MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin 13. Olağan Büyük Kurultayı'nda konuştu
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Milliyetçi ülkücü hareket, Türklüğün bekasını korumaya yemin etmiş serdengeçtilerin, inanmış vicdanların, ilkeli dava insanlarının düşmeyecek kalesidir." dedi.
Bahçeli, partisinin Ankara Spor Salonu'nda düzenlenen 13. Olağan Büyük Kurultayı'nda konuştu.
Çanakkale ruhunun ilhamıyla, İstiklal Marşı'nın ikramıyla şühedanın itibarıyla ülkücü ömürlerin ihlasıyla 13. Olağan Büyük Kurultayı ifa etmenin emsalsiz kıvancını yaşadıklarını belirten Bahçeli, Edirne'den Kars'a, Mersin'den Trabzon'a, İzmir'den Hakkari'ye kadar ülkenin her yerini, Adriyatik Denizi'nden Çin Seddi'ne, Orta Doğu'dan Kafkaslar'a, Afrika'dan Balkanlar'a milli varlığın asaletini vicdanında taşıyan herkesi selamladı.
Devlet Bahçeli, "Sayılmayız parmak ile tükenmeyiz kırmak ile çünkü biz milliyetçi ülkücü hareketiz. Hesap yapmayız çıkar ile çetele tutmayız heves ile çünkü biz Cumhur İttifakı'yız. Düşmeyiz vurmak ile durmayız engel ile çünkü biz Türk milletiyiz. Vazgeçmeyiz korku ile dönmeyiz tehdit ile çünkü biz Türkiye'yiz. İstiklal için birlik diyoruz, istikbal için dirlik diyoruz. Kazananın Türkiye olacağına candan inanıyoruz." ifadelerini kullandı.
Milli Şair Mehmet Akif Ersoy'un şiirlerine atıf yapan Bahçeli, "Girmeden tefrika bir millete düşman giremez, toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez. Bastığımız yerleri toprak diyerek geçmiyoruz. Hep düşünüyoruz altında nice kefensiz yatanı. Şehit oğluyuz incitmiyoruz atamızı. Vermeyeceğiz dünyaları alsak da bu cennet vatanı. Hakkıdır hür yaşamış bayrağımın hürriyet, hakkıdır hakka tapan milletimin istiklal." şeklinde konuştu.
Kovid-19 salgını nedeniyle kurultaya katılımı mecburen sınırlı tuttuklarına değinen Bahçeli, "Aramızda bulunmayan her dava arkadaşımızla her vatandaşımızla mesafeleri aşan, zamanın dar kalıplarına sığmayan gönül birlikteliği içindeyiz." dedi.
Sağlığın önemini vurgulayan Bahçeli, dikkatli olunması ve tedbirlerle kurallara uyulması gerektiğini söyledi.
Salgın nedeniyle hayatlarını kaybedenlere Allah'tan rahmet, halen tedavi görenlere şifa dileyen Bahçeli, "Rabb'im sizleri, milletimizi ve tüm insanlığı her türlü afet, musibet ve hastalıktan korusun diye dua ediyorum." diye konuştu.
- "Günümüz kutlu, milletimiz huzurlu olsun"
Büyük Kurultay'a katılanlara teşekkür eden Bahçeli, "Günümüz kutlu olsun, milletimiz huzurlu olsun, devletimiz dirlik bulsun." ifadesini kullandı.
Bahçeli, Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu'nun Malazgirt Marşı şiirinden "Yiğitler kan döker bayrak solmaya, Anadolu başlar, vatan olmaya, Kızılelmaya hey Kızılelmaya, En güzel marşını vurmada mehter, Ya Allah, Bismillah, Allahüekber." dizelerini paylaştı.
Tam 52 yıldır siyaset sahnesinde olduklarını dile getiren Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Milli gönüllerdeyiz. Akif'in dediği gibi, üç buçuk soysuzun ardından zağarlık yapmadık. Hele hak namına haksızlığa ölsek tapmadık. Zaman oldu şafağı sökmeyen gecelerde ülkülerimizin nuruyla aydınlandık. Zaman oldu bir hilal uğruna, bir hakikat uğruna, bir haysiyet ufkunda güneş gibi battık. Anılarımızı pusula yaptık, açıldık geleceğe. Acılarımızdan ders aldık tutunduk gerçeklere. Yeri geldi iftiralarla boğuştuk durduk, yeri geldi ihanetlerle boğulmak istendik. Vazgeçmedik sevdamızdan, dönmedik yolumuzdan, şikayet etmedik sırtımızdaki yüklerden. Çünkü yolu doğru olanın yükü ağır olur dedik. Ülkücü olmanın varsa bir bedeli seve seve ödemeyi diledik. Geride kalan 10 yıllar içinde yağmurdan sonra büyüyen başaklar gibi büyüdük, kökleştik. Güzün toprağa serpilip baharla yeşeren tohumlar gibi yeşerdik, yükseldik."
Yazın kuruyup, kışın yatağından taşan nehirler gibi engelleri aştıklarını belirten Bahçeli, şunları kaydetti:
"Tıpkı Ergenekon'dan çıkar gibi hep daha ileriye atıldık. Bir güne sığan asırlık olayları yaşadık. Bin asra bedel bir günlük imtihanlarla yoklandık. Herkes okyanusun içindeki damlaya bakarken biz damlanın içindeki okyanusu gördük. Milliyetçi ülkücü hareket Türk milletine adanmış faziletli hayatların mecmudur. Milliyetçi ülkücü hareket, Türklüğün bekasını korumaya yemin etmiş serdengeçtilerin, inanmış vicdanların, ilkeli dava insanlarının düşmeyecek kalesidir. Ardımızda tarih, yanımızda dava arkadaşlarımız, başımızda al bayrağımız, bağrımızda üç hilalli sancağımız, önümüzde şehitlerimiz, gönlümüzde ülkülerimiz, övgümüzde milletimiz, ömrümüzde milliyetimiz, ölümümüzde bu cennet vatanın toprağı bize yardır dedik, nardır dedik, her zaman da var olacağız diye seslendik."
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Üniter milli devletimizi hançerlemek için ittifak kurmak, yakılan ağaçları yakanlarla tekraren dikmek, bölücü milletvekillerinin TBMM'ye gelen fezlekelerinin önüne arkasına bakalım demek siyaset değildir, adamlık değildir. Neyine bakacaksınız fezlekelerin, önünde hukuk, arkasında adalet vardır." dedi.
Bahçeli, partisinin Ankara Spor Salonu'nda gerçekleştirilen 13. Olağan Büyük Kurultayı'nda konuştu.
MHP yürüdükçe Türkiye düşmanlarının köstebekler gibi saklanacağını belirten Bahçeli, "Biz yürüdükçe, millet yürüyecek, tarih dile gelecek, destanlar söylenecek, Türkiye yükseldikçe yükselecek." dedi.
MHP'nin yürüyüşünden ürkenler olduğuna dikkati çeken Bahçeli, şöyle devam etti:
"Varlığımızdan ürperenler var. Hepsini biliyorsunuz, bütün kötürüm ve köhne emel sahiplerini iyi tanıyorsunuz. Ferasetinizle karanlık oyunları görüyor, kara kampanyaları göğüslüyorsunuz. Türkiye'yi faka bastırmak, tuzağa düşürmek için çırpınan hasis ve hamiyet yoksunu çevreleri ibretle takip ediyorsunuz. Geceleri hesap, gündüzleri hüsran, geçmişleri hezimet, gelecekleri heyula ne kadar müfrit ve münafık varsa alayı bir olmuş, bir araya gelmiş Türkiye'nin ayağından çekiştiriyor, önüne bariyer dikiyor. Sanıyorlar ki, tezgahlarına akıl, sır ermeyecek. Sanıyorlar ki, kumpaslarına güç, takat yetmeyecek. Türkiye'nin karşısında hizalanmak muhalefet değildir. Millet başka bir şey, zillet başka bir şeydir. Türkiye'yi uçuruma çekmenin adı demokrasi değildir. Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne saldırı ve suikastın adı özgürlük değildir, insanlık değildir, insan hakları hiç değildir.
Üniter milli devletimizi hançerlemek için ittifak kurmak, yakılan ağaçları yakanlarla tekraren dikmek, bölücü milletvekillerinin TBMM’ne gelen fezlekelerinin önüne arkasına bakalım demek siyaset değildir, adamlık değildir. Neyine bakacaksınız fezlekelerin, önünde hukuk, arkasında adalet vardır. Yetmiyorsa bu sizlere, önünde millet, arkasında da devlet olduğunu mutlaka göreceksiniz. Fakat gözleri var görmüyor, kulakları var duymuyor, dilleri var söylemiyor."
HDP'nin, Türk demokrasisinin çevresini sarmış mayın tarlası olduğunu ifade eden Devlet Bahçeli, CHP'nin ise Türk siyasetine tutunmuş beşinci kol faaliyeti olduğunu söyledi.
İYİ Partiyi, "Türkiye'nin kötülüğüne hizmetkarlık yapan, siparişle kurulan, uzaktan kumandayla kontrol edilen melanet bir proje" olarak niteleyen Bahçeli, "Kaldı ki, İP'in Başkanı Cumhur İttifakı'nı tanımlarken, etle tırnak gibi demiş, aynı zamanda kader birlikteliği olduğunu söylemiş, kendilerinin ise proje bazlı bir ittifak olduğunu çok açık itiraf ve teyit etmiştir. Dediğimiz de, diyeceğimiz de aynısıyla işte budur. Bu neyin projesidir? Hazırlayanlar kimlerdir? Hedefler manzumesi nelerden ibarettir?" dedi.
- "Tarafımız bellidir, o da Cumhur İttifakı'dır"
Cumhur İttifakı'nın kader ve milli birliktelik olduğunu dile getiren MHP Genel Başkanı Bahçeli, Cumhur İttifakı'nın dürüst bir birliktelik, zalimlere, canilere, terör örgütlerine, ekonomik tetikçilere, küresel emperyalizme karşı tek ses, tek nefes, tek bilek, tek yürekle duruş gösteren cumhurun ruh kökü olduğunu kaydetti.
Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü:"Cumhur İttifakı'nı arayan Pensilvanya'da değil, Kandil'de değil, muhasım çevrelerin kapılarında değil, başkent Ankara'da, dünyaya Türkçe bakan iradenin sağlam ahlakında bulacaktır. Tarafımız bellidir, o da Cumhur İttifakı'dır. 2023'te Cumhurbaşkanı adayımız bellidir, o muhterem isim Sayın Recep Tayyip Erdoğan'dır. Bu vesileyle Sayın Cumhurbaşkanımıza, AK Parti'li kardeşlerimize huzurlarınızda teşekkür ediyor, şükranlarımı sunuyorum. Cumhur İttifakı, 106 yıl önce Çanakkale'yi geçilmez yapan haşmetli imanın, devleşen milli asaletin emanetçisidir. Bizim ittifakımız yalana karşı doğrunun, sahteliğe karşı sadakatin, hıyanete karşı vatan sevgisinin ittifakıdır. Sudan sebeplerle Türkiye'yi kötüleyenlere karşı vakarın ve vefanın ittifakıdır.
Kılıçdaroğlu, bir tarafta Türkiye'de can ve mal güvenliği yok derken, diğer tarafta 10 milyon işsiz olduğunu söyleyerek halt etmiş, kuyruklu yalanlarına sürekli yenilerini eklemiştir. Üstelik her muhtarlığa bir özel kalem müdürü atanırsa işsizliğin sona ereceğini cahilce müjdelemiş. Atalarımız şu veciz sözü boşuna söylememiş, 'Alim ile eyle ülfet alırsın mertebe, cahil ile etme sohbet dönersin merkebe.' CHP Genel Başkanı, tarlayı bilmez, traktöre binmez, çiftçimizi konuşur. Bakkala girmez, manavı görmez, marangozu tanımaz, siftahsız günü sorsanız, soğan sarımsak anlar, gelin görün ki esnafımızı konuşur. Memurlarımızdan ve işçilerimizden bahseder, sıra CHP'ye oy vermeyenlere gelince hakaretleri birbiri ardına sıralamaktan arlanmaz, utanmaz. Ne emeklidir meselesi ne yoksuldur düşüncesi, tek geçim kapısıdır siyasi menfaat çetesi."
- Erken seçim tartışmalarına yanıt verdi
Tıpkı Kovid-19 virüsü gibi, zilletin de bulaşıcı olduğunu ve devamlı mutasyona uğradığını ifade eden Bahçeli, "Çok şükür hükümet, pek çok ülkeyi geride bırakarak şifa olan aşıyı vatandaşlarımızın kullanımına sunmuştur. Zilletin aşısı da 2023 yılının haziran ayında demokratik vasıtalarla yapılacak, ama bu aşı zillete zehir olarak yansıyacaktır. Telaşlanmaya ve tedirgin olmaya mahal yoktur." dedi.
Hakimiyetin kayıtsız şartsız milletin olduğunu vurgulayan Bahçeli, şöyle konuştu:
"Milletin üstünde bir güç ve mercii yoktur, olamayacaktır. Erken seçim diye tutturanlar, erken seçimden başka seçenek kalmadı diye yutturmaya çabalayanlar, iyi bilsinler ki, seçimler zamanında yapılacak, Türkiye rotasından çıkmayacaktır. Cumhur İttifakı'nın tavizsiz ve tavsamaz kararı budur. Cumhuriyet'in 100'üncü yıl dönümü olan 2023'te yeni bir tarih yazılacak, yeni bir sayfa açılacak, muhkem ümitlerin canlılığıyla dirlik içinde istikbale Cumhur İttifakı'yla ulaşılacaktır. Bu cumhurun sözüdür. Bu Türk milletinin gelecek bin yıllara dair beyanıdır. Nitekim Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün dediği üzere, Türk'ün sözü, Türk'ün kendisidir. Peki, bunlar oluyorken, zillet ittifakı nerededir? Suyun kaynağı nereden gelmektedir? Arkasındaki odaklar kimlerdir? Dikkatli bir göz, uyanık bir şuur, teslim olmamış bir mizaç, zillete düşenlerin kukla gibi nasıl oynatıldıklarını, dış güçlere nasıl boyun eğdiklerini, nasıl kullanıldıklarını, terör örgütleriyle iltisak ve irtibatlarını gayet berrak şekilde tarif ve tefrik edecektir.
Bize hiç kimse hikaye anlatmasın. Bize hiç kimse bahane ileri sürmesin. Türk milleti zilleti değil, zaferi, PKK-FETÖ ittifakını değil, cumhurun ittifak zihniyetini seçecektir. Nihayetinde istiklal için birlik, istikbal için dirlik, kazanan Türkiye, kazançlı çıkan da Türk milleti olacaktır."
- "Türk tipi başkanlık modelinin farklı bir isimlendirmesidir"
Türkiye'nin tarihinin en önemli yönetim reformunu Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle başardığını aktaran Bahçeli, yeni sistemin Cumhuriyetin kuruluş ilkelerine dayandığını söyledi.
Parlamenter sistemdeki teklemeler, tıkanmalar, kutuplaşmalar, kafa karışıklıkları, karar sürelerindeki çalkantıların Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle aşıldığına dikkati çeken Devlet Bahçeli, Türk milletinin, tarihsel müktesebatına uygun yönetim sistemiyle gücüne güç kattığını vurguladı.
Türk devlet felsefesine müzahir olan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin işin özünde Türk tipi başkanlık modelinin farklı bir isimlendirmesi olduğunu belirten Bahçeli, "Bir yönetim sisteminin nasıl ve ne şekilde tarif edildiğinden ziyade, fonksiyonel olup olmadığına, beklentileri karşılayıp karşılamadığına, demokratik özellikler taşıyıp taşımadığına, millette karşılık bulup bulmadığına odaklanılması en dengeli bakıştır. Ön yargıları bir kenara bırakarak, Türkiye'nin sistemik düğümünün, sistemsel aksaklıklarının milli iradeyle çözülmesinden herkes memnun ve mutmain olmalıdır." değerlendirmesinde bulundu.
9 Temmuz 2018'den itibaren resmen uygulamaya geçen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin tarihsel ve kültürel maziyle örtüştüğüne vurgu yapan Bahçeli, şunları kaydetti:
"Bir yönetim sisteminin kökleşip olgunlaşması sabahtan akşama olacak şey değildir. Böylesi bir beklenti oluşturmak iyi niyetle izah edilemeyecektir. Yürürlükteki sistemin sadra şifa olması, devlet ve millet hayatına bütün imkanlarıyla nüfuz etmesi için müşterek emek gerekir, zaman gerekir, özveri gerekir, destek gerekir, ters propaganda akıntılarının gemlenmesi gerekir. Yeni sistemin özünde Türk milletinin beka ve refah özlemleri ana esastır."
- "Yeni yönetim sistemi, iç ve dış ablukaya karşı milli direnişin burcu"
Geçmişin tecrübeleriyle geleceği kavradıklarının, daha uyanık, daha dikkatli, daha bilinçli hareket ettiklerinin altını çizen Bahçeli, "Tanzimat'tan Islahat Fermanı'na, Meşrutiyet'ten Cumhuriyet dönemine kadar imparatorluğumuzun ayakta kalması amacıyla pek çok görüş, fikir, sistem ve siyaset önerilmiştir. Asıl amaç devleti ayakta tutmak üzerine bina edilmiştir. Bilindiği üzere, Kavalalı Mehmet Ali Paşa vakasıyla başlayan, esasen etaplar halinde hızlanan çözülme süreci, hiçbir pansuman tedaviyle durdurulamamıştı. Devasa imparatorluğun dağılması, paylaşım yüzünden Avrupa'nın birbirine girmesi demekti." diye konuştu.
Osmanlı'nın parçalanmasını sorun çıkarmadan sona erdirme meselesine "Şark Meselesi" adı verildiğini ifade eden Bahçeli, "Türk milleti böylelikle hala devam edegelen kuşatma altına alınmıştır. O gün bugündür Şark Meselesi dozajı artan veya azalan ölçülerde varlığını sürdürmüştür." dedi.
Devlet Bahçeli, yeni yönetim sisteminin her türlü iç ve dış ablukaya karşı milli direnişin burcu, Türk milletinin geçmişle geleceği buluşturan kararı olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Meselenin özünde ve son tahlilde Türklerin Anadolu'dan çıkarılması vardır ki, 106 yıl önce Çanakkale sahillerinde tüm maddi ve manevi imkanlarla kahraman bir kuşak buna set çekmiştir. Anafartalar, Arıburnu ve Conkbayırı'nda Mustafa Kemal'in muhteşem iradesi, cephe komutanı Esat Paşa'nın korku tanımayan idaresi, Seyit Onbaşı'nın sırtına binen bağımsızlık iffeti, Bigalı Mehmet Çavuş'un 25 neferiyle Seddülbahir'den çıkarma yapmak isteyen müstevlilere cesur direnişi, 57'nci alayın şehit şehit arşa yükselişi, Tophaneli Yüzbaşı Hakkı'nın Karanlık Limanı mayınlarla doldurup yenilmez armadaları denize gömüşü, 250 bin şehidin kahramanca kazdığı manevi siperi, çılgın Türklerin konu vatan, konu millet, konu beka olunca neleri yapacağının, nasıl candan geçeceğinin ama vatandan asla vazgeçmeyeceğinin hayranlık uyandıran tarihi şahikasıdır."
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, parlamenter sisteme dönüşün olmadığını belirterek, "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi siyasi, hukuki, ekonomik reformlarla kökleştirilmeli, güçlendirilmelidir." dedi.
Bahçeli, partisinin Ankara Spor Salonu'nda düzenlenen 13. Olağan Büyük Kurultayı'nda konuştu.Sahici bir kurtuluşun, milletin kendi tarihiyle barışması, geçmişiyle yüzleşmesi, milli hüviyetini, manevi ve kültür zenginliğini komplekse düşmeden keşfetmesi olduğunu vurgulayan Bahçeli, "Bunu yapabildiğimiz ölçüde gelecek bizimdir. Diyebiliriz ki geleceğin kudreti Türk milletidir. Çünkü dev uykusundan uyanmış, kükreyerek bölgesel ve küresel realiteyi kavramış ve lehine çevirmek için seferber olmuştur." ifadesini kullandı.
Bugüne kadar, milletlerin yükselmesinin, çökmesinin, düşmesinin, zafer ve başarılarıyla felaket ve mağlubiyetlerinin, hep cihan ruhunun iradesiyle belirlendiğine işaret eden Bahçeli, "Bu cihan ruhu, tarihin farklı devirlerinde, muayyen bir milletin varlığında büyük bir kuvvetle tecelli etmiştir. Türk milleti cihanşümul ruha sahip bir millettir. Şerefli geçmişimizin parlak sayfaları şanlı bir geleceğin müjdesidir." diye konuştu.
Türk milletinin, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi vasıtasıyla tekraren cihan ruhuna talip olduğuna dikkati çeken Bahçeli, şöyle devam etti:
"Uygulama sonuçları itibarıyla göz dolduran bu sistem devlet-ebed müddet, millet-ebed müddet anlayışımızın delinmez zırhı, devrilmez eseridir. Kendimize özgü, bizi bize anlatan, bizi biz yapan, milli kültür ve karakterimizle birebir çakışan, devlet yönetimine denge, toplum hayatına sükunet ve huzur getiren Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, milletler ve medeniyetler mücadelemizde milli ve stratejik gücümüzdür. Milliyetçi Hareket Partisi olarak, 2023 ve takip eden on yılları kapsayan stratejik hedeflerimizin ilki, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne, daha yerinde bir ifadeyle, Türk tipi başkanlık modeline sahip çıkmak, ilke, kural ve kurumlarıyla yaşamasına hizmet etmektir."
- "Güçlendirilmiş parlamenter sistem teklifi beyhudedir"
Bahçeli, "Güçlendirilmiş ve iyileştirilmiş parlamenter sistem teklifleri beyhudedir, eskiye kıvrılıştır, geleceğe dair söyleyecek bir şeyi olmayanların acıklı kıvranmasıdır." görüşünü dile getirdi.
Güçlendirilmiş parlamenter sistem kavramını ilk dile getirenin eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş olduğunu anımsatan Bahçeli, şunları kaydetti:
"Zillet ittifakının, güçlendirilmiş parlamenter sistem ezberi içi boş, günü kurtarmaya dönük taktik bir adımdır. Artık parlamenter sisteme geri dönüş yoktur. Milli iradenin tartışmaya açılması, 2,5 yılını doldurmuş yeni sistemi karalama yarışı demokratik bir haktan öte baskıcı, bağnaz, hoşgörüsüz, hazırlıksız, tahammülsüz ve tahakkümcü bir siyaset ayıbıdır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi siyasi, hukuki ve ekonomik reformlarla kökleştirilmeli ve güçlendirilmelidir. Memnuniyetle söylemek gerekir ki bu süreç kararlılıkla devam etmektedir. Eksik varsa giderilecek, yetersizlik varsa telafi edilecektir."
- "Müspet ve umut verici gelişmelerin işaret fişeği"
Devlet Bahçeli, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan İnsan Hakları Eylem Planı ve Ekonomik Reformlar Paketi'nin müspet ve umut verici gelişmelerin işaret fişeği olduğunu belirtti.
Hükümetin reform zincirini samimiyetle desteklediklerinin ve üzerlerine düşen her sorumluluğu yerine getirmeye hazır olduklarının altını çizen Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu sürecin sivil, geniş katılımlı, herkesi kapsayan, yeni yönetim sisteminin ruhuna ve dokusuna müzahir bir anayasa ile tahkim ve takviye edilmesi ikinci stratejik hedefimizdir. Milliyetçi Hareket Partisi, bu kapsamda gerekli çalışmalarını sürdürmektedir ve önümüzdeki birkaç ay içinde hazırlıklarımız Allah'ın izniyle tamamlanacaktır. Ayrıca Siyasi Partiler Kanunu değiştirilmelidir. Seçim kanunlarında düzenlemeler yapılmalıdır. Siyasi Etik Kanunu çıkarılmalıdır. TBMM İç Tüzüğü yeni sistemle uyumlu ve Meclis çalışmalarıyla ahenkli hale getirilmelidir. Milletvekilliği dokunulmazlığı yeni baştan ele alınmalıdır. Kamu kurumu niteliğindeki mesleki kuruluşlarının yasal ve hukuki yapısı titizlikle gözden geçirilmelidir."
- Kamuoyu araştırmalarının yayımlanmasında değişiklik çağrısı
Bahçeli, kamuoyu araştırmaları ve sonuçlarının yayımlanması hakkında geniş değişikliklerin yapılması ve tedbirlerin alınması gerektiğini de vurgulayarak, "Siyasi maksatlarla ve ekonomik gayelerle bir partiyi parlatıp bir başkasını karalayan anket şirketleri bize göre demokrasi kundakçısı, milli irade dolandırıcısıdır. Temiz toplum, temiz siyaset, temiz yönetim tezahür etmeli, kalpazanlar, çıkarcılar, çarpık zihniyetler, millete husumet besleyen mihraklar, hukuk tanımayan kimliksizler afişe edilip ayıklanmalıdır." diye konuştu.
Adaletli bir gelir dağılımı olması temennisinde bulunan Bahçeli, sosyal yardımların daha da güçlendirilmesinden yana olduklarını bildirdi.
İşsizlikle mücadelede, faizlerin aşağıya çekilmesinde hükümetin kararlılığından duydukları memnuniyeti dile getiren Bahçeli, şu görüşleri paylaştı:
"Fiyat istikrarının sağlanarak enflasyonda kalıcı düşüşleri yakalayacağımız günler uzakta değildir. Günümüz dünyasında siyasi güç silahın yanı sıra, hatta toptan tüfekten daha çok, ekonomik üstünlük ve ticari enerjiyle sağlanmaktadır. Modern dünyanın işleyişi bu yöndedir. Kurtuluş Savaşı'nı kağnıyla kazanan, ama 11 yıl sonra uçak üretmeyi başaran bir milletiz. İnsanımızın ihtiyaç ve isteklerini yerli, milli ve üreten bir ekonomik sistemle karşılamak zorundayız. Askeri, diplomatik ve siyasi muvaffakiyetlerimizi ekonomik gelişmelerle taçlandırmak hem istiklalimizi, hem de istikbalimizi güvenceye kavuşturacaktır."
- "Ekonomideki canlanma vatandaşlarımızın kesesine mutlaka yansıyacaktır"
Ekonomik gelişmelere de değinen Bahçeli, geçtiğimiz yıl küresel ekonominin yüzde 3,5 oranında küçüldüğünü hatırlatarak, "Küresel ticaretteki daralma yüzde 10 düzeyinde, uluslararası yatırımlardaki düşüş yüzde 42 seviyesindedir. Tarihin en büyük küresel borç miktarı Kovid-19 salgını döneminde gerçekleşmiş ve 280 trilyon doları geçmiştir." diye konuştu.
Dünyadaki bu gelişmelere karşılık Türk ekonomisinin 2020 yılında yüzde 1,8 oranında büyüme kaydettiğini belirten Bahçeli, şunları söyledi:
"Ne mutlu bizlere ki G-20 ülkeleri arasında ekonomisi büyüyen iki ülkeden birisi Türkiye olmuştur. Ekonomide yaşanan canlanma ve toparlanma vatandaşlarımızın kesesine, devletimizin kasasına mutlaka yansıyacaktır. Gelecek güzel günler için biraz daha sabırlı olmalıyız. Türkiye istikbalin dirliği amacıyla muazzam bir kalkınma ve demokrasi mucizesini başarmaya şüphesiz muktedirdir. Ülkemizi dünya genelinde demokrasi, özgürlük ve hukukun üstünlüğü konularında kusurlu göstermeye çalışan mihraklar, FETÖ'cülerin, Türk ve İslam düşmanlarının teşvik ve tahrikiyle mesafe alanlardır. Diyorlar ki 'Türkiye'de totaliter eğilimler güçleniyormuş', diyorlar ki 'Demokrasi zayıflamış, düşünce ve ifade hürriyeti kalmamış.' İsveç merkezli bir enstitünün ‘ 2021 Demokrasi Raporu’na göre, ülkemiz Polonya ve Macaristan'dan sonra en fazla otoriterleşen ülke olmuş."
Bu iddiaların hedefinin, Türkiye'ye gelen yabancı yatırımları caydırma, ülkenin uluslararası camiada saygınlığını lekeleme ve milli çıkarlardan taviz beklentisi olduğunu vurgulayan Bahçeli, şu değerlendirmede bulundu:
"FETÖ'cü hainler Yunanistan'ı, hatta diğer AB ülkeleriyle ABD'yi sığınma limanına çevirmişken hiç kimsenin sesi çıkmıyor. Gara'da vatan evlatlarının ensesine kurşun sıkılırken, mazlumlar inim inim inlerken, hiç kimseden insani ve vicdani bir eleştiri gelmiyor. Terörist başı Gülen'in Pensilvanya'da mukim olması hiçbir uluslararası hukuk ve insan hakları savunucusunu rahatsız etmiyor. Avrupa Parlamentosu'nun, Türkiye'nin Suriye'de işgalci olduğunu iddia etmesi de bir diğer ahlaksız isnat, bir başka ucube ithamdır. Bir an düşünelim, Türkiye'de demokrasi olmasaydı, özgürlükler askıya alınsaydı, gece gündüz Cumhurbaşkanı'na hakaret edenler, devlete sövenler, millete karşı gelenler, iş birlikçiler, PKK'nın siyaset uzantıları Meclis'te, belediyede, iş aleminde, medyada, üniversitelerde, dahası sokaklarda nasıl gezecekler, nasıl tehditler savuracaklardı?"
- "Tarihimizin hiçbir döneminde bu milletten diktatör çıkmadı"
Tarihin hiçbir döneminde bu milletin sinesinden diktatör, tiran çıkmadığını, yönetim hayatında ise despotizmin en ufak emaresine tesadüf edilmediğini belirten Bahçeli, demokrasi ahkamı kesenlerin, terörizme özgürlük arayanlar olduğunu ifade etti.
MHP Genel Başkanı Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"'Ekonominizi mahvederim' diyen meczupların, Twitter mesajlarıyla para simsarlarını ve küresel tefecileri üzerimize kışkırtıp döviz kurunu yükseltmelerine müstahak değiliz. Buna asla mahkum olamayız. Milliyetçi Hareket Partisi serbest piyasa mantığını kabullenmektedir. Ancak milli, manevi ve ahlaki değerlerimizle pekişmiş, geleneksel davranış kalıplarımızla perçinlenmiş, rasyonel olduğu kadar irrasyonel eğilimleri de gözetmiş bir ekonomik sistem üzerinde mutlaka çalışmak zorundayız. Bize göre, sürdürülebilir ekonomik büyüme ile sosyal gelişmenin toplamı milli bütünleşmenin temelidir."
- "Etnik gerilimler çok tehlikeli noktalara tırmanıyor"
Bahçeli, dünyada etnik gerilimlerin, inanç ve mezhep temelli husumetlerin çok tehlikeli noktalara tırmandığına işaret ederek, "Şu anda dünya üzerinde 54 ayrı noktada çatışma hakimdir. Bilhassa terörizm insan onurunu, insan varlığını direkt tehdit eden hunhar ve menfur bir felakettir." dedi.
Türkiye'nin bölücü terörün kanlı eylem ve kirli emelleriyle yıllardır mücadele halinde olduğunu anımsatan Bahçeli, şunları kaydetti:
"Bu mücadelede yalnız olduğumuz ortadadır. 'Türk'ün Türk'ten başka dostu yoktur' sözü defalarca tescil edilmiştir. Çok şükür, devlet millet kenetlenmesiyle teröre üst üste darbe vurulmuş, bu kanlı döngünün sonu görünmüştür. Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı, Pençe-Kartal Harekatlarıyla güney sınırlarımız boyunca kurulmak istenen terör devleti engellenmiştir. Hükümetimizin kararlılığı, kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerimizin fedakarlığı, polislerimizin ve güvenlik korucularımızın cesaretiyle ihanetin damarları kesilmiştir."
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Milliyetçi ülkücü hareket, Türklüğün bekasını korumaya yemin etmiş serdengeçtilerin, inanmış vicdanların, ilkeli dava insanlarının düşmeyecek kalesidir." dedi.
Bahçeli, partisinin Ankara Spor Salonu'nda düzenlenen 13. Olağan Büyük Kurultayı'nda konuştu.
Çanakkale ruhunun ilhamıyla, İstiklal Marşı'nın ikramıyla şühedanın itibarıyla ülkücü ömürlerin ihlasıyla 13. Olağan Büyük Kurultayı ifa etmenin emsalsiz kıvancını yaşadıklarını belirten Bahçeli, Edirne'den Kars'a, Mersin'den Trabzon'a, İzmir'den Hakkari'ye kadar ülkenin her yerini, Adriyatik Denizi'nden Çin Seddi'ne, Orta Doğu'dan Kafkaslar'a, Afrika'dan Balkanlar'a milli varlığın asaletini vicdanında taşıyan herkesi selamladı.
Devlet Bahçeli, "Sayılmayız parmak ile tükenmeyiz kırmak ile çünkü biz milliyetçi ülkücü hareketiz. Hesap yapmayız çıkar ile çetele tutmayız heves ile çünkü biz Cumhur İttifakı'yız. Düşmeyiz vurmak ile durmayız engel ile çünkü biz Türk milletiyiz. Vazgeçmeyiz korku ile dönmeyiz tehdit ile çünkü biz Türkiye'yiz. İstiklal için birlik diyoruz, istikbal için dirlik diyoruz. Kazananın Türkiye olacağına candan inanıyoruz." ifadelerini kullandı.
Milli Şair Mehmet Akif Ersoy'un şiirlerine atıf yapan Bahçeli, "Girmeden tefrika bir millete düşman giremez, toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez. Bastığımız yerleri toprak diyerek geçmiyoruz. Hep düşünüyoruz altında nice kefensiz yatanı. Şehit oğluyuz incitmiyoruz atamızı. Vermeyeceğiz dünyaları alsak da bu cennet vatanı. Hakkıdır hür yaşamış bayrağımın hürriyet, hakkıdır hakka tapan milletimin istiklal." şeklinde konuştu.
Kovid-19 salgını nedeniyle kurultaya katılımı mecburen sınırlı tuttuklarına değinen Bahçeli, "Aramızda bulunmayan her dava arkadaşımızla her vatandaşımızla mesafeleri aşan, zamanın dar kalıplarına sığmayan gönül birlikteliği içindeyiz." dedi.
Sağlığın önemini vurgulayan Bahçeli, dikkatli olunması ve tedbirlerle kurallara uyulması gerektiğini söyledi.
Salgın nedeniyle hayatlarını kaybedenlere Allah'tan rahmet, halen tedavi görenlere şifa dileyen Bahçeli, "Rabb'im sizleri, milletimizi ve tüm insanlığı her türlü afet, musibet ve hastalıktan korusun diye dua ediyorum." diye konuştu.
- "Günümüz kutlu, milletimiz huzurlu olsun"
Büyük Kurultay'a katılanlara teşekkür eden Bahçeli, "Günümüz kutlu olsun, milletimiz huzurlu olsun, devletimiz dirlik bulsun." ifadesini kullandı.
Bahçeli, Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu'nun Malazgirt Marşı şiirinden "Yiğitler kan döker bayrak solmaya, Anadolu başlar, vatan olmaya, Kızılelmaya hey Kızılelmaya, En güzel marşını vurmada mehter, Ya Allah, Bismillah, Allahüekber." dizelerini paylaştı.
Tam 52 yıldır siyaset sahnesinde olduklarını dile getiren Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Milli gönüllerdeyiz. Akif'in dediği gibi, üç buçuk soysuzun ardından zağarlık yapmadık. Hele hak namına haksızlığa ölsek tapmadık. Zaman oldu şafağı sökmeyen gecelerde ülkülerimizin nuruyla aydınlandık. Zaman oldu bir hilal uğruna, bir hakikat uğruna, bir haysiyet ufkunda güneş gibi battık. Anılarımızı pusula yaptık, açıldık geleceğe. Acılarımızdan ders aldık tutunduk gerçeklere. Yeri geldi iftiralarla boğuştuk durduk, yeri geldi ihanetlerle boğulmak istendik. Vazgeçmedik sevdamızdan, dönmedik yolumuzdan, şikayet etmedik sırtımızdaki yüklerden. Çünkü yolu doğru olanın yükü ağır olur dedik. Ülkücü olmanın varsa bir bedeli seve seve ödemeyi diledik. Geride kalan 10 yıllar içinde yağmurdan sonra büyüyen başaklar gibi büyüdük, kökleştik. Güzün toprağa serpilip baharla yeşeren tohumlar gibi yeşerdik, yükseldik."
Yazın kuruyup, kışın yatağından taşan nehirler gibi engelleri aştıklarını belirten Bahçeli, şunları kaydetti:
"Tıpkı Ergenekon'dan çıkar gibi hep daha ileriye atıldık. Bir güne sığan asırlık olayları yaşadık. Bin asra bedel bir günlük imtihanlarla yoklandık. Herkes okyanusun içindeki damlaya bakarken biz damlanın içindeki okyanusu gördük. Milliyetçi ülkücü hareket Türk milletine adanmış faziletli hayatların mecmudur. Milliyetçi ülkücü hareket, Türklüğün bekasını korumaya yemin etmiş serdengeçtilerin, inanmış vicdanların, ilkeli dava insanlarının düşmeyecek kalesidir. Ardımızda tarih, yanımızda dava arkadaşlarımız, başımızda al bayrağımız, bağrımızda üç hilalli sancağımız, önümüzde şehitlerimiz, gönlümüzde ülkülerimiz, övgümüzde milletimiz, ömrümüzde milliyetimiz, ölümümüzde bu cennet vatanın toprağı bize yardır dedik, nardır dedik, her zaman da var olacağız diye seslendik."
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Üniter milli devletimizi hançerlemek için ittifak kurmak, yakılan ağaçları yakanlarla tekraren dikmek, bölücü milletvekillerinin TBMM'ye gelen fezlekelerinin önüne arkasına bakalım demek siyaset değildir, adamlık değildir. Neyine bakacaksınız fezlekelerin, önünde hukuk, arkasında adalet vardır." dedi.
Bahçeli, partisinin Ankara Spor Salonu'nda gerçekleştirilen 13. Olağan Büyük Kurultayı'nda konuştu.
MHP yürüdükçe Türkiye düşmanlarının köstebekler gibi saklanacağını belirten Bahçeli, "Biz yürüdükçe, millet yürüyecek, tarih dile gelecek, destanlar söylenecek, Türkiye yükseldikçe yükselecek." dedi.
MHP'nin yürüyüşünden ürkenler olduğuna dikkati çeken Bahçeli, şöyle devam etti:
"Varlığımızdan ürperenler var. Hepsini biliyorsunuz, bütün kötürüm ve köhne emel sahiplerini iyi tanıyorsunuz. Ferasetinizle karanlık oyunları görüyor, kara kampanyaları göğüslüyorsunuz. Türkiye'yi faka bastırmak, tuzağa düşürmek için çırpınan hasis ve hamiyet yoksunu çevreleri ibretle takip ediyorsunuz. Geceleri hesap, gündüzleri hüsran, geçmişleri hezimet, gelecekleri heyula ne kadar müfrit ve münafık varsa alayı bir olmuş, bir araya gelmiş Türkiye'nin ayağından çekiştiriyor, önüne bariyer dikiyor. Sanıyorlar ki, tezgahlarına akıl, sır ermeyecek. Sanıyorlar ki, kumpaslarına güç, takat yetmeyecek. Türkiye'nin karşısında hizalanmak muhalefet değildir. Millet başka bir şey, zillet başka bir şeydir. Türkiye'yi uçuruma çekmenin adı demokrasi değildir. Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne saldırı ve suikastın adı özgürlük değildir, insanlık değildir, insan hakları hiç değildir.
Üniter milli devletimizi hançerlemek için ittifak kurmak, yakılan ağaçları yakanlarla tekraren dikmek, bölücü milletvekillerinin TBMM’ne gelen fezlekelerinin önüne arkasına bakalım demek siyaset değildir, adamlık değildir. Neyine bakacaksınız fezlekelerin, önünde hukuk, arkasında adalet vardır. Yetmiyorsa bu sizlere, önünde millet, arkasında da devlet olduğunu mutlaka göreceksiniz. Fakat gözleri var görmüyor, kulakları var duymuyor, dilleri var söylemiyor."
HDP'nin, Türk demokrasisinin çevresini sarmış mayın tarlası olduğunu ifade eden Devlet Bahçeli, CHP'nin ise Türk siyasetine tutunmuş beşinci kol faaliyeti olduğunu söyledi.
İYİ Partiyi, "Türkiye'nin kötülüğüne hizmetkarlık yapan, siparişle kurulan, uzaktan kumandayla kontrol edilen melanet bir proje" olarak niteleyen Bahçeli, "Kaldı ki, İP'in Başkanı Cumhur İttifakı'nı tanımlarken, etle tırnak gibi demiş, aynı zamanda kader birlikteliği olduğunu söylemiş, kendilerinin ise proje bazlı bir ittifak olduğunu çok açık itiraf ve teyit etmiştir. Dediğimiz de, diyeceğimiz de aynısıyla işte budur. Bu neyin projesidir? Hazırlayanlar kimlerdir? Hedefler manzumesi nelerden ibarettir?" dedi.
- "Tarafımız bellidir, o da Cumhur İttifakı'dır"
Cumhur İttifakı'nın kader ve milli birliktelik olduğunu dile getiren MHP Genel Başkanı Bahçeli, Cumhur İttifakı'nın dürüst bir birliktelik, zalimlere, canilere, terör örgütlerine, ekonomik tetikçilere, küresel emperyalizme karşı tek ses, tek nefes, tek bilek, tek yürekle duruş gösteren cumhurun ruh kökü olduğunu kaydetti.
Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü:"Cumhur İttifakı'nı arayan Pensilvanya'da değil, Kandil'de değil, muhasım çevrelerin kapılarında değil, başkent Ankara'da, dünyaya Türkçe bakan iradenin sağlam ahlakında bulacaktır. Tarafımız bellidir, o da Cumhur İttifakı'dır. 2023'te Cumhurbaşkanı adayımız bellidir, o muhterem isim Sayın Recep Tayyip Erdoğan'dır. Bu vesileyle Sayın Cumhurbaşkanımıza, AK Parti'li kardeşlerimize huzurlarınızda teşekkür ediyor, şükranlarımı sunuyorum. Cumhur İttifakı, 106 yıl önce Çanakkale'yi geçilmez yapan haşmetli imanın, devleşen milli asaletin emanetçisidir. Bizim ittifakımız yalana karşı doğrunun, sahteliğe karşı sadakatin, hıyanete karşı vatan sevgisinin ittifakıdır. Sudan sebeplerle Türkiye'yi kötüleyenlere karşı vakarın ve vefanın ittifakıdır.
Kılıçdaroğlu, bir tarafta Türkiye'de can ve mal güvenliği yok derken, diğer tarafta 10 milyon işsiz olduğunu söyleyerek halt etmiş, kuyruklu yalanlarına sürekli yenilerini eklemiştir. Üstelik her muhtarlığa bir özel kalem müdürü atanırsa işsizliğin sona ereceğini cahilce müjdelemiş. Atalarımız şu veciz sözü boşuna söylememiş, 'Alim ile eyle ülfet alırsın mertebe, cahil ile etme sohbet dönersin merkebe.' CHP Genel Başkanı, tarlayı bilmez, traktöre binmez, çiftçimizi konuşur. Bakkala girmez, manavı görmez, marangozu tanımaz, siftahsız günü sorsanız, soğan sarımsak anlar, gelin görün ki esnafımızı konuşur. Memurlarımızdan ve işçilerimizden bahseder, sıra CHP'ye oy vermeyenlere gelince hakaretleri birbiri ardına sıralamaktan arlanmaz, utanmaz. Ne emeklidir meselesi ne yoksuldur düşüncesi, tek geçim kapısıdır siyasi menfaat çetesi."
