Ankara'nın Taşına Bak Hikayesi..

Ankara'nın Taşına Bak Hikayesi Kısa

Ankara'nın taşına bak hikayesi kısa ancak o kadar anlamlıdır ki gerek Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasında gerekse de Ankara’ya dair savaş hikayelerinde en önde yer almaktadır. Silahlı kuvvetlerin marşı olarak da kullanılan;

Ankara’nın taşına bak,

Gözlerimin yaşına bak,

Uyan uyan Gazi Kemal,

Şu feleğin işine bak

Şeklinde başlayan türkünün sözleri farklı yorumlansa da insanın içinde hep aynı derinden etkiyi bırakmış ve vatanseverlik duygularının katlanarak devam etmesine katkı sunmuştur.

Her kesimden ülkemiz insanının sahip çıktığı bu türkü gerek milli manevi duygularımızın bizi bir araya getirmesinde gerekse de kültürel mirasımızın yarınlara aktarılmasında milletimize yol gösterici olmaktadır.

Ankara Türküsünde Kurtuluş Savaşı İzleri

Ankara türküsünün çeşitli versiyonları bulunmakla birlikte bu türkü sonradan marş olarak milli uyanışımıza katkı sağlamış ve Kurtuluş Savaşı’nda Ankara’nın hikayesi olarak karşımıza çıkmaktadır. Ankara türküsünde geçen;

Ankara’nın taşına bak,

Gözlerimin yaşına bak,

Biz Yunana esir olduk,

Şu feleğin işine bak

Sözleri Sakarya sırtlarında yankılanırken bu sözleri ortaya çıkaran güç bağımsızlık özlemiyle yanıp tutuşan Türk milletinin kendisidir.

Anonim olarak bilinen bu türkü bizi biz yapan değerlerimize sahip çıkan Türk askerinin korkmadan ölüme yürüyüşüne eşlik eden eşsiz bir senfonidir.

Ankara’nın Taşına Bak Türküsünün Hikayesi

Ankara türküsünün kim tarafından yazıldığı bilinmese de Ankara’nın taşına bak türküsünün hikayesi Kurtuluş Savaşı’ndaki mücadelenin ifade edilmesi bakımından oldukça önemlidir.

Sakarya Savaşı’nda Duatepe’ye yapılacak çıkarma için Sakarya sırtlarında konuşlanan Türk askeri birlikleri geceden koya koyulmuş ve düşmanın karşısında cesurca durabilmek için 57. Tümen Kerim köyü yakınlarından yürüyüşe geçmiştir.

Albay Mümtaz komutanlığındaki bu birlik gerek gece yürüyüşünde gerekse de sabaha karşı meydana gelen fırtınalı ve şiddetli yağmur altında ıslanmış bırakın düzenli ordu şeklinde hareket edebilmeyi önünü bile görmek imkansız hale gelmiştir.

İşte bu kasvetli ortamda çamur deryasından sıyrılarak yürüyüşlerine ritim tutturmak isteyen askerler Ankara’nın taşına bak türküsünü bir türküden de öte askeri bir marş olarak hep bir ağızdan söylenmeye başlamış, buradan diğer bölük ve askerlere yayılan bu uyanış marşı Ankara'nın taşına bak hikayesi kısa ama öz bir biçimde tarihimize yön vererek bağımsızlığımızın kazanılmasında sembol rol oynamıştır.