AK Parti'den CHP'ye HDP'ye destek uyarısı
ANKARA (AA) - AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "HDP'nin terör örgütüyle bu kadar bitişik durması, hatta zaman zaman terör örgütünden daha radikal eylemler kullanması konusunun altını çiziyoruz. CHP'nin bu konuya müsamahakar davranması ve bu ilişkiyi kurarken terör konusundaki hassasiyette aşınmalara yol açabilecek mesajları giderek artan bir şekilde verdiğini gözlemliyoruz." dedi.
Çelik, AK Parti 29. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı devam ederken, basın çadırında düzenlediği toplantıda gazetecilere açıklamalarda bulundu.
Toplantıda göç meselesinin ele alındığını belirten Çelik, "Bu konuya epey vakit ayırdık. AFAD'ın faaliyetleri, son depremle birlikte gündeme gelen konuları ele aldık. Deprem Vergisi ile ilgili CHP hiçbir şekilde temeli, mesnedi olmayan eleştiriler yaptı. Bunu geçen basın toplantısında da söylemiştim, şimdi bir kere daha söyleyebilirim, çok daha fazla miktardaki rakamlarla altyapının dönüştürülmesi ve depreme karşı tedbirlerin alınması konusunda önemli gelişmeler ortaya konulmuştur. Bundan sonra da bu devam edecektir." ifadelerini kullandı.
Dış politika konusunun da ele alındığını bildiren Çelik, şöyle devam etti:
"Dünya tarihinde ne zaman ticaret savaşları konuşulmuşsa dünyanın başına yeni belalar açılmıştır. Maalesef yine ticaret savaşlarının konuşulduğu bir dönemdeyiz. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra dünyanın başına yeni belalar açılmıştır. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra kurulan toplumsal düzenin dikişlerinin söküldüğünü görüyoruz. Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği başta olmak üzere sorunların çözülmesi konusunda kurumların yetersiz kaldığını görüyoruz. Brexit'ten ticaret savaşlarına, yükselen radikalizimden etrafımızdaki pek çok gelişmeye kadar bütün konularda arkadaşlarımızın kapsamlı değerlendirmeleri oldu. Tabii buna vereceğimiz cevaplar nedir? Başta Fetullahçı Terör Örgütü ve PKK olmak üzere terör örgütlerinin yurt dışı faaliyetleri başta olmak üzere.. Şunu kesin söyleyebilirim ki bugünkü müzakerelerde görülmüştür ki dünyadaki yeni gelişen dinamiklerin hepsinin farkında olan bir grubuz. Meydana çıkan gelişmelere karşı cevaplarımız var, meydan okumalara karşı hazırlıklarımız var."
- "Dünyadaki çatışmaların yarısından fazlası bölgemizde gerçekleşiyor"
Olumsuz gelişmeler karşısında Türkiye'nin milli çıkarlarının ve mazlumların hukukunun nasıl korunacağına baktıklarını belirten Ömer Çelik, "Burada çok taraflılığı savunma konusunun, gelişimci ve insani dış politika konusunun altını çiziyoruz. Dünyadaki çatışmaların yarısından fazlası bölgemizde gerçekleşiyor. Bunun için ülkemizi bütün bu çatışmaların ortasında hem özgürlüklerimizi hem güvenliğimizi koruyacak şekilde ne şekilde hazırlamalıyız? konusunda ciddi beyin fırtınaları gerçekleştirildi." dedi.
Türkiye'nin D-8 ve Asya İşbirliği dönem başkanlığını aldığını anımsatan Çelik, "Ekonomik İşbirliği Teşkilatı Başkanlığını alacağız. Afganistan ile ilgili olarak İstanbul Süreci Toplantısı'nı 9 Aralık'ta gerçekleştireceğiz. Dolayısıyla dünyadaki bütün krizler karşısındaki pozisyonumuzu sürdüreceğiz. Az bilinen konuları da konuştuk. Filipinlerden Somaliye, Kolombiya'daki süreçten Guatemala'daki sınır sorununa kadar her alanda Türkiye arabulucu. O kadar geniş bir coğrafyada arabuluculuğumuz var ki Somali'den Filipinler'e, Kolombiya'dan Guatemala'ya kadar uzanıyor. Bütün bunların sebebi, Türkiye'nin güvenilir bir ortak, güvenilir bir moderatör olarak görülmesidir." diye konuştu.