- Erken seçim tartışmalarına yanıt verdi
Tıpkı Kovid-19 virüsü gibi, zilletin de bulaşıcı olduğunu ve devamlı mutasyona uğradığını ifade eden Bahçeli, "Çok şükür hükümet, pek çok ülkeyi geride bırakarak şifa olan aşıyı vatandaşlarımızın kullanımına sunmuştur. Zilletin aşısı da 2023 yılının haziran ayında demokratik vasıtalarla yapılacak, ama bu aşı zillete zehir olarak yansıyacaktır. Telaşlanmaya ve tedirgin olmaya mahal yoktur." dedi.
Hakimiyetin kayıtsız şartsız milletin olduğunu vurgulayan Bahçeli, şöyle konuştu:
"Milletin üstünde bir güç ve mercii yoktur, olamayacaktır. Erken seçim diye tutturanlar, erken seçimden başka seçenek kalmadı diye yutturmaya çabalayanlar, iyi bilsinler ki, seçimler zamanında yapılacak, Türkiye rotasından çıkmayacaktır. Cumhur İttifakı'nın tavizsiz ve tavsamaz kararı budur. Cumhuriyet'in 100'üncü yıl dönümü olan 2023'te yeni bir tarih yazılacak, yeni bir sayfa açılacak, muhkem ümitlerin canlılığıyla dirlik içinde istikbale Cumhur İttifakı'yla ulaşılacaktır. Bu cumhurun sözüdür. Bu Türk milletinin gelecek bin yıllara dair beyanıdır. Nitekim Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün dediği üzere, Türk'ün sözü, Türk'ün kendisidir. Peki, bunlar oluyorken, zillet ittifakı nerededir? Suyun kaynağı nereden gelmektedir? Arkasındaki odaklar kimlerdir? Dikkatli bir göz, uyanık bir şuur, teslim olmamış bir mizaç, zillete düşenlerin kukla gibi nasıl oynatıldıklarını, dış güçlere nasıl boyun eğdiklerini, nasıl kullanıldıklarını, terör örgütleriyle iltisak ve irtibatlarını gayet berrak şekilde tarif ve tefrik edecektir.
Bize hiç kimse hikaye anlatmasın. Bize hiç kimse bahane ileri sürmesin. Türk milleti zilleti değil, zaferi, PKK-FETÖ ittifakını değil, cumhurun ittifak zihniyetini seçecektir. Nihayetinde istiklal için birlik, istikbal için dirlik, kazanan Türkiye, kazançlı çıkan da Türk milleti olacaktır."
- "Türk tipi başkanlık modelinin farklı bir isimlendirmesidir"
Türkiye'nin tarihinin en önemli yönetim reformunu Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle başardığını aktaran Bahçeli, yeni sistemin Cumhuriyetin kuruluş ilkelerine dayandığını söyledi.
Parlamenter sistemdeki teklemeler, tıkanmalar, kutuplaşmalar, kafa karışıklıkları, karar sürelerindeki çalkantıların Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle aşıldığına dikkati çeken Devlet Bahçeli, Türk milletinin, tarihsel müktesebatına uygun yönetim sistemiyle gücüne güç kattığını vurguladı.
Türk devlet felsefesine müzahir olan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin işin özünde Türk tipi başkanlık modelinin farklı bir isimlendirmesi olduğunu belirten Bahçeli, "Bir yönetim sisteminin nasıl ve ne şekilde tarif edildiğinden ziyade, fonksiyonel olup olmadığına, beklentileri karşılayıp karşılamadığına, demokratik özellikler taşıyıp taşımadığına, millette karşılık bulup bulmadığına odaklanılması en dengeli bakıştır. Ön yargıları bir kenara bırakarak, Türkiye'nin sistemik düğümünün, sistemsel aksaklıklarının milli iradeyle çözülmesinden herkes memnun ve mutmain olmalıdır." değerlendirmesinde bulundu.
9 Temmuz 2018'den itibaren resmen uygulamaya geçen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin tarihsel ve kültürel maziyle örtüştüğüne vurgu yapan Bahçeli, şunları kaydetti:
"Bir yönetim sisteminin kökleşip olgunlaşması sabahtan akşama olacak şey değildir. Böylesi bir beklenti oluşturmak iyi niyetle izah edilemeyecektir. Yürürlükteki sistemin sadra şifa olması, devlet ve millet hayatına bütün imkanlarıyla nüfuz etmesi için müşterek emek gerekir, zaman gerekir, özveri gerekir, destek gerekir, ters propaganda akıntılarının gemlenmesi gerekir. Yeni sistemin özünde Türk milletinin beka ve refah özlemleri ana esastır."
- "Yeni yönetim sistemi, iç ve dış ablukaya karşı milli direnişin burcu"
Geçmişin tecrübeleriyle geleceği kavradıklarının, daha uyanık, daha dikkatli, daha bilinçli hareket ettiklerinin altını çizen Bahçeli, "Tanzimat'tan Islahat Fermanı'na, Meşrutiyet'ten Cumhuriyet dönemine kadar imparatorluğumuzun ayakta kalması amacıyla pek çok görüş, fikir, sistem ve siyaset önerilmiştir. Asıl amaç devleti ayakta tutmak üzerine bina edilmiştir. Bilindiği üzere, Kavalalı Mehmet Ali Paşa vakasıyla başlayan, esasen etaplar halinde hızlanan çözülme süreci, hiçbir pansuman tedaviyle durdurulamamıştı. Devasa imparatorluğun dağılması, paylaşım yüzünden Avrupa'nın birbirine girmesi demekti." diye konuştu.
Osmanlı'nın parçalanmasını sorun çıkarmadan sona erdirme meselesine "Şark Meselesi" adı verildiğini ifade eden Bahçeli, "Türk milleti böylelikle hala devam edegelen kuşatma altına alınmıştır. O gün bugündür Şark Meselesi dozajı artan veya azalan ölçülerde varlığını sürdürmüştür." dedi.
Devlet Bahçeli, yeni yönetim sisteminin her türlü iç ve dış ablukaya karşı milli direnişin burcu, Türk milletinin geçmişle geleceği buluşturan kararı olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Meselenin özünde ve son tahlilde Türklerin Anadolu'dan çıkarılması vardır ki, 106 yıl önce Çanakkale sahillerinde tüm maddi ve manevi imkanlarla kahraman bir kuşak buna set çekmiştir. Anafartalar, Arıburnu ve Conkbayırı'nda Mustafa Kemal'in muhteşem iradesi, cephe komutanı Esat Paşa'nın korku tanımayan idaresi, Seyit Onbaşı'nın sırtına binen bağımsızlık iffeti, Bigalı Mehmet Çavuş'un 25 neferiyle Seddülbahir'den çıkarma yapmak isteyen müstevlilere cesur direnişi, 57'nci alayın şehit şehit arşa yükselişi, Tophaneli Yüzbaşı Hakkı'nın Karanlık Limanı mayınlarla doldurup yenilmez armadaları denize gömüşü, 250 bin şehidin kahramanca kazdığı manevi siperi, çılgın Türklerin konu vatan, konu millet, konu beka olunca neleri yapacağının, nasıl candan geçeceğinin ama vatandan asla vazgeçmeyeceğinin hayranlık uyandıran tarihi şahikasıdır."
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, parlamenter sisteme dönüşün olmadığını belirterek, "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi siyasi, hukuki, ekonomik reformlarla kökleştirilmeli, güçlendirilmelidir." dedi.
Bahçeli, partisinin Ankara Spor Salonu'nda düzenlenen 13. Olağan Büyük Kurultayı'nda konuştu.Sahici bir kurtuluşun, milletin kendi tarihiyle barışması, geçmişiyle yüzleşmesi, milli hüviyetini, manevi ve kültür zenginliğini komplekse düşmeden keşfetmesi olduğunu vurgulayan Bahçeli, "Bunu yapabildiğimiz ölçüde gelecek bizimdir. Diyebiliriz ki geleceğin kudreti Türk milletidir. Çünkü dev uykusundan uyanmış, kükreyerek bölgesel ve küresel realiteyi kavramış ve lehine çevirmek için seferber olmuştur." ifadesini kullandı.
Bugüne kadar, milletlerin yükselmesinin, çökmesinin, düşmesinin, zafer ve başarılarıyla felaket ve mağlubiyetlerinin, hep cihan ruhunun iradesiyle belirlendiğine işaret eden Bahçeli, "Bu cihan ruhu, tarihin farklı devirlerinde, muayyen bir milletin varlığında büyük bir kuvvetle tecelli etmiştir. Türk milleti cihanşümul ruha sahip bir millettir. Şerefli geçmişimizin parlak sayfaları şanlı bir geleceğin müjdesidir." diye konuştu.
Türk milletinin, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi vasıtasıyla tekraren cihan ruhuna talip olduğuna dikkati çeken Bahçeli, şöyle devam etti:
"Uygulama sonuçları itibarıyla göz dolduran bu sistem devlet-ebed müddet, millet-ebed müddet anlayışımızın delinmez zırhı, devrilmez eseridir. Kendimize özgü, bizi bize anlatan, bizi biz yapan, milli kültür ve karakterimizle birebir çakışan, devlet yönetimine denge, toplum hayatına sükunet ve huzur getiren Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, milletler ve medeniyetler mücadelemizde milli ve stratejik gücümüzdür. Milliyetçi Hareket Partisi olarak, 2023 ve takip eden on yılları kapsayan stratejik hedeflerimizin ilki, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne, daha yerinde bir ifadeyle, Türk tipi başkanlık modeline sahip çıkmak, ilke, kural ve kurumlarıyla yaşamasına hizmet etmektir."
- "Güçlendirilmiş parlamenter sistem teklifi beyhudedir"
Bahçeli, "Güçlendirilmiş ve iyileştirilmiş parlamenter sistem teklifleri beyhudedir, eskiye kıvrılıştır, geleceğe dair söyleyecek bir şeyi olmayanların acıklı kıvranmasıdır." görüşünü dile getirdi.
Güçlendirilmiş parlamenter sistem kavramını ilk dile getirenin eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş olduğunu anımsatan Bahçeli, şunları kaydetti:
"Zillet ittifakının, güçlendirilmiş parlamenter sistem ezberi içi boş, günü kurtarmaya dönük taktik bir adımdır. Artık parlamenter sisteme geri dönüş yoktur. Milli iradenin tartışmaya açılması, 2,5 yılını doldurmuş yeni sistemi karalama yarışı demokratik bir haktan öte baskıcı, bağnaz, hoşgörüsüz, hazırlıksız, tahammülsüz ve tahakkümcü bir siyaset ayıbıdır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi siyasi, hukuki ve ekonomik reformlarla kökleştirilmeli ve güçlendirilmelidir. Memnuniyetle söylemek gerekir ki bu süreç kararlılıkla devam etmektedir. Eksik varsa giderilecek, yetersizlik varsa telafi edilecektir."
- "Müspet ve umut verici gelişmelerin işaret fişeği"
Devlet Bahçeli, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan İnsan Hakları Eylem Planı ve Ekonomik Reformlar Paketi'nin müspet ve umut verici gelişmelerin işaret fişeği olduğunu belirtti.
Hükümetin reform zincirini samimiyetle desteklediklerinin ve üzerlerine düşen her sorumluluğu yerine getirmeye hazır olduklarının altını çizen Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu sürecin sivil, geniş katılımlı, herkesi kapsayan, yeni yönetim sisteminin ruhuna ve dokusuna müzahir bir anayasa ile tahkim ve takviye edilmesi ikinci stratejik hedefimizdir. Milliyetçi Hareket Partisi, bu kapsamda gerekli çalışmalarını sürdürmektedir ve önümüzdeki birkaç ay içinde hazırlıklarımız Allah'ın izniyle tamamlanacaktır. Ayrıca Siyasi Partiler Kanunu değiştirilmelidir. Seçim kanunlarında düzenlemeler yapılmalıdır. Siyasi Etik Kanunu çıkarılmalıdır. TBMM İç Tüzüğü yeni sistemle uyumlu ve Meclis çalışmalarıyla ahenkli hale getirilmelidir. Milletvekilliği dokunulmazlığı yeni baştan ele alınmalıdır. Kamu kurumu niteliğindeki mesleki kuruluşlarının yasal ve hukuki yapısı titizlikle gözden geçirilmelidir."
- Kamuoyu araştırmalarının yayımlanmasında değişiklik çağrısı
Bahçeli, kamuoyu araştırmaları ve sonuçlarının yayımlanması hakkında geniş değişikliklerin yapılması ve tedbirlerin alınması gerektiğini de vurgulayarak, "Siyasi maksatlarla ve ekonomik gayelerle bir partiyi parlatıp bir başkasını karalayan anket şirketleri bize göre demokrasi kundakçısı, milli irade dolandırıcısıdır. Temiz toplum, temiz siyaset, temiz yönetim tezahür etmeli, kalpazanlar, çıkarcılar, çarpık zihniyetler, millete husumet besleyen mihraklar, hukuk tanımayan kimliksizler afişe edilip ayıklanmalıdır." diye konuştu.
Adaletli bir gelir dağılımı olması temennisinde bulunan Bahçeli, sosyal yardımların daha da güçlendirilmesinden yana olduklarını bildirdi.
İşsizlikle mücadelede, faizlerin aşağıya çekilmesinde hükümetin kararlılığından duydukları memnuniyeti dile getiren Bahçeli, şu görüşleri paylaştı:
"Fiyat istikrarının sağlanarak enflasyonda kalıcı düşüşleri yakalayacağımız günler uzakta değildir. Günümüz dünyasında siyasi güç silahın yanı sıra, hatta toptan tüfekten daha çok, ekonomik üstünlük ve ticari enerjiyle sağlanmaktadır. Modern dünyanın işleyişi bu yöndedir. Kurtuluş Savaşı'nı kağnıyla kazanan, ama 11 yıl sonra uçak üretmeyi başaran bir milletiz. İnsanımızın ihtiyaç ve isteklerini yerli, milli ve üreten bir ekonomik sistemle karşılamak zorundayız. Askeri, diplomatik ve siyasi muvaffakiyetlerimizi ekonomik gelişmelerle taçlandırmak hem istiklalimizi, hem de istikbalimizi güvenceye kavuşturacaktır."
- "Ekonomideki canlanma vatandaşlarımızın kesesine mutlaka yansıyacaktır"
Ekonomik gelişmelere de değinen Bahçeli, geçtiğimiz yıl küresel ekonominin yüzde 3,5 oranında küçüldüğünü hatırlatarak, "Küresel ticaretteki daralma yüzde 10 düzeyinde, uluslararası yatırımlardaki düşüş yüzde 42 seviyesindedir. Tarihin en büyük küresel borç miktarı Kovid-19 salgını döneminde gerçekleşmiş ve 280 trilyon doları geçmiştir." diye konuştu.
Dünyadaki bu gelişmelere karşılık Türk ekonomisinin 2020 yılında yüzde 1,8 oranında büyüme kaydettiğini belirten Bahçeli, şunları söyledi:
"Ne mutlu bizlere ki G-20 ülkeleri arasında ekonomisi büyüyen iki ülkeden birisi Türkiye olmuştur. Ekonomide yaşanan canlanma ve toparlanma vatandaşlarımızın kesesine, devletimizin kasasına mutlaka yansıyacaktır. Gelecek güzel günler için biraz daha sabırlı olmalıyız. Türkiye istikbalin dirliği amacıyla muazzam bir kalkınma ve demokrasi mucizesini başarmaya şüphesiz muktedirdir. Ülkemizi dünya genelinde demokrasi, özgürlük ve hukukun üstünlüğü konularında kusurlu göstermeye çalışan mihraklar, FETÖ'cülerin, Türk ve İslam düşmanlarının teşvik ve tahrikiyle mesafe alanlardır. Diyorlar ki 'Türkiye'de totaliter eğilimler güçleniyormuş', diyorlar ki 'Demokrasi zayıflamış, düşünce ve ifade hürriyeti kalmamış.' İsveç merkezli bir enstitünün ‘ 2021 Demokrasi Raporu’na göre, ülkemiz Polonya ve Macaristan'dan sonra en fazla otoriterleşen ülke olmuş."
Bu iddiaların hedefinin, Türkiye'ye gelen yabancı yatırımları caydırma, ülkenin uluslararası camiada saygınlığını lekeleme ve milli çıkarlardan taviz beklentisi olduğunu vurgulayan Bahçeli, şu değerlendirmede bulundu:
"FETÖ'cü hainler Yunanistan'ı, hatta diğer AB ülkeleriyle ABD'yi sığınma limanına çevirmişken hiç kimsenin sesi çıkmıyor. Gara'da vatan evlatlarının ensesine kurşun sıkılırken, mazlumlar inim inim inlerken, hiç kimseden insani ve vicdani bir eleştiri gelmiyor. Terörist başı Gülen'in Pensilvanya'da mukim olması hiçbir uluslararası hukuk ve insan hakları savunucusunu rahatsız etmiyor. Avrupa Parlamentosu'nun, Türkiye'nin Suriye'de işgalci olduğunu iddia etmesi de bir diğer ahlaksız isnat, bir başka ucube ithamdır. Bir an düşünelim, Türkiye'de demokrasi olmasaydı, özgürlükler askıya alınsaydı, gece gündüz Cumhurbaşkanı'na hakaret edenler, devlete sövenler, millete karşı gelenler, iş birlikçiler, PKK'nın siyaset uzantıları Meclis'te, belediyede, iş aleminde, medyada, üniversitelerde, dahası sokaklarda nasıl gezecekler, nasıl tehditler savuracaklardı?"
- "Tarihimizin hiçbir döneminde bu milletten diktatör çıkmadı"
Tarihin hiçbir döneminde bu milletin sinesinden diktatör, tiran çıkmadığını, yönetim hayatında ise despotizmin en ufak emaresine tesadüf edilmediğini belirten Bahçeli, demokrasi ahkamı kesenlerin, terörizme özgürlük arayanlar olduğunu ifade etti.
MHP Genel Başkanı Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"'Ekonominizi mahvederim' diyen meczupların, Twitter mesajlarıyla para simsarlarını ve küresel tefecileri üzerimize kışkırtıp döviz kurunu yükseltmelerine müstahak değiliz. Buna asla mahkum olamayız. Milliyetçi Hareket Partisi serbest piyasa mantığını kabullenmektedir. Ancak milli, manevi ve ahlaki değerlerimizle pekişmiş, geleneksel davranış kalıplarımızla perçinlenmiş, rasyonel olduğu kadar irrasyonel eğilimleri de gözetmiş bir ekonomik sistem üzerinde mutlaka çalışmak zorundayız. Bize göre, sürdürülebilir ekonomik büyüme ile sosyal gelişmenin toplamı milli bütünleşmenin temelidir."
- "Etnik gerilimler çok tehlikeli noktalara tırmanıyor"
Bahçeli, dünyada etnik gerilimlerin, inanç ve mezhep temelli husumetlerin çok tehlikeli noktalara tırmandığına işaret ederek, "Şu anda dünya üzerinde 54 ayrı noktada çatışma hakimdir. Bilhassa terörizm insan onurunu, insan varlığını direkt tehdit eden hunhar ve menfur bir felakettir." dedi.
Türkiye'nin bölücü terörün kanlı eylem ve kirli emelleriyle yıllardır mücadele halinde olduğunu anımsatan Bahçeli, şunları kaydetti:
"Bu mücadelede yalnız olduğumuz ortadadır. 'Türk'ün Türk'ten başka dostu yoktur' sözü defalarca tescil edilmiştir. Çok şükür, devlet millet kenetlenmesiyle teröre üst üste darbe vurulmuş, bu kanlı döngünün sonu görünmüştür. Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı, Pençe-Kartal Harekatlarıyla güney sınırlarımız boyunca kurulmak istenen terör devleti engellenmiştir. Hükümetimizin kararlılığı, kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerimizin fedakarlığı, polislerimizin ve güvenlik korucularımızın cesaretiyle ihanetin damarları kesilmiştir."
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Milliyetçi ülkücü hareket, Türklüğün bekasını korumaya yemin etmiş serdengeçtilerin, inanmış vicdanların, ilkeli dava insanlarının düşmeyecek kalesidir." dedi.
Bahçeli, partisinin Ankara Spor Salonu'nda düzenlenen 13. Olağan Büyük Kurultayı'nda konuştu.
Çanakkale ruhunun ilhamıyla, İstiklal Marşı'nın ikramıyla şühedanın itibarıyla ülkücü ömürlerin ihlasıyla 13. Olağan Büyük Kurultayı ifa etmenin emsalsiz kıvancını yaşadıklarını belirten Bahçeli, Edirne'den Kars'a, Mersin'den Trabzon'a, İzmir'den Hakkari'ye kadar ülkenin her yerini, Adriyatik Denizi'nden Çin Seddi'ne, Orta Doğu'dan Kafkaslar'a, Afrika'dan Balkanlar'a milli varlığın asaletini vicdanında taşıyan herkesi selamladı.
Devlet Bahçeli, "Sayılmayız parmak ile tükenmeyiz kırmak ile çünkü biz milliyetçi ülkücü hareketiz. Hesap yapmayız çıkar ile çetele tutmayız heves ile çünkü biz Cumhur İttifakı'yız. Düşmeyiz vurmak ile durmayız engel ile çünkü biz Türk milletiyiz. Vazgeçmeyiz korku ile dönmeyiz tehdit ile çünkü biz Türkiye'yiz. İstiklal için birlik diyoruz, istikbal için dirlik diyoruz. Kazananın Türkiye olacağına candan inanıyoruz." ifadelerini kullandı.
Milli Şair Mehmet Akif Ersoy'un şiirlerine atıf yapan Bahçeli, "Girmeden tefrika bir millete düşman giremez, toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez. Bastığımız yerleri toprak diyerek geçmiyoruz. Hep düşünüyoruz altında nice kefensiz yatanı. Şehit oğluyuz incitmiyoruz atamızı. Vermeyeceğiz dünyaları alsak da bu cennet vatanı. Hakkıdır hür yaşamış bayrağımın hürriyet, hakkıdır hakka tapan milletimin istiklal." şeklinde konuştu.
Kovid-19 salgını nedeniyle kurultaya katılımı mecburen sınırlı tuttuklarına değinen Bahçeli, "Aramızda bulunmayan her dava arkadaşımızla her vatandaşımızla mesafeleri aşan, zamanın dar kalıplarına sığmayan gönül birlikteliği içindeyiz." dedi.
Sağlığın önemini vurgulayan Bahçeli, dikkatli olunması ve tedbirlerle kurallara uyulması gerektiğini söyledi.
Salgın nedeniyle hayatlarını kaybedenlere Allah'tan rahmet, halen tedavi görenlere şifa dileyen Bahçeli, "Rabb'im sizleri, milletimizi ve tüm insanlığı her türlü afet, musibet ve hastalıktan korusun diye dua ediyorum." diye konuştu.
- "Günümüz kutlu, milletimiz huzurlu olsun"
Büyük Kurultay'a katılanlara teşekkür eden Bahçeli, "Günümüz kutlu olsun, milletimiz huzurlu olsun, devletimiz dirlik bulsun." ifadesini kullandı.
Bahçeli, Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu'nun Malazgirt Marşı şiirinden "Yiğitler kan döker bayrak solmaya, Anadolu başlar, vatan olmaya, Kızılelmaya hey Kızılelmaya, En güzel marşını vurmada mehter, Ya Allah, Bismillah, Allahüekber." dizelerini paylaştı.
Tam 52 yıldır siyaset sahnesinde olduklarını dile getiren Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Milli gönüllerdeyiz. Akif'in dediği gibi, üç buçuk soysuzun ardından zağarlık yapmadık. Hele hak namına haksızlığa ölsek tapmadık. Zaman oldu şafağı sökmeyen gecelerde ülkülerimizin nuruyla aydınlandık. Zaman oldu bir hilal uğruna, bir hakikat uğruna, bir haysiyet ufkunda güneş gibi battık. Anılarımızı pusula yaptık, açıldık geleceğe. Acılarımızdan ders aldık tutunduk gerçeklere. Yeri geldi iftiralarla boğuştuk durduk, yeri geldi ihanetlerle boğulmak istendik. Vazgeçmedik sevdamızdan, dönmedik yolumuzdan, şikayet etmedik sırtımızdaki yüklerden. Çünkü yolu doğru olanın yükü ağır olur dedik. Ülkücü olmanın varsa bir bedeli seve seve ödemeyi diledik. Geride kalan 10 yıllar içinde yağmurdan sonra büyüyen başaklar gibi büyüdük, kökleştik. Güzün toprağa serpilip baharla yeşeren tohumlar gibi yeşerdik, yükseldik."
Yazın kuruyup, kışın yatağından taşan nehirler gibi engelleri aştıklarını belirten Bahçeli, şunları kaydetti:
"Tıpkı Ergenekon'dan çıkar gibi hep daha ileriye atıldık. Bir güne sığan asırlık olayları yaşadık. Bin asra bedel bir günlük imtihanlarla yoklandık. Herkes okyanusun içindeki damlaya bakarken biz damlanın içindeki okyanusu gördük. Milliyetçi ülkücü hareket Türk milletine adanmış faziletli hayatların mecmudur. Milliyetçi ülkücü hareket, Türklüğün bekasını korumaya yemin etmiş serdengeçtilerin, inanmış vicdanların, ilkeli dava insanlarının düşmeyecek kalesidir. Ardımızda tarih, yanımızda dava arkadaşlarımız, başımızda al bayrağımız, bağrımızda üç hilalli sancağımız, önümüzde şehitlerimiz, gönlümüzde ülkülerimiz, övgümüzde milletimiz, ömrümüzde milliyetimiz, ölümümüzde bu cennet vatanın toprağı bize yardır dedik, nardır dedik, her zaman da var olacağız diye seslendik."
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Üniter milli devletimizi hançerlemek için ittifak kurmak, yakılan ağaçları yakanlarla tekraren dikmek, bölücü milletvekillerinin TBMM'ye gelen fezlekelerinin önüne arkasına bakalım demek siyaset değildir, adamlık değildir. Neyine bakacaksınız fezlekelerin, önünde hukuk, arkasında adalet vardır." dedi.
Bahçeli, partisinin Ankara Spor Salonu'nda gerçekleştirilen 13. Olağan Büyük Kurultayı'nda konuştu.
MHP yürüdükçe Türkiye düşmanlarının köstebekler gibi saklanacağını belirten Bahçeli, "Biz yürüdükçe, millet yürüyecek, tarih dile gelecek, destanlar söylenecek, Türkiye yükseldikçe yükselecek." dedi.
MHP'nin yürüyüşünden ürkenler olduğuna dikkati çeken Bahçeli, şöyle devam etti:
"Varlığımızdan ürperenler var. Hepsini biliyorsunuz, bütün kötürüm ve köhne emel sahiplerini iyi tanıyorsunuz. Ferasetinizle karanlık oyunları görüyor, kara kampanyaları göğüslüyorsunuz. Türkiye'yi faka bastırmak, tuzağa düşürmek için çırpınan hasis ve hamiyet yoksunu çevreleri ibretle takip ediyorsunuz. Geceleri hesap, gündüzleri hüsran, geçmişleri hezimet, gelecekleri heyula ne kadar müfrit ve münafık varsa alayı bir olmuş, bir araya gelmiş Türkiye'nin ayağından çekiştiriyor, önüne bariyer dikiyor. Sanıyorlar ki, tezgahlarına akıl, sır ermeyecek. Sanıyorlar ki, kumpaslarına güç, takat yetmeyecek. Türkiye'nin karşısında hizalanmak muhalefet değildir. Millet başka bir şey, zillet başka bir şeydir. Türkiye'yi uçuruma çekmenin adı demokrasi değildir. Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne saldırı ve suikastın adı özgürlük değildir, insanlık değildir, insan hakları hiç değildir.
Üniter milli devletimizi hançerlemek için ittifak kurmak, yakılan ağaçları yakanlarla tekraren dikmek, bölücü milletvekillerinin TBMM’ne gelen fezlekelerinin önüne arkasına bakalım demek siyaset değildir, adamlık değildir. Neyine bakacaksınız fezlekelerin, önünde hukuk, arkasında adalet vardır. Yetmiyorsa bu sizlere, önünde millet, arkasında da devlet olduğunu mutlaka göreceksiniz. Fakat gözleri var görmüyor, kulakları var duymuyor, dilleri var söylemiyor."
HDP'nin, Türk demokrasisinin çevresini sarmış mayın tarlası olduğunu ifade eden Devlet Bahçeli, CHP'nin ise Türk siyasetine tutunmuş beşinci kol faaliyeti olduğunu söyledi.
İYİ Partiyi, "Türkiye'nin kötülüğüne hizmetkarlık yapan, siparişle kurulan, uzaktan kumandayla kontrol edilen melanet bir proje" olarak niteleyen Bahçeli, "Kaldı ki, İP'in Başkanı Cumhur İttifakı'nı tanımlarken, etle tırnak gibi demiş, aynı zamanda kader birlikteliği olduğunu söylemiş, kendilerinin ise proje bazlı bir ittifak olduğunu çok açık itiraf ve teyit etmiştir. Dediğimiz de, diyeceğimiz de aynısıyla işte budur. Bu neyin projesidir? Hazırlayanlar kimlerdir? Hedefler manzumesi nelerden ibarettir?" dedi.
- "Tarafımız bellidir, o da Cumhur İttifakı'dır"
Cumhur İttifakı'nın kader ve milli birliktelik olduğunu dile getiren MHP Genel Başkanı Bahçeli, Cumhur İttifakı'nın dürüst bir birliktelik, zalimlere, canilere, terör örgütlerine, ekonomik tetikçilere, küresel emperyalizme karşı tek ses, tek nefes, tek bilek, tek yürekle duruş gösteren cumhurun ruh kökü olduğunu kaydetti.
Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü:"Cumhur İttifakı'nı arayan Pensilvanya'da değil, Kandil'de değil, muhasım çevrelerin kapılarında değil, başkent Ankara'da, dünyaya Türkçe bakan iradenin sağlam ahlakında bulacaktır. Tarafımız bellidir, o da Cumhur İttifakı'dır. 2023'te Cumhurbaşkanı adayımız bellidir, o muhterem isim Sayın Recep Tayyip Erdoğan'dır. Bu vesileyle Sayın Cumhurbaşkanımıza, AK Parti'li kardeşlerimize huzurlarınızda teşekkür ediyor, şükranlarımı sunuyorum. Cumhur İttifakı, 106 yıl önce Çanakkale'yi geçilmez yapan haşmetli imanın, devleşen milli asaletin emanetçisidir. Bizim ittifakımız yalana karşı doğrunun, sahteliğe karşı sadakatin, hıyanete karşı vatan sevgisinin ittifakıdır. Sudan sebeplerle Türkiye'yi kötüleyenlere karşı vakarın ve vefanın ittifakıdır.
Kılıçdaroğlu, bir tarafta Türkiye'de can ve mal güvenliği yok derken, diğer tarafta 10 milyon işsiz olduğunu söyleyerek halt etmiş, kuyruklu yalanlarına sürekli yenilerini eklemiştir. Üstelik her muhtarlığa bir özel kalem müdürü atanırsa işsizliğin sona ereceğini cahilce müjdelemiş. Atalarımız şu veciz sözü boşuna söylememiş, 'Alim ile eyle ülfet alırsın mertebe, cahil ile etme sohbet dönersin merkebe.' CHP Genel Başkanı, tarlayı bilmez, traktöre binmez, çiftçimizi konuşur. Bakkala girmez, manavı görmez, marangozu tanımaz, siftahsız günü sorsanız, soğan sarımsak anlar, gelin görün ki esnafımızı konuşur. Memurlarımızdan ve işçilerimizden bahseder, sıra CHP'ye oy vermeyenlere gelince hakaretleri birbiri ardına sıralamaktan arlanmaz, utanmaz. Ne emeklidir meselesi ne yoksuldur düşüncesi, tek geçim kapısıdır siyasi menfaat çetesi."
- Erken seçim tartışmalarına yanıt verdi
Tıpkı Kovid-19 virüsü gibi, zilletin de bulaşıcı olduğunu ve devamlı mutasyona uğradığını ifade eden Bahçeli, "Çok şükür hükümet, pek çok ülkeyi geride bırakarak şifa olan aşıyı vatandaşlarımızın kullanımına sunmuştur. Zilletin aşısı da 2023 yılının haziran ayında demokratik vasıtalarla yapılacak, ama bu aşı zillete zehir olarak yansıyacaktır. Telaşlanmaya ve tedirgin olmaya mahal yoktur." dedi.
Hakimiyetin kayıtsız şartsız milletin olduğunu vurgulayan Bahçeli, şöyle konuştu:
"Milletin üstünde bir güç ve mercii yoktur, olamayacaktır. Erken seçim diye tutturanlar, erken seçimden başka seçenek kalmadı diye yutturmaya çabalayanlar, iyi bilsinler ki, seçimler zamanında yapılacak, Türkiye rotasından çıkmayacaktır. Cumhur İttifakı'nın tavizsiz ve tavsamaz kararı budur. Cumhuriyet'in 100'üncü yıl dönümü olan 2023'te yeni bir tarih yazılacak, yeni bir sayfa açılacak, muhkem ümitlerin canlılığıyla dirlik içinde istikbale Cumhur İttifakı'yla ulaşılacaktır. Bu cumhurun sözüdür. Bu Türk milletinin gelecek bin yıllara dair beyanıdır. Nitekim Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün dediği üzere, Türk'ün sözü, Türk'ün kendisidir. Peki, bunlar oluyorken, zillet ittifakı nerededir? Suyun kaynağı nereden gelmektedir? Arkasındaki odaklar kimlerdir? Dikkatli bir göz, uyanık bir şuur, teslim olmamış bir mizaç, zillete düşenlerin kukla gibi nasıl oynatıldıklarını, dış güçlere nasıl boyun eğdiklerini, nasıl kullanıldıklarını, terör örgütleriyle iltisak ve irtibatlarını gayet berrak şekilde tarif ve tefrik edecektir.
Bize hiç kimse hikaye anlatmasın. Bize hiç kimse bahane ileri sürmesin. Türk milleti zilleti değil, zaferi, PKK-FETÖ ittifakını değil, cumhurun ittifak zihniyetini seçecektir. Nihayetinde istiklal için birlik, istikbal için dirlik, kazanan Türkiye, kazançlı çıkan da Türk milleti olacaktır."
- "Türk tipi başkanlık modelinin farklı bir isimlendirmesidir"
Türkiye'nin tarihinin en önemli yönetim reformunu Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle başardığını aktaran Bahçeli, yeni sistemin Cumhuriyetin kuruluş ilkelerine dayandığını söyledi.
Parlamenter sistemdeki teklemeler, tıkanmalar, kutuplaşmalar, kafa karışıklıkları, karar sürelerindeki çalkantıların Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle aşıldığına dikkati çeken Devlet Bahçeli, Türk milletinin, tarihsel müktesebatına uygun yönetim sistemiyle gücüne güç kattığını vurguladı.
Türk devlet felsefesine müzahir olan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin işin özünde Türk tipi başkanlık modelinin farklı bir isimlendirmesi olduğunu belirten Bahçeli, "Bir yönetim sisteminin nasıl ve ne şekilde tarif edildiğinden ziyade, fonksiyonel olup olmadığına, beklentileri karşılayıp karşılamadığına, demokratik özellikler taşıyıp taşımadığına, millette karşılık bulup bulmadığına odaklanılması en dengeli bakıştır. Ön yargıları bir kenara bırakarak, Türkiye'nin sistemik düğümünün, sistemsel aksaklıklarının milli iradeyle çözülmesinden herkes memnun ve mutmain olmalıdır." değerlendirmesinde bulundu.
9 Temmuz 2018'den itibaren resmen uygulamaya geçen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin tarihsel ve kültürel maziyle örtüştüğüne vurgu yapan Bahçeli, şunları kaydetti:
"Bir yönetim sisteminin kökleşip olgunlaşması sabahtan akşama olacak şey değildir. Böylesi bir beklenti oluşturmak iyi niyetle izah edilemeyecektir. Yürürlükteki sistemin sadra şifa olması, devlet ve millet hayatına bütün imkanlarıyla nüfuz etmesi için müşterek emek gerekir, zaman gerekir, özveri gerekir, destek gerekir, ters propaganda akıntılarının gemlenmesi gerekir. Yeni sistemin özünde Türk milletinin beka ve refah özlemleri ana esastır."
- "Yeni yönetim sistemi, iç ve dış ablukaya karşı milli direnişin burcu"
Geçmişin tecrübeleriyle geleceği kavradıklarının, daha uyanık, daha dikkatli, daha bilinçli hareket ettiklerinin altını çizen Bahçeli, "Tanzimat'tan Islahat Fermanı'na, Meşrutiyet'ten Cumhuriyet dönemine kadar imparatorluğumuzun ayakta kalması amacıyla pek çok görüş, fikir, sistem ve siyaset önerilmiştir. Asıl amaç devleti ayakta tutmak üzerine bina edilmiştir. Bilindiği üzere, Kavalalı Mehmet Ali Paşa vakasıyla başlayan, esasen etaplar halinde hızlanan çözülme süreci, hiçbir pansuman tedaviyle durdurulamamıştı. Devasa imparatorluğun dağılması, paylaşım yüzünden Avrupa'nın birbirine girmesi demekti." diye konuştu.
Osmanlı'nın parçalanmasını sorun çıkarmadan sona erdirme meselesine "Şark Meselesi" adı verildiğini ifade eden Bahçeli, "Türk milleti böylelikle hala devam edegelen kuşatma altına alınmıştır. O gün bugündür Şark Meselesi dozajı artan veya azalan ölçülerde varlığını sürdürmüştür." dedi.
Devlet Bahçeli, yeni yönetim sisteminin her türlü iç ve dış ablukaya karşı milli direnişin burcu, Türk milletinin geçmişle geleceği buluşturan kararı olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Meselenin özünde ve son tahlilde Türklerin Anadolu'dan çıkarılması vardır ki, 106 yıl önce Çanakkale sahillerinde tüm maddi ve manevi imkanlarla kahraman bir kuşak buna set çekmiştir. Anafartalar, Arıburnu ve Conkbayırı'nda Mustafa Kemal'in muhteşem iradesi, cephe komutanı Esat Paşa'nın korku tanımayan idaresi, Seyit Onbaşı'nın sırtına binen bağımsızlık iffeti, Bigalı Mehmet Çavuş'un 25 neferiyle Seddülbahir'den çıkarma yapmak isteyen müstevlilere cesur direnişi, 57'nci alayın şehit şehit arşa yükselişi, Tophaneli Yüzbaşı Hakkı'nın Karanlık Limanı mayınlarla doldurup yenilmez armadaları denize gömüşü, 250 bin şehidin kahramanca kazdığı manevi siperi, çılgın Türklerin konu vatan, konu millet, konu beka olunca neleri yapacağının, nasıl candan geçeceğinin ama vatandan asla vazgeçmeyeceğinin hayranlık uyandıran tarihi şahikasıdır."
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, parlamenter sisteme dönüşün olmadığını belirterek, "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi siyasi, hukuki, ekonomik reformlarla kökleştirilmeli, güçlendirilmelidir." dedi.
Bahçeli, partisinin Ankara Spor Salonu'nda düzenlenen 13. Olağan Büyük Kurultayı'nda konuştu.Sahici bir kurtuluşun, milletin kendi tarihiyle barışması, geçmişiyle yüzleşmesi, milli hüviyetini, manevi ve kültür zenginliğini komplekse düşmeden keşfetmesi olduğunu vurgulayan Bahçeli, "Bunu yapabildiğimiz ölçüde gelecek bizimdir. Diyebiliriz ki geleceğin kudreti Türk milletidir. Çünkü dev uykusundan uyanmış, kükreyerek bölgesel ve küresel realiteyi kavramış ve lehine çevirmek için seferber olmuştur." ifadesini kullandı.
Bugüne kadar, milletlerin yükselmesinin, çökmesinin, düşmesinin, zafer ve başarılarıyla felaket ve mağlubiyetlerinin, hep cihan ruhunun iradesiyle belirlendiğine işaret eden Bahçeli, "Bu cihan ruhu, tarihin farklı devirlerinde, muayyen bir milletin varlığında büyük bir kuvvetle tecelli etmiştir. Türk milleti cihanşümul ruha sahip bir millettir. Şerefli geçmişimizin parlak sayfaları şanlı bir geleceğin müjdesidir." diye konuştu.
Türk milletinin, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi vasıtasıyla tekraren cihan ruhuna talip olduğuna dikkati çeken Bahçeli, şöyle devam etti:
"Uygulama sonuçları itibarıyla göz dolduran bu sistem devlet-ebed müddet, millet-ebed müddet anlayışımızın delinmez zırhı, devrilmez eseridir. Kendimize özgü, bizi bize anlatan, bizi biz yapan, milli kültür ve karakterimizle birebir çakışan, devlet yönetimine denge, toplum hayatına sükunet ve huzur getiren Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, milletler ve medeniyetler mücadelemizde milli ve stratejik gücümüzdür. Milliyetçi Hareket Partisi olarak, 2023 ve takip eden on yılları kapsayan stratejik hedeflerimizin ilki, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne, daha yerinde bir ifadeyle, Türk tipi başkanlık modeline sahip çıkmak, ilke, kural ve kurumlarıyla yaşamasına hizmet etmektir."
- "Güçlendirilmiş parlamenter sistem teklifi beyhudedir"
Bahçeli, "Güçlendirilmiş ve iyileştirilmiş parlamenter sistem teklifleri beyhudedir, eskiye kıvrılıştır, geleceğe dair söyleyecek bir şeyi olmayanların acıklı kıvranmasıdır." görüşünü dile getirdi.
Güçlendirilmiş parlamenter sistem kavramını ilk dile getirenin eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş olduğunu anımsatan Bahçeli, şunları kaydetti:
"Zillet ittifakının, güçlendirilmiş parlamenter sistem ezberi içi boş, günü kurtarmaya dönük taktik bir adımdır. Artık parlamenter sisteme geri dönüş yoktur. Milli iradenin tartışmaya açılması, 2,5 yılını doldurmuş yeni sistemi karalama yarışı demokratik bir haktan öte baskıcı, bağnaz, hoşgörüsüz, hazırlıksız, tahammülsüz ve tahakkümcü bir siyaset ayıbıdır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi siyasi, hukuki ve ekonomik reformlarla kökleştirilmeli ve güçlendirilmelidir. Memnuniyetle söylemek gerekir ki bu süreç kararlılıkla devam etmektedir. Eksik varsa giderilecek, yetersizlik varsa telafi edilecektir."
- "Müspet ve umut verici gelişmelerin işaret fişeği"
Devlet Bahçeli, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan İnsan Hakları Eylem Planı ve Ekonomik Reformlar Paketi'nin müspet ve umut verici gelişmelerin işaret fişeği olduğunu belirtti.
Hükümetin reform zincirini samimiyetle desteklediklerinin ve üzerlerine düşen her sorumluluğu yerine getirmeye hazır olduklarının altını çizen Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu sürecin sivil, geniş katılımlı, herkesi kapsayan, yeni yönetim sisteminin ruhuna ve dokusuna müzahir bir anayasa ile tahkim ve takviye edilmesi ikinci stratejik hedefimizdir. Milliyetçi Hareket Partisi, bu kapsamda gerekli çalışmalarını sürdürmektedir ve önümüzdeki birkaç ay içinde hazırlıklarımız Allah'ın izniyle tamamlanacaktır. Ayrıca Siyasi Partiler Kanunu değiştirilmelidir. Seçim kanunlarında düzenlemeler yapılmalıdır. Siyasi Etik Kanunu çıkarılmalıdır. TBMM İç Tüzüğü yeni sistemle uyumlu ve Meclis çalışmalarıyla ahenkli hale getirilmelidir. Milletvekilliği dokunulmazlığı yeni baştan ele alınmalıdır. Kamu kurumu niteliğindeki mesleki kuruluşlarının yasal ve hukuki yapısı titizlikle gözden geçirilmelidir."
