İki üniversitenin bina paylaşım kavgası isyan ettirdi!
Gazi Üniversitesi ile Hacı Bayram Veli Üniversitesi Rektörlerinin bina paylaşma kavgasının, eğitim ve öğretimi olumsuz etkilediğini belirten TEKEV Genel Başkanı Erdoğan Özen, “Teknoloji Fakültesindeki mevcut dekan, dekan yardımcıları ile tüm bölüm başkanlarını istifa etmeye mecbur bırakan ve öğrencileri mağdur eden bu taşınma kararının yeniden gözden geçirilmesini bekliyorum.” dedi.
Gazi Üniversitesi Teknoloji Fakültesi’nde eğitim gören öğrenciler ile akademisyenler, rektörlüğün aldığı taşınma kararına tepki gösterdi. Fakülte binası önünde toplanan üniversite öğrencileri, akademisyenler ve eski mezunlar, üniversiteden başka bölümlerin kendi okullarına taşınma kararının iptal edilmesi için rektörlük binası önünde 'protesto' eylemi yaptı.
Rektörlüğün aldığı taşınma kararının ardından öğrencilerin ve akademisyenlerin yanında yer alan Teknik Eğitim Vakfı (TEKEV) Genel Başkanı Erdoğan Özen, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, şunları kaydetti: “Gazi Üniversitesinin mesleki ve teknik alandaki sembolü olan eski adıyla Teknik Eğitim Fakültesi, bugünkü adıyla Teknoloji Fakültesi teorik ve uygulama ağırlıklı olarak teknik eğitimini 82 yıldır sürdüren çok özel bir okuldur. 2019-2020 yılı Eğitim döneminin başladığı bu günlerde Gazi Üniversitesi ile Hacı Bayram Veli Üniversitesinin bina paylaşma kavgası Teknoloji Fakültemizde yürütülen eğitim-öğretimi de olumsuz etkiler hale gelmiş, eğitimde kalite ve verimliliği düşürerek, öğretim üyesi arkadaşlarımız ile öğrencilerimizin motivasyonunu bozmuştur.
Aslında, tüm problemlerin başlangıcı Gazi Üniversitesi içerisinden ikinci bir üniversite çıkarma ile ilgili 18 Mayıs 2018 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan kararla Hacı Bayram Veli Üniversitesinin kurulması ile başlamıştır. Kurulduğu günlerde pek önemsenmeyen, böyle olunca da herhangi bir plan ve program yapılmadan fakülte ve binalarının gelişigüzel paylaşımı, sorunu bugünlere taşımıştır. Tabii ki Ankara’mızda Hacı Bayram Veli adını taşıyan bir üniversite bugüne kadar olmalıydı. Yer ve mekân yakınlığı bakımından en uygun olan da 22 Ocak 2013 tarihinde kurulan Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesinin adı Hacı Bayram Veli Sosyal Bilimler Üniversitesi olabilirdi. Her ne sebeple bu şekilde bir yol izlenmeyip, ne kadar hukuka uygun olduğu tartışmalı olan bir süreç sonunda, 1926 yılında kurulmuş olan Gazi Üniversitesinden, iki üniversite oluşturmak yeni sorunları peşi sıra getirmiştir. Bu uygulama aslında ‘Biz böyle uygun gördük’ anlayışının da bir tezahürüdür.
