Bahçeli, partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, hazırladıkları 100 maddelik yeni anayasa önerisini açıkladı.
Asıl gündeme geçmeden önce yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınına değinmek istediğini söyleyen Bahçeli, salgınla mücadele amacıyla uygulanan sokağa çıkma kısıtlamasının yanı sıra aşılama çalışmalarının hedeflenen seviyelere ulaşmasıyla Ramazan Bayramı sonrasının umutla karşılanacağına inandığını dile getirdi.
Millet olarak zor bir süreçten geçildiğine işaret eden Bahçeli, karşılıklı anlayışa, alınan tedbirlere uymaya, inançların bir lütfu olan yardımlaşma ve dayanışma hasletlerini canlı tutmaya daha fazla ihtiyaç olduğunu belirtti.
İnsanlığa musallat olan Kovid-19'un, en az hasar ve kayıpla atlatılması için devlet ve milletin kenetlenmesinin her düzeyde tezahür etmesi gerektiğini vurgulayan Bahçeli, Türkiye'de bu kenetlenmenin sağlandığını bildirerek, şunları kaydetti:
"CHP'nin, İP'in ve diğerlerinin yalanları toplum nezdinde itibarsızdır. Tedavülde tutulan karalama kampanyasına aldanacak yoktur. Sağlık altyapımız güçlüdür, başta Sağlık Bakanımız olmak üzere doktorlarımız, hemşirelerimiz, hasta bakıcılarımız çalışmalarını fedakarca sürdürmektedir. Allah'ın izniyle Türkiye, maruz kaldığı badireyi yenecektir. Aşı konusunda ikilem ve güven sorunu yaşayan vatandaşlarımızın, kaygılanacakları, korkuya kapılacakları hiçbir şey olmadığını açık yüreklilikle ifade etmek isterim.
Bir diğer mesele de aşıların tedarikidir. Bununla ilgili olumlu ve memnuniyet verici gelişmelerin varlığına Sağlık Bakanımız sürekli vurgu yapmaktadır. İnsanlarımızın duygularıyla oynayıp, salgından siyasi rant devşirmek için fırsat kollayan siyasi zihniyetler bize göre hezeyandadır, art niyetlidir. Kim ne derse desin salgın yönetimi doğru bir şekilde yapılmaktadır. Bu fasit daireden çıkmamızı istemeyen odakların karamsarlık aşılamaları da ahlaken ve vicdanen sorumsuzluktur."
Devlet Bahçeli, Kovid-19'dan dolayı hayatını kaybedenlere ve terörle mücadele esnasında şehit düşen askerlere rahmet, şu anda hastanelerde tedavi görenlere acil şifa diledi. Bahçeli, herkesin yaklaşan Kadir Gecesi'ni ve Ramazan Bayramı'nı da kutladı.
"Anayasalar, değişmez, değiştirilemez metinler değildir"
Bahçeli, mazisi neredeyse 145 yılı bulan anayasa tartışmalarının, toplum ve devlet hayatına deyim yerindeyse ambargo koyduğunu belirterek, bu tartışmaların kalıcı bir mutabakatla düğümlenmesi temel amaç olsa da istisnai dönemler haricinde bu amacın gerçekleşemediğini söyledi.
Devlet ile millet arasındaki karşılıklı sorumlulukları esas alan anayasaların, değişmez, değiştirilemez metinler olmadığını dile getiren Bahçeli, gerektiğinde, şartlar elverdiğinde zamanın ruhuyla, milli ve manevi emanetlerin ufkuyla müsemma bir anayasanın yazılmasının kaçınılmaz bir görev olduğunu aktardı.
MHP Genel Başkanı Bahçeli, bir toplum sözleşmesi olan anayasanın, aynı şekilde milli hedefleri muhtevasında barındırmasının, tarihin ve toplumun gerisine düşmeden, geleceğin koordinatlarını çizerek, devlet-millet uyumunu kökleştirmesinin, yegane öncelik olduğuna dikkati çekti.
Bahçeli, "Bir diğer bakış açısıyla ifade etmek gerekir ki anayasalar devletin ana teşkilat düzenini tayin ve tespit etmektedir. Devletin siyasi ve hukuki teşkilatlanması, sosyolojik ve tarihi gerçeklere mutlaka yaslanmak zorundadır. Bundan mahrum bir anayasanın ise üreteceği tek şey çatışma ve cepheleşmedir. Masa başında devlet teşkilat düzenini hazırlamak, demokrasiyle izah edilemeyecektir. Yeni anayasa yapmak demek, tarih ve sosyolojiyi doğru okumak kadar, milletin ihtiyaç ve hedeflerini de idrak etmek demektir." diye konuştu.