- Kamuoyu araştırmalarının yayımlanmasında değişiklik çağrısı
Bahçeli, kamuoyu araştırmaları ve sonuçlarının yayımlanması hakkında geniş değişikliklerin yapılması ve tedbirlerin alınması gerektiğini de vurgulayarak, "Siyasi maksatlarla ve ekonomik gayelerle bir partiyi parlatıp bir başkasını karalayan anket şirketleri bize göre demokrasi kundakçısı, milli irade dolandırıcısıdır. Temiz toplum, temiz siyaset, temiz yönetim tezahür etmeli, kalpazanlar, çıkarcılar, çarpık zihniyetler, millete husumet besleyen mihraklar, hukuk tanımayan kimliksizler afişe edilip ayıklanmalıdır." diye konuştu.
Adaletli bir gelir dağılımı olması temennisinde bulunan Bahçeli, sosyal yardımların daha da güçlendirilmesinden yana olduklarını bildirdi.
İşsizlikle mücadelede, faizlerin aşağıya çekilmesinde hükümetin kararlılığından duydukları memnuniyeti dile getiren Bahçeli, şu görüşleri paylaştı:
"Fiyat istikrarının sağlanarak enflasyonda kalıcı düşüşleri yakalayacağımız günler uzakta değildir. Günümüz dünyasında siyasi güç silahın yanı sıra, hatta toptan tüfekten daha çok, ekonomik üstünlük ve ticari enerjiyle sağlanmaktadır. Modern dünyanın işleyişi bu yöndedir. Kurtuluş Savaşı'nı kağnıyla kazanan, ama 11 yıl sonra uçak üretmeyi başaran bir milletiz. İnsanımızın ihtiyaç ve isteklerini yerli, milli ve üreten bir ekonomik sistemle karşılamak zorundayız. Askeri, diplomatik ve siyasi muvaffakiyetlerimizi ekonomik gelişmelerle taçlandırmak hem istiklalimizi, hem de istikbalimizi güvenceye kavuşturacaktır."
- "Ekonomideki canlanma vatandaşlarımızın kesesine mutlaka yansıyacaktır"
Ekonomik gelişmelere de değinen Bahçeli, geçtiğimiz yıl küresel ekonominin yüzde 3,5 oranında küçüldüğünü hatırlatarak, "Küresel ticaretteki daralma yüzde 10 düzeyinde, uluslararası yatırımlardaki düşüş yüzde 42 seviyesindedir. Tarihin en büyük küresel borç miktarı Kovid-19 salgını döneminde gerçekleşmiş ve 280 trilyon doları geçmiştir." diye konuştu.
Dünyadaki bu gelişmelere karşılık Türk ekonomisinin 2020 yılında yüzde 1,8 oranında büyüme kaydettiğini belirten Bahçeli, şunları söyledi:
"Ne mutlu bizlere ki G-20 ülkeleri arasında ekonomisi büyüyen iki ülkeden birisi Türkiye olmuştur. Ekonomide yaşanan canlanma ve toparlanma vatandaşlarımızın kesesine, devletimizin kasasına mutlaka yansıyacaktır. Gelecek güzel günler için biraz daha sabırlı olmalıyız. Türkiye istikbalin dirliği amacıyla muazzam bir kalkınma ve demokrasi mucizesini başarmaya şüphesiz muktedirdir. Ülkemizi dünya genelinde demokrasi, özgürlük ve hukukun üstünlüğü konularında kusurlu göstermeye çalışan mihraklar, FETÖ'cülerin, Türk ve İslam düşmanlarının teşvik ve tahrikiyle mesafe alanlardır. Diyorlar ki 'Türkiye'de totaliter eğilimler güçleniyormuş', diyorlar ki 'Demokrasi zayıflamış, düşünce ve ifade hürriyeti kalmamış.' İsveç merkezli bir enstitünün ‘ 2021 Demokrasi Raporu’na göre, ülkemiz Polonya ve Macaristan'dan sonra en fazla otoriterleşen ülke olmuş."
Bu iddiaların hedefinin, Türkiye'ye gelen yabancı yatırımları caydırma, ülkenin uluslararası camiada saygınlığını lekeleme ve milli çıkarlardan taviz beklentisi olduğunu vurgulayan Bahçeli, şu değerlendirmede bulundu:
"FETÖ'cü hainler Yunanistan'ı, hatta diğer AB ülkeleriyle ABD'yi sığınma limanına çevirmişken hiç kimsenin sesi çıkmıyor. Gara'da vatan evlatlarının ensesine kurşun sıkılırken, mazlumlar inim inim inlerken, hiç kimseden insani ve vicdani bir eleştiri gelmiyor. Terörist başı Gülen'in Pensilvanya'da mukim olması hiçbir uluslararası hukuk ve insan hakları savunucusunu rahatsız etmiyor. Avrupa Parlamentosu'nun, Türkiye'nin Suriye'de işgalci olduğunu iddia etmesi de bir diğer ahlaksız isnat, bir başka ucube ithamdır. Bir an düşünelim, Türkiye'de demokrasi olmasaydı, özgürlükler askıya alınsaydı, gece gündüz Cumhurbaşkanı'na hakaret edenler, devlete sövenler, millete karşı gelenler, iş birlikçiler, PKK'nın siyaset uzantıları Meclis'te, belediyede, iş aleminde, medyada, üniversitelerde, dahası sokaklarda nasıl gezecekler, nasıl tehditler savuracaklardı?"
- "Tarihimizin hiçbir döneminde bu milletten diktatör çıkmadı"
Tarihin hiçbir döneminde bu milletin sinesinden diktatör, tiran çıkmadığını, yönetim hayatında ise despotizmin en ufak emaresine tesadüf edilmediğini belirten Bahçeli, demokrasi ahkamı kesenlerin, terörizme özgürlük arayanlar olduğunu ifade etti.
MHP Genel Başkanı Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"'Ekonominizi mahvederim' diyen meczupların, Twitter mesajlarıyla para simsarlarını ve küresel tefecileri üzerimize kışkırtıp döviz kurunu yükseltmelerine müstahak değiliz. Buna asla mahkum olamayız. Milliyetçi Hareket Partisi serbest piyasa mantığını kabullenmektedir. Ancak milli, manevi ve ahlaki değerlerimizle pekişmiş, geleneksel davranış kalıplarımızla perçinlenmiş, rasyonel olduğu kadar irrasyonel eğilimleri de gözetmiş bir ekonomik sistem üzerinde mutlaka çalışmak zorundayız. Bize göre, sürdürülebilir ekonomik büyüme ile sosyal gelişmenin toplamı milli bütünleşmenin temelidir."
- "Etnik gerilimler çok tehlikeli noktalara tırmanıyor"
Bahçeli, dünyada etnik gerilimlerin, inanç ve mezhep temelli husumetlerin çok tehlikeli noktalara tırmandığına işaret ederek, "Şu anda dünya üzerinde 54 ayrı noktada çatışma hakimdir. Bilhassa terörizm insan onurunu, insan varlığını direkt tehdit eden hunhar ve menfur bir felakettir." dedi.
Türkiye'nin bölücü terörün kanlı eylem ve kirli emelleriyle yıllardır mücadele halinde olduğunu anımsatan Bahçeli, şunları kaydetti:
"Bu mücadelede yalnız olduğumuz ortadadır. 'Türk'ün Türk'ten başka dostu yoktur' sözü defalarca tescil edilmiştir. Çok şükür, devlet millet kenetlenmesiyle teröre üst üste darbe vurulmuş, bu kanlı döngünün sonu görünmüştür. Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı, Pençe-Kartal Harekatlarıyla güney sınırlarımız boyunca kurulmak istenen terör devleti engellenmiştir. Hükümetimizin kararlılığı, kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerimizin fedakarlığı, polislerimizin ve güvenlik korucularımızın cesaretiyle ihanetin damarları kesilmiştir."
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Milliyetçi ülkücü hareket, Türklüğün bekasını korumaya yemin etmiş serdengeçtilerin, inanmış vicdanların, ilkeli dava insanlarının düşmeyecek kalesidir." dedi.
Bahçeli, partisinin Ankara Spor Salonu'nda düzenlenen 13. Olağan Büyük Kurultayı'nda konuştu.
Çanakkale ruhunun ilhamıyla, İstiklal Marşı'nın ikramıyla şühedanın itibarıyla ülkücü ömürlerin ihlasıyla 13. Olağan Büyük Kurultayı ifa etmenin emsalsiz kıvancını yaşadıklarını belirten Bahçeli, Edirne'den Kars'a, Mersin'den Trabzon'a, İzmir'den Hakkari'ye kadar ülkenin her yerini, Adriyatik Denizi'nden Çin Seddi'ne, Orta Doğu'dan Kafkaslar'a, Afrika'dan Balkanlar'a milli varlığın asaletini vicdanında taşıyan herkesi selamladı.
Devlet Bahçeli, "Sayılmayız parmak ile tükenmeyiz kırmak ile çünkü biz milliyetçi ülkücü hareketiz. Hesap yapmayız çıkar ile çetele tutmayız heves ile çünkü biz Cumhur İttifakı'yız. Düşmeyiz vurmak ile durmayız engel ile çünkü biz Türk milletiyiz. Vazgeçmeyiz korku ile dönmeyiz tehdit ile çünkü biz Türkiye'yiz. İstiklal için birlik diyoruz, istikbal için dirlik diyoruz. Kazananın Türkiye olacağına candan inanıyoruz." ifadelerini kullandı.
Milli Şair Mehmet Akif Ersoy'un şiirlerine atıf yapan Bahçeli, "Girmeden tefrika bir millete düşman giremez, toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez. Bastığımız yerleri toprak diyerek geçmiyoruz. Hep düşünüyoruz altında nice kefensiz yatanı. Şehit oğluyuz incitmiyoruz atamızı. Vermeyeceğiz dünyaları alsak da bu cennet vatanı. Hakkıdır hür yaşamış bayrağımın hürriyet, hakkıdır hakka tapan milletimin istiklal." şeklinde konuştu.
Kovid-19 salgını nedeniyle kurultaya katılımı mecburen sınırlı tuttuklarına değinen Bahçeli, "Aramızda bulunmayan her dava arkadaşımızla her vatandaşımızla mesafeleri aşan, zamanın dar kalıplarına sığmayan gönül birlikteliği içindeyiz." dedi.
Sağlığın önemini vurgulayan Bahçeli, dikkatli olunması ve tedbirlerle kurallara uyulması gerektiğini söyledi.
Salgın nedeniyle hayatlarını kaybedenlere Allah'tan rahmet, halen tedavi görenlere şifa dileyen Bahçeli, "Rabb'im sizleri, milletimizi ve tüm insanlığı her türlü afet, musibet ve hastalıktan korusun diye dua ediyorum." diye konuştu.
- "Günümüz kutlu, milletimiz huzurlu olsun"
Büyük Kurultay'a katılanlara teşekkür eden Bahçeli, "Günümüz kutlu olsun, milletimiz huzurlu olsun, devletimiz dirlik bulsun." ifadesini kullandı.
Bahçeli, Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu'nun Malazgirt Marşı şiirinden "Yiğitler kan döker bayrak solmaya, Anadolu başlar, vatan olmaya, Kızılelmaya hey Kızılelmaya, En güzel marşını vurmada mehter, Ya Allah, Bismillah, Allahüekber." dizelerini paylaştı.
Tam 52 yıldır siyaset sahnesinde olduklarını dile getiren Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Milli gönüllerdeyiz. Akif'in dediği gibi, üç buçuk soysuzun ardından zağarlık yapmadık. Hele hak namına haksızlığa ölsek tapmadık. Zaman oldu şafağı sökmeyen gecelerde ülkülerimizin nuruyla aydınlandık. Zaman oldu bir hilal uğruna, bir hakikat uğruna, bir haysiyet ufkunda güneş gibi battık. Anılarımızı pusula yaptık, açıldık geleceğe. Acılarımızdan ders aldık tutunduk gerçeklere. Yeri geldi iftiralarla boğuştuk durduk, yeri geldi ihanetlerle boğulmak istendik. Vazgeçmedik sevdamızdan, dönmedik yolumuzdan, şikayet etmedik sırtımızdaki yüklerden. Çünkü yolu doğru olanın yükü ağır olur dedik. Ülkücü olmanın varsa bir bedeli seve seve ödemeyi diledik. Geride kalan 10 yıllar içinde yağmurdan sonra büyüyen başaklar gibi büyüdük, kökleştik. Güzün toprağa serpilip baharla yeşeren tohumlar gibi yeşerdik, yükseldik."
Yazın kuruyup, kışın yatağından taşan nehirler gibi engelleri aştıklarını belirten Bahçeli, şunları kaydetti:
"Tıpkı Ergenekon'dan çıkar gibi hep daha ileriye atıldık. Bir güne sığan asırlık olayları yaşadık. Bin asra bedel bir günlük imtihanlarla yoklandık. Herkes okyanusun içindeki damlaya bakarken biz damlanın içindeki okyanusu gördük. Milliyetçi ülkücü hareket Türk milletine adanmış faziletli hayatların mecmudur. Milliyetçi ülkücü hareket, Türklüğün bekasını korumaya yemin etmiş serdengeçtilerin, inanmış vicdanların, ilkeli dava insanlarının düşmeyecek kalesidir. Ardımızda tarih, yanımızda dava arkadaşlarımız, başımızda al bayrağımız, bağrımızda üç hilalli sancağımız, önümüzde şehitlerimiz, gönlümüzde ülkülerimiz, övgümüzde milletimiz, ömrümüzde milliyetimiz, ölümümüzde bu cennet vatanın toprağı bize yardır dedik, nardır dedik, her zaman da var olacağız diye seslendik."
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Üniter milli devletimizi hançerlemek için ittifak kurmak, yakılan ağaçları yakanlarla tekraren dikmek, bölücü milletvekillerinin TBMM'ye gelen fezlekelerinin önüne arkasına bakalım demek siyaset değildir, adamlık değildir. Neyine bakacaksınız fezlekelerin, önünde hukuk, arkasında adalet vardır." dedi.
Bahçeli, partisinin Ankara Spor Salonu'nda gerçekleştirilen 13. Olağan Büyük Kurultayı'nda konuştu.
MHP yürüdükçe Türkiye düşmanlarının köstebekler gibi saklanacağını belirten Bahçeli, "Biz yürüdükçe, millet yürüyecek, tarih dile gelecek, destanlar söylenecek, Türkiye yükseldikçe yükselecek." dedi.
MHP'nin yürüyüşünden ürkenler olduğuna dikkati çeken Bahçeli, şöyle devam etti:
"Varlığımızdan ürperenler var. Hepsini biliyorsunuz, bütün kötürüm ve köhne emel sahiplerini iyi tanıyorsunuz. Ferasetinizle karanlık oyunları görüyor, kara kampanyaları göğüslüyorsunuz. Türkiye'yi faka bastırmak, tuzağa düşürmek için çırpınan hasis ve hamiyet yoksunu çevreleri ibretle takip ediyorsunuz. Geceleri hesap, gündüzleri hüsran, geçmişleri hezimet, gelecekleri heyula ne kadar müfrit ve münafık varsa alayı bir olmuş, bir araya gelmiş Türkiye'nin ayağından çekiştiriyor, önüne bariyer dikiyor. Sanıyorlar ki, tezgahlarına akıl, sır ermeyecek. Sanıyorlar ki, kumpaslarına güç, takat yetmeyecek. Türkiye'nin karşısında hizalanmak muhalefet değildir. Millet başka bir şey, zillet başka bir şeydir. Türkiye'yi uçuruma çekmenin adı demokrasi değildir. Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne saldırı ve suikastın adı özgürlük değildir, insanlık değildir, insan hakları hiç değildir.
Üniter milli devletimizi hançerlemek için ittifak kurmak, yakılan ağaçları yakanlarla tekraren dikmek, bölücü milletvekillerinin TBMM’ne gelen fezlekelerinin önüne arkasına bakalım demek siyaset değildir, adamlık değildir. Neyine bakacaksınız fezlekelerin, önünde hukuk, arkasında adalet vardır. Yetmiyorsa bu sizlere, önünde millet, arkasında da devlet olduğunu mutlaka göreceksiniz. Fakat gözleri var görmüyor, kulakları var duymuyor, dilleri var söylemiyor."
HDP'nin, Türk demokrasisinin çevresini sarmış mayın tarlası olduğunu ifade eden Devlet Bahçeli, CHP'nin ise Türk siyasetine tutunmuş beşinci kol faaliyeti olduğunu söyledi.
İYİ Partiyi, "Türkiye'nin kötülüğüne hizmetkarlık yapan, siparişle kurulan, uzaktan kumandayla kontrol edilen melanet bir proje" olarak niteleyen Bahçeli, "Kaldı ki, İP'in Başkanı Cumhur İttifakı'nı tanımlarken, etle tırnak gibi demiş, aynı zamanda kader birlikteliği olduğunu söylemiş, kendilerinin ise proje bazlı bir ittifak olduğunu çok açık itiraf ve teyit etmiştir. Dediğimiz de, diyeceğimiz de aynısıyla işte budur. Bu neyin projesidir? Hazırlayanlar kimlerdir? Hedefler manzumesi nelerden ibarettir?" dedi.
- "Tarafımız bellidir, o da Cumhur İttifakı'dır"
Cumhur İttifakı'nın kader ve milli birliktelik olduğunu dile getiren MHP Genel Başkanı Bahçeli, Cumhur İttifakı'nın dürüst bir birliktelik, zalimlere, canilere, terör örgütlerine, ekonomik tetikçilere, küresel emperyalizme karşı tek ses, tek nefes, tek bilek, tek yürekle duruş gösteren cumhurun ruh kökü olduğunu kaydetti.
Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü:"Cumhur İttifakı'nı arayan Pensilvanya'da değil, Kandil'de değil, muhasım çevrelerin kapılarında değil, başkent Ankara'da, dünyaya Türkçe bakan iradenin sağlam ahlakında bulacaktır. Tarafımız bellidir, o da Cumhur İttifakı'dır. 2023'te Cumhurbaşkanı adayımız bellidir, o muhterem isim Sayın Recep Tayyip Erdoğan'dır. Bu vesileyle Sayın Cumhurbaşkanımıza, AK Parti'li kardeşlerimize huzurlarınızda teşekkür ediyor, şükranlarımı sunuyorum. Cumhur İttifakı, 106 yıl önce Çanakkale'yi geçilmez yapan haşmetli imanın, devleşen milli asaletin emanetçisidir. Bizim ittifakımız yalana karşı doğrunun, sahteliğe karşı sadakatin, hıyanete karşı vatan sevgisinin ittifakıdır. Sudan sebeplerle Türkiye'yi kötüleyenlere karşı vakarın ve vefanın ittifakıdır.
Kılıçdaroğlu, bir tarafta Türkiye'de can ve mal güvenliği yok derken, diğer tarafta 10 milyon işsiz olduğunu söyleyerek halt etmiş, kuyruklu yalanlarına sürekli yenilerini eklemiştir. Üstelik her muhtarlığa bir özel kalem müdürü atanırsa işsizliğin sona ereceğini cahilce müjdelemiş. Atalarımız şu veciz sözü boşuna söylememiş, 'Alim ile eyle ülfet alırsın mertebe, cahil ile etme sohbet dönersin merkebe.' CHP Genel Başkanı, tarlayı bilmez, traktöre binmez, çiftçimizi konuşur. Bakkala girmez, manavı görmez, marangozu tanımaz, siftahsız günü sorsanız, soğan sarımsak anlar, gelin görün ki esnafımızı konuşur. Memurlarımızdan ve işçilerimizden bahseder, sıra CHP'ye oy vermeyenlere gelince hakaretleri birbiri ardına sıralamaktan arlanmaz, utanmaz. Ne emeklidir meselesi ne yoksuldur düşüncesi, tek geçim kapısıdır siyasi menfaat çetesi."
- Erken seçim tartışmalarına yanıt verdi
Tıpkı Kovid-19 virüsü gibi, zilletin de bulaşıcı olduğunu ve devamlı mutasyona uğradığını ifade eden Bahçeli, "Çok şükür hükümet, pek çok ülkeyi geride bırakarak şifa olan aşıyı vatandaşlarımızın kullanımına sunmuştur. Zilletin aşısı da 2023 yılının haziran ayında demokratik vasıtalarla yapılacak, ama bu aşı zillete zehir olarak yansıyacaktır. Telaşlanmaya ve tedirgin olmaya mahal yoktur." dedi.
Hakimiyetin kayıtsız şartsız milletin olduğunu vurgulayan Bahçeli, şöyle konuştu:
"Milletin üstünde bir güç ve mercii yoktur, olamayacaktır. Erken seçim diye tutturanlar, erken seçimden başka seçenek kalmadı diye yutturmaya çabalayanlar, iyi bilsinler ki, seçimler zamanında yapılacak, Türkiye rotasından çıkmayacaktır. Cumhur İttifakı'nın tavizsiz ve tavsamaz kararı budur. Cumhuriyet'in 100'üncü yıl dönümü olan 2023'te yeni bir tarih yazılacak, yeni bir sayfa açılacak, muhkem ümitlerin canlılığıyla dirlik içinde istikbale Cumhur İttifakı'yla ulaşılacaktır. Bu cumhurun sözüdür. Bu Türk milletinin gelecek bin yıllara dair beyanıdır. Nitekim Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün dediği üzere, Türk'ün sözü, Türk'ün kendisidir. Peki, bunlar oluyorken, zillet ittifakı nerededir? Suyun kaynağı nereden gelmektedir? Arkasındaki odaklar kimlerdir? Dikkatli bir göz, uyanık bir şuur, teslim olmamış bir mizaç, zillete düşenlerin kukla gibi nasıl oynatıldıklarını, dış güçlere nasıl boyun eğdiklerini, nasıl kullanıldıklarını, terör örgütleriyle iltisak ve irtibatlarını gayet berrak şekilde tarif ve tefrik edecektir.
Bize hiç kimse hikaye anlatmasın. Bize hiç kimse bahane ileri sürmesin. Türk milleti zilleti değil, zaferi, PKK-FETÖ ittifakını değil, cumhurun ittifak zihniyetini seçecektir. Nihayetinde istiklal için birlik, istikbal için dirlik, kazanan Türkiye, kazançlı çıkan da Türk milleti olacaktır."
- "Türk tipi başkanlık modelinin farklı bir isimlendirmesidir"
Türkiye'nin tarihinin en önemli yönetim reformunu Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle başardığını aktaran Bahçeli, yeni sistemin Cumhuriyetin kuruluş ilkelerine dayandığını söyledi.
Parlamenter sistemdeki teklemeler, tıkanmalar, kutuplaşmalar, kafa karışıklıkları, karar sürelerindeki çalkantıların Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle aşıldığına dikkati çeken Devlet Bahçeli, Türk milletinin, tarihsel müktesebatına uygun yönetim sistemiyle gücüne güç kattığını vurguladı.
Türk devlet felsefesine müzahir olan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin işin özünde Türk tipi başkanlık modelinin farklı bir isimlendirmesi olduğunu belirten Bahçeli, "Bir yönetim sisteminin nasıl ve ne şekilde tarif edildiğinden ziyade, fonksiyonel olup olmadığına, beklentileri karşılayıp karşılamadığına, demokratik özellikler taşıyıp taşımadığına, millette karşılık bulup bulmadığına odaklanılması en dengeli bakıştır. Ön yargıları bir kenara bırakarak, Türkiye'nin sistemik düğümünün, sistemsel aksaklıklarının milli iradeyle çözülmesinden herkes memnun ve mutmain olmalıdır." değerlendirmesinde bulundu.
9 Temmuz 2018'den itibaren resmen uygulamaya geçen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin tarihsel ve kültürel maziyle örtüştüğüne vurgu yapan Bahçeli, şunları kaydetti:
"Bir yönetim sisteminin kökleşip olgunlaşması sabahtan akşama olacak şey değildir. Böylesi bir beklenti oluşturmak iyi niyetle izah edilemeyecektir. Yürürlükteki sistemin sadra şifa olması, devlet ve millet hayatına bütün imkanlarıyla nüfuz etmesi için müşterek emek gerekir, zaman gerekir, özveri gerekir, destek gerekir, ters propaganda akıntılarının gemlenmesi gerekir. Yeni sistemin özünde Türk milletinin beka ve refah özlemleri ana esastır."
- "Yeni yönetim sistemi, iç ve dış ablukaya karşı milli direnişin burcu"
Geçmişin tecrübeleriyle geleceği kavradıklarının, daha uyanık, daha dikkatli, daha bilinçli hareket ettiklerinin altını çizen Bahçeli, "Tanzimat'tan Islahat Fermanı'na, Meşrutiyet'ten Cumhuriyet dönemine kadar imparatorluğumuzun ayakta kalması amacıyla pek çok görüş, fikir, sistem ve siyaset önerilmiştir. Asıl amaç devleti ayakta tutmak üzerine bina edilmiştir. Bilindiği üzere, Kavalalı Mehmet Ali Paşa vakasıyla başlayan, esasen etaplar halinde hızlanan çözülme süreci, hiçbir pansuman tedaviyle durdurulamamıştı. Devasa imparatorluğun dağılması, paylaşım yüzünden Avrupa'nın birbirine girmesi demekti." diye konuştu.
Osmanlı'nın parçalanmasını sorun çıkarmadan sona erdirme meselesine "Şark Meselesi" adı verildiğini ifade eden Bahçeli, "Türk milleti böylelikle hala devam edegelen kuşatma altına alınmıştır. O gün bugündür Şark Meselesi dozajı artan veya azalan ölçülerde varlığını sürdürmüştür." dedi.
Devlet Bahçeli, yeni yönetim sisteminin her türlü iç ve dış ablukaya karşı milli direnişin burcu, Türk milletinin geçmişle geleceği buluşturan kararı olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Meselenin özünde ve son tahlilde Türklerin Anadolu'dan çıkarılması vardır ki, 106 yıl önce Çanakkale sahillerinde tüm maddi ve manevi imkanlarla kahraman bir kuşak buna set çekmiştir. Anafartalar, Arıburnu ve Conkbayırı'nda Mustafa Kemal'in muhteşem iradesi, cephe komutanı Esat Paşa'nın korku tanımayan idaresi, Seyit Onbaşı'nın sırtına binen bağımsızlık iffeti, Bigalı Mehmet Çavuş'un 25 neferiyle Seddülbahir'den çıkarma yapmak isteyen müstevlilere cesur direnişi, 57'nci alayın şehit şehit arşa yükselişi, Tophaneli Yüzbaşı Hakkı'nın Karanlık Limanı mayınlarla doldurup yenilmez armadaları denize gömüşü, 250 bin şehidin kahramanca kazdığı manevi siperi, çılgın Türklerin konu vatan, konu millet, konu beka olunca neleri yapacağının, nasıl candan geçeceğinin ama vatandan asla vazgeçmeyeceğinin hayranlık uyandıran tarihi şahikasıdır."
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, parlamenter sisteme dönüşün olmadığını belirterek, "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi siyasi, hukuki, ekonomik reformlarla kökleştirilmeli, güçlendirilmelidir." dedi.
Bahçeli, partisinin Ankara Spor Salonu'nda düzenlenen 13. Olağan Büyük Kurultayı'nda konuştu.Sahici bir kurtuluşun, milletin kendi tarihiyle barışması, geçmişiyle yüzleşmesi, milli hüviyetini, manevi ve kültür zenginliğini komplekse düşmeden keşfetmesi olduğunu vurgulayan Bahçeli, "Bunu yapabildiğimiz ölçüde gelecek bizimdir. Diyebiliriz ki geleceğin kudreti Türk milletidir. Çünkü dev uykusundan uyanmış, kükreyerek bölgesel ve küresel realiteyi kavramış ve lehine çevirmek için seferber olmuştur." ifadesini kullandı.
Bugüne kadar, milletlerin yükselmesinin, çökmesinin, düşmesinin, zafer ve başarılarıyla felaket ve mağlubiyetlerinin, hep cihan ruhunun iradesiyle belirlendiğine işaret eden Bahçeli, "Bu cihan ruhu, tarihin farklı devirlerinde, muayyen bir milletin varlığında büyük bir kuvvetle tecelli etmiştir. Türk milleti cihanşümul ruha sahip bir millettir. Şerefli geçmişimizin parlak sayfaları şanlı bir geleceğin müjdesidir." diye konuştu.
Türk milletinin, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi vasıtasıyla tekraren cihan ruhuna talip olduğuna dikkati çeken Bahçeli, şöyle devam etti:
"Uygulama sonuçları itibarıyla göz dolduran bu sistem devlet-ebed müddet, millet-ebed müddet anlayışımızın delinmez zırhı, devrilmez eseridir. Kendimize özgü, bizi bize anlatan, bizi biz yapan, milli kültür ve karakterimizle birebir çakışan, devlet yönetimine denge, toplum hayatına sükunet ve huzur getiren Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, milletler ve medeniyetler mücadelemizde milli ve stratejik gücümüzdür. Milliyetçi Hareket Partisi olarak, 2023 ve takip eden on yılları kapsayan stratejik hedeflerimizin ilki, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne, daha yerinde bir ifadeyle, Türk tipi başkanlık modeline sahip çıkmak, ilke, kural ve kurumlarıyla yaşamasına hizmet etmektir."
- "Güçlendirilmiş parlamenter sistem teklifi beyhudedir"
Bahçeli, "Güçlendirilmiş ve iyileştirilmiş parlamenter sistem teklifleri beyhudedir, eskiye kıvrılıştır, geleceğe dair söyleyecek bir şeyi olmayanların acıklı kıvranmasıdır." görüşünü dile getirdi.
Güçlendirilmiş parlamenter sistem kavramını ilk dile getirenin eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş olduğunu anımsatan Bahçeli, şunları kaydetti:
"Zillet ittifakının, güçlendirilmiş parlamenter sistem ezberi içi boş, günü kurtarmaya dönük taktik bir adımdır. Artık parlamenter sisteme geri dönüş yoktur. Milli iradenin tartışmaya açılması, 2,5 yılını doldurmuş yeni sistemi karalama yarışı demokratik bir haktan öte baskıcı, bağnaz, hoşgörüsüz, hazırlıksız, tahammülsüz ve tahakkümcü bir siyaset ayıbıdır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi siyasi, hukuki ve ekonomik reformlarla kökleştirilmeli ve güçlendirilmelidir. Memnuniyetle söylemek gerekir ki bu süreç kararlılıkla devam etmektedir. Eksik varsa giderilecek, yetersizlik varsa telafi edilecektir."
- "Müspet ve umut verici gelişmelerin işaret fişeği"
Devlet Bahçeli, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan İnsan Hakları Eylem Planı ve Ekonomik Reformlar Paketi'nin müspet ve umut verici gelişmelerin işaret fişeği olduğunu belirtti.
Hükümetin reform zincirini samimiyetle desteklediklerinin ve üzerlerine düşen her sorumluluğu yerine getirmeye hazır olduklarının altını çizen Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu sürecin sivil, geniş katılımlı, herkesi kapsayan, yeni yönetim sisteminin ruhuna ve dokusuna müzahir bir anayasa ile tahkim ve takviye edilmesi ikinci stratejik hedefimizdir. Milliyetçi Hareket Partisi, bu kapsamda gerekli çalışmalarını sürdürmektedir ve önümüzdeki birkaç ay içinde hazırlıklarımız Allah'ın izniyle tamamlanacaktır. Ayrıca Siyasi Partiler Kanunu değiştirilmelidir. Seçim kanunlarında düzenlemeler yapılmalıdır. Siyasi Etik Kanunu çıkarılmalıdır. TBMM İç Tüzüğü yeni sistemle uyumlu ve Meclis çalışmalarıyla ahenkli hale getirilmelidir. Milletvekilliği dokunulmazlığı yeni baştan ele alınmalıdır. Kamu kurumu niteliğindeki mesleki kuruluşlarının yasal ve hukuki yapısı titizlikle gözden geçirilmelidir."
- Kamuoyu araştırmalarının yayımlanmasında değişiklik çağrısı
Bahçeli, kamuoyu araştırmaları ve sonuçlarının yayımlanması hakkında geniş değişikliklerin yapılması ve tedbirlerin alınması gerektiğini de vurgulayarak, "Siyasi maksatlarla ve ekonomik gayelerle bir partiyi parlatıp bir başkasını karalayan anket şirketleri bize göre demokrasi kundakçısı, milli irade dolandırıcısıdır. Temiz toplum, temiz siyaset, temiz yönetim tezahür etmeli, kalpazanlar, çıkarcılar, çarpık zihniyetler, millete husumet besleyen mihraklar, hukuk tanımayan kimliksizler afişe edilip ayıklanmalıdır." diye konuştu.
Adaletli bir gelir dağılımı olması temennisinde bulunan Bahçeli, sosyal yardımların daha da güçlendirilmesinden yana olduklarını bildirdi.
İşsizlikle mücadelede, faizlerin aşağıya çekilmesinde hükümetin kararlılığından duydukları memnuniyeti dile getiren Bahçeli, şu görüşleri paylaştı:
"Fiyat istikrarının sağlanarak enflasyonda kalıcı düşüşleri yakalayacağımız günler uzakta değildir. Günümüz dünyasında siyasi güç silahın yanı sıra, hatta toptan tüfekten daha çok, ekonomik üstünlük ve ticari enerjiyle sağlanmaktadır. Modern dünyanın işleyişi bu yöndedir. Kurtuluş Savaşı'nı kağnıyla kazanan, ama 11 yıl sonra uçak üretmeyi başaran bir milletiz. İnsanımızın ihtiyaç ve isteklerini yerli, milli ve üreten bir ekonomik sistemle karşılamak zorundayız. Askeri, diplomatik ve siyasi muvaffakiyetlerimizi ekonomik gelişmelerle taçlandırmak hem istiklalimizi, hem de istikbalimizi güvenceye kavuşturacaktır."
- "Ekonomideki canlanma vatandaşlarımızın kesesine mutlaka yansıyacaktır"
Ekonomik gelişmelere de değinen Bahçeli, geçtiğimiz yıl küresel ekonominin yüzde 3,5 oranında küçüldüğünü hatırlatarak, "Küresel ticaretteki daralma yüzde 10 düzeyinde, uluslararası yatırımlardaki düşüş yüzde 42 seviyesindedir. Tarihin en büyük küresel borç miktarı Kovid-19 salgını döneminde gerçekleşmiş ve 280 trilyon doları geçmiştir." diye konuştu.
Dünyadaki bu gelişmelere karşılık Türk ekonomisinin 2020 yılında yüzde 1,8 oranında büyüme kaydettiğini belirten Bahçeli, şunları söyledi:
"Ne mutlu bizlere ki G-20 ülkeleri arasında ekonomisi büyüyen iki ülkeden birisi Türkiye olmuştur. Ekonomide yaşanan canlanma ve toparlanma vatandaşlarımızın kesesine, devletimizin kasasına mutlaka yansıyacaktır. Gelecek güzel günler için biraz daha sabırlı olmalıyız. Türkiye istikbalin dirliği amacıyla muazzam bir kalkınma ve demokrasi mucizesini başarmaya şüphesiz muktedirdir. Ülkemizi dünya genelinde demokrasi, özgürlük ve hukukun üstünlüğü konularında kusurlu göstermeye çalışan mihraklar, FETÖ'cülerin, Türk ve İslam düşmanlarının teşvik ve tahrikiyle mesafe alanlardır. Diyorlar ki 'Türkiye'de totaliter eğilimler güçleniyormuş', diyorlar ki 'Demokrasi zayıflamış, düşünce ve ifade hürriyeti kalmamış.' İsveç merkezli bir enstitünün ‘ 2021 Demokrasi Raporu’na göre, ülkemiz Polonya ve Macaristan'dan sonra en fazla otoriterleşen ülke olmuş."
Bu iddiaların hedefinin, Türkiye'ye gelen yabancı yatırımları caydırma, ülkenin uluslararası camiada saygınlığını lekeleme ve milli çıkarlardan taviz beklentisi olduğunu vurgulayan Bahçeli, şu değerlendirmede bulundu:
"FETÖ'cü hainler Yunanistan'ı, hatta diğer AB ülkeleriyle ABD'yi sığınma limanına çevirmişken hiç kimsenin sesi çıkmıyor. Gara'da vatan evlatlarının ensesine kurşun sıkılırken, mazlumlar inim inim inlerken, hiç kimseden insani ve vicdani bir eleştiri gelmiyor. Terörist başı Gülen'in Pensilvanya'da mukim olması hiçbir uluslararası hukuk ve insan hakları savunucusunu rahatsız etmiyor. Avrupa Parlamentosu'nun, Türkiye'nin Suriye'de işgalci olduğunu iddia etmesi de bir diğer ahlaksız isnat, bir başka ucube ithamdır. Bir an düşünelim, Türkiye'de demokrasi olmasaydı, özgürlükler askıya alınsaydı, gece gündüz Cumhurbaşkanı'na hakaret edenler, devlete sövenler, millete karşı gelenler, iş birlikçiler, PKK'nın siyaset uzantıları Meclis'te, belediyede, iş aleminde, medyada, üniversitelerde, dahası sokaklarda nasıl gezecekler, nasıl tehditler savuracaklardı?"
- "Tarihimizin hiçbir döneminde bu milletten diktatör çıkmadı"
Tarihin hiçbir döneminde bu milletin sinesinden diktatör, tiran çıkmadığını, yönetim hayatında ise despotizmin en ufak emaresine tesadüf edilmediğini belirten Bahçeli, demokrasi ahkamı kesenlerin, terörizme özgürlük arayanlar olduğunu ifade etti.
MHP Genel Başkanı Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"'Ekonominizi mahvederim' diyen meczupların, Twitter mesajlarıyla para simsarlarını ve küresel tefecileri üzerimize kışkırtıp döviz kurunu yükseltmelerine müstahak değiliz. Buna asla mahkum olamayız. Milliyetçi Hareket Partisi serbest piyasa mantığını kabullenmektedir. Ancak milli, manevi ve ahlaki değerlerimizle pekişmiş, geleneksel davranış kalıplarımızla perçinlenmiş, rasyonel olduğu kadar irrasyonel eğilimleri de gözetmiş bir ekonomik sistem üzerinde mutlaka çalışmak zorundayız. Bize göre, sürdürülebilir ekonomik büyüme ile sosyal gelişmenin toplamı milli bütünleşmenin temelidir."
- "Etnik gerilimler çok tehlikeli noktalara tırmanıyor"
Bahçeli, dünyada etnik gerilimlerin, inanç ve mezhep temelli husumetlerin çok tehlikeli noktalara tırmandığına işaret ederek, "Şu anda dünya üzerinde 54 ayrı noktada çatışma hakimdir. Bilhassa terörizm insan onurunu, insan varlığını direkt tehdit eden hunhar ve menfur bir felakettir." dedi.
Türkiye'nin bölücü terörün kanlı eylem ve kirli emelleriyle yıllardır mücadele halinde olduğunu anımsatan Bahçeli, şunları kaydetti:
"Bu mücadelede yalnız olduğumuz ortadadır. 'Türk'ün Türk'ten başka dostu yoktur' sözü defalarca tescil edilmiştir. Çok şükür, devlet millet kenetlenmesiyle teröre üst üste darbe vurulmuş, bu kanlı döngünün sonu görünmüştür. Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı, Pençe-Kartal Harekatlarıyla güney sınırlarımız boyunca kurulmak istenen terör devleti engellenmiştir. Hükümetimizin kararlılığı, kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerimizin fedakarlığı, polislerimizin ve güvenlik korucularımızın cesaretiyle ihanetin damarları kesilmiştir."
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Milliyetçi ülkücü hareket, Türklüğün bekasını korumaya yemin etmiş serdengeçtilerin, inanmış vicdanların, ilkeli dava insanlarının düşmeyecek kalesidir." dedi.
Bahçeli, partisinin Ankara Spor Salonu'nda düzenlenen 13. Olağan Büyük Kurultayı'nda konuştu.
Çanakkale ruhunun ilhamıyla, İstiklal Marşı'nın ikramıyla şühedanın itibarıyla ülkücü ömürlerin ihlasıyla 13. Olağan Büyük Kurultayı ifa etmenin emsalsiz kıvancını yaşadıklarını belirten Bahçeli, Edirne'den Kars'a, Mersin'den Trabzon'a, İzmir'den Hakkari'ye kadar ülkenin her yerini, Adriyatik Denizi'nden Çin Seddi'ne, Orta Doğu'dan Kafkaslar'a, Afrika'dan Balkanlar'a milli varlığın asaletini vicdanında taşıyan herkesi selamladı.
Devlet Bahçeli, "Sayılmayız parmak ile tükenmeyiz kırmak ile çünkü biz milliyetçi ülkücü hareketiz. Hesap yapmayız çıkar ile çetele tutmayız heves ile çünkü biz Cumhur İttifakı'yız. Düşmeyiz vurmak ile durmayız engel ile çünkü biz Türk milletiyiz. Vazgeçmeyiz korku ile dönmeyiz tehdit ile çünkü biz Türkiye'yiz. İstiklal için birlik diyoruz, istikbal için dirlik diyoruz. Kazananın Türkiye olacağına candan inanıyoruz." ifadelerini kullandı.
Milli Şair Mehmet Akif Ersoy'un şiirlerine atıf yapan Bahçeli, "Girmeden tefrika bir millete düşman giremez, toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez. Bastığımız yerleri toprak diyerek geçmiyoruz. Hep düşünüyoruz altında nice kefensiz yatanı. Şehit oğluyuz incitmiyoruz atamızı. Vermeyeceğiz dünyaları alsak da bu cennet vatanı. Hakkıdır hür yaşamış bayrağımın hürriyet, hakkıdır hakka tapan milletimin istiklal." şeklinde konuştu.
Kovid-19 salgını nedeniyle kurultaya katılımı mecburen sınırlı tuttuklarına değinen Bahçeli, "Aramızda bulunmayan her dava arkadaşımızla her vatandaşımızla mesafeleri aşan, zamanın dar kalıplarına sığmayan gönül birlikteliği içindeyiz." dedi.
Sağlığın önemini vurgulayan Bahçeli, dikkatli olunması ve tedbirlerle kurallara uyulması gerektiğini söyledi.
Salgın nedeniyle hayatlarını kaybedenlere Allah'tan rahmet, halen tedavi görenlere şifa dileyen Bahçeli, "Rabb'im sizleri, milletimizi ve tüm insanlığı her türlü afet, musibet ve hastalıktan korusun diye dua ediyorum." diye konuştu.
- "Günümüz kutlu, milletimiz huzurlu olsun"
Büyük Kurultay'a katılanlara teşekkür eden Bahçeli, "Günümüz kutlu olsun, milletimiz huzurlu olsun, devletimiz dirlik bulsun." ifadesini kullandı.
Bahçeli, Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu'nun Malazgirt Marşı şiirinden "Yiğitler kan döker bayrak solmaya, Anadolu başlar, vatan olmaya, Kızılelmaya hey Kızılelmaya, En güzel marşını vurmada mehter, Ya Allah, Bismillah, Allahüekber." dizelerini paylaştı.