EĞİTİM OLMASA DA OLUR
Gazi Üniversitesi’ne ait olup, herhangi bir amaç için kullanılmayan boş bina ve mekânlar varken, özelikle Teknoloji Fakültesi B Bloğun üzerinde ısrarla durulması, bu binanın Gazi Üniversitesi Rektörlük binasından sonra tarihi özelliği, bulunduğu yer ve konum itibarı ile sosyal tesislerin yanındaki en güzel ve gösterişli bina olmasından mı kaynaklandığı ayrı bir soru işaretidir. Sanırım şöyle bir görüş hakim: Buraya taşınması planlanan Enstitü (Fen Bilimleri, Eğitim Bilimleri, Sağlık Bilimleri) ve Eğitim Merkezindeki (Sürekli Eğitim Merkezi, Uzaktan Eğitim Merkezi, Teknoloji Transfer Ofisi, Proje Koordinasyon Ofisi) öğretim üyelerimize böyle güzel mekânlar yakışır. Sabah, öğle ve akşam sosyal tesislere de yakın, eğitim olmasa da olur. Belki B blok da yeterli olmayıp, bir yıla kalmaz Teknoloji Fakültesi Dekanlığı ile dershane ve laboratuarların olduğu A Blok için de bir karar çıkartılıp, Teknoloji Fakültesinin tümden kaldırılması için fırsat kollayan üniversite yöneticilerimize de böyle bir imkân tanınmış olunur. Çünkü bu zihniyetin her zaman teknikle, her zaman teknolojiyle kavgası olmuştur. Bu zihniyet yıllardır teorik eğitime ağırlık veren, uygulamalı eğitimi arka plana iten beceriksiz bir kişilik yapısına sahiptir. Bu zihniyet gelişme yaratmanın ilk kuralının üretmeyi öğrenmek olduğunu idrak edemeyen bir yapıdadır. Bunlar teknolojideki değişimi sadece sözde görürler, özde görmezler. Teknik eğitim olmadan refaha ulaşan gelecek bir inşa etmenin zorluğunu henüz kavramamışlardır. Ülkemizin gelişmiş ülke olamamasının temel nedeni bu kadroların güçlü ve etkin olmasından kaynaklanmaktadır. Her zaman gösterdikleri ‘bürokratik refleksler’ ile gelişmenin önünü tıkamışlardır. Bunların oyunları, şahsi ikballeri devam ettiği süreçte hiç bitmez. Her zaman siyasilerle iyi ilişkiler kurmayı da bir şekilde becermişlerdir. Tüm becerileri budur.
Gazi Üniversitesi Teknoloji Fakültesi köklü geçmişi ile örnek, öncü uygulamalara imza atmış bir okuldur. Bugüne kadar Üniversite-Sanayi İşbirliğinin en güzel örneklerini vermiştir. Ülkemizdeki vasatlık kültürünü yerle bir eden, kalkınmanın ve gelişmenin önemine inanmış, uygulama ağırlıklı bilgi ve birikimleriyle örnek genç nesiller yetiştirmiş ve yetiştirmeye de devam edecektir.
“ALINAN KEYFİ VE MESNETSİZ KARARI KINIYORUM”
Birkaç Enstitü veya Eğitim Merkezi Müdürünün görkemli veya gösterişli mekânlarda görev yapmalarının sağlanmasına yönelik Rektörlükçe alınan bu keyfi ve mesnetsiz kararı kınadığımı belirtiyorum. Gazi Üniversitesi Rektörü ile yönetiminin, Teknoloji Fakültesindeki mevcut dekan, dekan yardımcıları ile tüm bölüm başkanlarını istifa etmeye mecbur bırakan bu kararını yeniden gözden geçirmesini bekliyorum. Üniversite yönetiminin, Hacı Bayram Veli Üniversitesi ile yaşamış olduğu çekişmeyi eğitim-öğretimi baltalar hale getirmesinin kimseye yararı olmayacağını, bu durumdan en çok öğretim üyesi arkadaşlarımızla, öğrencilerimizin olumsuz etkileneceğini iki rektörlüğün de her zaman çalışmalarında göz önünde bulundurmalarını bekliyorum. Bu tür yer ve mekân paylaşımlarının eğitim yılı başında değil, daha uygun zamanlarda yapılmasının ülkemiz eğitimine daha fazla katkı sağlayacağını düşünüyorum. Başta YÖK olmak üzere, ülkemizi yöneten etkili ve yetkili kişilerin de iki rektöre gelin bakalım, kimin malını paylaşamıyorsunuz, ne yapmaya çalışıyorsunuz diye acilen hesap sormalarını niyaz ediyorum.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.