Çavuşoğlu: “Irkçı, İslam karşıtı söylemler ve şiddet daha fazla gözardı edilemez”
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, BM Genel Kurulu'nda Yeni Zelanda zirvesinde yaptığı konuşmada, "Anlamı barış olan yüce dinimiz İslam'ı terörle yan yana göstermeye çalışan hadsiz haksız ve kasıtlı yaklaşımları bu platform altında bir kez daha reddediyor ve kınıyoruz. İslami terörizm, Hristiyan terörizmi, Musevi terörizmi veya Budist terörizmi gibi kavramları hep birlikte elimizin tersiyle itmeliyiz. Terörün dini dili, ırkı yoktur" dedi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda yapılan Yeni Zelanda zirvesinde konuştu. Çavuşoğlu, "BM Genel Kurulu bugün en temel değerimiz olan insan hayatının kutsallığı etrafında bizleri bir araya getiriyor. Ancak bu temel değerimiz teröristlerin ve terörizmin açık saldırısı altında. 15 Mart'ta Yeni Zelanda'nın Christchurch şehrinde arkasında son derece organize bir akıl ve planlama olan faşist ve barbar terörist orada ibadetlerini yerine getiren 51 Müslümanı şehit edip pek çok kişiyi yaralarken esasen insanlığın ortak değerini hedef almıştır. Bugün burada işte bu İslam ve insanlık düşmanı saldırıyı kınamak ve saldırının kurbanlarını anmak üzere son derece anlamlı bir dayanışma gösteriyoruz. Bugün teröristlere karşı dimdik duruyor ve dünyaya şu mesajı veriyoruz, pompalamaya çalıştığınız kin nefret, korku ve şiddet sarmalında yok olup gideceksiniz ve asla başaramayacaksınız. Burada Birleşmiş Milletler Genel Kurul çatısı altında her inançtan her coğrafyadan her ırk ve milliyetten temsilcilerin bu kararlığı ortaya koyması, sizin kirli ideolojilerinize ve menfur saldırılarınıza karşı verilmiş en anlamlı cevaptır" dedi.
Türk halkı adına kutsal ibadet mekanlarında vahşice katledilen masum insanların ailelerine ve Yeni Zelanda hükümeti ile halkına başsağlığı dileklerini ileten Bakan Çavuşoğlu, "Dayanışmamızı göstermek için Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcımızı ve beni terör saldırılarının hemen sonrasında Yeni Zelanda'yı ziyaret etmek için görevlendirdiler. Başbakan Sayın Ardern ve hükümetinin liderliğinde Yeni Zelanda halkının güçlü duruşuna ve vakarına ayrıca ülkelerinde yaşayan Müslüman toplumunu nasıl içten şekilde sahiplendiklerine bizzat şahit oldum" diye konuştu.
"HİÇBİR TERÖR EYLEMİ MAZUR GÖRÜLEMEZ GÖSTERİLEMEZ"
Türkiye'nin terörün her türlüsüne karşı hem ulusal hem de uluslararası ölçekte yıllardır son derece kararlı mücadele ortaya koyan bir ülke olduğunu ifade eden Bakan Çavuşoğlu, "Bugün aynı anda hem DEAŞ'la hem PKK/PYD/YPG ile hem DHKP-C ile hem de FETÖ ile aynı anda amansız ve kararlı bir mücadele yürütüyoruz. Terörizme karşı küresel ölçekte mücadeleye yönelik çabaları güçlendirmek Türkiye'nin en önemli önceliklerinden biri olmaya her daim devam edecek. Bu anlayışla İslam İş Birliği Teşkilatı zirve dönem başkanı sıfatıyla 22 Mart'ta İstanbul'da İslam İş Birliği Teşkilatı acil icra komitesi toplantısı düzenledik. Toplantının ortak bildirisinde de vurguladığımız üzere arkasındaki amaç ne olursa olsun nerede ve kim tarafından gerçekleştirilirse gerçekleştirilsin ve kimi hedef alırsa alsın hiçbir terör eylemi mazur görülemez gösterilemez. Christchurch saldırısının oluşturduğu trajedi hoşgörüsüzlük ırkçılık İslam ve yabancı düşmanlığının bütün insanlık için sanılandan çok daha büyük tehditleri besleyip büyüttüğünü dünyaya göstermiştir. Şüphesiz ki bu olgular birbirleriyle bağlantılı. Müslüman düşmanlığı ve ırkçılık çoğu zaman birbiriyle iç içe. Artık ırkçı, yabancı düşmanı İslam karşıtı söylemler ve şiddet daha fazla gözardı edilemez. BM Genel Kurulu dahil olmak üzere uluslararası camiada bu anlamda sorumluluktan muaf sayılamaz" şeklinde konuştu.