Tam 52 yıldır siyaset sahnesinde olduklarını dile getiren Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Milli gönüllerdeyiz. Akif'in dediği gibi, üç buçuk soysuzun ardından zağarlık yapmadık. Hele hak namına haksızlığa ölsek tapmadık. Zaman oldu şafağı sökmeyen gecelerde ülkülerimizin nuruyla aydınlandık. Zaman oldu bir hilal uğruna, bir hakikat uğruna, bir haysiyet ufkunda güneş gibi battık. Anılarımızı pusula yaptık, açıldık geleceğe. Acılarımızdan ders aldık tutunduk gerçeklere. Yeri geldi iftiralarla boğuştuk durduk, yeri geldi ihanetlerle boğulmak istendik. Vazgeçmedik sevdamızdan, dönmedik yolumuzdan, şikayet etmedik sırtımızdaki yüklerden. Çünkü yolu doğru olanın yükü ağır olur dedik. Ülkücü olmanın varsa bir bedeli seve seve ödemeyi diledik. Geride kalan 10 yıllar içinde yağmurdan sonra büyüyen başaklar gibi büyüdük, kökleştik. Güzün toprağa serpilip baharla yeşeren tohumlar gibi yeşerdik, yükseldik."
Yazın kuruyup, kışın yatağından taşan nehirler gibi engelleri aştıklarını belirten Bahçeli, şunları kaydetti:
"Tıpkı Ergenekon'dan çıkar gibi hep daha ileriye atıldık. Bir güne sığan asırlık olayları yaşadık. Bin asra bedel bir günlük imtihanlarla yoklandık. Herkes okyanusun içindeki damlaya bakarken biz damlanın içindeki okyanusu gördük. Milliyetçi ülkücü hareket Türk milletine adanmış faziletli hayatların mecmudur. Milliyetçi ülkücü hareket, Türklüğün bekasını korumaya yemin etmiş serdengeçtilerin, inanmış vicdanların, ilkeli dava insanlarının düşmeyecek kalesidir. Ardımızda tarih, yanımızda dava arkadaşlarımız, başımızda al bayrağımız, bağrımızda üç hilalli sancağımız, önümüzde şehitlerimiz, gönlümüzde ülkülerimiz, övgümüzde milletimiz, ömrümüzde milliyetimiz, ölümümüzde bu cennet vatanın toprağı bize yardır dedik, nardır dedik, her zaman da var olacağız diye seslendik."
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Üniter milli devletimizi hançerlemek için ittifak kurmak, yakılan ağaçları yakanlarla tekraren dikmek, bölücü milletvekillerinin TBMM'ye gelen fezlekelerinin önüne arkasına bakalım demek siyaset değildir, adamlık değildir. Neyine bakacaksınız fezlekelerin, önünde hukuk, arkasında adalet vardır." dedi.
Bahçeli, partisinin Ankara Spor Salonu'nda gerçekleştirilen 13. Olağan Büyük Kurultayı'nda konuştu.
MHP yürüdükçe Türkiye düşmanlarının köstebekler gibi saklanacağını belirten Bahçeli, "Biz yürüdükçe, millet yürüyecek, tarih dile gelecek, destanlar söylenecek, Türkiye yükseldikçe yükselecek." dedi.
MHP'nin yürüyüşünden ürkenler olduğuna dikkati çeken Bahçeli, şöyle devam etti:
"Varlığımızdan ürperenler var. Hepsini biliyorsunuz, bütün kötürüm ve köhne emel sahiplerini iyi tanıyorsunuz. Ferasetinizle karanlık oyunları görüyor, kara kampanyaları göğüslüyorsunuz. Türkiye'yi faka bastırmak, tuzağa düşürmek için çırpınan hasis ve hamiyet yoksunu çevreleri ibretle takip ediyorsunuz. Geceleri hesap, gündüzleri hüsran, geçmişleri hezimet, gelecekleri heyula ne kadar müfrit ve münafık varsa alayı bir olmuş, bir araya gelmiş Türkiye'nin ayağından çekiştiriyor, önüne bariyer dikiyor. Sanıyorlar ki, tezgahlarına akıl, sır ermeyecek. Sanıyorlar ki, kumpaslarına güç, takat yetmeyecek. Türkiye'nin karşısında hizalanmak muhalefet değildir. Millet başka bir şey, zillet başka bir şeydir. Türkiye'yi uçuruma çekmenin adı demokrasi değildir. Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne saldırı ve suikastın adı özgürlük değildir, insanlık değildir, insan hakları hiç değildir.
Üniter milli devletimizi hançerlemek için ittifak kurmak, yakılan ağaçları yakanlarla tekraren dikmek, bölücü milletvekillerinin TBMM’ne gelen fezlekelerinin önüne arkasına bakalım demek siyaset değildir, adamlık değildir. Neyine bakacaksınız fezlekelerin, önünde hukuk, arkasında adalet vardır. Yetmiyorsa bu sizlere, önünde millet, arkasında da devlet olduğunu mutlaka göreceksiniz. Fakat gözleri var görmüyor, kulakları var duymuyor, dilleri var söylemiyor."
HDP'nin, Türk demokrasisinin çevresini sarmış mayın tarlası olduğunu ifade eden Devlet Bahçeli, CHP'nin ise Türk siyasetine tutunmuş beşinci kol faaliyeti olduğunu söyledi.
İYİ Partiyi, "Türkiye'nin kötülüğüne hizmetkarlık yapan, siparişle kurulan, uzaktan kumandayla kontrol edilen melanet bir proje" olarak niteleyen Bahçeli, "Kaldı ki, İP'in Başkanı Cumhur İttifakı'nı tanımlarken, etle tırnak gibi demiş, aynı zamanda kader birlikteliği olduğunu söylemiş, kendilerinin ise proje bazlı bir ittifak olduğunu çok açık itiraf ve teyit etmiştir. Dediğimiz de, diyeceğimiz de aynısıyla işte budur. Bu neyin projesidir? Hazırlayanlar kimlerdir? Hedefler manzumesi nelerden ibarettir?" dedi.
- "Tarafımız bellidir, o da Cumhur İttifakı'dır"
Cumhur İttifakı'nın kader ve milli birliktelik olduğunu dile getiren MHP Genel Başkanı Bahçeli, Cumhur İttifakı'nın dürüst bir birliktelik, zalimlere, canilere, terör örgütlerine, ekonomik tetikçilere, küresel emperyalizme karşı tek ses, tek nefes, tek bilek, tek yürekle duruş gösteren cumhurun ruh kökü olduğunu kaydetti.
Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü:"Cumhur İttifakı'nı arayan Pensilvanya'da değil, Kandil'de değil, muhasım çevrelerin kapılarında değil, başkent Ankara'da, dünyaya Türkçe bakan iradenin sağlam ahlakında bulacaktır. Tarafımız bellidir, o da Cumhur İttifakı'dır. 2023'te Cumhurbaşkanı adayımız bellidir, o muhterem isim Sayın Recep Tayyip Erdoğan'dır. Bu vesileyle Sayın Cumhurbaşkanımıza, AK Parti'li kardeşlerimize huzurlarınızda teşekkür ediyor, şükranlarımı sunuyorum. Cumhur İttifakı, 106 yıl önce Çanakkale'yi geçilmez yapan haşmetli imanın, devleşen milli asaletin emanetçisidir. Bizim ittifakımız yalana karşı doğrunun, sahteliğe karşı sadakatin, hıyanete karşı vatan sevgisinin ittifakıdır. Sudan sebeplerle Türkiye'yi kötüleyenlere karşı vakarın ve vefanın ittifakıdır.
Kılıçdaroğlu, bir tarafta Türkiye'de can ve mal güvenliği yok derken, diğer tarafta 10 milyon işsiz olduğunu söyleyerek halt etmiş, kuyruklu yalanlarına sürekli yenilerini eklemiştir. Üstelik her muhtarlığa bir özel kalem müdürü atanırsa işsizliğin sona ereceğini cahilce müjdelemiş. Atalarımız şu veciz sözü boşuna söylememiş, 'Alim ile eyle ülfet alırsın mertebe, cahil ile etme sohbet dönersin merkebe.' CHP Genel Başkanı, tarlayı bilmez, traktöre binmez, çiftçimizi konuşur. Bakkala girmez, manavı görmez, marangozu tanımaz, siftahsız günü sorsanız, soğan sarımsak anlar, gelin görün ki esnafımızı konuşur. Memurlarımızdan ve işçilerimizden bahseder, sıra CHP'ye oy vermeyenlere gelince hakaretleri birbiri ardına sıralamaktan arlanmaz, utanmaz. Ne emeklidir meselesi ne yoksuldur düşüncesi, tek geçim kapısıdır siyasi menfaat çetesi."
- Erken seçim tartışmalarına yanıt verdi
Tıpkı Kovid-19 virüsü gibi, zilletin de bulaşıcı olduğunu ve devamlı mutasyona uğradığını ifade eden Bahçeli, "Çok şükür hükümet, pek çok ülkeyi geride bırakarak şifa olan aşıyı vatandaşlarımızın kullanımına sunmuştur. Zilletin aşısı da 2023 yılının haziran ayında demokratik vasıtalarla yapılacak, ama bu aşı zillete zehir olarak yansıyacaktır. Telaşlanmaya ve tedirgin olmaya mahal yoktur." dedi.
Hakimiyetin kayıtsız şartsız milletin olduğunu vurgulayan Bahçeli, şöyle konuştu:
"Milletin üstünde bir güç ve mercii yoktur, olamayacaktır. Erken seçim diye tutturanlar, erken seçimden başka seçenek kalmadı diye yutturmaya çabalayanlar, iyi bilsinler ki, seçimler zamanında yapılacak, Türkiye rotasından çıkmayacaktır. Cumhur İttifakı'nın tavizsiz ve tavsamaz kararı budur. Cumhuriyet'in 100'üncü yıl dönümü olan 2023'te yeni bir tarih yazılacak, yeni bir sayfa açılacak, muhkem ümitlerin canlılığıyla dirlik içinde istikbale Cumhur İttifakı'yla ulaşılacaktır. Bu cumhurun sözüdür. Bu Türk milletinin gelecek bin yıllara dair beyanıdır. Nitekim Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün dediği üzere, Türk'ün sözü, Türk'ün kendisidir. Peki, bunlar oluyorken, zillet ittifakı nerededir? Suyun kaynağı nereden gelmektedir? Arkasındaki odaklar kimlerdir? Dikkatli bir göz, uyanık bir şuur, teslim olmamış bir mizaç, zillete düşenlerin kukla gibi nasıl oynatıldıklarını, dış güçlere nasıl boyun eğdiklerini, nasıl kullanıldıklarını, terör örgütleriyle iltisak ve irtibatlarını gayet berrak şekilde tarif ve tefrik edecektir.
Bize hiç kimse hikaye anlatmasın. Bize hiç kimse bahane ileri sürmesin. Türk milleti zilleti değil, zaferi, PKK-FETÖ ittifakını değil, cumhurun ittifak zihniyetini seçecektir. Nihayetinde istiklal için birlik, istikbal için dirlik, kazanan Türkiye, kazançlı çıkan da Türk milleti olacaktır."
- "Türk tipi başkanlık modelinin farklı bir isimlendirmesidir"
Türkiye'nin tarihinin en önemli yönetim reformunu Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle başardığını aktaran Bahçeli, yeni sistemin Cumhuriyetin kuruluş ilkelerine dayandığını söyledi.
Parlamenter sistemdeki teklemeler, tıkanmalar, kutuplaşmalar, kafa karışıklıkları, karar sürelerindeki çalkantıların Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle aşıldığına dikkati çeken Devlet Bahçeli, Türk milletinin, tarihsel müktesebatına uygun yönetim sistemiyle gücüne güç kattığını vurguladı.
Türk devlet felsefesine müzahir olan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin işin özünde Türk tipi başkanlık modelinin farklı bir isimlendirmesi olduğunu belirten Bahçeli, "Bir yönetim sisteminin nasıl ve ne şekilde tarif edildiğinden ziyade, fonksiyonel olup olmadığına, beklentileri karşılayıp karşılamadığına, demokratik özellikler taşıyıp taşımadığına, millette karşılık bulup bulmadığına odaklanılması en dengeli bakıştır. Ön yargıları bir kenara bırakarak, Türkiye'nin sistemik düğümünün, sistemsel aksaklıklarının milli iradeyle çözülmesinden herkes memnun ve mutmain olmalıdır." değerlendirmesinde bulundu.
9 Temmuz 2018'den itibaren resmen uygulamaya geçen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin tarihsel ve kültürel maziyle örtüştüğüne vurgu yapan Bahçeli, şunları kaydetti:
"Bir yönetim sisteminin kökleşip olgunlaşması sabahtan akşama olacak şey değildir. Böylesi bir beklenti oluşturmak iyi niyetle izah edilemeyecektir. Yürürlükteki sistemin sadra şifa olması, devlet ve millet hayatına bütün imkanlarıyla nüfuz etmesi için müşterek emek gerekir, zaman gerekir, özveri gerekir, destek gerekir, ters propaganda akıntılarının gemlenmesi gerekir. Yeni sistemin özünde Türk milletinin beka ve refah özlemleri ana esastır."
- "Yeni yönetim sistemi, iç ve dış ablukaya karşı milli direnişin burcu"
Geçmişin tecrübeleriyle geleceği kavradıklarının, daha uyanık, daha dikkatli, daha bilinçli hareket ettiklerinin altını çizen Bahçeli, "Tanzimat'tan Islahat Fermanı'na, Meşrutiyet'ten Cumhuriyet dönemine kadar imparatorluğumuzun ayakta kalması amacıyla pek çok görüş, fikir, sistem ve siyaset önerilmiştir. Asıl amaç devleti ayakta tutmak üzerine bina edilmiştir. Bilindiği üzere, Kavalalı Mehmet Ali Paşa vakasıyla başlayan, esasen etaplar halinde hızlanan çözülme süreci, hiçbir pansuman tedaviyle durdurulamamıştı. Devasa imparatorluğun dağılması, paylaşım yüzünden Avrupa'nın birbirine girmesi demekti." diye konuştu.
Osmanlı'nın parçalanmasını sorun çıkarmadan sona erdirme meselesine "Şark Meselesi" adı verildiğini ifade eden Bahçeli, "Türk milleti böylelikle hala devam edegelen kuşatma altına alınmıştır. O gün bugündür Şark Meselesi dozajı artan veya azalan ölçülerde varlığını sürdürmüştür." dedi.
Devlet Bahçeli, yeni yönetim sisteminin her türlü iç ve dış ablukaya karşı milli direnişin burcu, Türk milletinin geçmişle geleceği buluşturan kararı olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Meselenin özünde ve son tahlilde Türklerin Anadolu'dan çıkarılması vardır ki, 106 yıl önce Çanakkale sahillerinde tüm maddi ve manevi imkanlarla kahraman bir kuşak buna set çekmiştir. Anafartalar, Arıburnu ve Conkbayırı'nda Mustafa Kemal'in muhteşem iradesi, cephe komutanı Esat Paşa'nın korku tanımayan idaresi, Seyit Onbaşı'nın sırtına binen bağımsızlık iffeti, Bigalı Mehmet Çavuş'un 25 neferiyle Seddülbahir'den çıkarma yapmak isteyen müstevlilere cesur direnişi, 57'nci alayın şehit şehit arşa yükselişi, Tophaneli Yüzbaşı Hakkı'nın Karanlık Limanı mayınlarla doldurup yenilmez armadaları denize gömüşü, 250 bin şehidin kahramanca kazdığı manevi siperi, çılgın Türklerin konu vatan, konu millet, konu beka olunca neleri yapacağının, nasıl candan geçeceğinin ama vatandan asla vazgeçmeyeceğinin hayranlık uyandıran tarihi şahikasıdır."
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, parlamenter sisteme dönüşün olmadığını belirterek, "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi siyasi, hukuki, ekonomik reformlarla kökleştirilmeli, güçlendirilmelidir." dedi.
Bahçeli, partisinin Ankara Spor Salonu'nda düzenlenen 13. Olağan Büyük Kurultayı'nda konuştu.Sahici bir kurtuluşun, milletin kendi tarihiyle barışması, geçmişiyle yüzleşmesi, milli hüviyetini, manevi ve kültür zenginliğini komplekse düşmeden keşfetmesi olduğunu vurgulayan Bahçeli, "Bunu yapabildiğimiz ölçüde gelecek bizimdir. Diyebiliriz ki geleceğin kudreti Türk milletidir. Çünkü dev uykusundan uyanmış, kükreyerek bölgesel ve küresel realiteyi kavramış ve lehine çevirmek için seferber olmuştur." ifadesini kullandı.
Bugüne kadar, milletlerin yükselmesinin, çökmesinin, düşmesinin, zafer ve başarılarıyla felaket ve mağlubiyetlerinin, hep cihan ruhunun iradesiyle belirlendiğine işaret eden Bahçeli, "Bu cihan ruhu, tarihin farklı devirlerinde, muayyen bir milletin varlığında büyük bir kuvvetle tecelli etmiştir. Türk milleti cihanşümul ruha sahip bir millettir. Şerefli geçmişimizin parlak sayfaları şanlı bir geleceğin müjdesidir." diye konuştu.
Türk milletinin, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi vasıtasıyla tekraren cihan ruhuna talip olduğuna dikkati çeken Bahçeli, şöyle devam etti:
"Uygulama sonuçları itibarıyla göz dolduran bu sistem devlet-ebed müddet, millet-ebed müddet anlayışımızın delinmez zırhı, devrilmez eseridir. Kendimize özgü, bizi bize anlatan, bizi biz yapan, milli kültür ve karakterimizle birebir çakışan, devlet yönetimine denge, toplum hayatına sükunet ve huzur getiren Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, milletler ve medeniyetler mücadelemizde milli ve stratejik gücümüzdür. Milliyetçi Hareket Partisi olarak, 2023 ve takip eden on yılları kapsayan stratejik hedeflerimizin ilki, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne, daha yerinde bir ifadeyle, Türk tipi başkanlık modeline sahip çıkmak, ilke, kural ve kurumlarıyla yaşamasına hizmet etmektir."
- "Güçlendirilmiş parlamenter sistem teklifi beyhudedir"
Bahçeli, "Güçlendirilmiş ve iyileştirilmiş parlamenter sistem teklifleri beyhudedir, eskiye kıvrılıştır, geleceğe dair söyleyecek bir şeyi olmayanların acıklı kıvranmasıdır." görüşünü dile getirdi.
Güçlendirilmiş parlamenter sistem kavramını ilk dile getirenin eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş olduğunu anımsatan Bahçeli, şunları kaydetti:
"Zillet ittifakının, güçlendirilmiş parlamenter sistem ezberi içi boş, günü kurtarmaya dönük taktik bir adımdır. Artık parlamenter sisteme geri dönüş yoktur. Milli iradenin tartışmaya açılması, 2,5 yılını doldurmuş yeni sistemi karalama yarışı demokratik bir haktan öte baskıcı, bağnaz, hoşgörüsüz, hazırlıksız, tahammülsüz ve tahakkümcü bir siyaset ayıbıdır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi siyasi, hukuki ve ekonomik reformlarla kökleştirilmeli ve güçlendirilmelidir. Memnuniyetle söylemek gerekir ki bu süreç kararlılıkla devam etmektedir. Eksik varsa giderilecek, yetersizlik varsa telafi edilecektir."
- "Müspet ve umut verici gelişmelerin işaret fişeği"
Devlet Bahçeli, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan İnsan Hakları Eylem Planı ve Ekonomik Reformlar Paketi'nin müspet ve umut verici gelişmelerin işaret fişeği olduğunu belirtti.
Hükümetin reform zincirini samimiyetle desteklediklerinin ve üzerlerine düşen her sorumluluğu yerine getirmeye hazır olduklarının altını çizen Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu sürecin sivil, geniş katılımlı, herkesi kapsayan, yeni yönetim sisteminin ruhuna ve dokusuna müzahir bir anayasa ile tahkim ve takviye edilmesi ikinci stratejik hedefimizdir. Milliyetçi Hareket Partisi, bu kapsamda gerekli çalışmalarını sürdürmektedir ve önümüzdeki birkaç ay içinde hazırlıklarımız Allah'ın izniyle tamamlanacaktır. Ayrıca Siyasi Partiler Kanunu değiştirilmelidir. Seçim kanunlarında düzenlemeler yapılmalıdır. Siyasi Etik Kanunu çıkarılmalıdır. TBMM İç Tüzüğü yeni sistemle uyumlu ve Meclis çalışmalarıyla ahenkli hale getirilmelidir. Milletvekilliği dokunulmazlığı yeni baştan ele alınmalıdır. Kamu kurumu niteliğindeki mesleki kuruluşlarının yasal ve hukuki yapısı titizlikle gözden geçirilmelidir."
- Kamuoyu araştırmalarının yayımlanmasında değişiklik çağrısı
Bahçeli, kamuoyu araştırmaları ve sonuçlarının yayımlanması hakkında geniş değişikliklerin yapılması ve tedbirlerin alınması gerektiğini de vurgulayarak, "Siyasi maksatlarla ve ekonomik gayelerle bir partiyi parlatıp bir başkasını karalayan anket şirketleri bize göre demokrasi kundakçısı, milli irade dolandırıcısıdır. Temiz toplum, temiz siyaset, temiz yönetim tezahür etmeli, kalpazanlar, çıkarcılar, çarpık zihniyetler, millete husumet besleyen mihraklar, hukuk tanımayan kimliksizler afişe edilip ayıklanmalıdır." diye konuştu.
Adaletli bir gelir dağılımı olması temennisinde bulunan Bahçeli, sosyal yardımların daha da güçlendirilmesinden yana olduklarını bildirdi.
İşsizlikle mücadelede, faizlerin aşağıya çekilmesinde hükümetin kararlılığından duydukları memnuniyeti dile getiren Bahçeli, şu görüşleri paylaştı:
"Fiyat istikrarının sağlanarak enflasyonda kalıcı düşüşleri yakalayacağımız günler uzakta değildir. Günümüz dünyasında siyasi güç silahın yanı sıra, hatta toptan tüfekten daha çok, ekonomik üstünlük ve ticari enerjiyle sağlanmaktadır. Modern dünyanın işleyişi bu yöndedir. Kurtuluş Savaşı'nı kağnıyla kazanan, ama 11 yıl sonra uçak üretmeyi başaran bir milletiz. İnsanımızın ihtiyaç ve isteklerini yerli, milli ve üreten bir ekonomik sistemle karşılamak zorundayız. Askeri, diplomatik ve siyasi muvaffakiyetlerimizi ekonomik gelişmelerle taçlandırmak hem istiklalimizi, hem de istikbalimizi güvenceye kavuşturacaktır."
- "Ekonomideki canlanma vatandaşlarımızın kesesine mutlaka yansıyacaktır"
Ekonomik gelişmelere de değinen Bahçeli, geçtiğimiz yıl küresel ekonominin yüzde 3,5 oranında küçüldüğünü hatırlatarak, "Küresel ticaretteki daralma yüzde 10 düzeyinde, uluslararası yatırımlardaki düşüş yüzde 42 seviyesindedir. Tarihin en büyük küresel borç miktarı Kovid-19 salgını döneminde gerçekleşmiş ve 280 trilyon doları geçmiştir." diye konuştu.
Dünyadaki bu gelişmelere karşılık Türk ekonomisinin 2020 yılında yüzde 1,8 oranında büyüme kaydettiğini belirten Bahçeli, şunları söyledi:
"Ne mutlu bizlere ki G-20 ülkeleri arasında ekonomisi büyüyen iki ülkeden birisi Türkiye olmuştur. Ekonomide yaşanan canlanma ve toparlanma vatandaşlarımızın kesesine, devletimizin kasasına mutlaka yansıyacaktır. Gelecek güzel günler için biraz daha sabırlı olmalıyız. Türkiye istikbalin dirliği amacıyla muazzam bir kalkınma ve demokrasi mucizesini başarmaya şüphesiz muktedirdir. Ülkemizi dünya genelinde demokrasi, özgürlük ve hukukun üstünlüğü konularında kusurlu göstermeye çalışan mihraklar, FETÖ'cülerin, Türk ve İslam düşmanlarının teşvik ve tahrikiyle mesafe alanlardır. Diyorlar ki 'Türkiye'de totaliter eğilimler güçleniyormuş', diyorlar ki 'Demokrasi zayıflamış, düşünce ve ifade hürriyeti kalmamış.' İsveç merkezli bir enstitünün ‘ 2021 Demokrasi Raporu’na göre, ülkemiz Polonya ve Macaristan'dan sonra en fazla otoriterleşen ülke olmuş."
Bu iddiaların hedefinin, Türkiye'ye gelen yabancı yatırımları caydırma, ülkenin uluslararası camiada saygınlığını lekeleme ve milli çıkarlardan taviz beklentisi olduğunu vurgulayan Bahçeli, şu değerlendirmede bulundu:
"FETÖ'cü hainler Yunanistan'ı, hatta diğer AB ülkeleriyle ABD'yi sığınma limanına çevirmişken hiç kimsenin sesi çıkmıyor. Gara'da vatan evlatlarının ensesine kurşun sıkılırken, mazlumlar inim inim inlerken, hiç kimseden insani ve vicdani bir eleştiri gelmiyor. Terörist başı Gülen'in Pensilvanya'da mukim olması hiçbir uluslararası hukuk ve insan hakları savunucusunu rahatsız etmiyor. Avrupa Parlamentosu'nun, Türkiye'nin Suriye'de işgalci olduğunu iddia etmesi de bir diğer ahlaksız isnat, bir başka ucube ithamdır. Bir an düşünelim, Türkiye'de demokrasi olmasaydı, özgürlükler askıya alınsaydı, gece gündüz Cumhurbaşkanı'na hakaret edenler, devlete sövenler, millete karşı gelenler, iş birlikçiler, PKK'nın siyaset uzantıları Meclis'te, belediyede, iş aleminde, medyada, üniversitelerde, dahası sokaklarda nasıl gezecekler, nasıl tehditler savuracaklardı?"
- "Tarihimizin hiçbir döneminde bu milletten diktatör çıkmadı"
Tarihin hiçbir döneminde bu milletin sinesinden diktatör, tiran çıkmadığını, yönetim hayatında ise despotizmin en ufak emaresine tesadüf edilmediğini belirten Bahçeli, demokrasi ahkamı kesenlerin, terörizme özgürlük arayanlar olduğunu ifade etti.
MHP Genel Başkanı Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"'Ekonominizi mahvederim' diyen meczupların, Twitter mesajlarıyla para simsarlarını ve küresel tefecileri üzerimize kışkırtıp döviz kurunu yükseltmelerine müstahak değiliz. Buna asla mahkum olamayız. Milliyetçi Hareket Partisi serbest piyasa mantığını kabullenmektedir. Ancak milli, manevi ve ahlaki değerlerimizle pekişmiş, geleneksel davranış kalıplarımızla perçinlenmiş, rasyonel olduğu kadar irrasyonel eğilimleri de gözetmiş bir ekonomik sistem üzerinde mutlaka çalışmak zorundayız. Bize göre, sürdürülebilir ekonomik büyüme ile sosyal gelişmenin toplamı milli bütünleşmenin temelidir."
- "Etnik gerilimler çok tehlikeli noktalara tırmanıyor"
Bahçeli, dünyada etnik gerilimlerin, inanç ve mezhep temelli husumetlerin çok tehlikeli noktalara tırmandığına işaret ederek, "Şu anda dünya üzerinde 54 ayrı noktada çatışma hakimdir. Bilhassa terörizm insan onurunu, insan varlığını direkt tehdit eden hunhar ve menfur bir felakettir." dedi.
Türkiye'nin bölücü terörün kanlı eylem ve kirli emelleriyle yıllardır mücadele halinde olduğunu anımsatan Bahçeli, şunları kaydetti:
"Bu mücadelede yalnız olduğumuz ortadadır. 'Türk'ün Türk'ten başka dostu yoktur' sözü defalarca tescil edilmiştir. Çok şükür, devlet millet kenetlenmesiyle teröre üst üste darbe vurulmuş, bu kanlı döngünün sonu görünmüştür. Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı, Pençe-Kartal Harekatlarıyla güney sınırlarımız boyunca kurulmak istenen terör devleti engellenmiştir. Hükümetimizin kararlılığı, kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerimizin fedakarlığı, polislerimizin ve güvenlik korucularımızın cesaretiyle ihanetin damarları kesilmiştir."
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Milliyetçi ülkücü hareket, Türklüğün bekasını korumaya yemin etmiş serdengeçtilerin, inanmış vicdanların, ilkeli dava insanlarının düşmeyecek kalesidir." dedi.
Bahçeli, partisinin Ankara Spor Salonu'nda düzenlenen 13. Olağan Büyük Kurultayı'nda konuştu.
Çanakkale ruhunun ilhamıyla, İstiklal Marşı'nın ikramıyla şühedanın itibarıyla ülkücü ömürlerin ihlasıyla 13. Olağan Büyük Kurultayı ifa etmenin emsalsiz kıvancını yaşadıklarını belirten Bahçeli, Edirne'den Kars'a, Mersin'den Trabzon'a, İzmir'den Hakkari'ye kadar ülkenin her yerini, Adriyatik Denizi'nden Çin Seddi'ne, Orta Doğu'dan Kafkaslar'a, Afrika'dan Balkanlar'a milli varlığın asaletini vicdanında taşıyan herkesi selamladı.
Devlet Bahçeli, "Sayılmayız parmak ile tükenmeyiz kırmak ile çünkü biz milliyetçi ülkücü hareketiz. Hesap yapmayız çıkar ile çetele tutmayız heves ile çünkü biz Cumhur İttifakı'yız. Düşmeyiz vurmak ile durmayız engel ile çünkü biz Türk milletiyiz. Vazgeçmeyiz korku ile dönmeyiz tehdit ile çünkü biz Türkiye'yiz. İstiklal için birlik diyoruz, istikbal için dirlik diyoruz. Kazananın Türkiye olacağına candan inanıyoruz." ifadelerini kullandı.
Milli Şair Mehmet Akif Ersoy'un şiirlerine atıf yapan Bahçeli, "Girmeden tefrika bir millete düşman giremez, toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez. Bastığımız yerleri toprak diyerek geçmiyoruz. Hep düşünüyoruz altında nice kefensiz yatanı. Şehit oğluyuz incitmiyoruz atamızı. Vermeyeceğiz dünyaları alsak da bu cennet vatanı. Hakkıdır hür yaşamış bayrağımın hürriyet, hakkıdır hakka tapan milletimin istiklal." şeklinde konuştu.
Kovid-19 salgını nedeniyle kurultaya katılımı mecburen sınırlı tuttuklarına değinen Bahçeli, "Aramızda bulunmayan her dava arkadaşımızla her vatandaşımızla mesafeleri aşan, zamanın dar kalıplarına sığmayan gönül birlikteliği içindeyiz." dedi.
Sağlığın önemini vurgulayan Bahçeli, dikkatli olunması ve tedbirlerle kurallara uyulması gerektiğini söyledi.
Salgın nedeniyle hayatlarını kaybedenlere Allah'tan rahmet, halen tedavi görenlere şifa dileyen Bahçeli, "Rabb'im sizleri, milletimizi ve tüm insanlığı her türlü afet, musibet ve hastalıktan korusun diye dua ediyorum." diye konuştu.
- "Günümüz kutlu, milletimiz huzurlu olsun"
Büyük Kurultay'a katılanlara teşekkür eden Bahçeli, "Günümüz kutlu olsun, milletimiz huzurlu olsun, devletimiz dirlik bulsun." ifadesini kullandı.
Bahçeli, Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu'nun Malazgirt Marşı şiirinden "Yiğitler kan döker bayrak solmaya, Anadolu başlar, vatan olmaya, Kızılelmaya hey Kızılelmaya, En güzel marşını vurmada mehter, Ya Allah, Bismillah, Allahüekber." dizelerini paylaştı.
Tam 52 yıldır siyaset sahnesinde olduklarını dile getiren Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Milli gönüllerdeyiz. Akif'in dediği gibi, üç buçuk soysuzun ardından zağarlık yapmadık. Hele hak namına haksızlığa ölsek tapmadık. Zaman oldu şafağı sökmeyen gecelerde ülkülerimizin nuruyla aydınlandık. Zaman oldu bir hilal uğruna, bir hakikat uğruna, bir haysiyet ufkunda güneş gibi battık. Anılarımızı pusula yaptık, açıldık geleceğe. Acılarımızdan ders aldık tutunduk gerçeklere. Yeri geldi iftiralarla boğuştuk durduk, yeri geldi ihanetlerle boğulmak istendik. Vazgeçmedik sevdamızdan, dönmedik yolumuzdan, şikayet etmedik sırtımızdaki yüklerden. Çünkü yolu doğru olanın yükü ağır olur dedik. Ülkücü olmanın varsa bir bedeli seve seve ödemeyi diledik. Geride kalan 10 yıllar içinde yağmurdan sonra büyüyen başaklar gibi büyüdük, kökleştik. Güzün toprağa serpilip baharla yeşeren tohumlar gibi yeşerdik, yükseldik."
Yazın kuruyup, kışın yatağından taşan nehirler gibi engelleri aştıklarını belirten Bahçeli, şunları kaydetti:
"Tıpkı Ergenekon'dan çıkar gibi hep daha ileriye atıldık. Bir güne sığan asırlık olayları yaşadık. Bin asra bedel bir günlük imtihanlarla yoklandık. Herkes okyanusun içindeki damlaya bakarken biz damlanın içindeki okyanusu gördük. Milliyetçi ülkücü hareket Türk milletine adanmış faziletli hayatların mecmudur. Milliyetçi ülkücü hareket, Türklüğün bekasını korumaya yemin etmiş serdengeçtilerin, inanmış vicdanların, ilkeli dava insanlarının düşmeyecek kalesidir. Ardımızda tarih, yanımızda dava arkadaşlarımız, başımızda al bayrağımız, bağrımızda üç hilalli sancağımız, önümüzde şehitlerimiz, gönlümüzde ülkülerimiz, övgümüzde milletimiz, ömrümüzde milliyetimiz, ölümümüzde bu cennet vatanın toprağı bize yardır dedik, nardır dedik, her zaman da var olacağız diye seslendik."
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Üniter milli devletimizi hançerlemek için ittifak kurmak, yakılan ağaçları yakanlarla tekraren dikmek, bölücü milletvekillerinin TBMM'ye gelen fezlekelerinin önüne arkasına bakalım demek siyaset değildir, adamlık değildir. Neyine bakacaksınız fezlekelerin, önünde hukuk, arkasında adalet vardır." dedi.
Bahçeli, partisinin Ankara Spor Salonu'nda gerçekleştirilen 13. Olağan Büyük Kurultayı'nda konuştu.
MHP yürüdükçe Türkiye düşmanlarının köstebekler gibi saklanacağını belirten Bahçeli, "Biz yürüdükçe, millet yürüyecek, tarih dile gelecek, destanlar söylenecek, Türkiye yükseldikçe yükselecek." dedi.
MHP'nin yürüyüşünden ürkenler olduğuna dikkati çeken Bahçeli, şöyle devam etti:
"Varlığımızdan ürperenler var. Hepsini biliyorsunuz, bütün kötürüm ve köhne emel sahiplerini iyi tanıyorsunuz. Ferasetinizle karanlık oyunları görüyor, kara kampanyaları göğüslüyorsunuz. Türkiye'yi faka bastırmak, tuzağa düşürmek için çırpınan hasis ve hamiyet yoksunu çevreleri ibretle takip ediyorsunuz. Geceleri hesap, gündüzleri hüsran, geçmişleri hezimet, gelecekleri heyula ne kadar müfrit ve münafık varsa alayı bir olmuş, bir araya gelmiş Türkiye'nin ayağından çekiştiriyor, önüne bariyer dikiyor. Sanıyorlar ki, tezgahlarına akıl, sır ermeyecek. Sanıyorlar ki, kumpaslarına güç, takat yetmeyecek. Türkiye'nin karşısında hizalanmak muhalefet değildir. Millet başka bir şey, zillet başka bir şeydir. Türkiye'yi uçuruma çekmenin adı demokrasi değildir. Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne saldırı ve suikastın adı özgürlük değildir, insanlık değildir, insan hakları hiç değildir.
Üniter milli devletimizi hançerlemek için ittifak kurmak, yakılan ağaçları yakanlarla tekraren dikmek, bölücü milletvekillerinin TBMM’ne gelen fezlekelerinin önüne arkasına bakalım demek siyaset değildir, adamlık değildir. Neyine bakacaksınız fezlekelerin, önünde hukuk, arkasında adalet vardır. Yetmiyorsa bu sizlere, önünde millet, arkasında da devlet olduğunu mutlaka göreceksiniz. Fakat gözleri var görmüyor, kulakları var duymuyor, dilleri var söylemiyor."
HDP'nin, Türk demokrasisinin çevresini sarmış mayın tarlası olduğunu ifade eden Devlet Bahçeli, CHP'nin ise Türk siyasetine tutunmuş beşinci kol faaliyeti olduğunu söyledi.
İYİ Partiyi, "Türkiye'nin kötülüğüne hizmetkarlık yapan, siparişle kurulan, uzaktan kumandayla kontrol edilen melanet bir proje" olarak niteleyen Bahçeli, "Kaldı ki, İP'in Başkanı Cumhur İttifakı'nı tanımlarken, etle tırnak gibi demiş, aynı zamanda kader birlikteliği olduğunu söylemiş, kendilerinin ise proje bazlı bir ittifak olduğunu çok açık itiraf ve teyit etmiştir. Dediğimiz de, diyeceğimiz de aynısıyla işte budur. Bu neyin projesidir? Hazırlayanlar kimlerdir? Hedefler manzumesi nelerden ibarettir?" dedi.
- "Tarafımız bellidir, o da Cumhur İttifakı'dır"
Cumhur İttifakı'nın kader ve milli birliktelik olduğunu dile getiren MHP Genel Başkanı Bahçeli, Cumhur İttifakı'nın dürüst bir birliktelik, zalimlere, canilere, terör örgütlerine, ekonomik tetikçilere, küresel emperyalizme karşı tek ses, tek nefes, tek bilek, tek yürekle duruş gösteren cumhurun ruh kökü olduğunu kaydetti.
Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü:"Cumhur İttifakı'nı arayan Pensilvanya'da değil, Kandil'de değil, muhasım çevrelerin kapılarında değil, başkent Ankara'da, dünyaya Türkçe bakan iradenin sağlam ahlakında bulacaktır. Tarafımız bellidir, o da Cumhur İttifakı'dır. 2023'te Cumhurbaşkanı adayımız bellidir, o muhterem isim Sayın Recep Tayyip Erdoğan'dır. Bu vesileyle Sayın Cumhurbaşkanımıza, AK Parti'li kardeşlerimize huzurlarınızda teşekkür ediyor, şükranlarımı sunuyorum. Cumhur İttifakı, 106 yıl önce Çanakkale'yi geçilmez yapan haşmetli imanın, devleşen milli asaletin emanetçisidir. Bizim ittifakımız yalana karşı doğrunun, sahteliğe karşı sadakatin, hıyanete karşı vatan sevgisinin ittifakıdır. Sudan sebeplerle Türkiye'yi kötüleyenlere karşı vakarın ve vefanın ittifakıdır.
Kılıçdaroğlu, bir tarafta Türkiye'de can ve mal güvenliği yok derken, diğer tarafta 10 milyon işsiz olduğunu söyleyerek halt etmiş, kuyruklu yalanlarına sürekli yenilerini eklemiştir. Üstelik her muhtarlığa bir özel kalem müdürü atanırsa işsizliğin sona ereceğini cahilce müjdelemiş. Atalarımız şu veciz sözü boşuna söylememiş, 'Alim ile eyle ülfet alırsın mertebe, cahil ile etme sohbet dönersin merkebe.' CHP Genel Başkanı, tarlayı bilmez, traktöre binmez, çiftçimizi konuşur. Bakkala girmez, manavı görmez, marangozu tanımaz, siftahsız günü sorsanız, soğan sarımsak anlar, gelin görün ki esnafımızı konuşur. Memurlarımızdan ve işçilerimizden bahseder, sıra CHP'ye oy vermeyenlere gelince hakaretleri birbiri ardına sıralamaktan arlanmaz, utanmaz. Ne emeklidir meselesi ne yoksuldur düşüncesi, tek geçim kapısıdır siyasi menfaat çetesi."
- Erken seçim tartışmalarına yanıt verdi
Tıpkı Kovid-19 virüsü gibi, zilletin de bulaşıcı olduğunu ve devamlı mutasyona uğradığını ifade eden Bahçeli, "Çok şükür hükümet, pek çok ülkeyi geride bırakarak şifa olan aşıyı vatandaşlarımızın kullanımına sunmuştur. Zilletin aşısı da 2023 yılının haziran ayında demokratik vasıtalarla yapılacak, ama bu aşı zillete zehir olarak yansıyacaktır. Telaşlanmaya ve tedirgin olmaya mahal yoktur." dedi.
Hakimiyetin kayıtsız şartsız milletin olduğunu vurgulayan Bahçeli, şöyle konuştu:
"Milletin üstünde bir güç ve mercii yoktur, olamayacaktır. Erken seçim diye tutturanlar, erken seçimden başka seçenek kalmadı diye yutturmaya çabalayanlar, iyi bilsinler ki, seçimler zamanında yapılacak, Türkiye rotasından çıkmayacaktır. Cumhur İttifakı'nın tavizsiz ve tavsamaz kararı budur. Cumhuriyet'in 100'üncü yıl dönümü olan 2023'te yeni bir tarih yazılacak, yeni bir sayfa açılacak, muhkem ümitlerin canlılığıyla dirlik içinde istikbale Cumhur İttifakı'yla ulaşılacaktır. Bu cumhurun sözüdür. Bu Türk milletinin gelecek bin yıllara dair beyanıdır. Nitekim Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün dediği üzere, Türk'ün sözü, Türk'ün kendisidir. Peki, bunlar oluyorken, zillet ittifakı nerededir? Suyun kaynağı nereden gelmektedir? Arkasındaki odaklar kimlerdir? Dikkatli bir göz, uyanık bir şuur, teslim olmamış bir mizaç, zillete düşenlerin kukla gibi nasıl oynatıldıklarını, dış güçlere nasıl boyun eğdiklerini, nasıl kullanıldıklarını, terör örgütleriyle iltisak ve irtibatlarını gayet berrak şekilde tarif ve tefrik edecektir.
Bize hiç kimse hikaye anlatmasın. Bize hiç kimse bahane ileri sürmesin. Türk milleti zilleti değil, zaferi, PKK-FETÖ ittifakını değil, cumhurun ittifak zihniyetini seçecektir. Nihayetinde istiklal için birlik, istikbal için dirlik, kazanan Türkiye, kazançlı çıkan da Türk milleti olacaktır."
- "Türk tipi başkanlık modelinin farklı bir isimlendirmesidir"
Türkiye'nin tarihinin en önemli yönetim reformunu Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle başardığını aktaran Bahçeli, yeni sistemin Cumhuriyetin kuruluş ilkelerine dayandığını söyledi.
Parlamenter sistemdeki teklemeler, tıkanmalar, kutuplaşmalar, kafa karışıklıkları, karar sürelerindeki çalkantıların Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle aşıldığına dikkati çeken Devlet Bahçeli, Türk milletinin, tarihsel müktesebatına uygun yönetim sistemiyle gücüne güç kattığını vurguladı.
Türk devlet felsefesine müzahir olan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin işin özünde Türk tipi başkanlık modelinin farklı bir isimlendirmesi olduğunu belirten Bahçeli, "Bir yönetim sisteminin nasıl ve ne şekilde tarif edildiğinden ziyade, fonksiyonel olup olmadığına, beklentileri karşılayıp karşılamadığına, demokratik özellikler taşıyıp taşımadığına, millette karşılık bulup bulmadığına odaklanılması en dengeli bakıştır. Ön yargıları bir kenara bırakarak, Türkiye'nin sistemik düğümünün, sistemsel aksaklıklarının milli iradeyle çözülmesinden herkes memnun ve mutmain olmalıdır." değerlendirmesinde bulundu.
