Sözcü Aksoy: ABD ile anlaşamazsak güvenli bölgeyi tek başımıza oluştururuz
DIŞİŞLERİ Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, Suriye’de oluşturulacak güvenli bölge konusunda görüşmeler yapmak üzere önümüzdeki hafta ABD'den yeni bir askeri heyet geleceğini söyledi. Aksoy, "ABD ile ortak bir noktada buluşulamaması halinde güvenli bölgeyi tek başımıza oluşturmak zorunda kalacağız. Bu sürecin oyalamaya dönüşmesine izin vermeyeceğiz" dedi.
Sözcü Hami Aksoy, Dışişleri Bakanlığı'nda basın toplantısı düzenledi. Aksoy, 3- 9 Ağustos tarihleri arasında düzenlenecek Büyükelçiler Konferansı'nın bu yılki temasının, 'Sahada ve Masada Güçlü Diplomasi' olacağını ve konferansa 254 büyükelçinin katılacağını söyledi. Konferansın açılışında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın büyükelçilere hitap edeceğini söyleyen Aksoy, "Büyükelçiler, konferansın son gününde Milli Mücadele'nin 100'üncü yılı nedeniyle Samsun’a gidecek. Türk dış politikasını ilgilendiren bölgesel ve küresel gelişmeler ile güncel sınama ve fırsatların kapsamlı bir şekilde masaya yatırılacağı konferansta, dış politikanın tamamlayıcı unsurları olan güvenlik, savunma ve ekonomi konularında da interaktif oturumlar düzenlenecek. Bu kapsamda 'kriz yönetimi ve çatışmaların çözümü' ve 'yükselen popülizm ve ırkçılık' başlıklı iki panel de gerçekleştirilecek" dedi.
'SALDIRI İŞBİRLİĞİNDEN RAHATSIZLIĞI GÖSTERDİ'
Irak'ın Erbil kentinde, diplomat Osman Köse'nin silahlı saldırı sonucu şehit olduğu olayla ilgili gelişmeleri yakından takip ettiklerini ve saldırının arka planının aydınlatılmasını beklediklerini ifade eden Aksoy, "Bu saldırı, son dönemde PKK'ya indirdiğimiz darbelere karşı terör örgütünün nafile bir çırpınışı. Bu hain saldırının sonrasında operasyonlarımızı daha da artırdık. Terör örgütünün kökünü kazımakta kararlıyız. Bu saldırı ayrıca Bağdat ve Erbil ile son dönemde ilerlettiğimiz işbirliğinden de bazı kesimlerin rahatsız olduğunu gösteriyor. Bağdat ve Erbil ile PKK'ya karşı ortak mücadele konusunda kararlılığımız devam ediyor" diye konuştu.
'İLAVE BİR MALİYET ORTAYA ÇIKIYOR'
Aksoy, Türkiye'nin Rusya'dan satın aldığı S-400 hava savunma sistemi nedeniyle ABD'nin F-35 programı ile ilgili attığı adımlar konusunda, şunları söyledi:
"Bizim bu projeye ilave 1-1.5 milyar dolar taahhüdümüz var. Yani biz bunu ödemeyeceğimiz için projenin üretim maliyeti oldukça artacak. Hesaplamalarımıza göre üretim sürecinden dışlanmamız nedeniyle, uçak başına 7-8 milyon dolara varan ilave bir maliyet ortaya çıkıyor."
'İZİN VERMEYECEĞİZ'
ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey'nin Ankara'daki görüşmeleri sırasında Suriye'de kurulması beklenen güvenli bölge konusunda Türkiye'nin temel beklentilerinin karşılanmadığına dikkat çeken Aksoy şöyle konuştu:
"Temel beklentilerimiz bölgenin derinliğinin 32 kilometre olması, bölgenin kontrolünün ülkemizde olması ve PYD/YPG’nin bu bölgeden çıkartılması. ABD ile ortak bir noktada buluşulamaması halinde güvenli bölgeyi tek başımıza oluşturmak zorunda kalacağız. Biz Münbiç'te olduğu gibi bir oyalama süreci içerisine girilmesini kabul edemeyiz. Bu sürecin oyalamaya dönüşmesine izin vermeyeceğiz. Beklentilerimizin karşılanmaması halinde ulusal güvenliğimizi sağlamak üzere her türlü önlemi alabilecek kabiliyete de yeteneğe de sahibiz. Zaten bunu Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekâtları ile açık şekilde gösterdik. Bölgenin tüm terör unsurlarından temizlenmesini ve bölgede bir barış koridoru kurulmasını arzu ediyoruz."