"TERÖRÜN DİNİ, DİLİ, IRKI YOKTUR"
Yabancı düşmanlığı ve ırkçılığa karşı insanlığın ortak sesinin duyulmasının şart olduğunun altını çizen Çavuşoğlu, "Dolayısıyla işte tam burada şuanda göçmenler azınlıklar ve bütün inanç sahipleri de dahil olmak üzere hepimiz tek bir bütün olan insanlığın parçası olduğumuzu vurgulayan küresel bir seferberlik ilan edilmelidir. Müslüman karşıtlığı, antisemitimiz ve Hristiyan karşıtlığı dahil ırkçılığın hiçbir şeklinin asla hoşgörülemeyeceği duyurulmalıdır. Unutmayalım ki tek bir kişinin dahi güvende olmadığı bir dünyada hiçbirimiz güvende olamayız. Meseleye bu açıdan yaklaşmalı ortak tehditlerle ancak ortak bir duyarlılık ve kararlılık gösterdiğimiz takdirde mücadele edebileceğimizi unutmamalıyız. Dünyanın neresinde olursa olsun terörü ve terör olaylarını besleyen radikalleşme sürecinin temelinde hayali ve çarpık tarihi anlatılar ile zehirli komple teorileri mevcuttur. Şunu göz ardı etmemeliyiz ki İslamiyet'i terörizmle tanımlamaya çalışmakla ısrar eden pervasız siyasetçiler ve basın yayın kurumları bu terörist saldırıyı besleyen faktörlerin başında gelmektedir. Anlamı barış olan yüce dinimiz İslam'ı terörle yan yana göstermeye çalışan hadsiz haksız ve kasıtlı yaklaşımları bu platform altında bir kez daha reddediyor ve kınıyoruz. İslami terörizm, Hristiyan terörizmi, Musevi terörizmi veya Budist terörizmi gibi kavramları hep birlikte elimizin tersiyle itmeliyiz. Terörün dini dili, ırkı yoktur" dedi.
Terörün insanlığa karşı bir suç olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, "Bu gerçeği idrak etmek ve idrak ederken herkes için ortak bir anlayışa sevk etmek siyaset ve medyanın ortak sorumluluğudur. Yükselen adaletsizlik ön yargılar, ayrımcılık, hoşgörüsüzlük nefret suçları ve nefret söylemine karşı etkili önlemler almanın tam da zamanıdır. Bu dehşet verici eğilimlerin toplumlarımızı zehirlemesine ve şiddet üretmesine izin veremeyiz, vermemeliyiz. Bu doğrultuda mevcut mevzuatlarımızı etkin bir biçimde uygulamalı ayrıca yeni yasal düzenlemeler getirmeliyiz. Toplumun tüm unsurlarının, fikir oluşturucuların, siyasi liderlerin medya ve dijital medya aktörlerinin seferber edilmesi mutlak bir zarurettir" ifadelerini kullandı.
"İSLAM DÜŞMANLIĞINI DA ANTİSEMİTİZMİ DE HRİSTİYAN KARŞITLIĞINI DA İNSANLIK SUÇU OLARAK GÖRÜYORUZ"
Dünyanın nadir görülen belirsizlik ve değişim sürecinden geçtiğini belirten Çavuşoğlu, "Çatışmalar daha karmaşık hale geliyor. Yurtta barış ile dünyada barış tüm ülkelerde birbirleriyle bağlantılı olmaya devam ediyor. Barışa yönelik tehditlere kayıtsız kalmak ve BM Genel Kurulu'nun bütün imkanlarını kullanmamak yüz yüze olduğumuz sınamalara karşı verebileceğimiz en kötü yanıt olacaktır. Bu nedenle "Din Veya İnanç Temelli Terörizm ve Diğer Şiddet Eylemleriyle Mücadele" başlıklı A73 L79 simgeli ortak sunduğumuz kararı kabul etmek için toplanmış bulunmaktayız. Bu karar uluslararası camiaya birlik içinde şu mesajları verecektir; Ayrımcılık ve terörün her türü, küresel tehdittir. Çifte standartların ya da muğlaklığın olmadığı tek, tutarlı ve net bir adalet ölücüsüne sahibiz. Biz İslam düşmanlığını da antisemitizmi de Hristiyan karşıtlığını da insanlık suçu olarak görüyoruz. Ayrımcılık ve terörün her türünü hiçbir tereddüt olmaksızın kınıyoruz ve lanetliyoruz. Hiçbir zaman karamsarlığa kapılmadan güçlerimizi birleştirmeyi taahhüt ediyoruz. Bu toplantımız ve kararın kabul edilmesi uluslararası toplum için bir mihenk taşı bir milat olacak ve herkes için temel bir yol haritası niteliğini taşıyacaktır" diye konuştu.
(YK-ÖZ-D)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.