9 Temmuz 2018'den itibaren resmen uygulamaya geçen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin tarihsel ve kültürel maziyle örtüştüğüne vurgu yapan Bahçeli, şunları kaydetti:
"Bir yönetim sisteminin kökleşip olgunlaşması sabahtan akşama olacak şey değildir. Böylesi bir beklenti oluşturmak iyi niyetle izah edilemeyecektir. Yürürlükteki sistemin sadra şifa olması, devlet ve millet hayatına bütün imkanlarıyla nüfuz etmesi için müşterek emek gerekir, zaman gerekir, özveri gerekir, destek gerekir, ters propaganda akıntılarının gemlenmesi gerekir. Yeni sistemin özünde Türk milletinin beka ve refah özlemleri ana esastır."
- "Yeni yönetim sistemi, iç ve dış ablukaya karşı milli direnişin burcu"
Geçmişin tecrübeleriyle geleceği kavradıklarının, daha uyanık, daha dikkatli, daha bilinçli hareket ettiklerinin altını çizen Bahçeli, "Tanzimat'tan Islahat Fermanı'na, Meşrutiyet'ten Cumhuriyet dönemine kadar imparatorluğumuzun ayakta kalması amacıyla pek çok görüş, fikir, sistem ve siyaset önerilmiştir. Asıl amaç devleti ayakta tutmak üzerine bina edilmiştir. Bilindiği üzere, Kavalalı Mehmet Ali Paşa vakasıyla başlayan, esasen etaplar halinde hızlanan çözülme süreci, hiçbir pansuman tedaviyle durdurulamamıştı. Devasa imparatorluğun dağılması, paylaşım yüzünden Avrupa'nın birbirine girmesi demekti." diye konuştu.
Osmanlı'nın parçalanmasını sorun çıkarmadan sona erdirme meselesine "Şark Meselesi" adı verildiğini ifade eden Bahçeli, "Türk milleti böylelikle hala devam edegelen kuşatma altına alınmıştır. O gün bugündür Şark Meselesi dozajı artan veya azalan ölçülerde varlığını sürdürmüştür." dedi.
Devlet Bahçeli, yeni yönetim sisteminin her türlü iç ve dış ablukaya karşı milli direnişin burcu, Türk milletinin geçmişle geleceği buluşturan kararı olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Meselenin özünde ve son tahlilde Türklerin Anadolu'dan çıkarılması vardır ki, 106 yıl önce Çanakkale sahillerinde tüm maddi ve manevi imkanlarla kahraman bir kuşak buna set çekmiştir. Anafartalar, Arıburnu ve Conkbayırı'nda Mustafa Kemal'in muhteşem iradesi, cephe komutanı Esat Paşa'nın korku tanımayan idaresi, Seyit Onbaşı'nın sırtına binen bağımsızlık iffeti, Bigalı Mehmet Çavuş'un 25 neferiyle Seddülbahir'den çıkarma yapmak isteyen müstevlilere cesur direnişi, 57'nci alayın şehit şehit arşa yükselişi, Tophaneli Yüzbaşı Hakkı'nın Karanlık Limanı mayınlarla doldurup yenilmez armadaları denize gömüşü, 250 bin şehidin kahramanca kazdığı manevi siperi, çılgın Türklerin konu vatan, konu millet, konu beka olunca neleri yapacağının, nasıl candan geçeceğinin ama vatandan asla vazgeçmeyeceğinin hayranlık uyandıran tarihi şahikasıdır."
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, parlamenter sisteme dönüşün olmadığını belirterek, "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi siyasi, hukuki, ekonomik reformlarla kökleştirilmeli, güçlendirilmelidir." dedi.
Bahçeli, partisinin Ankara Spor Salonu'nda düzenlenen 13. Olağan Büyük Kurultayı'nda konuştu.Sahici bir kurtuluşun, milletin kendi tarihiyle barışması, geçmişiyle yüzleşmesi, milli hüviyetini, manevi ve kültür zenginliğini komplekse düşmeden keşfetmesi olduğunu vurgulayan Bahçeli, "Bunu yapabildiğimiz ölçüde gelecek bizimdir. Diyebiliriz ki geleceğin kudreti Türk milletidir. Çünkü dev uykusundan uyanmış, kükreyerek bölgesel ve küresel realiteyi kavramış ve lehine çevirmek için seferber olmuştur." ifadesini kullandı.
Bugüne kadar, milletlerin yükselmesinin, çökmesinin, düşmesinin, zafer ve başarılarıyla felaket ve mağlubiyetlerinin, hep cihan ruhunun iradesiyle belirlendiğine işaret eden Bahçeli, "Bu cihan ruhu, tarihin farklı devirlerinde, muayyen bir milletin varlığında büyük bir kuvvetle tecelli etmiştir. Türk milleti cihanşümul ruha sahip bir millettir. Şerefli geçmişimizin parlak sayfaları şanlı bir geleceğin müjdesidir." diye konuştu.
Türk milletinin, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi vasıtasıyla tekraren cihan ruhuna talip olduğuna dikkati çeken Bahçeli, şöyle devam etti:
"Uygulama sonuçları itibarıyla göz dolduran bu sistem devlet-ebed müddet, millet-ebed müddet anlayışımızın delinmez zırhı, devrilmez eseridir. Kendimize özgü, bizi bize anlatan, bizi biz yapan, milli kültür ve karakterimizle birebir çakışan, devlet yönetimine denge, toplum hayatına sükunet ve huzur getiren Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, milletler ve medeniyetler mücadelemizde milli ve stratejik gücümüzdür. Milliyetçi Hareket Partisi olarak, 2023 ve takip eden on yılları kapsayan stratejik hedeflerimizin ilki, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne, daha yerinde bir ifadeyle, Türk tipi başkanlık modeline sahip çıkmak, ilke, kural ve kurumlarıyla yaşamasına hizmet etmektir."
- "Güçlendirilmiş parlamenter sistem teklifi beyhudedir"
Bahçeli, "Güçlendirilmiş ve iyileştirilmiş parlamenter sistem teklifleri beyhudedir, eskiye kıvrılıştır, geleceğe dair söyleyecek bir şeyi olmayanların acıklı kıvranmasıdır." görüşünü dile getirdi.
Güçlendirilmiş parlamenter sistem kavramını ilk dile getirenin eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş olduğunu anımsatan Bahçeli, şunları kaydetti:
"Zillet ittifakının, güçlendirilmiş parlamenter sistem ezberi içi boş, günü kurtarmaya dönük taktik bir adımdır. Artık parlamenter sisteme geri dönüş yoktur. Milli iradenin tartışmaya açılması, 2,5 yılını doldurmuş yeni sistemi karalama yarışı demokratik bir haktan öte baskıcı, bağnaz, hoşgörüsüz, hazırlıksız, tahammülsüz ve tahakkümcü bir siyaset ayıbıdır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi siyasi, hukuki ve ekonomik reformlarla kökleştirilmeli ve güçlendirilmelidir. Memnuniyetle söylemek gerekir ki bu süreç kararlılıkla devam etmektedir. Eksik varsa giderilecek, yetersizlik varsa telafi edilecektir."
- "Müspet ve umut verici gelişmelerin işaret fişeği"
Devlet Bahçeli, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan İnsan Hakları Eylem Planı ve Ekonomik Reformlar Paketi'nin müspet ve umut verici gelişmelerin işaret fişeği olduğunu belirtti.
Hükümetin reform zincirini samimiyetle desteklediklerinin ve üzerlerine düşen her sorumluluğu yerine getirmeye hazır olduklarının altını çizen Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu sürecin sivil, geniş katılımlı, herkesi kapsayan, yeni yönetim sisteminin ruhuna ve dokusuna müzahir bir anayasa ile tahkim ve takviye edilmesi ikinci stratejik hedefimizdir. Milliyetçi Hareket Partisi, bu kapsamda gerekli çalışmalarını sürdürmektedir ve önümüzdeki birkaç ay içinde hazırlıklarımız Allah'ın izniyle tamamlanacaktır. Ayrıca Siyasi Partiler Kanunu değiştirilmelidir. Seçim kanunlarında düzenlemeler yapılmalıdır. Siyasi Etik Kanunu çıkarılmalıdır. TBMM İç Tüzüğü yeni sistemle uyumlu ve Meclis çalışmalarıyla ahenkli hale getirilmelidir. Milletvekilliği dokunulmazlığı yeni baştan ele alınmalıdır. Kamu kurumu niteliğindeki mesleki kuruluşlarının yasal ve hukuki yapısı titizlikle gözden geçirilmelidir."
- Kamuoyu araştırmalarının yayımlanmasında değişiklik çağrısı
Bahçeli, kamuoyu araştırmaları ve sonuçlarının yayımlanması hakkında geniş değişikliklerin yapılması ve tedbirlerin alınması gerektiğini de vurgulayarak, "Siyasi maksatlarla ve ekonomik gayelerle bir partiyi parlatıp bir başkasını karalayan anket şirketleri bize göre demokrasi kundakçısı, milli irade dolandırıcısıdır. Temiz toplum, temiz siyaset, temiz yönetim tezahür etmeli, kalpazanlar, çıkarcılar, çarpık zihniyetler, millete husumet besleyen mihraklar, hukuk tanımayan kimliksizler afişe edilip ayıklanmalıdır." diye konuştu.
Adaletli bir gelir dağılımı olması temennisinde bulunan Bahçeli, sosyal yardımların daha da güçlendirilmesinden yana olduklarını bildirdi.
İşsizlikle mücadelede, faizlerin aşağıya çekilmesinde hükümetin kararlılığından duydukları memnuniyeti dile getiren Bahçeli, şu görüşleri paylaştı:
"Fiyat istikrarının sağlanarak enflasyonda kalıcı düşüşleri yakalayacağımız günler uzakta değildir. Günümüz dünyasında siyasi güç silahın yanı sıra, hatta toptan tüfekten daha çok, ekonomik üstünlük ve ticari enerjiyle sağlanmaktadır. Modern dünyanın işleyişi bu yöndedir. Kurtuluş Savaşı'nı kağnıyla kazanan, ama 11 yıl sonra uçak üretmeyi başaran bir milletiz. İnsanımızın ihtiyaç ve isteklerini yerli, milli ve üreten bir ekonomik sistemle karşılamak zorundayız. Askeri, diplomatik ve siyasi muvaffakiyetlerimizi ekonomik gelişmelerle taçlandırmak hem istiklalimizi, hem de istikbalimizi güvenceye kavuşturacaktır."
- "Ekonomideki canlanma vatandaşlarımızın kesesine mutlaka yansıyacaktır"
Ekonomik gelişmelere de değinen Bahçeli, geçtiğimiz yıl küresel ekonominin yüzde 3,5 oranında küçüldüğünü hatırlatarak, "Küresel ticaretteki daralma yüzde 10 düzeyinde, uluslararası yatırımlardaki düşüş yüzde 42 seviyesindedir. Tarihin en büyük küresel borç miktarı Kovid-19 salgını döneminde gerçekleşmiş ve 280 trilyon doları geçmiştir." diye konuştu.
Dünyadaki bu gelişmelere karşılık Türk ekonomisinin 2020 yılında yüzde 1,8 oranında büyüme kaydettiğini belirten Bahçeli, şunları söyledi:
"Ne mutlu bizlere ki G-20 ülkeleri arasında ekonomisi büyüyen iki ülkeden birisi Türkiye olmuştur. Ekonomide yaşanan canlanma ve toparlanma vatandaşlarımızın kesesine, devletimizin kasasına mutlaka yansıyacaktır. Gelecek güzel günler için biraz daha sabırlı olmalıyız. Türkiye istikbalin dirliği amacıyla muazzam bir kalkınma ve demokrasi mucizesini başarmaya şüphesiz muktedirdir. Ülkemizi dünya genelinde demokrasi, özgürlük ve hukukun üstünlüğü konularında kusurlu göstermeye çalışan mihraklar, FETÖ'cülerin, Türk ve İslam düşmanlarının teşvik ve tahrikiyle mesafe alanlardır. Diyorlar ki 'Türkiye'de totaliter eğilimler güçleniyormuş', diyorlar ki 'Demokrasi zayıflamış, düşünce ve ifade hürriyeti kalmamış.' İsveç merkezli bir enstitünün ‘ 2021 Demokrasi Raporu’na göre, ülkemiz Polonya ve Macaristan'dan sonra en fazla otoriterleşen ülke olmuş."
Bu iddiaların hedefinin, Türkiye'ye gelen yabancı yatırımları caydırma, ülkenin uluslararası camiada saygınlığını lekeleme ve milli çıkarlardan taviz beklentisi olduğunu vurgulayan Bahçeli, şu değerlendirmede bulundu:
"FETÖ'cü hainler Yunanistan'ı, hatta diğer AB ülkeleriyle ABD'yi sığınma limanına çevirmişken hiç kimsenin sesi çıkmıyor. Gara'da vatan evlatlarının ensesine kurşun sıkılırken, mazlumlar inim inim inlerken, hiç kimseden insani ve vicdani bir eleştiri gelmiyor. Terörist başı Gülen'in Pensilvanya'da mukim olması hiçbir uluslararası hukuk ve insan hakları savunucusunu rahatsız etmiyor. Avrupa Parlamentosu'nun, Türkiye'nin Suriye'de işgalci olduğunu iddia etmesi de bir diğer ahlaksız isnat, bir başka ucube ithamdır. Bir an düşünelim, Türkiye'de demokrasi olmasaydı, özgürlükler askıya alınsaydı, gece gündüz Cumhurbaşkanı'na hakaret edenler, devlete sövenler, millete karşı gelenler, iş birlikçiler, PKK'nın siyaset uzantıları Meclis'te, belediyede, iş aleminde, medyada, üniversitelerde, dahası sokaklarda nasıl gezecekler, nasıl tehditler savuracaklardı?"
- "Tarihimizin hiçbir döneminde bu milletten diktatör çıkmadı"
Tarihin hiçbir döneminde bu milletin sinesinden diktatör, tiran çıkmadığını, yönetim hayatında ise despotizmin en ufak emaresine tesadüf edilmediğini belirten Bahçeli, demokrasi ahkamı kesenlerin, terörizme özgürlük arayanlar olduğunu ifade etti.
MHP Genel Başkanı Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"'Ekonominizi mahvederim' diyen meczupların, Twitter mesajlarıyla para simsarlarını ve küresel tefecileri üzerimize kışkırtıp döviz kurunu yükseltmelerine müstahak değiliz. Buna asla mahkum olamayız. Milliyetçi Hareket Partisi serbest piyasa mantığını kabullenmektedir. Ancak milli, manevi ve ahlaki değerlerimizle pekişmiş, geleneksel davranış kalıplarımızla perçinlenmiş, rasyonel olduğu kadar irrasyonel eğilimleri de gözetmiş bir ekonomik sistem üzerinde mutlaka çalışmak zorundayız. Bize göre, sürdürülebilir ekonomik büyüme ile sosyal gelişmenin toplamı milli bütünleşmenin temelidir."
- "Etnik gerilimler çok tehlikeli noktalara tırmanıyor"
Bahçeli, dünyada etnik gerilimlerin, inanç ve mezhep temelli husumetlerin çok tehlikeli noktalara tırmandığına işaret ederek, "Şu anda dünya üzerinde 54 ayrı noktada çatışma hakimdir. Bilhassa terörizm insan onurunu, insan varlığını direkt tehdit eden hunhar ve menfur bir felakettir." dedi.
Türkiye'nin bölücü terörün kanlı eylem ve kirli emelleriyle yıllardır mücadele halinde olduğunu anımsatan Bahçeli, şunları kaydetti:
"Bu mücadelede yalnız olduğumuz ortadadır. 'Türk'ün Türk'ten başka dostu yoktur' sözü defalarca tescil edilmiştir. Çok şükür, devlet millet kenetlenmesiyle teröre üst üste darbe vurulmuş, bu kanlı döngünün sonu görünmüştür. Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı, Pençe-Kartal Harekatlarıyla güney sınırlarımız boyunca kurulmak istenen terör devleti engellenmiştir. Hükümetimizin kararlılığı, kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerimizin fedakarlığı, polislerimizin ve güvenlik korucularımızın cesaretiyle ihanetin damarları kesilmiştir."
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Milliyetçi ülkücü hareket, Türklüğün bekasını korumaya yemin etmiş serdengeçtilerin, inanmış vicdanların, ilkeli dava insanlarının düşmeyecek kalesidir." dedi.
Bahçeli, partisinin Ankara Spor Salonu'nda düzenlenen 13. Olağan Büyük Kurultayı'nda konuştu.
Çanakkale ruhunun ilhamıyla, İstiklal Marşı'nın ikramıyla şühedanın itibarıyla ülkücü ömürlerin ihlasıyla 13. Olağan Büyük Kurultayı ifa etmenin emsalsiz kıvancını yaşadıklarını belirten Bahçeli, Edirne'den Kars'a, Mersin'den Trabzon'a, İzmir'den Hakkari'ye kadar ülkenin her yerini, Adriyatik Denizi'nden Çin Seddi'ne, Orta Doğu'dan Kafkaslar'a, Afrika'dan Balkanlar'a milli varlığın asaletini vicdanında taşıyan herkesi selamladı.
Devlet Bahçeli, "Sayılmayız parmak ile tükenmeyiz kırmak ile çünkü biz milliyetçi ülkücü hareketiz. Hesap yapmayız çıkar ile çetele tutmayız heves ile çünkü biz Cumhur İttifakı'yız. Düşmeyiz vurmak ile durmayız engel ile çünkü biz Türk milletiyiz. Vazgeçmeyiz korku ile dönmeyiz tehdit ile çünkü biz Türkiye'yiz. İstiklal için birlik diyoruz, istikbal için dirlik diyoruz. Kazananın Türkiye olacağına candan inanıyoruz." ifadelerini kullandı.
Milli Şair Mehmet Akif Ersoy'un şiirlerine atıf yapan Bahçeli, "Girmeden tefrika bir millete düşman giremez, toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez. Bastığımız yerleri toprak diyerek geçmiyoruz. Hep düşünüyoruz altında nice kefensiz yatanı. Şehit oğluyuz incitmiyoruz atamızı. Vermeyeceğiz dünyaları alsak da bu cennet vatanı. Hakkıdır hür yaşamış bayrağımın hürriyet, hakkıdır hakka tapan milletimin istiklal." şeklinde konuştu.
Kovid-19 salgını nedeniyle kurultaya katılımı mecburen sınırlı tuttuklarına değinen Bahçeli, "Aramızda bulunmayan her dava arkadaşımızla her vatandaşımızla mesafeleri aşan, zamanın dar kalıplarına sığmayan gönül birlikteliği içindeyiz." dedi.
Sağlığın önemini vurgulayan Bahçeli, dikkatli olunması ve tedbirlerle kurallara uyulması gerektiğini söyledi.
Salgın nedeniyle hayatlarını kaybedenlere Allah'tan rahmet, halen tedavi görenlere şifa dileyen Bahçeli, "Rabb'im sizleri, milletimizi ve tüm insanlığı her türlü afet, musibet ve hastalıktan korusun diye dua ediyorum." diye konuştu.
- "Günümüz kutlu, milletimiz huzurlu olsun"
Büyük Kurultay'a katılanlara teşekkür eden Bahçeli, "Günümüz kutlu olsun, milletimiz huzurlu olsun, devletimiz dirlik bulsun." ifadesini kullandı.
Bahçeli, Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu'nun Malazgirt Marşı şiirinden "Yiğitler kan döker bayrak solmaya, Anadolu başlar, vatan olmaya, Kızılelmaya hey Kızılelmaya, En güzel marşını vurmada mehter, Ya Allah, Bismillah, Allahüekber." dizelerini paylaştı.
Tam 52 yıldır siyaset sahnesinde olduklarını dile getiren Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Milli gönüllerdeyiz. Akif'in dediği gibi, üç buçuk soysuzun ardından zağarlık yapmadık. Hele hak namına haksızlığa ölsek tapmadık. Zaman oldu şafağı sökmeyen gecelerde ülkülerimizin nuruyla aydınlandık. Zaman oldu bir hilal uğruna, bir hakikat uğruna, bir haysiyet ufkunda güneş gibi battık. Anılarımızı pusula yaptık, açıldık geleceğe. Acılarımızdan ders aldık tutunduk gerçeklere. Yeri geldi iftiralarla boğuştuk durduk, yeri geldi ihanetlerle boğulmak istendik. Vazgeçmedik sevdamızdan, dönmedik yolumuzdan, şikayet etmedik sırtımızdaki yüklerden. Çünkü yolu doğru olanın yükü ağır olur dedik. Ülkücü olmanın varsa bir bedeli seve seve ödemeyi diledik. Geride kalan 10 yıllar içinde yağmurdan sonra büyüyen başaklar gibi büyüdük, kökleştik. Güzün toprağa serpilip baharla yeşeren tohumlar gibi yeşerdik, yükseldik."
Yazın kuruyup, kışın yatağından taşan nehirler gibi engelleri aştıklarını belirten Bahçeli, şunları kaydetti:
"Tıpkı Ergenekon'dan çıkar gibi hep daha ileriye atıldık. Bir güne sığan asırlık olayları yaşadık. Bin asra bedel bir günlük imtihanlarla yoklandık. Herkes okyanusun içindeki damlaya bakarken biz damlanın içindeki okyanusu gördük. Milliyetçi ülkücü hareket Türk milletine adanmış faziletli hayatların mecmudur. Milliyetçi ülkücü hareket, Türklüğün bekasını korumaya yemin etmiş serdengeçtilerin, inanmış vicdanların, ilkeli dava insanlarının düşmeyecek kalesidir. Ardımızda tarih, yanımızda dava arkadaşlarımız, başımızda al bayrağımız, bağrımızda üç hilalli sancağımız, önümüzde şehitlerimiz, gönlümüzde ülkülerimiz, övgümüzde milletimiz, ömrümüzde milliyetimiz, ölümümüzde bu cennet vatanın toprağı bize yardır dedik, nardır dedik, her zaman da var olacağız diye seslendik."
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Üniter milli devletimizi hançerlemek için ittifak kurmak, yakılan ağaçları yakanlarla tekraren dikmek, bölücü milletvekillerinin TBMM'ye gelen fezlekelerinin önüne arkasına bakalım demek siyaset değildir, adamlık değildir. Neyine bakacaksınız fezlekelerin, önünde hukuk, arkasında adalet vardır." dedi.
Bahçeli, partisinin Ankara Spor Salonu'nda gerçekleştirilen 13. Olağan Büyük Kurultayı'nda konuştu.
MHP yürüdükçe Türkiye düşmanlarının köstebekler gibi saklanacağını belirten Bahçeli, "Biz yürüdükçe, millet yürüyecek, tarih dile gelecek, destanlar söylenecek, Türkiye yükseldikçe yükselecek." dedi.
MHP'nin yürüyüşünden ürkenler olduğuna dikkati çeken Bahçeli, şöyle devam etti:
"Varlığımızdan ürperenler var. Hepsini biliyorsunuz, bütün kötürüm ve köhne emel sahiplerini iyi tanıyorsunuz. Ferasetinizle karanlık oyunları görüyor, kara kampanyaları göğüslüyorsunuz. Türkiye'yi faka bastırmak, tuzağa düşürmek için çırpınan hasis ve hamiyet yoksunu çevreleri ibretle takip ediyorsunuz. Geceleri hesap, gündüzleri hüsran, geçmişleri hezimet, gelecekleri heyula ne kadar müfrit ve münafık varsa alayı bir olmuş, bir araya gelmiş Türkiye'nin ayağından çekiştiriyor, önüne bariyer dikiyor. Sanıyorlar ki, tezgahlarına akıl, sır ermeyecek. Sanıyorlar ki, kumpaslarına güç, takat yetmeyecek. Türkiye'nin karşısında hizalanmak muhalefet değildir. Millet başka bir şey, zillet başka bir şeydir. Türkiye'yi uçuruma çekmenin adı demokrasi değildir. Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne saldırı ve suikastın adı özgürlük değildir, insanlık değildir, insan hakları hiç değildir.
Üniter milli devletimizi hançerlemek için ittifak kurmak, yakılan ağaçları yakanlarla tekraren dikmek, bölücü milletvekillerinin TBMM’ne gelen fezlekelerinin önüne arkasına bakalım demek siyaset değildir, adamlık değildir. Neyine bakacaksınız fezlekelerin, önünde hukuk, arkasında adalet vardır. Yetmiyorsa bu sizlere, önünde millet, arkasında da devlet olduğunu mutlaka göreceksiniz. Fakat gözleri var görmüyor, kulakları var duymuyor, dilleri var söylemiyor."
HDP'nin, Türk demokrasisinin çevresini sarmış mayın tarlası olduğunu ifade eden Devlet Bahçeli, CHP'nin ise Türk siyasetine tutunmuş beşinci kol faaliyeti olduğunu söyledi.
İYİ Partiyi, "Türkiye'nin kötülüğüne hizmetkarlık yapan, siparişle kurulan, uzaktan kumandayla kontrol edilen melanet bir proje" olarak niteleyen Bahçeli, "Kaldı ki, İP'in Başkanı Cumhur İttifakı'nı tanımlarken, etle tırnak gibi demiş, aynı zamanda kader birlikteliği olduğunu söylemiş, kendilerinin ise proje bazlı bir ittifak olduğunu çok açık itiraf ve teyit etmiştir. Dediğimiz de, diyeceğimiz de aynısıyla işte budur. Bu neyin projesidir? Hazırlayanlar kimlerdir? Hedefler manzumesi nelerden ibarettir?" dedi.
- "Tarafımız bellidir, o da Cumhur İttifakı'dır"
Cumhur İttifakı'nın kader ve milli birliktelik olduğunu dile getiren MHP Genel Başkanı Bahçeli, Cumhur İttifakı'nın dürüst bir birliktelik, zalimlere, canilere, terör örgütlerine, ekonomik tetikçilere, küresel emperyalizme karşı tek ses, tek nefes, tek bilek, tek yürekle duruş gösteren cumhurun ruh kökü olduğunu kaydetti.
Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü:"Cumhur İttifakı'nı arayan Pensilvanya'da değil, Kandil'de değil, muhasım çevrelerin kapılarında değil, başkent Ankara'da, dünyaya Türkçe bakan iradenin sağlam ahlakında bulacaktır. Tarafımız bellidir, o da Cumhur İttifakı'dır. 2023'te Cumhurbaşkanı adayımız bellidir, o muhterem isim Sayın Recep Tayyip Erdoğan'dır. Bu vesileyle Sayın Cumhurbaşkanımıza, AK Parti'li kardeşlerimize huzurlarınızda teşekkür ediyor, şükranlarımı sunuyorum. Cumhur İttifakı, 106 yıl önce Çanakkale'yi geçilmez yapan haşmetli imanın, devleşen milli asaletin emanetçisidir. Bizim ittifakımız yalana karşı doğrunun, sahteliğe karşı sadakatin, hıyanete karşı vatan sevgisinin ittifakıdır. Sudan sebeplerle Türkiye'yi kötüleyenlere karşı vakarın ve vefanın ittifakıdır.
Kılıçdaroğlu, bir tarafta Türkiye'de can ve mal güvenliği yok derken, diğer tarafta 10 milyon işsiz olduğunu söyleyerek halt etmiş, kuyruklu yalanlarına sürekli yenilerini eklemiştir. Üstelik her muhtarlığa bir özel kalem müdürü atanırsa işsizliğin sona ereceğini cahilce müjdelemiş. Atalarımız şu veciz sözü boşuna söylememiş, 'Alim ile eyle ülfet alırsın mertebe, cahil ile etme sohbet dönersin merkebe.' CHP Genel Başkanı, tarlayı bilmez, traktöre binmez, çiftçimizi konuşur. Bakkala girmez, manavı görmez, marangozu tanımaz, siftahsız günü sorsanız, soğan sarımsak anlar, gelin görün ki esnafımızı konuşur. Memurlarımızdan ve işçilerimizden bahseder, sıra CHP'ye oy vermeyenlere gelince hakaretleri birbiri ardına sıralamaktan arlanmaz, utanmaz. Ne emeklidir meselesi ne yoksuldur düşüncesi, tek geçim kapısıdır siyasi menfaat çetesi."
- Erken seçim tartışmalarına yanıt verdi
Tıpkı Kovid-19 virüsü gibi, zilletin de bulaşıcı olduğunu ve devamlı mutasyona uğradığını ifade eden Bahçeli, "Çok şükür hükümet, pek çok ülkeyi geride bırakarak şifa olan aşıyı vatandaşlarımızın kullanımına sunmuştur. Zilletin aşısı da 2023 yılının haziran ayında demokratik vasıtalarla yapılacak, ama bu aşı zillete zehir olarak yansıyacaktır. Telaşlanmaya ve tedirgin olmaya mahal yoktur." dedi.
Hakimiyetin kayıtsız şartsız milletin olduğunu vurgulayan Bahçeli, şöyle konuştu:
"Milletin üstünde bir güç ve mercii yoktur, olamayacaktır. Erken seçim diye tutturanlar, erken seçimden başka seçenek kalmadı diye yutturmaya çabalayanlar, iyi bilsinler ki, seçimler zamanında yapılacak, Türkiye rotasından çıkmayacaktır. Cumhur İttifakı'nın tavizsiz ve tavsamaz kararı budur. Cumhuriyet'in 100'üncü yıl dönümü olan 2023'te yeni bir tarih yazılacak, yeni bir sayfa açılacak, muhkem ümitlerin canlılığıyla dirlik içinde istikbale Cumhur İttifakı'yla ulaşılacaktır. Bu cumhurun sözüdür. Bu Türk milletinin gelecek bin yıllara dair beyanıdır. Nitekim Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün dediği üzere, Türk'ün sözü, Türk'ün kendisidir. Peki, bunlar oluyorken, zillet ittifakı nerededir? Suyun kaynağı nereden gelmektedir? Arkasındaki odaklar kimlerdir? Dikkatli bir göz, uyanık bir şuur, teslim olmamış bir mizaç, zillete düşenlerin kukla gibi nasıl oynatıldıklarını, dış güçlere nasıl boyun eğdiklerini, nasıl kullanıldıklarını, terör örgütleriyle iltisak ve irtibatlarını gayet berrak şekilde tarif ve tefrik edecektir.
Bize hiç kimse hikaye anlatmasın. Bize hiç kimse bahane ileri sürmesin. Türk milleti zilleti değil, zaferi, PKK-FETÖ ittifakını değil, cumhurun ittifak zihniyetini seçecektir. Nihayetinde istiklal için birlik, istikbal için dirlik, kazanan Türkiye, kazançlı çıkan da Türk milleti olacaktır."
- "Türk tipi başkanlık modelinin farklı bir isimlendirmesidir"
Türkiye'nin tarihinin en önemli yönetim reformunu Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle başardığını aktaran Bahçeli, yeni sistemin Cumhuriyetin kuruluş ilkelerine dayandığını söyledi.
Parlamenter sistemdeki teklemeler, tıkanmalar, kutuplaşmalar, kafa karışıklıkları, karar sürelerindeki çalkantıların Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle aşıldığına dikkati çeken Devlet Bahçeli, Türk milletinin, tarihsel müktesebatına uygun yönetim sistemiyle gücüne güç kattığını vurguladı.
Türk devlet felsefesine müzahir olan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin işin özünde Türk tipi başkanlık modelinin farklı bir isimlendirmesi olduğunu belirten Bahçeli, "Bir yönetim sisteminin nasıl ve ne şekilde tarif edildiğinden ziyade, fonksiyonel olup olmadığına, beklentileri karşılayıp karşılamadığına, demokratik özellikler taşıyıp taşımadığına, millette karşılık bulup bulmadığına odaklanılması en dengeli bakıştır. Ön yargıları bir kenara bırakarak, Türkiye'nin sistemik düğümünün, sistemsel aksaklıklarının milli iradeyle çözülmesinden herkes memnun ve mutmain olmalıdır." değerlendirmesinde bulundu.
9 Temmuz 2018'den itibaren resmen uygulamaya geçen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin tarihsel ve kültürel maziyle örtüştüğüne vurgu yapan Bahçeli, şunları kaydetti:
"Bir yönetim sisteminin kökleşip olgunlaşması sabahtan akşama olacak şey değildir. Böylesi bir beklenti oluşturmak iyi niyetle izah edilemeyecektir. Yürürlükteki sistemin sadra şifa olması, devlet ve millet hayatına bütün imkanlarıyla nüfuz etmesi için müşterek emek gerekir, zaman gerekir, özveri gerekir, destek gerekir, ters propaganda akıntılarının gemlenmesi gerekir. Yeni sistemin özünde Türk milletinin beka ve refah özlemleri ana esastır."
- "Yeni yönetim sistemi, iç ve dış ablukaya karşı milli direnişin burcu"
Geçmişin tecrübeleriyle geleceği kavradıklarının, daha uyanık, daha dikkatli, daha bilinçli hareket ettiklerinin altını çizen Bahçeli, "Tanzimat'tan Islahat Fermanı'na, Meşrutiyet'ten Cumhuriyet dönemine kadar imparatorluğumuzun ayakta kalması amacıyla pek çok görüş, fikir, sistem ve siyaset önerilmiştir. Asıl amaç devleti ayakta tutmak üzerine bina edilmiştir. Bilindiği üzere, Kavalalı Mehmet Ali Paşa vakasıyla başlayan, esasen etaplar halinde hızlanan çözülme süreci, hiçbir pansuman tedaviyle durdurulamamıştı. Devasa imparatorluğun dağılması, paylaşım yüzünden Avrupa'nın birbirine girmesi demekti." diye konuştu.
Osmanlı'nın parçalanmasını sorun çıkarmadan sona erdirme meselesine "Şark Meselesi" adı verildiğini ifade eden Bahçeli, "Türk milleti böylelikle hala devam edegelen kuşatma altına alınmıştır. O gün bugündür Şark Meselesi dozajı artan veya azalan ölçülerde varlığını sürdürmüştür." dedi.
Devlet Bahçeli, yeni yönetim sisteminin her türlü iç ve dış ablukaya karşı milli direnişin burcu, Türk milletinin geçmişle geleceği buluşturan kararı olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Meselenin özünde ve son tahlilde Türklerin Anadolu'dan çıkarılması vardır ki, 106 yıl önce Çanakkale sahillerinde tüm maddi ve manevi imkanlarla kahraman bir kuşak buna set çekmiştir. Anafartalar, Arıburnu ve Conkbayırı'nda Mustafa Kemal'in muhteşem iradesi, cephe komutanı Esat Paşa'nın korku tanımayan idaresi, Seyit Onbaşı'nın sırtına binen bağımsızlık iffeti, Bigalı Mehmet Çavuş'un 25 neferiyle Seddülbahir'den çıkarma yapmak isteyen müstevlilere cesur direnişi, 57'nci alayın şehit şehit arşa yükselişi, Tophaneli Yüzbaşı Hakkı'nın Karanlık Limanı mayınlarla doldurup yenilmez armadaları denize gömüşü, 250 bin şehidin kahramanca kazdığı manevi siperi, çılgın Türklerin konu vatan, konu millet, konu beka olunca neleri yapacağının, nasıl candan geçeceğinin ama vatandan asla vazgeçmeyeceğinin hayranlık uyandıran tarihi şahikasıdır."
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, parlamenter sisteme dönüşün olmadığını belirterek, "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi siyasi, hukuki, ekonomik reformlarla kökleştirilmeli, güçlendirilmelidir." dedi.
Bahçeli, partisinin Ankara Spor Salonu'nda düzenlenen 13. Olağan Büyük Kurultayı'nda konuştu.Sahici bir kurtuluşun, milletin kendi tarihiyle barışması, geçmişiyle yüzleşmesi, milli hüviyetini, manevi ve kültür zenginliğini komplekse düşmeden keşfetmesi olduğunu vurgulayan Bahçeli, "Bunu yapabildiğimiz ölçüde gelecek bizimdir. Diyebiliriz ki geleceğin kudreti Türk milletidir. Çünkü dev uykusundan uyanmış, kükreyerek bölgesel ve küresel realiteyi kavramış ve lehine çevirmek için seferber olmuştur." ifadesini kullandı.
Bugüne kadar, milletlerin yükselmesinin, çökmesinin, düşmesinin, zafer ve başarılarıyla felaket ve mağlubiyetlerinin, hep cihan ruhunun iradesiyle belirlendiğine işaret eden Bahçeli, "Bu cihan ruhu, tarihin farklı devirlerinde, muayyen bir milletin varlığında büyük bir kuvvetle tecelli etmiştir. Türk milleti cihanşümul ruha sahip bir millettir. Şerefli geçmişimizin parlak sayfaları şanlı bir geleceğin müjdesidir." diye konuştu.
Türk milletinin, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi vasıtasıyla tekraren cihan ruhuna talip olduğuna dikkati çeken Bahçeli, şöyle devam etti:
"Uygulama sonuçları itibarıyla göz dolduran bu sistem devlet-ebed müddet, millet-ebed müddet anlayışımızın delinmez zırhı, devrilmez eseridir. Kendimize özgü, bizi bize anlatan, bizi biz yapan, milli kültür ve karakterimizle birebir çakışan, devlet yönetimine denge, toplum hayatına sükunet ve huzur getiren Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, milletler ve medeniyetler mücadelemizde milli ve stratejik gücümüzdür. Milliyetçi Hareket Partisi olarak, 2023 ve takip eden on yılları kapsayan stratejik hedeflerimizin ilki, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne, daha yerinde bir ifadeyle, Türk tipi başkanlık modeline sahip çıkmak, ilke, kural ve kurumlarıyla yaşamasına hizmet etmektir."
- "Güçlendirilmiş parlamenter sistem teklifi beyhudedir"
Bahçeli, "Güçlendirilmiş ve iyileştirilmiş parlamenter sistem teklifleri beyhudedir, eskiye kıvrılıştır, geleceğe dair söyleyecek bir şeyi olmayanların acıklı kıvranmasıdır." görüşünü dile getirdi.
Güçlendirilmiş parlamenter sistem kavramını ilk dile getirenin eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş olduğunu anımsatan Bahçeli, şunları kaydetti:
"Zillet ittifakının, güçlendirilmiş parlamenter sistem ezberi içi boş, günü kurtarmaya dönük taktik bir adımdır. Artık parlamenter sisteme geri dönüş yoktur. Milli iradenin tartışmaya açılması, 2,5 yılını doldurmuş yeni sistemi karalama yarışı demokratik bir haktan öte baskıcı, bağnaz, hoşgörüsüz, hazırlıksız, tahammülsüz ve tahakkümcü bir siyaset ayıbıdır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi siyasi, hukuki ve ekonomik reformlarla kökleştirilmeli ve güçlendirilmelidir. Memnuniyetle söylemek gerekir ki bu süreç kararlılıkla devam etmektedir. Eksik varsa giderilecek, yetersizlik varsa telafi edilecektir."
- "Müspet ve umut verici gelişmelerin işaret fişeği"
Devlet Bahçeli, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan İnsan Hakları Eylem Planı ve Ekonomik Reformlar Paketi'nin müspet ve umut verici gelişmelerin işaret fişeği olduğunu belirtti.
Hükümetin reform zincirini samimiyetle desteklediklerinin ve üzerlerine düşen her sorumluluğu yerine getirmeye hazır olduklarının altını çizen Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu sürecin sivil, geniş katılımlı, herkesi kapsayan, yeni yönetim sisteminin ruhuna ve dokusuna müzahir bir anayasa ile tahkim ve takviye edilmesi ikinci stratejik hedefimizdir. Milliyetçi Hareket Partisi, bu kapsamda gerekli çalışmalarını sürdürmektedir ve önümüzdeki birkaç ay içinde hazırlıklarımız Allah'ın izniyle tamamlanacaktır. Ayrıca Siyasi Partiler Kanunu değiştirilmelidir. Seçim kanunlarında düzenlemeler yapılmalıdır. Siyasi Etik Kanunu çıkarılmalıdır. TBMM İç Tüzüğü yeni sistemle uyumlu ve Meclis çalışmalarıyla ahenkli hale getirilmelidir. Milletvekilliği dokunulmazlığı yeni baştan ele alınmalıdır. Kamu kurumu niteliğindeki mesleki kuruluşlarının yasal ve hukuki yapısı titizlikle gözden geçirilmelidir."
- Kamuoyu araştırmalarının yayımlanmasında değişiklik çağrısı
Bahçeli, kamuoyu araştırmaları ve sonuçlarının yayımlanması hakkında geniş değişikliklerin yapılması ve tedbirlerin alınması gerektiğini de vurgulayarak, "Siyasi maksatlarla ve ekonomik gayelerle bir partiyi parlatıp bir başkasını karalayan anket şirketleri bize göre demokrasi kundakçısı, milli irade dolandırıcısıdır. Temiz toplum, temiz siyaset, temiz yönetim tezahür etmeli, kalpazanlar, çıkarcılar, çarpık zihniyetler, millete husumet besleyen mihraklar, hukuk tanımayan kimliksizler afişe edilip ayıklanmalıdır." diye konuştu.
Adaletli bir gelir dağılımı olması temennisinde bulunan Bahçeli, sosyal yardımların daha da güçlendirilmesinden yana olduklarını bildirdi.
İşsizlikle mücadelede, faizlerin aşağıya çekilmesinde hükümetin kararlılığından duydukları memnuniyeti dile getiren Bahçeli, şu görüşleri paylaştı:
"Fiyat istikrarının sağlanarak enflasyonda kalıcı düşüşleri yakalayacağımız günler uzakta değildir. Günümüz dünyasında siyasi güç silahın yanı sıra, hatta toptan tüfekten daha çok, ekonomik üstünlük ve ticari enerjiyle sağlanmaktadır. Modern dünyanın işleyişi bu yöndedir. Kurtuluş Savaşı'nı kağnıyla kazanan, ama 11 yıl sonra uçak üretmeyi başaran bir milletiz. İnsanımızın ihtiyaç ve isteklerini yerli, milli ve üreten bir ekonomik sistemle karşılamak zorundayız. Askeri, diplomatik ve siyasi muvaffakiyetlerimizi ekonomik gelişmelerle taçlandırmak hem istiklalimizi, hem de istikbalimizi güvenceye kavuşturacaktır."
- "Ekonomideki canlanma vatandaşlarımızın kesesine mutlaka yansıyacaktır"
Ekonomik gelişmelere de değinen Bahçeli, geçtiğimiz yıl küresel ekonominin yüzde 3,5 oranında küçüldüğünü hatırlatarak, "Küresel ticaretteki daralma yüzde 10 düzeyinde, uluslararası yatırımlardaki düşüş yüzde 42 seviyesindedir. Tarihin en büyük küresel borç miktarı Kovid-19 salgını döneminde gerçekleşmiş ve 280 trilyon doları geçmiştir." diye konuştu.
Dünyadaki bu gelişmelere karşılık Türk ekonomisinin 2020 yılında yüzde 1,8 oranında büyüme kaydettiğini belirten Bahçeli, şunları söyledi:
"Ne mutlu bizlere ki G-20 ülkeleri arasında ekonomisi büyüyen iki ülkeden birisi Türkiye olmuştur. Ekonomide yaşanan canlanma ve toparlanma vatandaşlarımızın kesesine, devletimizin kasasına mutlaka yansıyacaktır. Gelecek güzel günler için biraz daha sabırlı olmalıyız. Türkiye istikbalin dirliği amacıyla muazzam bir kalkınma ve demokrasi mucizesini başarmaya şüphesiz muktedirdir. Ülkemizi dünya genelinde demokrasi, özgürlük ve hukukun üstünlüğü konularında kusurlu göstermeye çalışan mihraklar, FETÖ'cülerin, Türk ve İslam düşmanlarının teşvik ve tahrikiyle mesafe alanlardır. Diyorlar ki 'Türkiye'de totaliter eğilimler güçleniyormuş', diyorlar ki 'Demokrasi zayıflamış, düşünce ve ifade hürriyeti kalmamış.' İsveç merkezli bir enstitünün ‘ 2021 Demokrasi Raporu’na göre, ülkemiz Polonya ve Macaristan'dan sonra en fazla otoriterleşen ülke olmuş."
