Afganistan'daki tartışmalı seçimler yeni bölünmelere yol açabilir
İSTANBUL (AA) -RAHİMULLAH FARZEM- Afganistan’da halk 28 Eylül’de yeni cumhurbaşkanını belirlemek için sandık başına gitti. Taliban’ın saldırı tehditleri ve şiddetin gölgesinde yapılan seçimlere katılım beklenenin epey altında kaldı. 2001 yılında Taliban yönetiminin devrilmesinin ardından dördüncüsü yapılan seçimlerde 14 aday yarıştı. Geçici sonuçların Ekim ayının ortasında açıklanması bekleniyor. Geçerli oyların yüzde 50+1’ini alan aday devlet başkanı seçiliyor. İlk turda herhangi bir adayın yüzde 50 barajını aşamaması durumunda ise en çok oyu alan iki aday arasında ikinci tur düzenleniyor.
- Seçime ilişkin bazı istatistikler
Güvenlik kaygıları, seçimlere duyulan güvenin az olması ve hükümetin doğurduğu hayal kırıklıkları gibi faktörler dolayısıyla seçime katılım oranı beklenenin epey altında kaldı. Yaklaşık 16 milyon seçmen potansiyeline sahip olmasına rağmen (3 milyon 300 bini kadın olmak üzere) 9 milyon 600 bin kayıtlı seçmenin bulunduğu ülkede, katılım oranı yüzde 20’lerde kaldı. 2014 yılında yapılan devlet başkanlığı seçimlerinde bu oran yüzde 60 civarındaydı. Afganistan Bağımsız Seçim Komisyonu tarafından yapılan açıklamada 3 bin 736 seçim sandığında 2 milyon 196 bin 463 seçmenin oy kullandığı belirtildi. 468 seçim merkezinde ise güvenlik sorunu nedeniyle oy verme işlemi yapılamadı. 20 bini kadın olmak üzere 200 bin kişi sandık görevlisi olarak çalıştı. Yoğun güvenlik önlemleri altında gerçekleşen seçimde 72 bin güvenlik görevlisi vazife yaptı.
- Akamete uğrayan barış görüşmeleri sonrasında gerginlik arttı
Trump yönetimi Afganistan savaşını bitirmek için Eylül 2018’den beri Taliban’la müzakere yürütüyordu. Katar’ın başkenti Doha’da yürütülen müzakerelerin dokuzuncu toplantısı sonrasında, tarafların bir “taslak anlaşma” üzerinde mutabakat sağladıkları açıklanmıştı. Bu taslak anlaşmaya göre, (anlaşmanın imzalanmasından itibaren geçerli olmak üzere) ABD 135 gün içinde Afganistan’daki 5 üssünden 5 bin 400 askerini çekecek ve buna karşılık Taliban da El Kaide ile arasına mesafe koyacak ve DEAŞ gibi Amerikan çıkarlarına ve müttefiklerine karşı tehdit oluşturacak örgütlerle mücadele etme edecekti. Ayrıca Taliban, söz konusu taslak anlaşma çerçevesinde, (meşru olmadığı gerekçesiyle şu ana kadar doğrudan görüşmeyi reddettiği) mevcut Kabil yönetimiyle Norveç’in başkenti Oslo’da bir araya gelecekti. Sürecin sorunsuz devam etmesi durumunda Afganistan cumhurbaşkanlığı seçimleri ertelenecek ve Afganistan hükümetiyle Taliban arasında doğrudan müzakere süreci başlayacaktı. Fakat ABD Başkanı Donald Trump yaklaşık bir senedir devam eden müzakereleri, Taliban’ın düzenlediği saldırıda bir Amerikan askerinin hayatını kaybetmesini gerekçe göstererek ani bir kararla sonlandırdı. Taliban’ı ateşkese yanaşmamakla suçlayan Trump, bu örgüte karşı “daha önce hiç olmadığı kadar sertleştireceklerini ve saldırılara devam edeceklerini” söyledi. Buna karşılık Taliban ise sürecin durdurulmasından zarar gören tarafın ABD olacağı uyarısında bulunarak ABD ve Afganistan hükümetine karşı mücadelesine devam edeceğini bildirdi.