Suriye'deki Anayasa konusuna katkının verilmeye devam edileceğini vurgulayan Çelik, şu ifadeleri kullandı:
"Filistin davasına da bağlılığımızı sürdürüyoruz. Bunu bugün ayrıntılı bir şekilde milletvekili arkadaşlarımızla konuştuk. Libya'daki siyasi çözümde gelinen aşamayı konuştuk. Kıbrıs ve Doğu Akdeniz konusundaki hassasiyetimiz, Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatları çerçevesinde devam etmektedir. Bu konudaki hassasiyetimiz çok yüksek noktadadır. Gelinen noktada Kıbrıs'ta sadece 'siyasi eşitlik' lafını zikrederek 'müzakerelere başlayalım' gibisinden tutumu desteklemeyeceğimizi, bunların artık tüketildiğini, bu siyasi eşitliği unsurları tamamen kağıda yazılmadan herhangi bir müzakereye başlanılmasının doğru bulunmadığı hem bakanlığımız hem de arkadaşlarımız tarafından ifade edilmiştir. Doğu Akdeniz ile ilgili olarak hem kıta sahınlığımızdaki çıkarlarımızı korumak hem de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin çıkarlarını korumak kararlılığımız sürüyor."
Konuşulmayan bazı meselelerin konuşulmamasının bu meseleler konusunda çalışmaların olmadığı anlamına gelmeyeceğini bildiren Çelik, "Ahıska Türkleri ile yapılan faaliyetler ele alındı. Irak ve Suriye'de başta olmak üzere Türkmen kardeşlerimize yönelik çalışmalar ele alındı. Uygur kardeşlerimizle ilgili ortaya çıkan gündem yakın bir şekilde takip ediliyor. Türk dünyasıyla ilgili gelişmeler ayrıntılı bir şekilde ele alındı. Kırım meselesini ayrıntılı bir şekilde konuştuk." dedi.
- Sorular
AK Parti Sözcüsü Çelik, açıklamasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun dokunulmazlığının kaldırılmasına ilişkin açıklamalarını AK Parti olarak nasıl değerlendirdiklerine ilişkin soru üzerine Çelik, geçen MYK'de AK Parti'nin yetkili kurullarında değerlendirmeler yaptığını anımsattı.
Çelik, bu konuyla ilgili yeni bir değerlendirme yapılmadığını belirterek şöyle konuştu:
"Birincisi öteden beri HDP'nin terör örgütüyle bu kadar bitişik durması, hatta zaman zaman terör örgütünden daha radikal eylemler kullanması konusunun altını çiziyoruz. CHP'nin bu konuya müsamahakar davranması ve bu ilişkiyi kurarken terör konusundaki hassasiyette aşınmalara yol açabilecek mesajları giderek artan bir şekilde verdiğini gözlemliyoruz. Buna karşı da güçlü eleştiriler getiriyoruz. Bu mesele zaten o kadar görünür hale gelmiştir ki kendi ittifakları olan ittifakın içindeki bazı unsurlar da buna karşı seslerini yükseltmeye başlamışlardır. Bunun bir eleştiri konusu olarak CHP'ye yönelmesi söz konusu olmuştur."
- "Siyasi centilmenliğe aykırı bir iş yapmayız"
AK Parti Sözcüsü Çelik, CHP Grup Başkanvekili Engin Altay'ın partisinin ve AK Parti'nin kamplarına yönelik "aralarında konuşma saati mutabakatı olmasına karşın buna uyulmadığı" yönündeki eleştirilerine yönelik soruya, "Biz herhangi bir mutabakat olduğu zaman bu mutabakata uyarız. Yani siyasi centilmenliğe aykırı bir iş yapmayız. Siyasi rekabet ayrıdır siyasi nezaketin korunması ayrıdır. Biz kimseye karşı siyasi nezaketsizlik yapmayız ve buna da dikkat ederiz." yanıtını verdi.