Bu iddiaların hedefinin, Türkiye'ye gelen yabancı yatırımları caydırma, ülkenin uluslararası camiada saygınlığını lekeleme ve milli çıkarlardan taviz beklentisi olduğunu vurgulayan Bahçeli, şu değerlendirmede bulundu:
"FETÖ'cü hainler Yunanistan'ı, hatta diğer AB ülkeleriyle ABD'yi sığınma limanına çevirmişken hiç kimsenin sesi çıkmıyor. Gara'da vatan evlatlarının ensesine kurşun sıkılırken, mazlumlar inim inim inlerken, hiç kimseden insani ve vicdani bir eleştiri gelmiyor. Terörist başı Gülen'in Pensilvanya'da mukim olması hiçbir uluslararası hukuk ve insan hakları savunucusunu rahatsız etmiyor. Avrupa Parlamentosu'nun, Türkiye'nin Suriye'de işgalci olduğunu iddia etmesi de bir diğer ahlaksız isnat, bir başka ucube ithamdır. Bir an düşünelim, Türkiye'de demokrasi olmasaydı, özgürlükler askıya alınsaydı, gece gündüz Cumhurbaşkanı'na hakaret edenler, devlete sövenler, millete karşı gelenler, iş birlikçiler, PKK'nın siyaset uzantıları Meclis'te, belediyede, iş aleminde, medyada, üniversitelerde, dahası sokaklarda nasıl gezecekler, nasıl tehditler savuracaklardı?"
- "Tarihimizin hiçbir döneminde bu milletten diktatör çıkmadı"
Tarihin hiçbir döneminde bu milletin sinesinden diktatör, tiran çıkmadığını, yönetim hayatında ise despotizmin en ufak emaresine tesadüf edilmediğini belirten Bahçeli, demokrasi ahkamı kesenlerin, terörizme özgürlük arayanlar olduğunu ifade etti.
MHP Genel Başkanı Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"'Ekonominizi mahvederim' diyen meczupların, Twitter mesajlarıyla para simsarlarını ve küresel tefecileri üzerimize kışkırtıp döviz kurunu yükseltmelerine müstahak değiliz. Buna asla mahkum olamayız. Milliyetçi Hareket Partisi serbest piyasa mantığını kabullenmektedir. Ancak milli, manevi ve ahlaki değerlerimizle pekişmiş, geleneksel davranış kalıplarımızla perçinlenmiş, rasyonel olduğu kadar irrasyonel eğilimleri de gözetmiş bir ekonomik sistem üzerinde mutlaka çalışmak zorundayız. Bize göre, sürdürülebilir ekonomik büyüme ile sosyal gelişmenin toplamı milli bütünleşmenin temelidir."
- "Etnik gerilimler çok tehlikeli noktalara tırmanıyor"
Bahçeli, dünyada etnik gerilimlerin, inanç ve mezhep temelli husumetlerin çok tehlikeli noktalara tırmandığına işaret ederek, "Şu anda dünya üzerinde 54 ayrı noktada çatışma hakimdir. Bilhassa terörizm insan onurunu, insan varlığını direkt tehdit eden hunhar ve menfur bir felakettir." dedi.
Türkiye'nin bölücü terörün kanlı eylem ve kirli emelleriyle yıllardır mücadele halinde olduğunu anımsatan Bahçeli, şunları kaydetti:
"Bu mücadelede yalnız olduğumuz ortadadır. 'Türk'ün Türk'ten başka dostu yoktur' sözü defalarca tescil edilmiştir. Çok şükür, devlet millet kenetlenmesiyle teröre üst üste darbe vurulmuş, bu kanlı döngünün sonu görünmüştür. Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı, Pençe-Kartal Harekatlarıyla güney sınırlarımız boyunca kurulmak istenen terör devleti engellenmiştir. Hükümetimizin kararlılığı, kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerimizin fedakarlığı, polislerimizin ve güvenlik korucularımızın cesaretiyle ihanetin damarları kesilmiştir."
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Milliyetçi ülkücü hareket, Türklüğün bekasını korumaya yemin etmiş serdengeçtilerin, inanmış vicdanların, ilkeli dava insanlarının düşmeyecek kalesidir." dedi.
Bahçeli, partisinin Ankara Spor Salonu'nda düzenlenen 13. Olağan Büyük Kurultayı'nda konuştu.
Çanakkale ruhunun ilhamıyla, İstiklal Marşı'nın ikramıyla şühedanın itibarıyla ülkücü ömürlerin ihlasıyla 13. Olağan Büyük Kurultayı ifa etmenin emsalsiz kıvancını yaşadıklarını belirten Bahçeli, Edirne'den Kars'a, Mersin'den Trabzon'a, İzmir'den Hakkari'ye kadar ülkenin her yerini, Adriyatik Denizi'nden Çin Seddi'ne, Orta Doğu'dan Kafkaslar'a, Afrika'dan Balkanlar'a milli varlığın asaletini vicdanında taşıyan herkesi selamladı.
Devlet Bahçeli, "Sayılmayız parmak ile tükenmeyiz kırmak ile çünkü biz milliyetçi ülkücü hareketiz. Hesap yapmayız çıkar ile çetele tutmayız heves ile çünkü biz Cumhur İttifakı'yız. Düşmeyiz vurmak ile durmayız engel ile çünkü biz Türk milletiyiz. Vazgeçmeyiz korku ile dönmeyiz tehdit ile çünkü biz Türkiye'yiz. İstiklal için birlik diyoruz, istikbal için dirlik diyoruz. Kazananın Türkiye olacağına candan inanıyoruz." ifadelerini kullandı.
Milli Şair Mehmet Akif Ersoy'un şiirlerine atıf yapan Bahçeli, "Girmeden tefrika bir millete düşman giremez, toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez. Bastığımız yerleri toprak diyerek geçmiyoruz. Hep düşünüyoruz altında nice kefensiz yatanı. Şehit oğluyuz incitmiyoruz atamızı. Vermeyeceğiz dünyaları alsak da bu cennet vatanı. Hakkıdır hür yaşamış bayrağımın hürriyet, hakkıdır hakka tapan milletimin istiklal." şeklinde konuştu.
Kovid-19 salgını nedeniyle kurultaya katılımı mecburen sınırlı tuttuklarına değinen Bahçeli, "Aramızda bulunmayan her dava arkadaşımızla her vatandaşımızla mesafeleri aşan, zamanın dar kalıplarına sığmayan gönül birlikteliği içindeyiz." dedi.
Sağlığın önemini vurgulayan Bahçeli, dikkatli olunması ve tedbirlerle kurallara uyulması gerektiğini söyledi.
Salgın nedeniyle hayatlarını kaybedenlere Allah'tan rahmet, halen tedavi görenlere şifa dileyen Bahçeli, "Rabb'im sizleri, milletimizi ve tüm insanlığı her türlü afet, musibet ve hastalıktan korusun diye dua ediyorum." diye konuştu.
- "Günümüz kutlu, milletimiz huzurlu olsun"
Büyük Kurultay'a katılanlara teşekkür eden Bahçeli, "Günümüz kutlu olsun, milletimiz huzurlu olsun, devletimiz dirlik bulsun." ifadesini kullandı.
Bahçeli, Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu'nun Malazgirt Marşı şiirinden "Yiğitler kan döker bayrak solmaya, Anadolu başlar, vatan olmaya, Kızılelmaya hey Kızılelmaya, En güzel marşını vurmada mehter, Ya Allah, Bismillah, Allahüekber." dizelerini paylaştı.
Tam 52 yıldır siyaset sahnesinde olduklarını dile getiren Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Milli gönüllerdeyiz. Akif'in dediği gibi, üç buçuk soysuzun ardından zağarlık yapmadık. Hele hak namına haksızlığa ölsek tapmadık. Zaman oldu şafağı sökmeyen gecelerde ülkülerimizin nuruyla aydınlandık. Zaman oldu bir hilal uğruna, bir hakikat uğruna, bir haysiyet ufkunda güneş gibi battık. Anılarımızı pusula yaptık, açıldık geleceğe. Acılarımızdan ders aldık tutunduk gerçeklere. Yeri geldi iftiralarla boğuştuk durduk, yeri geldi ihanetlerle boğulmak istendik. Vazgeçmedik sevdamızdan, dönmedik yolumuzdan, şikayet etmedik sırtımızdaki yüklerden. Çünkü yolu doğru olanın yükü ağır olur dedik. Ülkücü olmanın varsa bir bedeli seve seve ödemeyi diledik. Geride kalan 10 yıllar içinde yağmurdan sonra büyüyen başaklar gibi büyüdük, kökleştik. Güzün toprağa serpilip baharla yeşeren tohumlar gibi yeşerdik, yükseldik."
Yazın kuruyup, kışın yatağından taşan nehirler gibi engelleri aştıklarını belirten Bahçeli, şunları kaydetti:
"Tıpkı Ergenekon'dan çıkar gibi hep daha ileriye atıldık. Bir güne sığan asırlık olayları yaşadık. Bin asra bedel bir günlük imtihanlarla yoklandık. Herkes okyanusun içindeki damlaya bakarken biz damlanın içindeki okyanusu gördük. Milliyetçi ülkücü hareket Türk milletine adanmış faziletli hayatların mecmudur. Milliyetçi ülkücü hareket, Türklüğün bekasını korumaya yemin etmiş serdengeçtilerin, inanmış vicdanların, ilkeli dava insanlarının düşmeyecek kalesidir. Ardımızda tarih, yanımızda dava arkadaşlarımız, başımızda al bayrağımız, bağrımızda üç hilalli sancağımız, önümüzde şehitlerimiz, gönlümüzde ülkülerimiz, övgümüzde milletimiz, ömrümüzde milliyetimiz, ölümümüzde bu cennet vatanın toprağı bize yardır dedik, nardır dedik, her zaman da var olacağız diye seslendik."
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Üniter milli devletimizi hançerlemek için ittifak kurmak, yakılan ağaçları yakanlarla tekraren dikmek, bölücü milletvekillerinin TBMM'ye gelen fezlekelerinin önüne arkasına bakalım demek siyaset değildir, adamlık değildir. Neyine bakacaksınız fezlekelerin, önünde hukuk, arkasında adalet vardır." dedi.
Bahçeli, partisinin Ankara Spor Salonu'nda gerçekleştirilen 13. Olağan Büyük Kurultayı'nda konuştu.
MHP yürüdükçe Türkiye düşmanlarının köstebekler gibi saklanacağını belirten Bahçeli, "Biz yürüdükçe, millet yürüyecek, tarih dile gelecek, destanlar söylenecek, Türkiye yükseldikçe yükselecek." dedi.
MHP'nin yürüyüşünden ürkenler olduğuna dikkati çeken Bahçeli, şöyle devam etti:
"Varlığımızdan ürperenler var. Hepsini biliyorsunuz, bütün kötürüm ve köhne emel sahiplerini iyi tanıyorsunuz. Ferasetinizle karanlık oyunları görüyor, kara kampanyaları göğüslüyorsunuz. Türkiye'yi faka bastırmak, tuzağa düşürmek için çırpınan hasis ve hamiyet yoksunu çevreleri ibretle takip ediyorsunuz. Geceleri hesap, gündüzleri hüsran, geçmişleri hezimet, gelecekleri heyula ne kadar müfrit ve münafık varsa alayı bir olmuş, bir araya gelmiş Türkiye'nin ayağından çekiştiriyor, önüne bariyer dikiyor. Sanıyorlar ki, tezgahlarına akıl, sır ermeyecek. Sanıyorlar ki, kumpaslarına güç, takat yetmeyecek. Türkiye'nin karşısında hizalanmak muhalefet değildir. Millet başka bir şey, zillet başka bir şeydir. Türkiye'yi uçuruma çekmenin adı demokrasi değildir. Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne saldırı ve suikastın adı özgürlük değildir, insanlık değildir, insan hakları hiç değildir.
Üniter milli devletimizi hançerlemek için ittifak kurmak, yakılan ağaçları yakanlarla tekraren dikmek, bölücü milletvekillerinin TBMM’ne gelen fezlekelerinin önüne arkasına bakalım demek siyaset değildir, adamlık değildir. Neyine bakacaksınız fezlekelerin, önünde hukuk, arkasında adalet vardır. Yetmiyorsa bu sizlere, önünde millet, arkasında da devlet olduğunu mutlaka göreceksiniz. Fakat gözleri var görmüyor, kulakları var duymuyor, dilleri var söylemiyor."
HDP'nin, Türk demokrasisinin çevresini sarmış mayın tarlası olduğunu ifade eden Devlet Bahçeli, CHP'nin ise Türk siyasetine tutunmuş beşinci kol faaliyeti olduğunu söyledi.
İYİ Partiyi, "Türkiye'nin kötülüğüne hizmetkarlık yapan, siparişle kurulan, uzaktan kumandayla kontrol edilen melanet bir proje" olarak niteleyen Bahçeli, "Kaldı ki, İP'in Başkanı Cumhur İttifakı'nı tanımlarken, etle tırnak gibi demiş, aynı zamanda kader birlikteliği olduğunu söylemiş, kendilerinin ise proje bazlı bir ittifak olduğunu çok açık itiraf ve teyit etmiştir. Dediğimiz de, diyeceğimiz de aynısıyla işte budur. Bu neyin projesidir? Hazırlayanlar kimlerdir? Hedefler manzumesi nelerden ibarettir?" dedi.
- "Tarafımız bellidir, o da Cumhur İttifakı'dır"
Cumhur İttifakı'nın kader ve milli birliktelik olduğunu dile getiren MHP Genel Başkanı Bahçeli, Cumhur İttifakı'nın dürüst bir birliktelik, zalimlere, canilere, terör örgütlerine, ekonomik tetikçilere, küresel emperyalizme karşı tek ses, tek nefes, tek bilek, tek yürekle duruş gösteren cumhurun ruh kökü olduğunu kaydetti.
Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü:"Cumhur İttifakı'nı arayan Pensilvanya'da değil, Kandil'de değil, muhasım çevrelerin kapılarında değil, başkent Ankara'da, dünyaya Türkçe bakan iradenin sağlam ahlakında bulacaktır. Tarafımız bellidir, o da Cumhur İttifakı'dır. 2023'te Cumhurbaşkanı adayımız bellidir, o muhterem isim Sayın Recep Tayyip Erdoğan'dır. Bu vesileyle Sayın Cumhurbaşkanımıza, AK Parti'li kardeşlerimize huzurlarınızda teşekkür ediyor, şükranlarımı sunuyorum. Cumhur İttifakı, 106 yıl önce Çanakkale'yi geçilmez yapan haşmetli imanın, devleşen milli asaletin emanetçisidir. Bizim ittifakımız yalana karşı doğrunun, sahteliğe karşı sadakatin, hıyanete karşı vatan sevgisinin ittifakıdır. Sudan sebeplerle Türkiye'yi kötüleyenlere karşı vakarın ve vefanın ittifakıdır.
Kılıçdaroğlu, bir tarafta Türkiye'de can ve mal güvenliği yok derken, diğer tarafta 10 milyon işsiz olduğunu söyleyerek halt etmiş, kuyruklu yalanlarına sürekli yenilerini eklemiştir. Üstelik her muhtarlığa bir özel kalem müdürü atanırsa işsizliğin sona ereceğini cahilce müjdelemiş. Atalarımız şu veciz sözü boşuna söylememiş, 'Alim ile eyle ülfet alırsın mertebe, cahil ile etme sohbet dönersin merkebe.' CHP Genel Başkanı, tarlayı bilmez, traktöre binmez, çiftçimizi konuşur. Bakkala girmez, manavı görmez, marangozu tanımaz, siftahsız günü sorsanız, soğan sarımsak anlar, gelin görün ki esnafımızı konuşur. Memurlarımızdan ve işçilerimizden bahseder, sıra CHP'ye oy vermeyenlere gelince hakaretleri birbiri ardına sıralamaktan arlanmaz, utanmaz. Ne emeklidir meselesi ne yoksuldur düşüncesi, tek geçim kapısıdır siyasi menfaat çetesi."
- Erken seçim tartışmalarına yanıt verdi
Tıpkı Kovid-19 virüsü gibi, zilletin de bulaşıcı olduğunu ve devamlı mutasyona uğradığını ifade eden Bahçeli, "Çok şükür hükümet, pek çok ülkeyi geride bırakarak şifa olan aşıyı vatandaşlarımızın kullanımına sunmuştur. Zilletin aşısı da 2023 yılının haziran ayında demokratik vasıtalarla yapılacak, ama bu aşı zillete zehir olarak yansıyacaktır. Telaşlanmaya ve tedirgin olmaya mahal yoktur." dedi.
Hakimiyetin kayıtsız şartsız milletin olduğunu vurgulayan Bahçeli, şöyle konuştu:
"Milletin üstünde bir güç ve mercii yoktur, olamayacaktır. Erken seçim diye tutturanlar, erken seçimden başka seçenek kalmadı diye yutturmaya çabalayanlar, iyi bilsinler ki, seçimler zamanında yapılacak, Türkiye rotasından çıkmayacaktır. Cumhur İttifakı'nın tavizsiz ve tavsamaz kararı budur. Cumhuriyet'in 100'üncü yıl dönümü olan 2023'te yeni bir tarih yazılacak, yeni bir sayfa açılacak, muhkem ümitlerin canlılığıyla dirlik içinde istikbale Cumhur İttifakı'yla ulaşılacaktır. Bu cumhurun sözüdür. Bu Türk milletinin gelecek bin yıllara dair beyanıdır. Nitekim Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün dediği üzere, Türk'ün sözü, Türk'ün kendisidir. Peki, bunlar oluyorken, zillet ittifakı nerededir? Suyun kaynağı nereden gelmektedir? Arkasındaki odaklar kimlerdir? Dikkatli bir göz, uyanık bir şuur, teslim olmamış bir mizaç, zillete düşenlerin kukla gibi nasıl oynatıldıklarını, dış güçlere nasıl boyun eğdiklerini, nasıl kullanıldıklarını, terör örgütleriyle iltisak ve irtibatlarını gayet berrak şekilde tarif ve tefrik edecektir.
Bize hiç kimse hikaye anlatmasın. Bize hiç kimse bahane ileri sürmesin. Türk milleti zilleti değil, zaferi, PKK-FETÖ ittifakını değil, cumhurun ittifak zihniyetini seçecektir. Nihayetinde istiklal için birlik, istikbal için dirlik, kazanan Türkiye, kazançlı çıkan da Türk milleti olacaktır."
- "Türk tipi başkanlık modelinin farklı bir isimlendirmesidir"
Türkiye'nin tarihinin en önemli yönetim reformunu Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle başardığını aktaran Bahçeli, yeni sistemin Cumhuriyetin kuruluş ilkelerine dayandığını söyledi.
Parlamenter sistemdeki teklemeler, tıkanmalar, kutuplaşmalar, kafa karışıklıkları, karar sürelerindeki çalkantıların Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle aşıldığına dikkati çeken Devlet Bahçeli, Türk milletinin, tarihsel müktesebatına uygun yönetim sistemiyle gücüne güç kattığını vurguladı.
Türk devlet felsefesine müzahir olan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin işin özünde Türk tipi başkanlık modelinin farklı bir isimlendirmesi olduğunu belirten Bahçeli, "Bir yönetim sisteminin nasıl ve ne şekilde tarif edildiğinden ziyade, fonksiyonel olup olmadığına, beklentileri karşılayıp karşılamadığına, demokratik özellikler taşıyıp taşımadığına, millette karşılık bulup bulmadığına odaklanılması en dengeli bakıştır. Ön yargıları bir kenara bırakarak, Türkiye'nin sistemik düğümünün, sistemsel aksaklıklarının milli iradeyle çözülmesinden herkes memnun ve mutmain olmalıdır." değerlendirmesinde bulundu.
9 Temmuz 2018'den itibaren resmen uygulamaya geçen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin tarihsel ve kültürel maziyle örtüştüğüne vurgu yapan Bahçeli, şunları kaydetti:
"Bir yönetim sisteminin kökleşip olgunlaşması sabahtan akşama olacak şey değildir. Böylesi bir beklenti oluşturmak iyi niyetle izah edilemeyecektir. Yürürlükteki sistemin sadra şifa olması, devlet ve millet hayatına bütün imkanlarıyla nüfuz etmesi için müşterek emek gerekir, zaman gerekir, özveri gerekir, destek gerekir, ters propaganda akıntılarının gemlenmesi gerekir. Yeni sistemin özünde Türk milletinin beka ve refah özlemleri ana esastır."
- "Yeni yönetim sistemi, iç ve dış ablukaya karşı milli direnişin burcu"
Geçmişin tecrübeleriyle geleceği kavradıklarının, daha uyanık, daha dikkatli, daha bilinçli hareket ettiklerinin altını çizen Bahçeli, "Tanzimat'tan Islahat Fermanı'na, Meşrutiyet'ten Cumhuriyet dönemine kadar imparatorluğumuzun ayakta kalması amacıyla pek çok görüş, fikir, sistem ve siyaset önerilmiştir. Asıl amaç devleti ayakta tutmak üzerine bina edilmiştir. Bilindiği üzere, Kavalalı Mehmet Ali Paşa vakasıyla başlayan, esasen etaplar halinde hızlanan çözülme süreci, hiçbir pansuman tedaviyle durdurulamamıştı. Devasa imparatorluğun dağılması, paylaşım yüzünden Avrupa'nın birbirine girmesi demekti." diye konuştu.
Osmanlı'nın parçalanmasını sorun çıkarmadan sona erdirme meselesine "Şark Meselesi" adı verildiğini ifade eden Bahçeli, "Türk milleti böylelikle hala devam edegelen kuşatma altına alınmıştır. O gün bugündür Şark Meselesi dozajı artan veya azalan ölçülerde varlığını sürdürmüştür." dedi.
Devlet Bahçeli, yeni yönetim sisteminin her türlü iç ve dış ablukaya karşı milli direnişin burcu, Türk milletinin geçmişle geleceği buluşturan kararı olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Meselenin özünde ve son tahlilde Türklerin Anadolu'dan çıkarılması vardır ki, 106 yıl önce Çanakkale sahillerinde tüm maddi ve manevi imkanlarla kahraman bir kuşak buna set çekmiştir. Anafartalar, Arıburnu ve Conkbayırı'nda Mustafa Kemal'in muhteşem iradesi, cephe komutanı Esat Paşa'nın korku tanımayan idaresi, Seyit Onbaşı'nın sırtına binen bağımsızlık iffeti, Bigalı Mehmet Çavuş'un 25 neferiyle Seddülbahir'den çıkarma yapmak isteyen müstevlilere cesur direnişi, 57'nci alayın şehit şehit arşa yükselişi, Tophaneli Yüzbaşı Hakkı'nın Karanlık Limanı mayınlarla doldurup yenilmez armadaları denize gömüşü, 250 bin şehidin kahramanca kazdığı manevi siperi, çılgın Türklerin konu vatan, konu millet, konu beka olunca neleri yapacağının, nasıl candan geçeceğinin ama vatandan asla vazgeçmeyeceğinin hayranlık uyandıran tarihi şahikasıdır."
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, parlamenter sisteme dönüşün olmadığını belirterek, "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi siyasi, hukuki, ekonomik reformlarla kökleştirilmeli, güçlendirilmelidir." dedi.
Bahçeli, partisinin Ankara Spor Salonu'nda düzenlenen 13. Olağan Büyük Kurultayı'nda konuştu.Sahici bir kurtuluşun, milletin kendi tarihiyle barışması, geçmişiyle yüzleşmesi, milli hüviyetini, manevi ve kültür zenginliğini komplekse düşmeden keşfetmesi olduğunu vurgulayan Bahçeli, "Bunu yapabildiğimiz ölçüde gelecek bizimdir. Diyebiliriz ki geleceğin kudreti Türk milletidir. Çünkü dev uykusundan uyanmış, kükreyerek bölgesel ve küresel realiteyi kavramış ve lehine çevirmek için seferber olmuştur." ifadesini kullandı.
Bugüne kadar, milletlerin yükselmesinin, çökmesinin, düşmesinin, zafer ve başarılarıyla felaket ve mağlubiyetlerinin, hep cihan ruhunun iradesiyle belirlendiğine işaret eden Bahçeli, "Bu cihan ruhu, tarihin farklı devirlerinde, muayyen bir milletin varlığında büyük bir kuvvetle tecelli etmiştir. Türk milleti cihanşümul ruha sahip bir millettir. Şerefli geçmişimizin parlak sayfaları şanlı bir geleceğin müjdesidir." diye konuştu.
Türk milletinin, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi vasıtasıyla tekraren cihan ruhuna talip olduğuna dikkati çeken Bahçeli, şöyle devam etti:
"Uygulama sonuçları itibarıyla göz dolduran bu sistem devlet-ebed müddet, millet-ebed müddet anlayışımızın delinmez zırhı, devrilmez eseridir. Kendimize özgü, bizi bize anlatan, bizi biz yapan, milli kültür ve karakterimizle birebir çakışan, devlet yönetimine denge, toplum hayatına sükunet ve huzur getiren Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, milletler ve medeniyetler mücadelemizde milli ve stratejik gücümüzdür. Milliyetçi Hareket Partisi olarak, 2023 ve takip eden on yılları kapsayan stratejik hedeflerimizin ilki, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne, daha yerinde bir ifadeyle, Türk tipi başkanlık modeline sahip çıkmak, ilke, kural ve kurumlarıyla yaşamasına hizmet etmektir."
- "Güçlendirilmiş parlamenter sistem teklifi beyhudedir"
Bahçeli, "Güçlendirilmiş ve iyileştirilmiş parlamenter sistem teklifleri beyhudedir, eskiye kıvrılıştır, geleceğe dair söyleyecek bir şeyi olmayanların acıklı kıvranmasıdır." görüşünü dile getirdi.
Güçlendirilmiş parlamenter sistem kavramını ilk dile getirenin eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş olduğunu anımsatan Bahçeli, şunları kaydetti:
"Zillet ittifakının, güçlendirilmiş parlamenter sistem ezberi içi boş, günü kurtarmaya dönük taktik bir adımdır. Artık parlamenter sisteme geri dönüş yoktur. Milli iradenin tartışmaya açılması, 2,5 yılını doldurmuş yeni sistemi karalama yarışı demokratik bir haktan öte baskıcı, bağnaz, hoşgörüsüz, hazırlıksız, tahammülsüz ve tahakkümcü bir siyaset ayıbıdır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi siyasi, hukuki ve ekonomik reformlarla kökleştirilmeli ve güçlendirilmelidir. Memnuniyetle söylemek gerekir ki bu süreç kararlılıkla devam etmektedir. Eksik varsa giderilecek, yetersizlik varsa telafi edilecektir."
- "Müspet ve umut verici gelişmelerin işaret fişeği"
Devlet Bahçeli, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan İnsan Hakları Eylem Planı ve Ekonomik Reformlar Paketi'nin müspet ve umut verici gelişmelerin işaret fişeği olduğunu belirtti.
Hükümetin reform zincirini samimiyetle desteklediklerinin ve üzerlerine düşen her sorumluluğu yerine getirmeye hazır olduklarının altını çizen Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu sürecin sivil, geniş katılımlı, herkesi kapsayan, yeni yönetim sisteminin ruhuna ve dokusuna müzahir bir anayasa ile tahkim ve takviye edilmesi ikinci stratejik hedefimizdir. Milliyetçi Hareket Partisi, bu kapsamda gerekli çalışmalarını sürdürmektedir ve önümüzdeki birkaç ay içinde hazırlıklarımız Allah'ın izniyle tamamlanacaktır. Ayrıca Siyasi Partiler Kanunu değiştirilmelidir. Seçim kanunlarında düzenlemeler yapılmalıdır. Siyasi Etik Kanunu çıkarılmalıdır. TBMM İç Tüzüğü yeni sistemle uyumlu ve Meclis çalışmalarıyla ahenkli hale getirilmelidir. Milletvekilliği dokunulmazlığı yeni baştan ele alınmalıdır. Kamu kurumu niteliğindeki mesleki kuruluşlarının yasal ve hukuki yapısı titizlikle gözden geçirilmelidir."
- Kamuoyu araştırmalarının yayımlanmasında değişiklik çağrısı
Bahçeli, kamuoyu araştırmaları ve sonuçlarının yayımlanması hakkında geniş değişikliklerin yapılması ve tedbirlerin alınması gerektiğini de vurgulayarak, "Siyasi maksatlarla ve ekonomik gayelerle bir partiyi parlatıp bir başkasını karalayan anket şirketleri bize göre demokrasi kundakçısı, milli irade dolandırıcısıdır. Temiz toplum, temiz siyaset, temiz yönetim tezahür etmeli, kalpazanlar, çıkarcılar, çarpık zihniyetler, millete husumet besleyen mihraklar, hukuk tanımayan kimliksizler afişe edilip ayıklanmalıdır." diye konuştu.
Adaletli bir gelir dağılımı olması temennisinde bulunan Bahçeli, sosyal yardımların daha da güçlendirilmesinden yana olduklarını bildirdi.
İşsizlikle mücadelede, faizlerin aşağıya çekilmesinde hükümetin kararlılığından duydukları memnuniyeti dile getiren Bahçeli, şu görüşleri paylaştı:
"Fiyat istikrarının sağlanarak enflasyonda kalıcı düşüşleri yakalayacağımız günler uzakta değildir. Günümüz dünyasında siyasi güç silahın yanı sıra, hatta toptan tüfekten daha çok, ekonomik üstünlük ve ticari enerjiyle sağlanmaktadır. Modern dünyanın işleyişi bu yöndedir. Kurtuluş Savaşı'nı kağnıyla kazanan, ama 11 yıl sonra uçak üretmeyi başaran bir milletiz. İnsanımızın ihtiyaç ve isteklerini yerli, milli ve üreten bir ekonomik sistemle karşılamak zorundayız. Askeri, diplomatik ve siyasi muvaffakiyetlerimizi ekonomik gelişmelerle taçlandırmak hem istiklalimizi, hem de istikbalimizi güvenceye kavuşturacaktır."
- "Ekonomideki canlanma vatandaşlarımızın kesesine mutlaka yansıyacaktır"
Ekonomik gelişmelere de değinen Bahçeli, geçtiğimiz yıl küresel ekonominin yüzde 3,5 oranında küçüldüğünü hatırlatarak, "Küresel ticaretteki daralma yüzde 10 düzeyinde, uluslararası yatırımlardaki düşüş yüzde 42 seviyesindedir. Tarihin en büyük küresel borç miktarı Kovid-19 salgını döneminde gerçekleşmiş ve 280 trilyon doları geçmiştir." diye konuştu.
Dünyadaki bu gelişmelere karşılık Türk ekonomisinin 2020 yılında yüzde 1,8 oranında büyüme kaydettiğini belirten Bahçeli, şunları söyledi:
"Ne mutlu bizlere ki G-20 ülkeleri arasında ekonomisi büyüyen iki ülkeden birisi Türkiye olmuştur. Ekonomide yaşanan canlanma ve toparlanma vatandaşlarımızın kesesine, devletimizin kasasına mutlaka yansıyacaktır. Gelecek güzel günler için biraz daha sabırlı olmalıyız. Türkiye istikbalin dirliği amacıyla muazzam bir kalkınma ve demokrasi mucizesini başarmaya şüphesiz muktedirdir. Ülkemizi dünya genelinde demokrasi, özgürlük ve hukukun üstünlüğü konularında kusurlu göstermeye çalışan mihraklar, FETÖ'cülerin, Türk ve İslam düşmanlarının teşvik ve tahrikiyle mesafe alanlardır. Diyorlar ki 'Türkiye'de totaliter eğilimler güçleniyormuş', diyorlar ki 'Demokrasi zayıflamış, düşünce ve ifade hürriyeti kalmamış.' İsveç merkezli bir enstitünün ‘ 2021 Demokrasi Raporu’na göre, ülkemiz Polonya ve Macaristan'dan sonra en fazla otoriterleşen ülke olmuş."
Bu iddiaların hedefinin, Türkiye'ye gelen yabancı yatırımları caydırma, ülkenin uluslararası camiada saygınlığını lekeleme ve milli çıkarlardan taviz beklentisi olduğunu vurgulayan Bahçeli, şu değerlendirmede bulundu:
"FETÖ'cü hainler Yunanistan'ı, hatta diğer AB ülkeleriyle ABD'yi sığınma limanına çevirmişken hiç kimsenin sesi çıkmıyor. Gara'da vatan evlatlarının ensesine kurşun sıkılırken, mazlumlar inim inim inlerken, hiç kimseden insani ve vicdani bir eleştiri gelmiyor. Terörist başı Gülen'in Pensilvanya'da mukim olması hiçbir uluslararası hukuk ve insan hakları savunucusunu rahatsız etmiyor. Avrupa Parlamentosu'nun, Türkiye'nin Suriye'de işgalci olduğunu iddia etmesi de bir diğer ahlaksız isnat, bir başka ucube ithamdır. Bir an düşünelim, Türkiye'de demokrasi olmasaydı, özgürlükler askıya alınsaydı, gece gündüz Cumhurbaşkanı'na hakaret edenler, devlete sövenler, millete karşı gelenler, iş birlikçiler, PKK'nın siyaset uzantıları Meclis'te, belediyede, iş aleminde, medyada, üniversitelerde, dahası sokaklarda nasıl gezecekler, nasıl tehditler savuracaklardı?"
- "Tarihimizin hiçbir döneminde bu milletten diktatör çıkmadı"
Tarihin hiçbir döneminde bu milletin sinesinden diktatör, tiran çıkmadığını, yönetim hayatında ise despotizmin en ufak emaresine tesadüf edilmediğini belirten Bahçeli, demokrasi ahkamı kesenlerin, terörizme özgürlük arayanlar olduğunu ifade etti.
MHP Genel Başkanı Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"'Ekonominizi mahvederim' diyen meczupların, Twitter mesajlarıyla para simsarlarını ve küresel tefecileri üzerimize kışkırtıp döviz kurunu yükseltmelerine müstahak değiliz. Buna asla mahkum olamayız. Milliyetçi Hareket Partisi serbest piyasa mantığını kabullenmektedir. Ancak milli, manevi ve ahlaki değerlerimizle pekişmiş, geleneksel davranış kalıplarımızla perçinlenmiş, rasyonel olduğu kadar irrasyonel eğilimleri de gözetmiş bir ekonomik sistem üzerinde mutlaka çalışmak zorundayız. Bize göre, sürdürülebilir ekonomik büyüme ile sosyal gelişmenin toplamı milli bütünleşmenin temelidir."
- "Etnik gerilimler çok tehlikeli noktalara tırmanıyor"
Bahçeli, dünyada etnik gerilimlerin, inanç ve mezhep temelli husumetlerin çok tehlikeli noktalara tırmandığına işaret ederek, "Şu anda dünya üzerinde 54 ayrı noktada çatışma hakimdir. Bilhassa terörizm insan onurunu, insan varlığını direkt tehdit eden hunhar ve menfur bir felakettir." dedi.
Türkiye'nin bölücü terörün kanlı eylem ve kirli emelleriyle yıllardır mücadele halinde olduğunu anımsatan Bahçeli, şunları kaydetti:
"Bu mücadelede yalnız olduğumuz ortadadır. 'Türk'ün Türk'ten başka dostu yoktur' sözü defalarca tescil edilmiştir. Çok şükür, devlet millet kenetlenmesiyle teröre üst üste darbe vurulmuş, bu kanlı döngünün sonu görünmüştür. Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı, Pençe-Kartal Harekatlarıyla güney sınırlarımız boyunca kurulmak istenen terör devleti engellenmiştir. Hükümetimizin kararlılığı, kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerimizin fedakarlığı, polislerimizin ve güvenlik korucularımızın cesaretiyle ihanetin damarları kesilmiştir."
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Milliyetçi ülkücü hareket, Türklüğün bekasını korumaya yemin etmiş serdengeçtilerin, inanmış vicdanların, ilkeli dava insanlarının düşmeyecek kalesidir." dedi.
Bahçeli, partisinin Ankara Spor Salonu'nda düzenlenen 13. Olağan Büyük Kurultayı'nda konuştu.
Çanakkale ruhunun ilhamıyla, İstiklal Marşı'nın ikramıyla şühedanın itibarıyla ülkücü ömürlerin ihlasıyla 13. Olağan Büyük Kurultayı ifa etmenin emsalsiz kıvancını yaşadıklarını belirten Bahçeli, Edirne'den Kars'a, Mersin'den Trabzon'a, İzmir'den Hakkari'ye kadar ülkenin her yerini, Adriyatik Denizi'nden Çin Seddi'ne, Orta Doğu'dan Kafkaslar'a, Afrika'dan Balkanlar'a milli varlığın asaletini vicdanında taşıyan herkesi selamladı.
Devlet Bahçeli, "Sayılmayız parmak ile tükenmeyiz kırmak ile çünkü biz milliyetçi ülkücü hareketiz. Hesap yapmayız çıkar ile çetele tutmayız heves ile çünkü biz Cumhur İttifakı'yız. Düşmeyiz vurmak ile durmayız engel ile çünkü biz Türk milletiyiz. Vazgeçmeyiz korku ile dönmeyiz tehdit ile çünkü biz Türkiye'yiz. İstiklal için birlik diyoruz, istikbal için dirlik diyoruz. Kazananın Türkiye olacağına candan inanıyoruz." ifadelerini kullandı.
Milli Şair Mehmet Akif Ersoy'un şiirlerine atıf yapan Bahçeli, "Girmeden tefrika bir millete düşman giremez, toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez. Bastığımız yerleri toprak diyerek geçmiyoruz. Hep düşünüyoruz altında nice kefensiz yatanı. Şehit oğluyuz incitmiyoruz atamızı. Vermeyeceğiz dünyaları alsak da bu cennet vatanı. Hakkıdır hür yaşamış bayrağımın hürriyet, hakkıdır hakka tapan milletimin istiklal." şeklinde konuştu.
Kovid-19 salgını nedeniyle kurultaya katılımı mecburen sınırlı tuttuklarına değinen Bahçeli, "Aramızda bulunmayan her dava arkadaşımızla her vatandaşımızla mesafeleri aşan, zamanın dar kalıplarına sığmayan gönül birlikteliği içindeyiz." dedi.
Sağlığın önemini vurgulayan Bahçeli, dikkatli olunması ve tedbirlerle kurallara uyulması gerektiğini söyledi.
Salgın nedeniyle hayatlarını kaybedenlere Allah'tan rahmet, halen tedavi görenlere şifa dileyen Bahçeli, "Rabb'im sizleri, milletimizi ve tüm insanlığı her türlü afet, musibet ve hastalıktan korusun diye dua ediyorum." diye konuştu.
- "Günümüz kutlu, milletimiz huzurlu olsun"
Büyük Kurultay'a katılanlara teşekkür eden Bahçeli, "Günümüz kutlu olsun, milletimiz huzurlu olsun, devletimiz dirlik bulsun." ifadesini kullandı.
Bahçeli, Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu'nun Malazgirt Marşı şiirinden "Yiğitler kan döker bayrak solmaya, Anadolu başlar, vatan olmaya, Kızılelmaya hey Kızılelmaya, En güzel marşını vurmada mehter, Ya Allah, Bismillah, Allahüekber." dizelerini paylaştı.
Tam 52 yıldır siyaset sahnesinde olduklarını dile getiren Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Milli gönüllerdeyiz. Akif'in dediği gibi, üç buçuk soysuzun ardından zağarlık yapmadık. Hele hak namına haksızlığa ölsek tapmadık. Zaman oldu şafağı sökmeyen gecelerde ülkülerimizin nuruyla aydınlandık. Zaman oldu bir hilal uğruna, bir hakikat uğruna, bir haysiyet ufkunda güneş gibi battık. Anılarımızı pusula yaptık, açıldık geleceğe. Acılarımızdan ders aldık tutunduk gerçeklere. Yeri geldi iftiralarla boğuştuk durduk, yeri geldi ihanetlerle boğulmak istendik. Vazgeçmedik sevdamızdan, dönmedik yolumuzdan, şikayet etmedik sırtımızdaki yüklerden. Çünkü yolu doğru olanın yükü ağır olur dedik. Ülkücü olmanın varsa bir bedeli seve seve ödemeyi diledik. Geride kalan 10 yıllar içinde yağmurdan sonra büyüyen başaklar gibi büyüdük, kökleştik. Güzün toprağa serpilip baharla yeşeren tohumlar gibi yeşerdik, yükseldik."
Yazın kuruyup, kışın yatağından taşan nehirler gibi engelleri aştıklarını belirten Bahçeli, şunları kaydetti:
"Tıpkı Ergenekon'dan çıkar gibi hep daha ileriye atıldık. Bir güne sığan asırlık olayları yaşadık. Bin asra bedel bir günlük imtihanlarla yoklandık. Herkes okyanusun içindeki damlaya bakarken biz damlanın içindeki okyanusu gördük. Milliyetçi ülkücü hareket Türk milletine adanmış faziletli hayatların mecmudur. Milliyetçi ülkücü hareket, Türklüğün bekasını korumaya yemin etmiş serdengeçtilerin, inanmış vicdanların, ilkeli dava insanlarının düşmeyecek kalesidir. Ardımızda tarih, yanımızda dava arkadaşlarımız, başımızda al bayrağımız, bağrımızda üç hilalli sancağımız, önümüzde şehitlerimiz, gönlümüzde ülkülerimiz, övgümüzde milletimiz, ömrümüzde milliyetimiz, ölümümüzde bu cennet vatanın toprağı bize yardır dedik, nardır dedik, her zaman da var olacağız diye seslendik."
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Üniter milli devletimizi hançerlemek için ittifak kurmak, yakılan ağaçları yakanlarla tekraren dikmek, bölücü milletvekillerinin TBMM'ye gelen fezlekelerinin önüne arkasına bakalım demek siyaset değildir, adamlık değildir. Neyine bakacaksınız fezlekelerin, önünde hukuk, arkasında adalet vardır." dedi.
Bahçeli, partisinin Ankara Spor Salonu'nda gerçekleştirilen 13. Olağan Büyük Kurultayı'nda konuştu.
MHP yürüdükçe Türkiye düşmanlarının köstebekler gibi saklanacağını belirten Bahçeli, "Biz yürüdükçe, millet yürüyecek, tarih dile gelecek, destanlar söylenecek, Türkiye yükseldikçe yükselecek." dedi.
MHP'nin yürüyüşünden ürkenler olduğuna dikkati çeken Bahçeli, şöyle devam etti:
"Varlığımızdan ürperenler var. Hepsini biliyorsunuz, bütün kötürüm ve köhne emel sahiplerini iyi tanıyorsunuz. Ferasetinizle karanlık oyunları görüyor, kara kampanyaları göğüslüyorsunuz. Türkiye'yi faka bastırmak, tuzağa düşürmek için çırpınan hasis ve hamiyet yoksunu çevreleri ibretle takip ediyorsunuz. Geceleri hesap, gündüzleri hüsran, geçmişleri hezimet, gelecekleri heyula ne kadar müfrit ve münafık varsa alayı bir olmuş, bir araya gelmiş Türkiye'nin ayağından çekiştiriyor, önüne bariyer dikiyor. Sanıyorlar ki, tezgahlarına akıl, sır ermeyecek. Sanıyorlar ki, kumpaslarına güç, takat yetmeyecek. Türkiye'nin karşısında hizalanmak muhalefet değildir. Millet başka bir şey, zillet başka bir şeydir. Türkiye'yi uçuruma çekmenin adı demokrasi değildir. Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne saldırı ve suikastın adı özgürlük değildir, insanlık değildir, insan hakları hiç değildir.