Her iki tarafın gerginliği artırıcı açıklamalarından sonra, seçimlerin hemen öncesinde, ülkede şiddet seviyesinde belirgin bir artış gözlendi. Seçimlere bir hafta kala Taliban, ABD ve Afganistan hükümeti tarafından düzenlenen saldırılarda 150’den fazla sivil hayatını kaybetti ve yüzlerce kişi yaralandı. Seçim mitingleri ve oy verme işleminin yapılacağı merkezler Taliban saldırılarının hedefi oldu. 17 Eylül’de Cumhurbaşkanı Gani’nin seçim mitingine yönelik saldırıda 26 kişi hayatını kaybederken yaklaşık 50 kişi de yaralandı. Yoğun güvenlik önlemlerine rağmen seçim merkezleri, seçmenler ve hükümet hedeflerine yönelik saldırılar seçim günü de devam etti. Seçim günü yaşanan saldırılarda 4 kişi hayatını kaybederken 80’den fazla kişi de yaralandı. İçişleri Bakanlığı 68 saldırı girişiminin ise güvenlik güçlerince önlendiğini açıkladı.
- Kimler yarışıyor?
On dört adayın yarıştığı seçimlerde, kamuoyu yoklamalarına göre Devlet Başkanı Eşref Gani ve İcra Kurulu Başkanı Abdullah Abdullah favoriler arasında bulunuyor. “Devlet kurucu” ittifakını oluşturan Eşref Gani Tacik kökenli eski istihbarat şefi Emrullah Salih’i birinci ve Hazara kökenli Server Dâniş’i de ikinci yardımcısı olarak seçti. “İstikrar ve Birleşme” sloganıyla yola çıkan Gani’nin en güçlü rakibi konumundaki Abdullah Abdullah’ın yardımcıları ise (Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı Raşid Dostum’un desteklediği) İnayetullah Babür Ferahmend ve Hazaraların oluşturduğu ittifakın adayı Esedullah Sedati. Bunların yanı sıra, “Afganistan cihadının” tartışmalı liderlerinden Gülbeddin Hikmetyar ve Ahmed Şah Mesud’un kardeşi Ahmed Veli Mesud gibi isimler de yarışıyor. Fakat yarışın Gani ve Abdullah arasında geçmesi bekleniyor. İki aday 2014 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de yarışı başa baş götürmüş ve seçimde büyük sahtekarlık yapıldığı iddialarının ardından, bir uzlaşı sonucu “Milli Birlik Hükümeti” kurulmuştu.
- Seçimde hile yapıldı iddiaları
Seçimlerde hile yapıldığına dair iddialar Afganistan’da her seçimden sonra yaygın bir şekilde gündeme gelen bir konu olmuştur. En son 2014 cumhurbaşkanlığı seçimleri hile yapıldığı gerekçesiyle iptal edilme noktasına kadar gelmiş, fakat dönemin ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’nin araya girmesiyle sorun çözülmüştü. Geçtiğimiz yılın Ekim ayında yapılan parlamento seçimlerinde de benzer iddialar gündeme gelmiş ve seçim sonuçları günlerce konuşulmuştu. Afganistan Bağımsız Seçim Komisyonu her ne kadar şeffaf bir seçim sürecinin yaşanması ve oy sayım işlemiyle ilgili endişelerin ortadan kaldırılması için azami derecede çaba sarf ettiğini belirtse de, seçim güvenliğine ilişkin kaygılar hâlâ giderilebilmiş değil. Mevcut Cumhurbaşkanı Gani kampanya süresince devlet imkanlarını kullanmakla suçlandı. Henüz oy verme işlemi devam ederken, belli adaylar lehine hile yapıldığına ilişkin görüntüler sosyal medyada dolaşmaya başladı. Afganistan Bağımsız Seçim Komisyonu seçimlerde hile yapıldığına ilişkin 2 bin 500’den fazla şikâyetin gözetmenlerince rapor edildiğini ve söz konusu iddiaların araştırılacağını ifade etti.
