Ordulu girişimci Fatih Gündüz, yeni tip koronavirüs ( Kovid-19) tedbirlerine yönelik sosyal mesafeyi korumak, temas ve bulaş riskini azaltmak amacıyla "temassız sıramatik" cihazı tasarladı.
ANKARA NÖBETÇİ ECZANELERİ için TIKLAYINIZ
Bir teknoloji firmasının Ar-Ge ve yatırım ortağı olan 34 yaşındaki Gündüz, Ordu Devlet Hastanesi karşısında eczanesi bulunan eşi Pınar Gündüz'e nöbet tuttuğu günlerde yardımcı oluyor.
Nöbetlerde oluşan yoğunluk nedeniyle hastalıkların bulaşmasını en aza indirmek için çalışma başlatan Gündüz, eczane önlerinde kullanabilecek, reçeteli ve reçetesiz iki ayrı butondan oluşan sıramatik cihazı yaptı.
Kovid-19 süreciyle birlikte eczanelerden gelen talep üzerine cihaz üzerinde değişiklikler yapan Gündüz, cihaza, reçeteli ve reçetesiz işlem için sensörlü temassız buton ile sensörlü dezenfekten yerleştirdi. Vatandaşlar sırasının ekrana yansımasıyla birlikte içeri girerek alışverişini yapıp, içeride yoğunluk oluşturmadan eczaneden ayrılıyor.
Bu sayede vatandaşlarla çalışanlar ve hastaların birbirleriyle arasındaki sosyal mesafe sağlanarak, temas ve bulaş riski en aza indiriliyor.
Girişimci Fatih Gündüz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, hastaların birbirleri ve çalışanlarla temasını engellemek, işlemlerin düzgün bir sırayla yapılmasını sağlamak adına bir cihaz tasarladıklarını söyledi.
Kovid-19 öncesi geçen yıl kasım ayında başladıkları projeyi, hastalık bulaş riskinin yüksek olduğu eczaneleri görerek yürüttüklerini anlatan Gündüz, "Eczaneler her zaman bulaş riskinin yüksek olduğu ve içeriye hastaların girdiği sağlık kuruluşlarıdır. Bu kuruluşlar önlemleri kendi alabileceği işletmeler. Biz de bunlara uygun, kolaylıkla uygulayabilecekleri, yönetebilecekleri ve kendi kontrolleri altında olan bir ürün hazırladık." dedi.
Gündüz, hastaların temas etmeden sırasını cihazdan alabildiğini belirterek, sıra numarasının bankolarda bulunan bilgisayara düştüğünü, her bilgisayar başındaki personelin reçeteli veya reçetesiz hastayı çağırabildiğini aktardı.
- "Minimum düzeyde hasta teması ile işlemler gerçekleştiriliyor"
Eczacıların isteği üzerine cihazların Kovid-19 salgınına uygun şekilde değiştirildiğini anlatan Gündüz, şöyle devam etti:
"Özellikle Kovid-19 sürecinde böyle bir uygulamaya geçildi. Bankoda bir kişi karşılamada duruyor. Reçete ve ilaç tesliminde bulunan bu kişi, para alışverişini de gerçekleştiriyor. Bilgisayar başındaki çalışanlar da ilaçları hazırlayıp bu kişiye veriyor. Bu şekilde de eczanenin içerisindeki tüm personeller bulaş riskinden uzak tutulmuş oluyor. Çalışanlar hastalarla, hastalar da birbirleriyle temas etmiyor. Bu şekilde bir uygulamayla eczanedeki kişiler ve hastaların korunabildiği bir platform oluşturduk. Şu anda farklı eczanelerde kullanmaya başladık."
Gündüz, cihaza bağlı ekranlardan, sıra numarası almanın dışında kamu spotu ve bilgilendirmenin de yapılabildiğini vurgulayarak, "Şu anda minimum düzeyde hasta teması ile işlemler gerçekleşebilmekte ve bu şekilde hastalara da eczanelerden virüs bulaşma durumunun önüne geçmiş oluyoruz." diye konuştu.
Fatih Gündüz'ün eşi eczacı Pınar Gündüz ise eczanede kullandıkları cihaz sayesinde hem kendilerinin hastalarla hem de hastaların birbirleriyle temasının minimuma indirildiğini kaydetti.
Hastanın eczane dışından sırasını görebildiğini dile getiren Gündüz, "Herkes birbirinin numara aldığını gördüğü için 'benim önüme geçer mi veya benim numaram geride kalır mı' çekincesi olmamış oluyor." ifadesini kullandı.
Reçeteli ve reçetesiz diye iki seçeneğin bulunmasının büyük avantaj olduğuna değinen Gündüz, "Çünkü basit bir ilacı ya da bir şeyi 'ben bunu alıp çıkacağım' diye geliyor ve reçeteli işleme girmek bir süreç alıyor. Bu nedenle de reçetesizleri daha önden alıyoruz, onların hem eczane önünde ekstra bir kalabalık oluşturmasını önlemiş oluyoruz hem de reçeteli gelenlerin çoğu Kovid-19 reçetesi olmuş oluyor. Onları da bir nebze onlardan korumuş oluyoruz." şeklinde konuştu.
- "Haftanın 6 günü hastalarla iletişim halindeyiz"
Gündüz, bu süreçte meslektaşlarından da hayatını kaybedenler olduğuna dikkati çekerek, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bir meslektaşını kaybedince insan ister istemez tedirgin oluyor. Çünkü hepimizin ailesi var. Her akşam eve gitmek durumundayız. Eve girdiğimiz zaman da çocuklarımıza sarılmadan önce üstümüzden eczanenin durumunu atmak durumundayız. Kıyafetlerimizi değiştiriyoruz, elimizi yıkıyoruz. Yani baktığınızda acı bir durum. Mesai olarak boşluğu olmayan bir meslek grubuyuz. Sadece pazar günü çalışmıyoruz. Haftanın 6 günü hep hastalarla iletişim halindeyiz. Yani inşallah bu süreci bu sayede olumlu bir şekilde, en az hasarla atlatacağız."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.