Üniter milli devletimizi hançerlemek için ittifak kurmak, yakılan ağaçları yakanlarla tekraren dikmek, bölücü milletvekillerinin TBMM’ne gelen fezlekelerinin önüne arkasına bakalım demek siyaset değildir, adamlık değildir. Neyine bakacaksınız fezlekelerin, önünde hukuk, arkasında adalet vardır. Yetmiyorsa bu sizlere, önünde millet, arkasında da devlet olduğunu mutlaka göreceksiniz. Fakat gözleri var görmüyor, kulakları var duymuyor, dilleri var söylemiyor."
HDP'nin, Türk demokrasisinin çevresini sarmış mayın tarlası olduğunu ifade eden Devlet Bahçeli, CHP'nin ise Türk siyasetine tutunmuş beşinci kol faaliyeti olduğunu söyledi.
İYİ Partiyi, "Türkiye'nin kötülüğüne hizmetkarlık yapan, siparişle kurulan, uzaktan kumandayla kontrol edilen melanet bir proje" olarak niteleyen Bahçeli, "Kaldı ki, İP'in Başkanı Cumhur İttifakı'nı tanımlarken, etle tırnak gibi demiş, aynı zamanda kader birlikteliği olduğunu söylemiş, kendilerinin ise proje bazlı bir ittifak olduğunu çok açık itiraf ve teyit etmiştir. Dediğimiz de, diyeceğimiz de aynısıyla işte budur. Bu neyin projesidir? Hazırlayanlar kimlerdir? Hedefler manzumesi nelerden ibarettir?" dedi.
- "Tarafımız bellidir, o da Cumhur İttifakı'dır"
Cumhur İttifakı'nın kader ve milli birliktelik olduğunu dile getiren MHP Genel Başkanı Bahçeli, Cumhur İttifakı'nın dürüst bir birliktelik, zalimlere, canilere, terör örgütlerine, ekonomik tetikçilere, küresel emperyalizme karşı tek ses, tek nefes, tek bilek, tek yürekle duruş gösteren cumhurun ruh kökü olduğunu kaydetti.
Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü:"Cumhur İttifakı'nı arayan Pensilvanya'da değil, Kandil'de değil, muhasım çevrelerin kapılarında değil, başkent Ankara'da, dünyaya Türkçe bakan iradenin sağlam ahlakında bulacaktır. Tarafımız bellidir, o da Cumhur İttifakı'dır. 2023'te Cumhurbaşkanı adayımız bellidir, o muhterem isim Sayın Recep Tayyip Erdoğan'dır. Bu vesileyle Sayın Cumhurbaşkanımıza, AK Parti'li kardeşlerimize huzurlarınızda teşekkür ediyor, şükranlarımı sunuyorum. Cumhur İttifakı, 106 yıl önce Çanakkale'yi geçilmez yapan haşmetli imanın, devleşen milli asaletin emanetçisidir. Bizim ittifakımız yalana karşı doğrunun, sahteliğe karşı sadakatin, hıyanete karşı vatan sevgisinin ittifakıdır. Sudan sebeplerle Türkiye'yi kötüleyenlere karşı vakarın ve vefanın ittifakıdır.
Kılıçdaroğlu, bir tarafta Türkiye'de can ve mal güvenliği yok derken, diğer tarafta 10 milyon işsiz olduğunu söyleyerek halt etmiş, kuyruklu yalanlarına sürekli yenilerini eklemiştir. Üstelik her muhtarlığa bir özel kalem müdürü atanırsa işsizliğin sona ereceğini cahilce müjdelemiş. Atalarımız şu veciz sözü boşuna söylememiş, 'Alim ile eyle ülfet alırsın mertebe, cahil ile etme sohbet dönersin merkebe.' CHP Genel Başkanı, tarlayı bilmez, traktöre binmez, çiftçimizi konuşur. Bakkala girmez, manavı görmez, marangozu tanımaz, siftahsız günü sorsanız, soğan sarımsak anlar, gelin görün ki esnafımızı konuşur. Memurlarımızdan ve işçilerimizden bahseder, sıra CHP'ye oy vermeyenlere gelince hakaretleri birbiri ardına sıralamaktan arlanmaz, utanmaz. Ne emeklidir meselesi ne yoksuldur düşüncesi, tek geçim kapısıdır siyasi menfaat çetesi."
- Erken seçim tartışmalarına yanıt verdi
Tıpkı Kovid-19 virüsü gibi, zilletin de bulaşıcı olduğunu ve devamlı mutasyona uğradığını ifade eden Bahçeli, "Çok şükür hükümet, pek çok ülkeyi geride bırakarak şifa olan aşıyı vatandaşlarımızın kullanımına sunmuştur. Zilletin aşısı da 2023 yılının haziran ayında demokratik vasıtalarla yapılacak, ama bu aşı zillete zehir olarak yansıyacaktır. Telaşlanmaya ve tedirgin olmaya mahal yoktur." dedi.
Hakimiyetin kayıtsız şartsız milletin olduğunu vurgulayan Bahçeli, şöyle konuştu:
"Milletin üstünde bir güç ve mercii yoktur, olamayacaktır. Erken seçim diye tutturanlar, erken seçimden başka seçenek kalmadı diye yutturmaya çabalayanlar, iyi bilsinler ki, seçimler zamanında yapılacak, Türkiye rotasından çıkmayacaktır. Cumhur İttifakı'nın tavizsiz ve tavsamaz kararı budur. Cumhuriyet'in 100'üncü yıl dönümü olan 2023'te yeni bir tarih yazılacak, yeni bir sayfa açılacak, muhkem ümitlerin canlılığıyla dirlik içinde istikbale Cumhur İttifakı'yla ulaşılacaktır. Bu cumhurun sözüdür. Bu Türk milletinin gelecek bin yıllara dair beyanıdır. Nitekim Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün dediği üzere, Türk'ün sözü, Türk'ün kendisidir. Peki, bunlar oluyorken, zillet ittifakı nerededir? Suyun kaynağı nereden gelmektedir? Arkasındaki odaklar kimlerdir? Dikkatli bir göz, uyanık bir şuur, teslim olmamış bir mizaç, zillete düşenlerin kukla gibi nasıl oynatıldıklarını, dış güçlere nasıl boyun eğdiklerini, nasıl kullanıldıklarını, terör örgütleriyle iltisak ve irtibatlarını gayet berrak şekilde tarif ve tefrik edecektir.
Bize hiç kimse hikaye anlatmasın. Bize hiç kimse bahane ileri sürmesin. Türk milleti zilleti değil, zaferi, PKK-FETÖ ittifakını değil, cumhurun ittifak zihniyetini seçecektir. Nihayetinde istiklal için birlik, istikbal için dirlik, kazanan Türkiye, kazançlı çıkan da Türk milleti olacaktır."
- "Türk tipi başkanlık modelinin farklı bir isimlendirmesidir"
Türkiye'nin tarihinin en önemli yönetim reformunu Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle başardığını aktaran Bahçeli, yeni sistemin Cumhuriyetin kuruluş ilkelerine dayandığını söyledi.
Parlamenter sistemdeki teklemeler, tıkanmalar, kutuplaşmalar, kafa karışıklıkları, karar sürelerindeki çalkantıların Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle aşıldığına dikkati çeken Devlet Bahçeli, Türk milletinin, tarihsel müktesebatına uygun yönetim sistemiyle gücüne güç kattığını vurguladı.
Türk devlet felsefesine müzahir olan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin işin özünde Türk tipi başkanlık modelinin farklı bir isimlendirmesi olduğunu belirten Bahçeli, "Bir yönetim sisteminin nasıl ve ne şekilde tarif edildiğinden ziyade, fonksiyonel olup olmadığına, beklentileri karşılayıp karşılamadığına, demokratik özellikler taşıyıp taşımadığına, millette karşılık bulup bulmadığına odaklanılması en dengeli bakıştır. Ön yargıları bir kenara bırakarak, Türkiye'nin sistemik düğümünün, sistemsel aksaklıklarının milli iradeyle çözülmesinden herkes memnun ve mutmain olmalıdır." değerlendirmesinde bulundu.
9 Temmuz 2018'den itibaren resmen uygulamaya geçen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin tarihsel ve kültürel maziyle örtüştüğüne vurgu yapan Bahçeli, şunları kaydetti:
"Bir yönetim sisteminin kökleşip olgunlaşması sabahtan akşama olacak şey değildir. Böylesi bir beklenti oluşturmak iyi niyetle izah edilemeyecektir. Yürürlükteki sistemin sadra şifa olması, devlet ve millet hayatına bütün imkanlarıyla nüfuz etmesi için müşterek emek gerekir, zaman gerekir, özveri gerekir, destek gerekir, ters propaganda akıntılarının gemlenmesi gerekir. Yeni sistemin özünde Türk milletinin beka ve refah özlemleri ana esastır."
- "Yeni yönetim sistemi, iç ve dış ablukaya karşı milli direnişin burcu"
Geçmişin tecrübeleriyle geleceği kavradıklarının, daha uyanık, daha dikkatli, daha bilinçli hareket ettiklerinin altını çizen Bahçeli, "Tanzimat'tan Islahat Fermanı'na, Meşrutiyet'ten Cumhuriyet dönemine kadar imparatorluğumuzun ayakta kalması amacıyla pek çok görüş, fikir, sistem ve siyaset önerilmiştir. Asıl amaç devleti ayakta tutmak üzerine bina edilmiştir. Bilindiği üzere, Kavalalı Mehmet Ali Paşa vakasıyla başlayan, esasen etaplar halinde hızlanan çözülme süreci, hiçbir pansuman tedaviyle durdurulamamıştı. Devasa imparatorluğun dağılması, paylaşım yüzünden Avrupa'nın birbirine girmesi demekti." diye konuştu.
Osmanlı'nın parçalanmasını sorun çıkarmadan sona erdirme meselesine "Şark Meselesi" adı verildiğini ifade eden Bahçeli, "Türk milleti böylelikle hala devam edegelen kuşatma altına alınmıştır. O gün bugündür Şark Meselesi dozajı artan veya azalan ölçülerde varlığını sürdürmüştür." dedi.
Devlet Bahçeli, yeni yönetim sisteminin her türlü iç ve dış ablukaya karşı milli direnişin burcu, Türk milletinin geçmişle geleceği buluşturan kararı olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Meselenin özünde ve son tahlilde Türklerin Anadolu'dan çıkarılması vardır ki, 106 yıl önce Çanakkale sahillerinde tüm maddi ve manevi imkanlarla kahraman bir kuşak buna set çekmiştir. Anafartalar, Arıburnu ve Conkbayırı'nda Mustafa Kemal'in muhteşem iradesi, cephe komutanı Esat Paşa'nın korku tanımayan idaresi, Seyit Onbaşı'nın sırtına binen bağımsızlık iffeti, Bigalı Mehmet Çavuş'un 25 neferiyle Seddülbahir'den çıkarma yapmak isteyen müstevlilere cesur direnişi, 57'nci alayın şehit şehit arşa yükselişi, Tophaneli Yüzbaşı Hakkı'nın Karanlık Limanı mayınlarla doldurup yenilmez armadaları denize gömüşü, 250 bin şehidin kahramanca kazdığı manevi siperi, çılgın Türklerin konu vatan, konu millet, konu beka olunca neleri yapacağının, nasıl candan geçeceğinin ama vatandan asla vazgeçmeyeceğinin hayranlık uyandıran tarihi şahikasıdır."
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, parlamenter sisteme dönüşün olmadığını belirterek, "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi siyasi, hukuki, ekonomik reformlarla kökleştirilmeli, güçlendirilmelidir." dedi.
Bahçeli, partisinin Ankara Spor Salonu'nda düzenlenen 13. Olağan Büyük Kurultayı'nda konuştu.Sahici bir kurtuluşun, milletin kendi tarihiyle barışması, geçmişiyle yüzleşmesi, milli hüviyetini, manevi ve kültür zenginliğini komplekse düşmeden keşfetmesi olduğunu vurgulayan Bahçeli, "Bunu yapabildiğimiz ölçüde gelecek bizimdir. Diyebiliriz ki geleceğin kudreti Türk milletidir. Çünkü dev uykusundan uyanmış, kükreyerek bölgesel ve küresel realiteyi kavramış ve lehine çevirmek için seferber olmuştur." ifadesini kullandı.
Bugüne kadar, milletlerin yükselmesinin, çökmesinin, düşmesinin, zafer ve başarılarıyla felaket ve mağlubiyetlerinin, hep cihan ruhunun iradesiyle belirlendiğine işaret eden Bahçeli, "Bu cihan ruhu, tarihin farklı devirlerinde, muayyen bir milletin varlığında büyük bir kuvvetle tecelli etmiştir. Türk milleti cihanşümul ruha sahip bir millettir. Şerefli geçmişimizin parlak sayfaları şanlı bir geleceğin müjdesidir." diye konuştu.
Türk milletinin, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi vasıtasıyla tekraren cihan ruhuna talip olduğuna dikkati çeken Bahçeli, şöyle devam etti:
"Uygulama sonuçları itibarıyla göz dolduran bu sistem devlet-ebed müddet, millet-ebed müddet anlayışımızın delinmez zırhı, devrilmez eseridir. Kendimize özgü, bizi bize anlatan, bizi biz yapan, milli kültür ve karakterimizle birebir çakışan, devlet yönetimine denge, toplum hayatına sükunet ve huzur getiren Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, milletler ve medeniyetler mücadelemizde milli ve stratejik gücümüzdür. Milliyetçi Hareket Partisi olarak, 2023 ve takip eden on yılları kapsayan stratejik hedeflerimizin ilki, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne, daha yerinde bir ifadeyle, Türk tipi başkanlık modeline sahip çıkmak, ilke, kural ve kurumlarıyla yaşamasına hizmet etmektir."
- "Güçlendirilmiş parlamenter sistem teklifi beyhudedir"
Bahçeli, "Güçlendirilmiş ve iyileştirilmiş parlamenter sistem teklifleri beyhudedir, eskiye kıvrılıştır, geleceğe dair söyleyecek bir şeyi olmayanların acıklı kıvranmasıdır." görüşünü dile getirdi.
Güçlendirilmiş parlamenter sistem kavramını ilk dile getirenin eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş olduğunu anımsatan Bahçeli, şunları kaydetti:
"Zillet ittifakının, güçlendirilmiş parlamenter sistem ezberi içi boş, günü kurtarmaya dönük taktik bir adımdır. Artık parlamenter sisteme geri dönüş yoktur. Milli iradenin tartışmaya açılması, 2,5 yılını doldurmuş yeni sistemi karalama yarışı demokratik bir haktan öte baskıcı, bağnaz, hoşgörüsüz, hazırlıksız, tahammülsüz ve tahakkümcü bir siyaset ayıbıdır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi siyasi, hukuki ve ekonomik reformlarla kökleştirilmeli ve güçlendirilmelidir. Memnuniyetle söylemek gerekir ki bu süreç kararlılıkla devam etmektedir. Eksik varsa giderilecek, yetersizlik varsa telafi edilecektir."
- "Müspet ve umut verici gelişmelerin işaret fişeği"
Devlet Bahçeli, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan İnsan Hakları Eylem Planı ve Ekonomik Reformlar Paketi'nin müspet ve umut verici gelişmelerin işaret fişeği olduğunu belirtti.
Hükümetin reform zincirini samimiyetle desteklediklerinin ve üzerlerine düşen her sorumluluğu yerine getirmeye hazır olduklarının altını çizen Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu sürecin sivil, geniş katılımlı, herkesi kapsayan, yeni yönetim sisteminin ruhuna ve dokusuna müzahir bir anayasa ile tahkim ve takviye edilmesi ikinci stratejik hedefimizdir. Milliyetçi Hareket Partisi, bu kapsamda gerekli çalışmalarını sürdürmektedir ve önümüzdeki birkaç ay içinde hazırlıklarımız Allah'ın izniyle tamamlanacaktır. Ayrıca Siyasi Partiler Kanunu değiştirilmelidir. Seçim kanunlarında düzenlemeler yapılmalıdır. Siyasi Etik Kanunu çıkarılmalıdır. TBMM İç Tüzüğü yeni sistemle uyumlu ve Meclis çalışmalarıyla ahenkli hale getirilmelidir. Milletvekilliği dokunulmazlığı yeni baştan ele alınmalıdır. Kamu kurumu niteliğindeki mesleki kuruluşlarının yasal ve hukuki yapısı titizlikle gözden geçirilmelidir."
- Kamuoyu araştırmalarının yayımlanmasında değişiklik çağrısı
Bahçeli, kamuoyu araştırmaları ve sonuçlarının yayımlanması hakkında geniş değişikliklerin yapılması ve tedbirlerin alınması gerektiğini de vurgulayarak, "Siyasi maksatlarla ve ekonomik gayelerle bir partiyi parlatıp bir başkasını karalayan anket şirketleri bize göre demokrasi kundakçısı, milli irade dolandırıcısıdır. Temiz toplum, temiz siyaset, temiz yönetim tezahür etmeli, kalpazanlar, çıkarcılar, çarpık zihniyetler, millete husumet besleyen mihraklar, hukuk tanımayan kimliksizler afişe edilip ayıklanmalıdır." diye konuştu.
Adaletli bir gelir dağılımı olması temennisinde bulunan Bahçeli, sosyal yardımların daha da güçlendirilmesinden yana olduklarını bildirdi.
İşsizlikle mücadelede, faizlerin aşağıya çekilmesinde hükümetin kararlılığından duydukları memnuniyeti dile getiren Bahçeli, şu görüşleri paylaştı:
"Fiyat istikrarının sağlanarak enflasyonda kalıcı düşüşleri yakalayacağımız günler uzakta değildir. Günümüz dünyasında siyasi güç silahın yanı sıra, hatta toptan tüfekten daha çok, ekonomik üstünlük ve ticari enerjiyle sağlanmaktadır. Modern dünyanın işleyişi bu yöndedir. Kurtuluş Savaşı'nı kağnıyla kazanan, ama 11 yıl sonra uçak üretmeyi başaran bir milletiz. İnsanımızın ihtiyaç ve isteklerini yerli, milli ve üreten bir ekonomik sistemle karşılamak zorundayız. Askeri, diplomatik ve siyasi muvaffakiyetlerimizi ekonomik gelişmelerle taçlandırmak hem istiklalimizi, hem de istikbalimizi güvenceye kavuşturacaktır."
- "Ekonomideki canlanma vatandaşlarımızın kesesine mutlaka yansıyacaktır"
Ekonomik gelişmelere de değinen Bahçeli, geçtiğimiz yıl küresel ekonominin yüzde 3,5 oranında küçüldüğünü hatırlatarak, "Küresel ticaretteki daralma yüzde 10 düzeyinde, uluslararası yatırımlardaki düşüş yüzde 42 seviyesindedir. Tarihin en büyük küresel borç miktarı Kovid-19 salgını döneminde gerçekleşmiş ve 280 trilyon doları geçmiştir." diye konuştu.
Dünyadaki bu gelişmelere karşılık Türk ekonomisinin 2020 yılında yüzde 1,8 oranında büyüme kaydettiğini belirten Bahçeli, şunları söyledi:
"Ne mutlu bizlere ki G-20 ülkeleri arasında ekonomisi büyüyen iki ülkeden birisi Türkiye olmuştur. Ekonomide yaşanan canlanma ve toparlanma vatandaşlarımızın kesesine, devletimizin kasasına mutlaka yansıyacaktır. Gelecek güzel günler için biraz daha sabırlı olmalıyız. Türkiye istikbalin dirliği amacıyla muazzam bir kalkınma ve demokrasi mucizesini başarmaya şüphesiz muktedirdir. Ülkemizi dünya genelinde demokrasi, özgürlük ve hukukun üstünlüğü konularında kusurlu göstermeye çalışan mihraklar, FETÖ'cülerin, Türk ve İslam düşmanlarının teşvik ve tahrikiyle mesafe alanlardır. Diyorlar ki 'Türkiye'de totaliter eğilimler güçleniyormuş', diyorlar ki 'Demokrasi zayıflamış, düşünce ve ifade hürriyeti kalmamış.' İsveç merkezli bir enstitünün ‘ 2021 Demokrasi Raporu’na göre, ülkemiz Polonya ve Macaristan'dan sonra en fazla otoriterleşen ülke olmuş."
Bu iddiaların hedefinin, Türkiye'ye gelen yabancı yatırımları caydırma, ülkenin uluslararası camiada saygınlığını lekeleme ve milli çıkarlardan taviz beklentisi olduğunu vurgulayan Bahçeli, şu değerlendirmede bulundu:
"FETÖ'cü hainler Yunanistan'ı, hatta diğer AB ülkeleriyle ABD'yi sığınma limanına çevirmişken hiç kimsenin sesi çıkmıyor. Gara'da vatan evlatlarının ensesine kurşun sıkılırken, mazlumlar inim inim inlerken, hiç kimseden insani ve vicdani bir eleştiri gelmiyor. Terörist başı Gülen'in Pensilvanya'da mukim olması hiçbir uluslararası hukuk ve insan hakları savunucusunu rahatsız etmiyor. Avrupa Parlamentosu'nun, Türkiye'nin Suriye'de işgalci olduğunu iddia etmesi de bir diğer ahlaksız isnat, bir başka ucube ithamdır. Bir an düşünelim, Türkiye'de demokrasi olmasaydı, özgürlükler askıya alınsaydı, gece gündüz Cumhurbaşkanı'na hakaret edenler, devlete sövenler, millete karşı gelenler, iş birlikçiler, PKK'nın siyaset uzantıları Meclis'te, belediyede, iş aleminde, medyada, üniversitelerde, dahası sokaklarda nasıl gezecekler, nasıl tehditler savuracaklardı?"
- "Tarihimizin hiçbir döneminde bu milletten diktatör çıkmadı"
Tarihin hiçbir döneminde bu milletin sinesinden diktatör, tiran çıkmadığını, yönetim hayatında ise despotizmin en ufak emaresine tesadüf edilmediğini belirten Bahçeli, demokrasi ahkamı kesenlerin, terörizme özgürlük arayanlar olduğunu ifade etti.
MHP Genel Başkanı Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"'Ekonominizi mahvederim' diyen meczupların, Twitter mesajlarıyla para simsarlarını ve küresel tefecileri üzerimize kışkırtıp döviz kurunu yükseltmelerine müstahak değiliz. Buna asla mahkum olamayız. Milliyetçi Hareket Partisi serbest piyasa mantığını kabullenmektedir. Ancak milli, manevi ve ahlaki değerlerimizle pekişmiş, geleneksel davranış kalıplarımızla perçinlenmiş, rasyonel olduğu kadar irrasyonel eğilimleri de gözetmiş bir ekonomik sistem üzerinde mutlaka çalışmak zorundayız. Bize göre, sürdürülebilir ekonomik büyüme ile sosyal gelişmenin toplamı milli bütünleşmenin temelidir."
- "Etnik gerilimler çok tehlikeli noktalara tırmanıyor"
Bahçeli, dünyada etnik gerilimlerin, inanç ve mezhep temelli husumetlerin çok tehlikeli noktalara tırmandığına işaret ederek, "Şu anda dünya üzerinde 54 ayrı noktada çatışma hakimdir. Bilhassa terörizm insan onurunu, insan varlığını direkt tehdit eden hunhar ve menfur bir felakettir." dedi.
Türkiye'nin bölücü terörün kanlı eylem ve kirli emelleriyle yıllardır mücadele halinde olduğunu anımsatan Bahçeli, şunları kaydetti:
"Bu mücadelede yalnız olduğumuz ortadadır. 'Türk'ün Türk'ten başka dostu yoktur' sözü defalarca tescil edilmiştir. Çok şükür, devlet millet kenetlenmesiyle teröre üst üste darbe vurulmuş, bu kanlı döngünün sonu görünmüştür. Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı, Pençe-Kartal Harekatlarıyla güney sınırlarımız boyunca kurulmak istenen terör devleti engellenmiştir. Hükümetimizin kararlılığı, kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerimizin fedakarlığı, polislerimizin ve güvenlik korucularımızın cesaretiyle ihanetin damarları kesilmiştir."
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Milliyetçi ülkücü hareket, Türklüğün bekasını korumaya yemin etmiş serdengeçtilerin, inanmış vicdanların, ilkeli dava insanlarının düşmeyecek kalesidir." dedi.
Bahçeli, partisinin Ankara Spor Salonu'nda düzenlenen 13. Olağan Büyük Kurultayı'nda konuştu.
Çanakkale ruhunun ilhamıyla, İstiklal Marşı'nın ikramıyla şühedanın itibarıyla ülkücü ömürlerin ihlasıyla 13. Olağan Büyük Kurultayı ifa etmenin emsalsiz kıvancını yaşadıklarını belirten Bahçeli, Edirne'den Kars'a, Mersin'den Trabzon'a, İzmir'den Hakkari'ye kadar ülkenin her yerini, Adriyatik Denizi'nden Çin Seddi'ne, Orta Doğu'dan Kafkaslar'a, Afrika'dan Balkanlar'a milli varlığın asaletini vicdanında taşıyan herkesi selamladı.
Devlet Bahçeli, "Sayılmayız parmak ile tükenmeyiz kırmak ile çünkü biz milliyetçi ülkücü hareketiz. Hesap yapmayız çıkar ile çetele tutmayız heves ile çünkü biz Cumhur İttifakı'yız. Düşmeyiz vurmak ile durmayız engel ile çünkü biz Türk milletiyiz. Vazgeçmeyiz korku ile dönmeyiz tehdit ile çünkü biz Türkiye'yiz. İstiklal için birlik diyoruz, istikbal için dirlik diyoruz. Kazananın Türkiye olacağına candan inanıyoruz." ifadelerini kullandı.
Milli Şair Mehmet Akif Ersoy'un şiirlerine atıf yapan Bahçeli, "Girmeden tefrika bir millete düşman giremez, toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez. Bastığımız yerleri toprak diyerek geçmiyoruz. Hep düşünüyoruz altında nice kefensiz yatanı. Şehit oğluyuz incitmiyoruz atamızı. Vermeyeceğiz dünyaları alsak da bu cennet vatanı. Hakkıdır hür yaşamış bayrağımın hürriyet, hakkıdır hakka tapan milletimin istiklal." şeklinde konuştu.
Kovid-19 salgını nedeniyle kurultaya katılımı mecburen sınırlı tuttuklarına değinen Bahçeli, "Aramızda bulunmayan her dava arkadaşımızla her vatandaşımızla mesafeleri aşan, zamanın dar kalıplarına sığmayan gönül birlikteliği içindeyiz." dedi.
Sağlığın önemini vurgulayan Bahçeli, dikkatli olunması ve tedbirlerle kurallara uyulması gerektiğini söyledi.
Salgın nedeniyle hayatlarını kaybedenlere Allah'tan rahmet, halen tedavi görenlere şifa dileyen Bahçeli, "Rabb'im sizleri, milletimizi ve tüm insanlığı her türlü afet, musibet ve hastalıktan korusun diye dua ediyorum." diye konuştu.
- "Günümüz kutlu, milletimiz huzurlu olsun"
Büyük Kurultay'a katılanlara teşekkür eden Bahçeli, "Günümüz kutlu olsun, milletimiz huzurlu olsun, devletimiz dirlik bulsun." ifadesini kullandı.
Bahçeli, Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu'nun Malazgirt Marşı şiirinden "Yiğitler kan döker bayrak solmaya, Anadolu başlar, vatan olmaya, Kızılelmaya hey Kızılelmaya, En güzel marşını vurmada mehter, Ya Allah, Bismillah, Allahüekber." dizelerini paylaştı.
Tam 52 yıldır siyaset sahnesinde olduklarını dile getiren Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Milli gönüllerdeyiz. Akif'in dediği gibi, üç buçuk soysuzun ardından zağarlık yapmadık. Hele hak namına haksızlığa ölsek tapmadık. Zaman oldu şafağı sökmeyen gecelerde ülkülerimizin nuruyla aydınlandık. Zaman oldu bir hilal uğruna, bir hakikat uğruna, bir haysiyet ufkunda güneş gibi battık. Anılarımızı pusula yaptık, açıldık geleceğe. Acılarımızdan ders aldık tutunduk gerçeklere. Yeri geldi iftiralarla boğuştuk durduk, yeri geldi ihanetlerle boğulmak istendik. Vazgeçmedik sevdamızdan, dönmedik yolumuzdan, şikayet etmedik sırtımızdaki yüklerden. Çünkü yolu doğru olanın yükü ağır olur dedik. Ülkücü olmanın varsa bir bedeli seve seve ödemeyi diledik. Geride kalan 10 yıllar içinde yağmurdan sonra büyüyen başaklar gibi büyüdük, kökleştik. Güzün toprağa serpilip baharla yeşeren tohumlar gibi yeşerdik, yükseldik."
Yazın kuruyup, kışın yatağından taşan nehirler gibi engelleri aştıklarını belirten Bahçeli, şunları kaydetti:
"Tıpkı Ergenekon'dan çıkar gibi hep daha ileriye atıldık. Bir güne sığan asırlık olayları yaşadık. Bin asra bedel bir günlük imtihanlarla yoklandık. Herkes okyanusun içindeki damlaya bakarken biz damlanın içindeki okyanusu gördük. Milliyetçi ülkücü hareket Türk milletine adanmış faziletli hayatların mecmudur. Milliyetçi ülkücü hareket, Türklüğün bekasını korumaya yemin etmiş serdengeçtilerin, inanmış vicdanların, ilkeli dava insanlarının düşmeyecek kalesidir. Ardımızda tarih, yanımızda dava arkadaşlarımız, başımızda al bayrağımız, bağrımızda üç hilalli sancağımız, önümüzde şehitlerimiz, gönlümüzde ülkülerimiz, övgümüzde milletimiz, ömrümüzde milliyetimiz, ölümümüzde bu cennet vatanın toprağı bize yardır dedik, nardır dedik, her zaman da var olacağız diye seslendik."
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Üniter milli devletimizi hançerlemek için ittifak kurmak, yakılan ağaçları yakanlarla tekraren dikmek, bölücü milletvekillerinin TBMM'ye gelen fezlekelerinin önüne arkasına bakalım demek siyaset değildir, adamlık değildir. Neyine bakacaksınız fezlekelerin, önünde hukuk, arkasında adalet vardır." dedi.
Bahçeli, partisinin Ankara Spor Salonu'nda gerçekleştirilen 13. Olağan Büyük Kurultayı'nda konuştu.
MHP yürüdükçe Türkiye düşmanlarının köstebekler gibi saklanacağını belirten Bahçeli, "Biz yürüdükçe, millet yürüyecek, tarih dile gelecek, destanlar söylenecek, Türkiye yükseldikçe yükselecek." dedi.
MHP'nin yürüyüşünden ürkenler olduğuna dikkati çeken Bahçeli, şöyle devam etti:
"Varlığımızdan ürperenler var. Hepsini biliyorsunuz, bütün kötürüm ve köhne emel sahiplerini iyi tanıyorsunuz. Ferasetinizle karanlık oyunları görüyor, kara kampanyaları göğüslüyorsunuz. Türkiye'yi faka bastırmak, tuzağa düşürmek için çırpınan hasis ve hamiyet yoksunu çevreleri ibretle takip ediyorsunuz. Geceleri hesap, gündüzleri hüsran, geçmişleri hezimet, gelecekleri heyula ne kadar müfrit ve münafık varsa alayı bir olmuş, bir araya gelmiş Türkiye'nin ayağından çekiştiriyor, önüne bariyer dikiyor. Sanıyorlar ki, tezgahlarına akıl, sır ermeyecek. Sanıyorlar ki, kumpaslarına güç, takat yetmeyecek. Türkiye'nin karşısında hizalanmak muhalefet değildir. Millet başka bir şey, zillet başka bir şeydir. Türkiye'yi uçuruma çekmenin adı demokrasi değildir. Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne saldırı ve suikastın adı özgürlük değildir, insanlık değildir, insan hakları hiç değildir.
Üniter milli devletimizi hançerlemek için ittifak kurmak, yakılan ağaçları yakanlarla tekraren dikmek, bölücü milletvekillerinin TBMM’ne gelen fezlekelerinin önüne arkasına bakalım demek siyaset değildir, adamlık değildir. Neyine bakacaksınız fezlekelerin, önünde hukuk, arkasında adalet vardır. Yetmiyorsa bu sizlere, önünde millet, arkasında da devlet olduğunu mutlaka göreceksiniz. Fakat gözleri var görmüyor, kulakları var duymuyor, dilleri var söylemiyor."
HDP'nin, Türk demokrasisinin çevresini sarmış mayın tarlası olduğunu ifade eden Devlet Bahçeli, CHP'nin ise Türk siyasetine tutunmuş beşinci kol faaliyeti olduğunu söyledi.
İYİ Partiyi, "Türkiye'nin kötülüğüne hizmetkarlık yapan, siparişle kurulan, uzaktan kumandayla kontrol edilen melanet bir proje" olarak niteleyen Bahçeli, "Kaldı ki, İP'in Başkanı Cumhur İttifakı'nı tanımlarken, etle tırnak gibi demiş, aynı zamanda kader birlikteliği olduğunu söylemiş, kendilerinin ise proje bazlı bir ittifak olduğunu çok açık itiraf ve teyit etmiştir. Dediğimiz de, diyeceğimiz de aynısıyla işte budur. Bu neyin projesidir? Hazırlayanlar kimlerdir? Hedefler manzumesi nelerden ibarettir?" dedi.
- "Tarafımız bellidir, o da Cumhur İttifakı'dır"
Cumhur İttifakı'nın kader ve milli birliktelik olduğunu dile getiren MHP Genel Başkanı Bahçeli, Cumhur İttifakı'nın dürüst bir birliktelik, zalimlere, canilere, terör örgütlerine, ekonomik tetikçilere, küresel emperyalizme karşı tek ses, tek nefes, tek bilek, tek yürekle duruş gösteren cumhurun ruh kökü olduğunu kaydetti.
Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü:"Cumhur İttifakı'nı arayan Pensilvanya'da değil, Kandil'de değil, muhasım çevrelerin kapılarında değil, başkent Ankara'da, dünyaya Türkçe bakan iradenin sağlam ahlakında bulacaktır. Tarafımız bellidir, o da Cumhur İttifakı'dır. 2023'te Cumhurbaşkanı adayımız bellidir, o muhterem isim Sayın Recep Tayyip Erdoğan'dır. Bu vesileyle Sayın Cumhurbaşkanımıza, AK Parti'li kardeşlerimize huzurlarınızda teşekkür ediyor, şükranlarımı sunuyorum. Cumhur İttifakı, 106 yıl önce Çanakkale'yi geçilmez yapan haşmetli imanın, devleşen milli asaletin emanetçisidir. Bizim ittifakımız yalana karşı doğrunun, sahteliğe karşı sadakatin, hıyanete karşı vatan sevgisinin ittifakıdır. Sudan sebeplerle Türkiye'yi kötüleyenlere karşı vakarın ve vefanın ittifakıdır.
Kılıçdaroğlu, bir tarafta Türkiye'de can ve mal güvenliği yok derken, diğer tarafta 10 milyon işsiz olduğunu söyleyerek halt etmiş, kuyruklu yalanlarına sürekli yenilerini eklemiştir. Üstelik her muhtarlığa bir özel kalem müdürü atanırsa işsizliğin sona ereceğini cahilce müjdelemiş. Atalarımız şu veciz sözü boşuna söylememiş, 'Alim ile eyle ülfet alırsın mertebe, cahil ile etme sohbet dönersin merkebe.' CHP Genel Başkanı, tarlayı bilmez, traktöre binmez, çiftçimizi konuşur. Bakkala girmez, manavı görmez, marangozu tanımaz, siftahsız günü sorsanız, soğan sarımsak anlar, gelin görün ki esnafımızı konuşur. Memurlarımızdan ve işçilerimizden bahseder, sıra CHP'ye oy vermeyenlere gelince hakaretleri birbiri ardına sıralamaktan arlanmaz, utanmaz. Ne emeklidir meselesi ne yoksuldur düşüncesi, tek geçim kapısıdır siyasi menfaat çetesi."
- Erken seçim tartışmalarına yanıt verdi
Tıpkı Kovid-19 virüsü gibi, zilletin de bulaşıcı olduğunu ve devamlı mutasyona uğradığını ifade eden Bahçeli, "Çok şükür hükümet, pek çok ülkeyi geride bırakarak şifa olan aşıyı vatandaşlarımızın kullanımına sunmuştur. Zilletin aşısı da 2023 yılının haziran ayında demokratik vasıtalarla yapılacak, ama bu aşı zillete zehir olarak yansıyacaktır. Telaşlanmaya ve tedirgin olmaya mahal yoktur." dedi.
Hakimiyetin kayıtsız şartsız milletin olduğunu vurgulayan Bahçeli, şöyle konuştu:
"Milletin üstünde bir güç ve mercii yoktur, olamayacaktır. Erken seçim diye tutturanlar, erken seçimden başka seçenek kalmadı diye yutturmaya çabalayanlar, iyi bilsinler ki, seçimler zamanında yapılacak, Türkiye rotasından çıkmayacaktır. Cumhur İttifakı'nın tavizsiz ve tavsamaz kararı budur. Cumhuriyet'in 100'üncü yıl dönümü olan 2023'te yeni bir tarih yazılacak, yeni bir sayfa açılacak, muhkem ümitlerin canlılığıyla dirlik içinde istikbale Cumhur İttifakı'yla ulaşılacaktır. Bu cumhurun sözüdür. Bu Türk milletinin gelecek bin yıllara dair beyanıdır. Nitekim Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün dediği üzere, Türk'ün sözü, Türk'ün kendisidir. Peki, bunlar oluyorken, zillet ittifakı nerededir? Suyun kaynağı nereden gelmektedir? Arkasındaki odaklar kimlerdir? Dikkatli bir göz, uyanık bir şuur, teslim olmamış bir mizaç, zillete düşenlerin kukla gibi nasıl oynatıldıklarını, dış güçlere nasıl boyun eğdiklerini, nasıl kullanıldıklarını, terör örgütleriyle iltisak ve irtibatlarını gayet berrak şekilde tarif ve tefrik edecektir.
Bize hiç kimse hikaye anlatmasın. Bize hiç kimse bahane ileri sürmesin. Türk milleti zilleti değil, zaferi, PKK-FETÖ ittifakını değil, cumhurun ittifak zihniyetini seçecektir. Nihayetinde istiklal için birlik, istikbal için dirlik, kazanan Türkiye, kazançlı çıkan da Türk milleti olacaktır."
- "Türk tipi başkanlık modelinin farklı bir isimlendirmesidir"
Türkiye'nin tarihinin en önemli yönetim reformunu Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle başardığını aktaran Bahçeli, yeni sistemin Cumhuriyetin kuruluş ilkelerine dayandığını söyledi.
Parlamenter sistemdeki teklemeler, tıkanmalar, kutuplaşmalar, kafa karışıklıkları, karar sürelerindeki çalkantıların Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle aşıldığına dikkati çeken Devlet Bahçeli, Türk milletinin, tarihsel müktesebatına uygun yönetim sistemiyle gücüne güç kattığını vurguladı.
Türk devlet felsefesine müzahir olan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin işin özünde Türk tipi başkanlık modelinin farklı bir isimlendirmesi olduğunu belirten Bahçeli, "Bir yönetim sisteminin nasıl ve ne şekilde tarif edildiğinden ziyade, fonksiyonel olup olmadığına, beklentileri karşılayıp karşılamadığına, demokratik özellikler taşıyıp taşımadığına, millette karşılık bulup bulmadığına odaklanılması en dengeli bakıştır. Ön yargıları bir kenara bırakarak, Türkiye'nin sistemik düğümünün, sistemsel aksaklıklarının milli iradeyle çözülmesinden herkes memnun ve mutmain olmalıdır." değerlendirmesinde bulundu.
9 Temmuz 2018'den itibaren resmen uygulamaya geçen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin tarihsel ve kültürel maziyle örtüştüğüne vurgu yapan Bahçeli, şunları kaydetti:
"Bir yönetim sisteminin kökleşip olgunlaşması sabahtan akşama olacak şey değildir. Böylesi bir beklenti oluşturmak iyi niyetle izah edilemeyecektir. Yürürlükteki sistemin sadra şifa olması, devlet ve millet hayatına bütün imkanlarıyla nüfuz etmesi için müşterek emek gerekir, zaman gerekir, özveri gerekir, destek gerekir, ters propaganda akıntılarının gemlenmesi gerekir. Yeni sistemin özünde Türk milletinin beka ve refah özlemleri ana esastır."
- "Yeni yönetim sistemi, iç ve dış ablukaya karşı milli direnişin burcu"
Geçmişin tecrübeleriyle geleceği kavradıklarının, daha uyanık, daha dikkatli, daha bilinçli hareket ettiklerinin altını çizen Bahçeli, "Tanzimat'tan Islahat Fermanı'na, Meşrutiyet'ten Cumhuriyet dönemine kadar imparatorluğumuzun ayakta kalması amacıyla pek çok görüş, fikir, sistem ve siyaset önerilmiştir. Asıl amaç devleti ayakta tutmak üzerine bina edilmiştir. Bilindiği üzere, Kavalalı Mehmet Ali Paşa vakasıyla başlayan, esasen etaplar halinde hızlanan çözülme süreci, hiçbir pansuman tedaviyle durdurulamamıştı. Devasa imparatorluğun dağılması, paylaşım yüzünden Avrupa'nın birbirine girmesi demekti." diye konuştu.
Osmanlı'nın parçalanmasını sorun çıkarmadan sona erdirme meselesine "Şark Meselesi" adı verildiğini ifade eden Bahçeli, "Türk milleti böylelikle hala devam edegelen kuşatma altına alınmıştır. O gün bugündür Şark Meselesi dozajı artan veya azalan ölçülerde varlığını sürdürmüştür." dedi.
Devlet Bahçeli, yeni yönetim sisteminin her türlü iç ve dış ablukaya karşı milli direnişin burcu, Türk milletinin geçmişle geleceği buluşturan kararı olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Meselenin özünde ve son tahlilde Türklerin Anadolu'dan çıkarılması vardır ki, 106 yıl önce Çanakkale sahillerinde tüm maddi ve manevi imkanlarla kahraman bir kuşak buna set çekmiştir. Anafartalar, Arıburnu ve Conkbayırı'nda Mustafa Kemal'in muhteşem iradesi, cephe komutanı Esat Paşa'nın korku tanımayan idaresi, Seyit Onbaşı'nın sırtına binen bağımsızlık iffeti, Bigalı Mehmet Çavuş'un 25 neferiyle Seddülbahir'den çıkarma yapmak isteyen müstevlilere cesur direnişi, 57'nci alayın şehit şehit arşa yükselişi, Tophaneli Yüzbaşı Hakkı'nın Karanlık Limanı mayınlarla doldurup yenilmez armadaları denize gömüşü, 250 bin şehidin kahramanca kazdığı manevi siperi, çılgın Türklerin konu vatan, konu millet, konu beka olunca neleri yapacağının, nasıl candan geçeceğinin ama vatandan asla vazgeçmeyeceğinin hayranlık uyandıran tarihi şahikasıdır."
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, parlamenter sisteme dönüşün olmadığını belirterek, "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi siyasi, hukuki, ekonomik reformlarla kökleştirilmeli, güçlendirilmelidir." dedi.
Bahçeli, partisinin Ankara Spor Salonu'nda düzenlenen 13. Olağan Büyük Kurultayı'nda konuştu.Sahici bir kurtuluşun, milletin kendi tarihiyle barışması, geçmişiyle yüzleşmesi, milli hüviyetini, manevi ve kültür zenginliğini komplekse düşmeden keşfetmesi olduğunu vurgulayan Bahçeli, "Bunu yapabildiğimiz ölçüde gelecek bizimdir. Diyebiliriz ki geleceğin kudreti Türk milletidir. Çünkü dev uykusundan uyanmış, kükreyerek bölgesel ve küresel realiteyi kavramış ve lehine çevirmek için seferber olmuştur." ifadesini kullandı.