'AB RUM YÖNETİMİNİN ADETA ESİRİ'
Sözcü Aksoy, İdlib'te rejim güçlerinin, Mayıs ayından bu yana saldırıların artırdığını belirterek, "Bu saldırılar, ülkemize yönelik bir mülteci akını riskini de beraberinde getiriyor. Suriye'de yeni bir insani trajedinin yaşanmasını istemiyoruz" dedi.
Avrupa Birliği'nin (AB) Türkiye ile ilişkilerini Kıbrıs sorununa indirgediğini kaydeden Aksoy, 15 Temmuz'da AB Dışişleri Konseyi toplantısında Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki sondaj faaliyetleri ile ilgili alınan kararlar için, "AB’nin bizimle ilişkilerini ve karar alma süreçlerini etkileyecek şekilde Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin adeta esiri haline geldiğini görüyoruz. Ancak bu tür önlemler ne bizim Doğu Akdeniz’deki egemenlik haklarımızı, ne de Kıbrıs Türklerinin haklarını korumamızı engelleyemeyecek" değerlendirmesinde bulundu.
'ABD'DEN ASKERİ HEYET GELİYOR'
Aksoy, bir gazetecinin ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey'in Suriye’deki PYD/YPG’lilerin zarar görmemesi taahhüdü istediğine yönelik açıklamasını hatırlatması üzerine, şunları söyledi:
"Jeffrey’in açıklamaları bizim için yeni değil. Güvenli bölge konusunda bir mutabakat henüz sağlamış değiliz, bizim beklentilerimiz karşılanmış vaziyette değil. ABD’nin YPG ile işbirliği konusundaki tutumumuz da gayet açık. Biz müttefiklerimizin teröristlerle işbirliği yapmasını istemiyoruz. 5 Ağustos ile başlayan haftada ABD’den yeni bir askeri heyet geliyor ve toplantılar devam edecek. Güvenli bölge konusunda bize daha önceden iletilen teklifler kabul edilebilir düzeyde değildi. Yeni teklifleri değerlendireceğiz, ama bunun bir oyalama süreci haline gelmesini de istemiyoruz."
'HER KOLDAN GÖRÜŞMELER SÜRÜYOR'
ABD ile Türkiye arasında güvenli bölge görüşmelerinin ne zaman sonuçlanacağına ilişkin bir tarihin olup olmadığına ilişkin soruya Aksoy, "Gerek askeri makamlar arasında, gerek siyasi diplomatik makamlar arasında görüşmeler halen sürmekte. Jeffrey hem Bakanlığımızda, hem Savunma Bakanlığı’nda, hem de Cumhurbaşkanlığı’nda görüşmeler yaptı. Yani her koldan görüşmeler sürüyor. Tabi bu görüşmeler ilanihaye sürecek değil. Biz beklentilerimizin karşılanmadığını anladığımız halde güvenli bölge konusunda gerekli adımları atacağız" şeklinde yanıt verdi.
'F-35’İN MÜŞTERİSİ DEĞİL, SAHİBİYİZ'
"Biz F-35'in bir müşterisi değiliz, sahibiyiz" diyen Aksoy, "Ortada haklı bir gerekçe yokken, hukuki bir zemin de bulunmazken bunun dışına itilmeye çalışılıyoruz. Bu tabii kabul edilebilecek bir durum değil, buna karşı biz de eğer bu sürecin dışına itilirsek, başka yolları denemek zorunda kalacağız" dedi.
Aksoy, Suudi Arabistan'da Türk TIR'larının bekletilmesiyle ilgili soruya ise, şöyle yanıt verdi: "Suudi Arabistan’a son dönemde giden ihracatçılarımızın yolladığı TIR'larda ve konteynerlarda gümrük konusunda bazı problemler yaşamaya başladık artan şekilde. Bunun için gerekli girişimlerde bulunduk, Dışişleri Bakanlığı olarak. Ticaret Bakanımız da Suudi muhatabını aradı. Gümrükte bekleyen 300 TIR'ın 100 tanesi yaş sebze meyve taşıyanlar, bunlar serbest bırakıldı kademeli şekilde. Konuyu takip etmeye devam ediyoruz. Vatandaşlarımızın, ihracatçılarımızın mağduriyetlerinin giderilmesini bekliyoruz. Tabi bu uygulamanın sadece Türkiye’ye yönelik olmadığı ümidini de taşıyoruz” diye konuştu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.