Seçim şeffaflığına ilişkin şüpheler adayları da harekete geçirmiş durumda. Kesin sonuçların üç hafta sonra açıklanacak olmasına rağmen, bazı adaylar kendisini şimdiden seçimin galibi ilan etmeye başladı. Seçimin favori isimlerinden Abdullah Abdullah Kabil’de düzenlediği basın toplantısında büyük bir farkla seçimi galip tamamladığını iddia ederken, Gani’nin yardımcısı Emrullah Salih ise kendilerine iletilen bilgiye göre Gani’nin seçimi önde götürdüğünü iddia etti. Hile karışması durumunda seçimin iptal edilmesi için elinden geleni yapacağını söyleyen Gülbeddin Hikmetyar ise seçime hile karıştığını, bu durumun kabul edilebilir olmadığını açıkladı.
- Seçimin meşruiyetini tehlikeye sokacak hususlar
Seçimin meşruiyetini tehlikeye atacak birçok husus bulunuyor. Öncelikle bu seçimin yapılmasıyla ilgili bir tartışma söz konusuydu. Mevcut Cumhurbaşkanı Gani cephesi dışında neredeyse tüm cenahlar, seçimlerin ertelenip Taliban’la olası barış görüşmelerine odaklanılması gerektiği görüşündeydi. İçlerinde eski Cumhurbaşkanı Hamid Karzai ve Afganistan’da faaliyet gösteren farklı cenahlardan önemli politik figürlerin de bulunduğu bir grup, barış sürecini sekteye uğratacağı gerekçesiyle cumhurbaşkanlığı seçiminin ertelenmesinden yanaydı. Fakat ABD Başkanı Trump’ın ani bir kararla barış görüşmelerini sonlandırması, son iki haftaya kadar ertelenmesine büyük bir olasılıkla bakılan seçimin yapılmasının önünü açtı.
İkinci husus ise seçime katılım oranının meşruiyetinin sorgulanmasına sebep olacak derecede düşük olması. İlk bilgilere göre, seçime iştirak eden 2 milyon 196 bin seçmenin 1 milyon 100 bin kadarının oyunu alan aday ülkenin yeni cumhurbaşkanı seçilebilecek. Dolayısıyla yaklaşık 35-37 milyon nüfus ve 16 milyon seçmenin bulunduğu tahmin edilen ülkede 1 milyon 100 bin oyla cumhurbaşkanı seçilme ihtimali, özellikle kaybedenler tarafından seçimin meşruiyetinin tartışmaya açılma olasılığını güçlendiriyor.
Üçüncü husus da gerek kampanya süresince gerek seçim günü ve sonrasında yaygın bir şekilde dillendirilen seçime hile karıştığı iddiaları. Seçimlere katılımın beklenenin oldukça altında kalması ve seçimin şeffaflığına ilişkin soru işaretleri, seçimin meşruiyeti açısından ciddi sonuçlar doğurma potansiyeline sahip. Dolayısıyla gerek katılım düzeyinin benzeri görülmemiş ölçüde düşük kalması gerekse yaygın ve sistematik hile yapıldığı iddiaları, seçimin galibinin ülkenin yeni meşru cumhurbaşkanı olarak tüm kesimler tarafından kabul edilme olasılığını düşürmektedir.
[ İran ve Orta Doğu’da devlet dışı aktörler üzerine çalışmalarını sürdüren Rahimullah Farzam İRAM Dış Politika Koordinatörlüğü’nde görev yapmaktadır]
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.