Bugüne kadar, milletlerin yükselmesinin, çökmesinin, düşmesinin, zafer ve başarılarıyla felaket ve mağlubiyetlerinin, hep cihan ruhunun iradesiyle belirlendiğine işaret eden Bahçeli, "Bu cihan ruhu, tarihin farklı devirlerinde, muayyen bir milletin varlığında büyük bir kuvvetle tecelli etmiştir. Türk milleti cihanşümul ruha sahip bir millettir. Şerefli geçmişimizin parlak sayfaları şanlı bir geleceğin müjdesidir." diye konuştu.
Türk milletinin, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi vasıtasıyla tekraren cihan ruhuna talip olduğuna dikkati çeken Bahçeli, şöyle devam etti:
"Uygulama sonuçları itibarıyla göz dolduran bu sistem devlet-ebed müddet, millet-ebed müddet anlayışımızın delinmez zırhı, devrilmez eseridir. Kendimize özgü, bizi bize anlatan, bizi biz yapan, milli kültür ve karakterimizle birebir çakışan, devlet yönetimine denge, toplum hayatına sükunet ve huzur getiren Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, milletler ve medeniyetler mücadelemizde milli ve stratejik gücümüzdür. Milliyetçi Hareket Partisi olarak, 2023 ve takip eden on yılları kapsayan stratejik hedeflerimizin ilki, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne, daha yerinde bir ifadeyle, Türk tipi başkanlık modeline sahip çıkmak, ilke, kural ve kurumlarıyla yaşamasına hizmet etmektir."
- "Güçlendirilmiş parlamenter sistem teklifi beyhudedir"
Bahçeli, "Güçlendirilmiş ve iyileştirilmiş parlamenter sistem teklifleri beyhudedir, eskiye kıvrılıştır, geleceğe dair söyleyecek bir şeyi olmayanların acıklı kıvranmasıdır." görüşünü dile getirdi.
Güçlendirilmiş parlamenter sistem kavramını ilk dile getirenin eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş olduğunu anımsatan Bahçeli, şunları kaydetti:
"Zillet ittifakının, güçlendirilmiş parlamenter sistem ezberi içi boş, günü kurtarmaya dönük taktik bir adımdır. Artık parlamenter sisteme geri dönüş yoktur. Milli iradenin tartışmaya açılması, 2,5 yılını doldurmuş yeni sistemi karalama yarışı demokratik bir haktan öte baskıcı, bağnaz, hoşgörüsüz, hazırlıksız, tahammülsüz ve tahakkümcü bir siyaset ayıbıdır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi siyasi, hukuki ve ekonomik reformlarla kökleştirilmeli ve güçlendirilmelidir. Memnuniyetle söylemek gerekir ki bu süreç kararlılıkla devam etmektedir. Eksik varsa giderilecek, yetersizlik varsa telafi edilecektir."
- "Müspet ve umut verici gelişmelerin işaret fişeği"
Devlet Bahçeli, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan İnsan Hakları Eylem Planı ve Ekonomik Reformlar Paketi'nin müspet ve umut verici gelişmelerin işaret fişeği olduğunu belirtti.
Hükümetin reform zincirini samimiyetle desteklediklerinin ve üzerlerine düşen her sorumluluğu yerine getirmeye hazır olduklarının altını çizen Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu sürecin sivil, geniş katılımlı, herkesi kapsayan, yeni yönetim sisteminin ruhuna ve dokusuna müzahir bir anayasa ile tahkim ve takviye edilmesi ikinci stratejik hedefimizdir. Milliyetçi Hareket Partisi, bu kapsamda gerekli çalışmalarını sürdürmektedir ve önümüzdeki birkaç ay içinde hazırlıklarımız Allah'ın izniyle tamamlanacaktır. Ayrıca Siyasi Partiler Kanunu değiştirilmelidir. Seçim kanunlarında düzenlemeler yapılmalıdır. Siyasi Etik Kanunu çıkarılmalıdır. TBMM İç Tüzüğü yeni sistemle uyumlu ve Meclis çalışmalarıyla ahenkli hale getirilmelidir. Milletvekilliği dokunulmazlığı yeni baştan ele alınmalıdır. Kamu kurumu niteliğindeki mesleki kuruluşlarının yasal ve hukuki yapısı titizlikle gözden geçirilmelidir."
- Kamuoyu araştırmalarının yayımlanmasında değişiklik çağrısı
Bahçeli, kamuoyu araştırmaları ve sonuçlarının yayımlanması hakkında geniş değişikliklerin yapılması ve tedbirlerin alınması gerektiğini de vurgulayarak, "Siyasi maksatlarla ve ekonomik gayelerle bir partiyi parlatıp bir başkasını karalayan anket şirketleri bize göre demokrasi kundakçısı, milli irade dolandırıcısıdır. Temiz toplum, temiz siyaset, temiz yönetim tezahür etmeli, kalpazanlar, çıkarcılar, çarpık zihniyetler, millete husumet besleyen mihraklar, hukuk tanımayan kimliksizler afişe edilip ayıklanmalıdır." diye konuştu.
Adaletli bir gelir dağılımı olması temennisinde bulunan Bahçeli, sosyal yardımların daha da güçlendirilmesinden yana olduklarını bildirdi.
İşsizlikle mücadelede, faizlerin aşağıya çekilmesinde hükümetin kararlılığından duydukları memnuniyeti dile getiren Bahçeli, şu görüşleri paylaştı:
"Fiyat istikrarının sağlanarak enflasyonda kalıcı düşüşleri yakalayacağımız günler uzakta değildir. Günümüz dünyasında siyasi güç silahın yanı sıra, hatta toptan tüfekten daha çok, ekonomik üstünlük ve ticari enerjiyle sağlanmaktadır. Modern dünyanın işleyişi bu yöndedir. Kurtuluş Savaşı'nı kağnıyla kazanan, ama 11 yıl sonra uçak üretmeyi başaran bir milletiz. İnsanımızın ihtiyaç ve isteklerini yerli, milli ve üreten bir ekonomik sistemle karşılamak zorundayız. Askeri, diplomatik ve siyasi muvaffakiyetlerimizi ekonomik gelişmelerle taçlandırmak hem istiklalimizi, hem de istikbalimizi güvenceye kavuşturacaktır."
- "Ekonomideki canlanma vatandaşlarımızın kesesine mutlaka yansıyacaktır"
Ekonomik gelişmelere de değinen Bahçeli, geçtiğimiz yıl küresel ekonominin yüzde 3,5 oranında küçüldüğünü hatırlatarak, "Küresel ticaretteki daralma yüzde 10 düzeyinde, uluslararası yatırımlardaki düşüş yüzde 42 seviyesindedir. Tarihin en büyük küresel borç miktarı Kovid-19 salgını döneminde gerçekleşmiş ve 280 trilyon doları geçmiştir." diye konuştu.
Dünyadaki bu gelişmelere karşılık Türk ekonomisinin 2020 yılında yüzde 1,8 oranında büyüme kaydettiğini belirten Bahçeli, şunları söyledi:
"Ne mutlu bizlere ki G-20 ülkeleri arasında ekonomisi büyüyen iki ülkeden birisi Türkiye olmuştur. Ekonomide yaşanan canlanma ve toparlanma vatandaşlarımızın kesesine, devletimizin kasasına mutlaka yansıyacaktır. Gelecek güzel günler için biraz daha sabırlı olmalıyız. Türkiye istikbalin dirliği amacıyla muazzam bir kalkınma ve demokrasi mucizesini başarmaya şüphesiz muktedirdir. Ülkemizi dünya genelinde demokrasi, özgürlük ve hukukun üstünlüğü konularında kusurlu göstermeye çalışan mihraklar, FETÖ'cülerin, Türk ve İslam düşmanlarının teşvik ve tahrikiyle mesafe alanlardır. Diyorlar ki 'Türkiye'de totaliter eğilimler güçleniyormuş', diyorlar ki 'Demokrasi zayıflamış, düşünce ve ifade hürriyeti kalmamış.' İsveç merkezli bir enstitünün ‘ 2021 Demokrasi Raporu’na göre, ülkemiz Polonya ve Macaristan'dan sonra en fazla otoriterleşen ülke olmuş."
Bu iddiaların hedefinin, Türkiye'ye gelen yabancı yatırımları caydırma, ülkenin uluslararası camiada saygınlığını lekeleme ve milli çıkarlardan taviz beklentisi olduğunu vurgulayan Bahçeli, şu değerlendirmede bulundu:
"FETÖ'cü hainler Yunanistan'ı, hatta diğer AB ülkeleriyle ABD'yi sığınma limanına çevirmişken hiç kimsenin sesi çıkmıyor. Gara'da vatan evlatlarının ensesine kurşun sıkılırken, mazlumlar inim inim inlerken, hiç kimseden insani ve vicdani bir eleştiri gelmiyor. Terörist başı Gülen'in Pensilvanya'da mukim olması hiçbir uluslararası hukuk ve insan hakları savunucusunu rahatsız etmiyor. Avrupa Parlamentosu'nun, Türkiye'nin Suriye'de işgalci olduğunu iddia etmesi de bir diğer ahlaksız isnat, bir başka ucube ithamdır. Bir an düşünelim, Türkiye'de demokrasi olmasaydı, özgürlükler askıya alınsaydı, gece gündüz Cumhurbaşkanı'na hakaret edenler, devlete sövenler, millete karşı gelenler, iş birlikçiler, PKK'nın siyaset uzantıları Meclis'te, belediyede, iş aleminde, medyada, üniversitelerde, dahası sokaklarda nasıl gezecekler, nasıl tehditler savuracaklardı?"
- "Tarihimizin hiçbir döneminde bu milletten diktatör çıkmadı"
Tarihin hiçbir döneminde bu milletin sinesinden diktatör, tiran çıkmadığını, yönetim hayatında ise despotizmin en ufak emaresine tesadüf edilmediğini belirten Bahçeli, demokrasi ahkamı kesenlerin, terörizme özgürlük arayanlar olduğunu ifade etti.
MHP Genel Başkanı Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"'Ekonominizi mahvederim' diyen meczupların, Twitter mesajlarıyla para simsarlarını ve küresel tefecileri üzerimize kışkırtıp döviz kurunu yükseltmelerine müstahak değiliz. Buna asla mahkum olamayız. Milliyetçi Hareket Partisi serbest piyasa mantığını kabullenmektedir. Ancak milli, manevi ve ahlaki değerlerimizle pekişmiş, geleneksel davranış kalıplarımızla perçinlenmiş, rasyonel olduğu kadar irrasyonel eğilimleri de gözetmiş bir ekonomik sistem üzerinde mutlaka çalışmak zorundayız. Bize göre, sürdürülebilir ekonomik büyüme ile sosyal gelişmenin toplamı milli bütünleşmenin temelidir."
- "Etnik gerilimler çok tehlikeli noktalara tırmanıyor"
Bahçeli, dünyada etnik gerilimlerin, inanç ve mezhep temelli husumetlerin çok tehlikeli noktalara tırmandığına işaret ederek, "Şu anda dünya üzerinde 54 ayrı noktada çatışma hakimdir. Bilhassa terörizm insan onurunu, insan varlığını direkt tehdit eden hunhar ve menfur bir felakettir." dedi.
Türkiye'nin bölücü terörün kanlı eylem ve kirli emelleriyle yıllardır mücadele halinde olduğunu anımsatan Bahçeli, şunları kaydetti:
"Bu mücadelede yalnız olduğumuz ortadadır. 'Türk'ün Türk'ten başka dostu yoktur' sözü defalarca tescil edilmiştir. Çok şükür, devlet millet kenetlenmesiyle teröre üst üste darbe vurulmuş, bu kanlı döngünün sonu görünmüştür. Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı, Pençe-Kartal Harekatlarıyla güney sınırlarımız boyunca kurulmak istenen terör devleti engellenmiştir. Hükümetimizin kararlılığı, kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerimizin fedakarlığı, polislerimizin ve güvenlik korucularımızın cesaretiyle ihanetin damarları kesilmiştir."
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Milliyetçi ülkücü hareket, Türklüğün bekasını korumaya yemin etmiş serdengeçtilerin, inanmış vicdanların, ilkeli dava insanlarının düşmeyecek kalesidir." dedi.
Bahçeli, partisinin Ankara Spor Salonu'nda düzenlenen 13. Olağan Büyük Kurultayı'nda konuştu.
Çanakkale ruhunun ilhamıyla, İstiklal Marşı'nın ikramıyla şühedanın itibarıyla ülkücü ömürlerin ihlasıyla 13. Olağan Büyük Kurultayı ifa etmenin emsalsiz kıvancını yaşadıklarını belirten Bahçeli, Edirne'den Kars'a, Mersin'den Trabzon'a, İzmir'den Hakkari'ye kadar ülkenin her yerini, Adriyatik Denizi'nden Çin Seddi'ne, Orta Doğu'dan Kafkaslar'a, Afrika'dan Balkanlar'a milli varlığın asaletini vicdanında taşıyan herkesi selamladı.
Devlet Bahçeli, "Sayılmayız parmak ile tükenmeyiz kırmak ile çünkü biz milliyetçi ülkücü hareketiz. Hesap yapmayız çıkar ile çetele tutmayız heves ile çünkü biz Cumhur İttifakı'yız. Düşmeyiz vurmak ile durmayız engel ile çünkü biz Türk milletiyiz. Vazgeçmeyiz korku ile dönmeyiz tehdit ile çünkü biz Türkiye'yiz. İstiklal için birlik diyoruz, istikbal için dirlik diyoruz. Kazananın Türkiye olacağına candan inanıyoruz." ifadelerini kullandı.
Milli Şair Mehmet Akif Ersoy'un şiirlerine atıf yapan Bahçeli, "Girmeden tefrika bir millete düşman giremez, toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez. Bastığımız yerleri toprak diyerek geçmiyoruz. Hep düşünüyoruz altında nice kefensiz yatanı. Şehit oğluyuz incitmiyoruz atamızı. Vermeyeceğiz dünyaları alsak da bu cennet vatanı. Hakkıdır hür yaşamış bayrağımın hürriyet, hakkıdır hakka tapan milletimin istiklal." şeklinde konuştu.
Kovid-19 salgını nedeniyle kurultaya katılımı mecburen sınırlı tuttuklarına değinen Bahçeli, "Aramızda bulunmayan her dava arkadaşımızla her vatandaşımızla mesafeleri aşan, zamanın dar kalıplarına sığmayan gönül birlikteliği içindeyiz." dedi.
Sağlığın önemini vurgulayan Bahçeli, dikkatli olunması ve tedbirlerle kurallara uyulması gerektiğini söyledi.
Salgın nedeniyle hayatlarını kaybedenlere Allah'tan rahmet, halen tedavi görenlere şifa dileyen Bahçeli, "Rabb'im sizleri, milletimizi ve tüm insanlığı her türlü afet, musibet ve hastalıktan korusun diye dua ediyorum." diye konuştu.
- "Günümüz kutlu, milletimiz huzurlu olsun"
Büyük Kurultay'a katılanlara teşekkür eden Bahçeli, "Günümüz kutlu olsun, milletimiz huzurlu olsun, devletimiz dirlik bulsun." ifadesini kullandı.
Bahçeli, Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu'nun Malazgirt Marşı şiirinden "Yiğitler kan döker bayrak solmaya, Anadolu başlar, vatan olmaya, Kızılelmaya hey Kızılelmaya, En güzel marşını vurmada mehter, Ya Allah, Bismillah, Allahüekber." dizelerini paylaştı.
Tam 52 yıldır siyaset sahnesinde olduklarını dile getiren Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Milli gönüllerdeyiz. Akif'in dediği gibi, üç buçuk soysuzun ardından zağarlık yapmadık. Hele hak namına haksızlığa ölsek tapmadık. Zaman oldu şafağı sökmeyen gecelerde ülkülerimizin nuruyla aydınlandık. Zaman oldu bir hilal uğruna, bir hakikat uğruna, bir haysiyet ufkunda güneş gibi battık. Anılarımızı pusula yaptık, açıldık geleceğe. Acılarımızdan ders aldık tutunduk gerçeklere. Yeri geldi iftiralarla boğuştuk durduk, yeri geldi ihanetlerle boğulmak istendik. Vazgeçmedik sevdamızdan, dönmedik yolumuzdan, şikayet etmedik sırtımızdaki yüklerden. Çünkü yolu doğru olanın yükü ağır olur dedik. Ülkücü olmanın varsa bir bedeli seve seve ödemeyi diledik. Geride kalan 10 yıllar içinde yağmurdan sonra büyüyen başaklar gibi büyüdük, kökleştik. Güzün toprağa serpilip baharla yeşeren tohumlar gibi yeşerdik, yükseldik."
Yazın kuruyup, kışın yatağından taşan nehirler gibi engelleri aştıklarını belirten Bahçeli, şunları kaydetti:
"Tıpkı Ergenekon'dan çıkar gibi hep daha ileriye atıldık. Bir güne sığan asırlık olayları yaşadık. Bin asra bedel bir günlük imtihanlarla yoklandık. Herkes okyanusun içindeki damlaya bakarken biz damlanın içindeki okyanusu gördük. Milliyetçi ülkücü hareket Türk milletine adanmış faziletli hayatların mecmudur. Milliyetçi ülkücü hareket, Türklüğün bekasını korumaya yemin etmiş serdengeçtilerin, inanmış vicdanların, ilkeli dava insanlarının düşmeyecek kalesidir. Ardımızda tarih, yanımızda dava arkadaşlarımız, başımızda al bayrağımız, bağrımızda üç hilalli sancağımız, önümüzde şehitlerimiz, gönlümüzde ülkülerimiz, övgümüzde milletimiz, ömrümüzde milliyetimiz, ölümümüzde bu cennet vatanın toprağı bize yardır dedik, nardır dedik, her zaman da var olacağız diye seslendik."
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Üniter milli devletimizi hançerlemek için ittifak kurmak, yakılan ağaçları yakanlarla tekraren dikmek, bölücü milletvekillerinin TBMM'ye gelen fezlekelerinin önüne arkasına bakalım demek siyaset değildir, adamlık değildir. Neyine bakacaksınız fezlekelerin, önünde hukuk, arkasında adalet vardır." dedi.
Bahçeli, partisinin Ankara Spor Salonu'nda gerçekleştirilen 13. Olağan Büyük Kurultayı'nda konuştu.
MHP yürüdükçe Türkiye düşmanlarının köstebekler gibi saklanacağını belirten Bahçeli, "Biz yürüdükçe, millet yürüyecek, tarih dile gelecek, destanlar söylenecek, Türkiye yükseldikçe yükselecek." dedi.
MHP'nin yürüyüşünden ürkenler olduğuna dikkati çeken Bahçeli, şöyle devam etti:
"Varlığımızdan ürperenler var. Hepsini biliyorsunuz, bütün kötürüm ve köhne emel sahiplerini iyi tanıyorsunuz. Ferasetinizle karanlık oyunları görüyor, kara kampanyaları göğüslüyorsunuz. Türkiye'yi faka bastırmak, tuzağa düşürmek için çırpınan hasis ve hamiyet yoksunu çevreleri ibretle takip ediyorsunuz. Geceleri hesap, gündüzleri hüsran, geçmişleri hezimet, gelecekleri heyula ne kadar müfrit ve münafık varsa alayı bir olmuş, bir araya gelmiş Türkiye'nin ayağından çekiştiriyor, önüne bariyer dikiyor. Sanıyorlar ki, tezgahlarına akıl, sır ermeyecek. Sanıyorlar ki, kumpaslarına güç, takat yetmeyecek. Türkiye'nin karşısında hizalanmak muhalefet değildir. Millet başka bir şey, zillet başka bir şeydir. Türkiye'yi uçuruma çekmenin adı demokrasi değildir. Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne saldırı ve suikastın adı özgürlük değildir, insanlık değildir, insan hakları hiç değildir.
Üniter milli devletimizi hançerlemek için ittifak kurmak, yakılan ağaçları yakanlarla tekraren dikmek, bölücü milletvekillerinin TBMM’ne gelen fezlekelerinin önüne arkasına bakalım demek siyaset değildir, adamlık değildir. Neyine bakacaksınız fezlekelerin, önünde hukuk, arkasında adalet vardır. Yetmiyorsa bu sizlere, önünde millet, arkasında da devlet olduğunu mutlaka göreceksiniz. Fakat gözleri var görmüyor, kulakları var duymuyor, dilleri var söylemiyor."
HDP'nin, Türk demokrasisinin çevresini sarmış mayın tarlası olduğunu ifade eden Devlet Bahçeli, CHP'nin ise Türk siyasetine tutunmuş beşinci kol faaliyeti olduğunu söyledi.
İYİ Partiyi, "Türkiye'nin kötülüğüne hizmetkarlık yapan, siparişle kurulan, uzaktan kumandayla kontrol edilen melanet bir proje" olarak niteleyen Bahçeli, "Kaldı ki, İP'in Başkanı Cumhur İttifakı'nı tanımlarken, etle tırnak gibi demiş, aynı zamanda kader birlikteliği olduğunu söylemiş, kendilerinin ise proje bazlı bir ittifak olduğunu çok açık itiraf ve teyit etmiştir. Dediğimiz de, diyeceğimiz de aynısıyla işte budur. Bu neyin projesidir? Hazırlayanlar kimlerdir? Hedefler manzumesi nelerden ibarettir?" dedi.
- "Tarafımız bellidir, o da Cumhur İttifakı'dır"
Cumhur İttifakı'nın kader ve milli birliktelik olduğunu dile getiren MHP Genel Başkanı Bahçeli, Cumhur İttifakı'nın dürüst bir birliktelik, zalimlere, canilere, terör örgütlerine, ekonomik tetikçilere, küresel emperyalizme karşı tek ses, tek nefes, tek bilek, tek yürekle duruş gösteren cumhurun ruh kökü olduğunu kaydetti.
Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü:"Cumhur İttifakı'nı arayan Pensilvanya'da değil, Kandil'de değil, muhasım çevrelerin kapılarında değil, başkent Ankara'da, dünyaya Türkçe bakan iradenin sağlam ahlakında bulacaktır. Tarafımız bellidir, o da Cumhur İttifakı'dır. 2023'te Cumhurbaşkanı adayımız bellidir, o muhterem isim Sayın Recep Tayyip Erdoğan'dır. Bu vesileyle Sayın Cumhurbaşkanımıza, AK Parti'li kardeşlerimize huzurlarınızda teşekkür ediyor, şükranlarımı sunuyorum. Cumhur İttifakı, 106 yıl önce Çanakkale'yi geçilmez yapan haşmetli imanın, devleşen milli asaletin emanetçisidir. Bizim ittifakımız yalana karşı doğrunun, sahteliğe karşı sadakatin, hıyanete karşı vatan sevgisinin ittifakıdır. Sudan sebeplerle Türkiye'yi kötüleyenlere karşı vakarın ve vefanın ittifakıdır.
Kılıçdaroğlu, bir tarafta Türkiye'de can ve mal güvenliği yok derken, diğer tarafta 10 milyon işsiz olduğunu söyleyerek halt etmiş, kuyruklu yalanlarına sürekli yenilerini eklemiştir. Üstelik her muhtarlığa bir özel kalem müdürü atanırsa işsizliğin sona ereceğini cahilce müjdelemiş. Atalarımız şu veciz sözü boşuna söylememiş, 'Alim ile eyle ülfet alırsın mertebe, cahil ile etme sohbet dönersin merkebe.' CHP Genel Başkanı, tarlayı bilmez, traktöre binmez, çiftçimizi konuşur. Bakkala girmez, manavı görmez, marangozu tanımaz, siftahsız günü sorsanız, soğan sarımsak anlar, gelin görün ki esnafımızı konuşur. Memurlarımızdan ve işçilerimizden bahseder, sıra CHP'ye oy vermeyenlere gelince hakaretleri birbiri ardına sıralamaktan arlanmaz, utanmaz. Ne emeklidir meselesi ne yoksuldur düşüncesi, tek geçim kapısıdır siyasi menfaat çetesi."
- Erken seçim tartışmalarına yanıt verdi
Tıpkı Kovid-19 virüsü gibi, zilletin de bulaşıcı olduğunu ve devamlı mutasyona uğradığını ifade eden Bahçeli, "Çok şükür hükümet, pek çok ülkeyi geride bırakarak şifa olan aşıyı vatandaşlarımızın kullanımına sunmuştur. Zilletin aşısı da 2023 yılının haziran ayında demokratik vasıtalarla yapılacak, ama bu aşı zillete zehir olarak yansıyacaktır. Telaşlanmaya ve tedirgin olmaya mahal yoktur." dedi.
Hakimiyetin kayıtsız şartsız milletin olduğunu vurgulayan Bahçeli, şöyle konuştu:
"Milletin üstünde bir güç ve mercii yoktur, olamayacaktır. Erken seçim diye tutturanlar, erken seçimden başka seçenek kalmadı diye yutturmaya çabalayanlar, iyi bilsinler ki, seçimler zamanında yapılacak, Türkiye rotasından çıkmayacaktır. Cumhur İttifakı'nın tavizsiz ve tavsamaz kararı budur. Cumhuriyet'in 100'üncü yıl dönümü olan 2023'te yeni bir tarih yazılacak, yeni bir sayfa açılacak, muhkem ümitlerin canlılığıyla dirlik içinde istikbale Cumhur İttifakı'yla ulaşılacaktır. Bu cumhurun sözüdür. Bu Türk milletinin gelecek bin yıllara dair beyanıdır. Nitekim Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün dediği üzere, Türk'ün sözü, Türk'ün kendisidir. Peki, bunlar oluyorken, zillet ittifakı nerededir? Suyun kaynağı nereden gelmektedir? Arkasındaki odaklar kimlerdir? Dikkatli bir göz, uyanık bir şuur, teslim olmamış bir mizaç, zillete düşenlerin kukla gibi nasıl oynatıldıklarını, dış güçlere nasıl boyun eğdiklerini, nasıl kullanıldıklarını, terör örgütleriyle iltisak ve irtibatlarını gayet berrak şekilde tarif ve tefrik edecektir.
Bize hiç kimse hikaye anlatmasın. Bize hiç kimse bahane ileri sürmesin. Türk milleti zilleti değil, zaferi, PKK-FETÖ ittifakını değil, cumhurun ittifak zihniyetini seçecektir. Nihayetinde istiklal için birlik, istikbal için dirlik, kazanan Türkiye, kazançlı çıkan da Türk milleti olacaktır."
- "Türk tipi başkanlık modelinin farklı bir isimlendirmesidir"
Türkiye'nin tarihinin en önemli yönetim reformunu Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle başardığını aktaran Bahçeli, yeni sistemin Cumhuriyetin kuruluş ilkelerine dayandığını söyledi.
Parlamenter sistemdeki teklemeler, tıkanmalar, kutuplaşmalar, kafa karışıklıkları, karar sürelerindeki çalkantıların Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle aşıldığına dikkati çeken Devlet Bahçeli, Türk milletinin, tarihsel müktesebatına uygun yönetim sistemiyle gücüne güç kattığını vurguladı.
Türk devlet felsefesine müzahir olan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin işin özünde Türk tipi başkanlık modelinin farklı bir isimlendirmesi olduğunu belirten Bahçeli, "Bir yönetim sisteminin nasıl ve ne şekilde tarif edildiğinden ziyade, fonksiyonel olup olmadığına, beklentileri karşılayıp karşılamadığına, demokratik özellikler taşıyıp taşımadığına, millette karşılık bulup bulmadığına odaklanılması en dengeli bakıştır. Ön yargıları bir kenara bırakarak, Türkiye'nin sistemik düğümünün, sistemsel aksaklıklarının milli iradeyle çözülmesinden herkes memnun ve mutmain olmalıdır." değerlendirmesinde bulundu.
9 Temmuz 2018'den itibaren resmen uygulamaya geçen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin tarihsel ve kültürel maziyle örtüştüğüne vurgu yapan Bahçeli, şunları kaydetti:
"Bir yönetim sisteminin kökleşip olgunlaşması sabahtan akşama olacak şey değildir. Böylesi bir beklenti oluşturmak iyi niyetle izah edilemeyecektir. Yürürlükteki sistemin sadra şifa olması, devlet ve millet hayatına bütün imkanlarıyla nüfuz etmesi için müşterek emek gerekir, zaman gerekir, özveri gerekir, destek gerekir, ters propaganda akıntılarının gemlenmesi gerekir. Yeni sistemin özünde Türk milletinin beka ve refah özlemleri ana esastır."
- "Yeni yönetim sistemi, iç ve dış ablukaya karşı milli direnişin burcu"
Geçmişin tecrübeleriyle geleceği kavradıklarının, daha uyanık, daha dikkatli, daha bilinçli hareket ettiklerinin altını çizen Bahçeli, "Tanzimat'tan Islahat Fermanı'na, Meşrutiyet'ten Cumhuriyet dönemine kadar imparatorluğumuzun ayakta kalması amacıyla pek çok görüş, fikir, sistem ve siyaset önerilmiştir. Asıl amaç devleti ayakta tutmak üzerine bina edilmiştir. Bilindiği üzere, Kavalalı Mehmet Ali Paşa vakasıyla başlayan, esasen etaplar halinde hızlanan çözülme süreci, hiçbir pansuman tedaviyle durdurulamamıştı. Devasa imparatorluğun dağılması, paylaşım yüzünden Avrupa'nın birbirine girmesi demekti." diye konuştu.
Osmanlı'nın parçalanmasını sorun çıkarmadan sona erdirme meselesine "Şark Meselesi" adı verildiğini ifade eden Bahçeli, "Türk milleti böylelikle hala devam edegelen kuşatma altına alınmıştır. O gün bugündür Şark Meselesi dozajı artan veya azalan ölçülerde varlığını sürdürmüştür." dedi.
Devlet Bahçeli, yeni yönetim sisteminin her türlü iç ve dış ablukaya karşı milli direnişin burcu, Türk milletinin geçmişle geleceği buluşturan kararı olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Meselenin özünde ve son tahlilde Türklerin Anadolu'dan çıkarılması vardır ki, 106 yıl önce Çanakkale sahillerinde tüm maddi ve manevi imkanlarla kahraman bir kuşak buna set çekmiştir. Anafartalar, Arıburnu ve Conkbayırı'nda Mustafa Kemal'in muhteşem iradesi, cephe komutanı Esat Paşa'nın korku tanımayan idaresi, Seyit Onbaşı'nın sırtına binen bağımsızlık iffeti, Bigalı Mehmet Çavuş'un 25 neferiyle Seddülbahir'den çıkarma yapmak isteyen müstevlilere cesur direnişi, 57'nci alayın şehit şehit arşa yükselişi, Tophaneli Yüzbaşı Hakkı'nın Karanlık Limanı mayınlarla doldurup yenilmez armadaları denize gömüşü, 250 bin şehidin kahramanca kazdığı manevi siperi, çılgın Türklerin konu vatan, konu millet, konu beka olunca neleri yapacağının, nasıl candan geçeceğinin ama vatandan asla vazgeçmeyeceğinin hayranlık uyandıran tarihi şahikasıdır."
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, parlamenter sisteme dönüşün olmadığını belirterek, "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi siyasi, hukuki, ekonomik reformlarla kökleştirilmeli, güçlendirilmelidir." dedi.
Bahçeli, partisinin Ankara Spor Salonu'nda düzenlenen 13. Olağan Büyük Kurultayı'nda konuştu.Sahici bir kurtuluşun, milletin kendi tarihiyle barışması, geçmişiyle yüzleşmesi, milli hüviyetini, manevi ve kültür zenginliğini komplekse düşmeden keşfetmesi olduğunu vurgulayan Bahçeli, "Bunu yapabildiğimiz ölçüde gelecek bizimdir. Diyebiliriz ki geleceğin kudreti Türk milletidir. Çünkü dev uykusundan uyanmış, kükreyerek bölgesel ve küresel realiteyi kavramış ve lehine çevirmek için seferber olmuştur." ifadesini kullandı.
Bugüne kadar, milletlerin yükselmesinin, çökmesinin, düşmesinin, zafer ve başarılarıyla felaket ve mağlubiyetlerinin, hep cihan ruhunun iradesiyle belirlendiğine işaret eden Bahçeli, "Bu cihan ruhu, tarihin farklı devirlerinde, muayyen bir milletin varlığında büyük bir kuvvetle tecelli etmiştir. Türk milleti cihanşümul ruha sahip bir millettir. Şerefli geçmişimizin parlak sayfaları şanlı bir geleceğin müjdesidir." diye konuştu.
Türk milletinin, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi vasıtasıyla tekraren cihan ruhuna talip olduğuna dikkati çeken Bahçeli, şöyle devam etti:
"Uygulama sonuçları itibarıyla göz dolduran bu sistem devlet-ebed müddet, millet-ebed müddet anlayışımızın delinmez zırhı, devrilmez eseridir. Kendimize özgü, bizi bize anlatan, bizi biz yapan, milli kültür ve karakterimizle birebir çakışan, devlet yönetimine denge, toplum hayatına sükunet ve huzur getiren Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, milletler ve medeniyetler mücadelemizde milli ve stratejik gücümüzdür. Milliyetçi Hareket Partisi olarak, 2023 ve takip eden on yılları kapsayan stratejik hedeflerimizin ilki, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne, daha yerinde bir ifadeyle, Türk tipi başkanlık modeline sahip çıkmak, ilke, kural ve kurumlarıyla yaşamasına hizmet etmektir."
- "Güçlendirilmiş parlamenter sistem teklifi beyhudedir"
Bahçeli, "Güçlendirilmiş ve iyileştirilmiş parlamenter sistem teklifleri beyhudedir, eskiye kıvrılıştır, geleceğe dair söyleyecek bir şeyi olmayanların acıklı kıvranmasıdır." görüşünü dile getirdi.
Güçlendirilmiş parlamenter sistem kavramını ilk dile getirenin eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş olduğunu anımsatan Bahçeli, şunları kaydetti:
"Zillet ittifakının, güçlendirilmiş parlamenter sistem ezberi içi boş, günü kurtarmaya dönük taktik bir adımdır. Artık parlamenter sisteme geri dönüş yoktur. Milli iradenin tartışmaya açılması, 2,5 yılını doldurmuş yeni sistemi karalama yarışı demokratik bir haktan öte baskıcı, bağnaz, hoşgörüsüz, hazırlıksız, tahammülsüz ve tahakkümcü bir siyaset ayıbıdır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi siyasi, hukuki ve ekonomik reformlarla kökleştirilmeli ve güçlendirilmelidir. Memnuniyetle söylemek gerekir ki bu süreç kararlılıkla devam etmektedir. Eksik varsa giderilecek, yetersizlik varsa telafi edilecektir."
- "Müspet ve umut verici gelişmelerin işaret fişeği"
Devlet Bahçeli, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan İnsan Hakları Eylem Planı ve Ekonomik Reformlar Paketi'nin müspet ve umut verici gelişmelerin işaret fişeği olduğunu belirtti.
Hükümetin reform zincirini samimiyetle desteklediklerinin ve üzerlerine düşen her sorumluluğu yerine getirmeye hazır olduklarının altını çizen Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu sürecin sivil, geniş katılımlı, herkesi kapsayan, yeni yönetim sisteminin ruhuna ve dokusuna müzahir bir anayasa ile tahkim ve takviye edilmesi ikinci stratejik hedefimizdir. Milliyetçi Hareket Partisi, bu kapsamda gerekli çalışmalarını sürdürmektedir ve önümüzdeki birkaç ay içinde hazırlıklarımız Allah'ın izniyle tamamlanacaktır. Ayrıca Siyasi Partiler Kanunu değiştirilmelidir. Seçim kanunlarında düzenlemeler yapılmalıdır. Siyasi Etik Kanunu çıkarılmalıdır. TBMM İç Tüzüğü yeni sistemle uyumlu ve Meclis çalışmalarıyla ahenkli hale getirilmelidir. Milletvekilliği dokunulmazlığı yeni baştan ele alınmalıdır. Kamu kurumu niteliğindeki mesleki kuruluşlarının yasal ve hukuki yapısı titizlikle gözden geçirilmelidir."
- Kamuoyu araştırmalarının yayımlanmasında değişiklik çağrısı
Bahçeli, kamuoyu araştırmaları ve sonuçlarının yayımlanması hakkında geniş değişikliklerin yapılması ve tedbirlerin alınması gerektiğini de vurgulayarak, "Siyasi maksatlarla ve ekonomik gayelerle bir partiyi parlatıp bir başkasını karalayan anket şirketleri bize göre demokrasi kundakçısı, milli irade dolandırıcısıdır. Temiz toplum, temiz siyaset, temiz yönetim tezahür etmeli, kalpazanlar, çıkarcılar, çarpık zihniyetler, millete husumet besleyen mihraklar, hukuk tanımayan kimliksizler afişe edilip ayıklanmalıdır." diye konuştu.
Adaletli bir gelir dağılımı olması temennisinde bulunan Bahçeli, sosyal yardımların daha da güçlendirilmesinden yana olduklarını bildirdi.
İşsizlikle mücadelede, faizlerin aşağıya çekilmesinde hükümetin kararlılığından duydukları memnuniyeti dile getiren Bahçeli, şu görüşleri paylaştı:
"Fiyat istikrarının sağlanarak enflasyonda kalıcı düşüşleri yakalayacağımız günler uzakta değildir. Günümüz dünyasında siyasi güç silahın yanı sıra, hatta toptan tüfekten daha çok, ekonomik üstünlük ve ticari enerjiyle sağlanmaktadır. Modern dünyanın işleyişi bu yöndedir. Kurtuluş Savaşı'nı kağnıyla kazanan, ama 11 yıl sonra uçak üretmeyi başaran bir milletiz. İnsanımızın ihtiyaç ve isteklerini yerli, milli ve üreten bir ekonomik sistemle karşılamak zorundayız. Askeri, diplomatik ve siyasi muvaffakiyetlerimizi ekonomik gelişmelerle taçlandırmak hem istiklalimizi, hem de istikbalimizi güvenceye kavuşturacaktır."
- "Ekonomideki canlanma vatandaşlarımızın kesesine mutlaka yansıyacaktır"
Ekonomik gelişmelere de değinen Bahçeli, geçtiğimiz yıl küresel ekonominin yüzde 3,5 oranında küçüldüğünü hatırlatarak, "Küresel ticaretteki daralma yüzde 10 düzeyinde, uluslararası yatırımlardaki düşüş yüzde 42 seviyesindedir. Tarihin en büyük küresel borç miktarı Kovid-19 salgını döneminde gerçekleşmiş ve 280 trilyon doları geçmiştir." diye konuştu.
Dünyadaki bu gelişmelere karşılık Türk ekonomisinin 2020 yılında yüzde 1,8 oranında büyüme kaydettiğini belirten Bahçeli, şunları söyledi:
"Ne mutlu bizlere ki G-20 ülkeleri arasında ekonomisi büyüyen iki ülkeden birisi Türkiye olmuştur. Ekonomide yaşanan canlanma ve toparlanma vatandaşlarımızın kesesine, devletimizin kasasına mutlaka yansıyacaktır. Gelecek güzel günler için biraz daha sabırlı olmalıyız. Türkiye istikbalin dirliği amacıyla muazzam bir kalkınma ve demokrasi mucizesini başarmaya şüphesiz muktedirdir. Ülkemizi dünya genelinde demokrasi, özgürlük ve hukukun üstünlüğü konularında kusurlu göstermeye çalışan mihraklar, FETÖ'cülerin, Türk ve İslam düşmanlarının teşvik ve tahrikiyle mesafe alanlardır. Diyorlar ki 'Türkiye'de totaliter eğilimler güçleniyormuş', diyorlar ki 'Demokrasi zayıflamış, düşünce ve ifade hürriyeti kalmamış.' İsveç merkezli bir enstitünün ‘ 2021 Demokrasi Raporu’na göre, ülkemiz Polonya ve Macaristan'dan sonra en fazla otoriterleşen ülke olmuş."
Bu iddiaların hedefinin, Türkiye'ye gelen yabancı yatırımları caydırma, ülkenin uluslararası camiada saygınlığını lekeleme ve milli çıkarlardan taviz beklentisi olduğunu vurgulayan Bahçeli, şu değerlendirmede bulundu:
"FETÖ'cü hainler Yunanistan'ı, hatta diğer AB ülkeleriyle ABD'yi sığınma limanına çevirmişken hiç kimsenin sesi çıkmıyor. Gara'da vatan evlatlarının ensesine kurşun sıkılırken, mazlumlar inim inim inlerken, hiç kimseden insani ve vicdani bir eleştiri gelmiyor. Terörist başı Gülen'in Pensilvanya'da mukim olması hiçbir uluslararası hukuk ve insan hakları savunucusunu rahatsız etmiyor. Avrupa Parlamentosu'nun, Türkiye'nin Suriye'de işgalci olduğunu iddia etmesi de bir diğer ahlaksız isnat, bir başka ucube ithamdır. Bir an düşünelim, Türkiye'de demokrasi olmasaydı, özgürlükler askıya alınsaydı, gece gündüz Cumhurbaşkanı'na hakaret edenler, devlete sövenler, millete karşı gelenler, iş birlikçiler, PKK'nın siyaset uzantıları Meclis'te, belediyede, iş aleminde, medyada, üniversitelerde, dahası sokaklarda nasıl gezecekler, nasıl tehditler savuracaklardı?"
- "Tarihimizin hiçbir döneminde bu milletten diktatör çıkmadı"
Tarihin hiçbir döneminde bu milletin sinesinden diktatör, tiran çıkmadığını, yönetim hayatında ise despotizmin en ufak emaresine tesadüf edilmediğini belirten Bahçeli, demokrasi ahkamı kesenlerin, terörizme özgürlük arayanlar olduğunu ifade etti.
MHP Genel Başkanı Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"'Ekonominizi mahvederim' diyen meczupların, Twitter mesajlarıyla para simsarlarını ve küresel tefecileri üzerimize kışkırtıp döviz kurunu yükseltmelerine müstahak değiliz. Buna asla mahkum olamayız. Milliyetçi Hareket Partisi serbest piyasa mantığını kabullenmektedir. Ancak milli, manevi ve ahlaki değerlerimizle pekişmiş, geleneksel davranış kalıplarımızla perçinlenmiş, rasyonel olduğu kadar irrasyonel eğilimleri de gözetmiş bir ekonomik sistem üzerinde mutlaka çalışmak zorundayız. Bize göre, sürdürülebilir ekonomik büyüme ile sosyal gelişmenin toplamı milli bütünleşmenin temelidir."
- "Etnik gerilimler çok tehlikeli noktalara tırmanıyor"
Bahçeli, dünyada etnik gerilimlerin, inanç ve mezhep temelli husumetlerin çok tehlikeli noktalara tırmandığına işaret ederek, "Şu anda dünya üzerinde 54 ayrı noktada çatışma hakimdir. Bilhassa terörizm insan onurunu, insan varlığını direkt tehdit eden hunhar ve menfur bir felakettir." dedi.
Türkiye'nin bölücü terörün kanlı eylem ve kirli emelleriyle yıllardır mücadele halinde olduğunu anımsatan Bahçeli, şunları kaydetti:
"Bu mücadelede yalnız olduğumuz ortadadır. 'Türk'ün Türk'ten başka dostu yoktur' sözü defalarca tescil edilmiştir. Çok şükür, devlet millet kenetlenmesiyle teröre üst üste darbe vurulmuş, bu kanlı döngünün sonu görünmüştür. Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı, Pençe-Kartal Harekatlarıyla güney sınırlarımız boyunca kurulmak istenen terör devleti engellenmiştir. Hükümetimizin kararlılığı, kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerimizin fedakarlığı, polislerimizin ve güvenlik korucularımızın cesaretiyle ihanetin damarları kesilmiştir."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.