Siyasi mücadeleyi en sert verdikleri zamanlarda bile siyasi nezakete dikkat ettiklerinin altını çizen Çelik, şunları kaydetti:
"Grup Başkanvekilimizle konuştum, arkadaşlarımızın söylediği bizim programımızla ilgili bu konuşmaların olduğu ama 'biz şu saatte başlarız, siz bu saatte başlarsınız' gibisinden bir mutabakat değil, tam tersine çarşamba günü bizim programımızın tam olarak kendilerine verildiği. Nitekim saat kaçta başlayacağımız, Cumhurbaşkanımızın konuşmasının kaçta olacağı, diğer programların kaçta olacağı açık ve net bir şekilde belirtiliyor. Bu program, saatler kendilerine verilmiş. Dolayısıyla bu saatleri görerek kendilerinin bu programları ayarlamaları gerekiyordu. Bir de bu kadar ileri, nezaketsiz cümleler kurmaları da doğru değil."
Çelik, "Kamp programında saat kaçta ne yapacağımız çok öncesinden belliydi ve bu program da çarşamba günü onların grup başkanvekillerine teslim edilmiş. Dolayısıyla bizim açımızdan mutabakat olmamak diye bir şey yok. Bizim programımız belliydi." diye konuştu.
- "Hassasiyetin sadece söylem düzeyinde kalmaması gerekiyor"
Çelik, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Bir başörtüsü meselesini Türkiye Cumhuriyeti'nin en temel meselesi haline getirdik." şeklindeki öz eleştirisinin anımsatılması üzerine şu değerlendirmeyi yaptı:
"Öz eleştiri her zaman iyidir. Bu ülkede CHP Genel Başkanının başörtüsü konusunda bu eleştiri düzeyine gelmiş olması iyidir fakat dikkat edin hemen arşivlere bakalım, bu öz eleştirinin yapılması yetmiyor. İstanbul seçimleri sonuçlandıktan sonra hemen birtakım sözcüleri yine başörtüsü meselesine saldırmaya, başörtüsünün kamuda yeri olmadığına, belli kurumlarda yeri olmadığına dair birtakım söylemleri ifade etmeye başladı. Yani buradaki hassasiyetin sadece retorik, etiket, söylem düzeyinde kalmaması gerekiyor. Bu temel bir insani hassasiyettir. Kimse kimsenin kılık kıyafetine karışamaz."
Çelik, "Öz eleştirinin pratik sonuçlarını görmek istiyoruz. Sayın Kılıçdaroğlu zaman zaman ileri demokrasiyi kurmaktan bahsediyor ama defalarca ifade ettim, açıktan darbe çağrısı yapan milletvekillerine karşı herhangi bir eyleme girişmiyor." dedi.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ve parti yönetimini bu tip antidemokratik tutumlara karşı tavır almaya çağıran açıklamalarda bulunduklarını ama bunların olmadığını aktaran Çelik, "İleri demokrasiden sadece etiket olarak bahsetmek, başörtüsünden ya da başka insani hassasiyetlerden bahsetmek... En son yetim hakkından, hiçbir işçinin mağdur edilmeyeceğinden bahsettiler ama seçimler sonrası ortaya çıkan mesele, CHP'nin bir tür insanları mağdur etme ajandasına, eylem planına dönüştüğü... Dolayısıyla bunlar sadece yetmiyor." diye konuştu.
- "Öz eleştirinin ötesinde çok daha güçlü sesler duymak istiyoruz"
Başörtüsü yasağı nedeniyle insanların yaşadığı ağır mağduriyetlere dikkati çeken Çelik, şunları söyledi:
"Bunun karşısında bir cümlelik öz eleştirinin ötesinde çok daha güçlü sesler ve pratikler duymak istiyoruz. Aynı zamanda bu güçlü seslerin bir kişi tarafından dillendirilmesi yetmiyor, CHP tarafından kurumsal bir tavıra dönüşmesi gerekiyor. Çünkü CHP'nin temel sorunu, her seferinde demokrasiye karşı bir odak oluşturma konusunda maalesef doymak bilmez bir iştahı var. Umarız ki daha demokratik bir aşamaya gelirler."
(Bitti)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.