"Temel ilkeler kıskançlıkla muhafaza edilmelidir"
Türkiye Devleti'nin ana teşkilat yapısının, Türk milleti temelinde üniter bir Cumhuriyet olduğunu vurgulayan Bahçeli, şöyle devam etti:
"Türkiye Cumhuriyeti'nin temel ilkeleri ve kurucu felsefesi, çağın eğilim ve yönelimleri ne olursa olsun kıskançlıkla muhafaza edilmelidir. Muhtemel hangi öneri üzerinde konuşursak konuşalım ön şart, bu ilke ve felsefenin, Anayasa'nın başlangıç kısmında ve birinci maddesinde kesin bir dille temellenmesidir.
Anayasa yapmak, yıkımın ve bölünmenin altyapısını kurmak, erkler arasındaki kaosu derinleştirmek şeklinde anlaşılmamalı, asla böyle algılanmamalıdır. Millet nam ve hesabına hazırlanacak her anayasa teklifinin öz itibarıyla Türk milletinin ruh kökünden doğması, Türk devletinin vaki yönetim sistemiyle payidarlığının temin edilmesi asıl olmalıdır."
Bahçeli, bugünkü siyaset sahnesinde, her partinin yeni bir anayasa konusunda destekleyici tavrının görüldüğünü, hiçbir parti veya hiçbir sivil toplum kuruluşunun, ortaya çıkıp da yamalı bohçaya dönen, maddeleri arasındaki tutarsızlığı aleni olan darbe anayasasından memnuniyet duyduklarını ileri sürmediğini, süremediğini anımsattı.
"Siyaseti, gladyatör arenasına dönüştürmek akıl harcı değildir"
Herkesin en azından ittifak halinde yeni bir anayasadan bahsettiğini dile getiren Bahçeli, bu durumun ilk aşamada konuşmak, görüşmek, farklı düşünce ve teklifleri paylaşmak için müsait bir zeminin varlığına işaret olduğunu ifade etti. Devlet Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ancak sıra 'nasıl bir anayasa yazılsın' sorusuna cevap aramaya geldiğinde ne yazık ki potansiyel anlaşmazlıklar, kutuplaşmış üsluplar kuvveden fiile geçmektedir. Her partinin samimi bir durum muhasebesi yapmasında sonsuz yararlar vardır. Ön yargıların giyotinine, siyasi angajmanların mayınlı alanına ülkemizi teslim etmek, vatan ve millet sevgisiyle şüphesiz bağdaşmayacaktır. Şayet bir toplum sözleşmesinin hazırlanmasına güçlü vurgu yapıyorsak, önce uzlaşmanın erdemine bağlanmamız, subjektif değerlendirmelerin tutsaklığından da derhal sıyrılmamız gerekecektir. Sıkılı yumruklarla, ideolojik taassuplarla anayasa yapmak, ne bugün ne de tarihte mümkün olmuştur. Siyaseti, gladyatör arenasına dönüştürmek akıl harcı değildir. Bu devlet bizimdir. Bu millet biziz. Cumhuriyet, cumhurun aziz mükafatıdır.
Daha iyiyi bulmak, daha güzele ulaşmak, daha kaynaşmış ve kucaklaşmış bir devlet ve toplum düzenine vasıl olmak ütopya olarak görülmemelidir. Milletler ve medeniyetler mücadelesinin kızıştığı, yeni bir dünya tasarımının siyasi ve entelektüel çevrelerde hararetle konuşulduğu, Kovid-19 sonrası dönemde bildiklerimizin tamamen dışında bir dünya tablosunun yeşermeye başlayacağının öngörüldüğü bir zamanda, ayağımıza pranga vurduramayız, var olan prangaların kalmasına da göz yumamayız. Tarihi geriye sarmaya kalkışmak, çareyi denenmiş reçetelerde aramak, bugünü ve geleceği yorumlamaktan aciz düşmektir. Bir bakıma da korkaklıktır."
"Bundan kaçış yoktur"
Milletin temsilcilerinin, milletin namına taşıdığı sorumlulukları bulunduğuna işaret eden Bahçeli, şu görüşleri paylaştı:
"Artık uzlaşmak ve yeni bir anayasa hazırlamak milli vecibedir. Buna dudak bükenler, sırt dönenler, yapay kriz çıkaranlar, ipe un serenler, fuzuli bahanelerle konuşmaya bile kapalı duranlar, tarih ve millet huzurunda demokratik hesaba şimdiden hazır olmalıdır. Cumhuriyetimizin 100'üncü yıl dönümünü yeni bir anayasayla taçlandırmak, Milli Mücadele kahramanlarına, Cumhuriyet'in kurucu değerlerine, milletimizin bizatihi egemenlik haklarıyla Türk tarihinin şerefli anılarına hürmetin ve gelecek nesilleri düşünen sorumluluk bilincinin gereğidir. Bundan kaçış bize göre yoktur."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.