Ergenekon davasında gerekçeli karar

Ergenekon davasında açıklanan gerekçeli kararda, “Bu davada örgütün kabulüne ilişkin deliller yasal delil olarak kullanılmamıştır. Bir an için bunlar yasal delil olarak kabul edilse bile suç örgütünün varlığını kabul için yeterli delil olmadıklarını da belirtmek gerekir” ifadelerine yer verildi.

Ergenekon davasında gerekçeli karar açıklandı. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesince hazırlanan 739 sayfalık gerekçeli kararda, kapatılan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinin 5 Ağustos 2013 tarihli kararında örgütün hiyerarşik yapısının ortaya koyulmadığı ve sanıkların hiyerarşideki yerinin somut delillerde saptanmadığı kaydedildi. Kararda, örgüt gerekçesi için kullanılan bazı delillerin usule aykırı olarak toplandığı ve hükme esas alınamayacağı vurgulandı.

EYLEMLER ARASI BAĞLANTI KURULAMAYACAĞI VURGULANDI

Gerekçeli kararda, Cumhuriyet Gazetesi’ne atılan el bombalarından biri ile Ümraniye’de ele geçirilen 27 adet el bombasından sadece birinin üretim yılının aynı olması dolayısıyla bombalar ve eylemler arasında bağlantı kurulamayacağı belirtildi. Kararda, Cumhuriyet Gazetesi’ne bomba atılması ve Danıştay saldırısının Ergenekon adına işlendiğinin kabul edilemeyeceği kaydedildi.

"ELDE SOMUT DELİLLER YOKTUR"

FETÖ’nün amacına ulaşmak için çeşitli yöntemleri kullanmak konusunda çekinmediğinin belirtildiği gerekçeli kararda, “Bu manada bazı sanıklar ve müdafilerinin aramalarda ele geçen suç unsurlarını da FETÖ/PDY üyesi kolluk mensuplarının yerleştirmiş olacakları iddiaları bir kenara atılamaz ise de, bu konuda açıkça bir olayda delil uydurulduğu ispatlanmadıkça o olayla ilgili hükümde zorunlu olarak delil yetersizliğinden beraat kararı verilmesi sonucuna varılmaktadır. Bu davada örgütün kabulüne ilişkin deliller yasal delil olarak kullanılmamıştır. Bir an için bunlar yasal delil olarak kabul edilse bile suç örgütünün varlığını kabul için yeterli delil olmadıklarını da belirtmek gerekir. Durum böyle olmakla birlikte ortada iddianamelere konu bazı vakıaların da olduğunu kabul etmek gerekir. Yani soruşturmaların tamamının ortada hiç bir şey yokken ortaya atılmış tamamen uydurulmuş delillere dayandığına dair de elde somut deliller yoktur” ifadelerine yer verildi.