bulacak. Kuzu da bizim önemli bir düğün yemeğimiz. Bugün onun üzerinde kuzunun ikram edileceğini de söyleyeyim. Yeme içme alanları çok yaygın, çok zengin. Kültürün, insanlıkla en sık buluştuğu yer, yiyip içtiği yer. Sevdiğiniz yemekler aslında sizin için bir kültürel referans. Ben dünya mutfaklarını da çok severim. Ama bizim kendi öz mutfağımız gerçekten bambaşka. Hiçbir şeye de değişmem.
- Ailelere, gençlere festivale gelmeleri için bir mesajınız var mı?
Bilal Erdoğan: Yarın yağışla ilgili uyarılar yapılıyor ama biz festival olarak yağışa hazırlıklıyız. İnsanlar yağış var diyerek çıkmaktan çekinmesinler. Yağışa rağmen etkinliklerin devam edebileceğini planladık. Yeme içme, çocuk oyun alanlarımız, birçok etkinlik alanlarımız sahne alanlarımız kapalı. Hem açık hem kapalı sahne imkanımız var. Burada 4-5 bin kişi kapalı alanda etkinlikleri sahnede takip edebilir. Alanımız da çok büyük. Sadece yanlarına bir yağmurluk ve şemsiye alsınlar ve gelsinler. Çocukları nereye götüreceğiz? Çocukları nasıl dışarı çıkartacağız? İstanbullunun böyle kendine has bir meselesi varken böyle bir imkan da varken bu da boşa gitmemeli. İnsanlar buradan istifade etmeli; dün ve bugün olduğu gibi."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.