Türk’ün kurtuluş destanının taştan özeti!

Türk’ün kurtuluş destanının taştan özeti!
Bu yazıyı Türkiye’nin en doğusundan en batısına O’nu, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü adım adım takip eden bir ismin, bir elçinin tozlu raflarda kalan hatıralarını aralayarak hazırladım.

Ankara’da buluşma noktasıdır…

Dünlerde merkezdi şimdilerde kıyı köşe…

O nokta Ulus

Çoğunluğumuzun dilindedir “Heykelde buluşalım!”

Ne kadar da büyük hata yapmışız yıllar yılı; sormayın gitsin…

Oysa ben diyorum ki, o “Heykel” denilen mekan her Türk’ün mutlaka ve mutlaka uzun uzun incelemesi gereken bir zaferin anıtıdır.

Hani her Japon, çocuğunu Hiroşima’ya götürüp ceddinin neler çektiğini anlatır ya Zafer Anıtı da bizim için öyle olması gereken bir mekan…

Bu yazımda www. haberlerankara.com olarak bir yanlışı düzeltme çağrısında bulunmak istiyorum.

Kaynağımız güçlü…

Bakın o Zafer Anıtının ya da ne demekse “Heykel”in öyküsüne…

***

Bu yazıyı Türkiye’nin en doğusundan en batısına O’nu, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü adım adım takip eden bir ismin, bir elçinin tozlu raflarda kalan hatıralarını aralayarak hazırladım.

Hatıralar, dönemin Amerikan Büyükelçisi General Charles Sherrill’den...

Türkiye’nin kalbinde, bozkır Ankara yaylasında, kendisini sinesine emanet ettiği aziz Türk milleti ile birlikte mücadelesine tanıklık eden General Sherrill’in, Ulus’ta çoğumuzun bakıp geçtiği Zafer Anıtı’nın hikayesiyle ilgili olarak kitabında aktardıkları, bana hayli ilginç geldi. 

Mustafa Kemal’in siyasi dirayetini, kudretini ve Türk’ü Türkleştirmekteki azmini anlatan hatıratta, bugünkü nesillere aktarılacak öylesine notlar var ki…

Şimdi bakalım; kimilerinin gereksiz gözüyle baktığı Türk’ün kurtuluş destanının adeta taştan özeti olan o anıtın sırlarına...

Zafer Anıtı’nın Kurtuluş Savaşı kahramanları anısına bir gazetenin öncülüğünde Türk milleti tarafından Cumhuriyetin ilk yıllarında yapıldığını da hemen hatırlatalım. 

General Charles Sherrill şöyle anlatıyor:

“…Gazi’nin çok etkili bir manzara arz eden atlı heykelinin kaidesi çevresinde adeta canlı 3 heykel var.

Önde, gözlerini uzaklara, Sakarya savaşlarına dikmiş, ileri doğru adım atmış iki piyade askeri...

Ve üçgeni tamamlayan sırtında top mermisi taşımakta olan bir köylü kadın...

Gördüğüm bütün savaş ve zafer abideleri arasında, anayurdunu savunmak için bir milletin el ele vererek canla başla çalışmasını bu kadar güzel teslim eden, bir başkasını görmedim.

Milletin kadınları, Anadolu’yu işgal ederek Ankara’nın kapılarına kadar dayanan düşmandan vatanı kurtarmak için çırpınan erkeklere yardım ediyor.

Bu vatansever savaşçı kadın, arkasını duvara dayayarak, ölüm kalım savaşı veren milletin fevkalade bir sembolüdür.

Kadın, orada hem Türk milletinin yaratıcı ruhunu, hem de erkekleriyle birlikte onlarla omuz omuza savaşmak arzu ve heyecanını temsil etmektedir.

Heykeldeki mermi taşıyan köylü kadın, istiklali için ümitsiz bir savaşın hazırlığına girişmiş Türk milletini temsil etmekle kalmıyor, Büyük Millet Meclisi’nin toplanmasını takiben aldığı ilk önemli kararı da hatırlatıyordu.

1927’den günümüze kurtuluşumuza simge olmuş Zafer Anıtının bazı özelliklerini de yeniden hatırlayalım.

Anıtın kaidesi üzerinde bulunan kabartmalarda Türk milletinin kökeni, kazandığı Kurtuluş Savaşı, Atatürk'ün Ankara'ya gelişi gibi konular anlatılıyor. Anıtın dört yanına taş kaideler üzerine bronz dökümden yapılan üç figür, Türk milletinin Kurtuluş Savaşı sırasındaki milli birliğini ve dayanışmasını temsil ediyor.

Kaide üzerinde yer alan ve anıtı izah eden dört kitabe, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşuna ilişkin askeri ve siyasi koşulları hatırlatıyor.

Kaideyi çeviren kuşak üzerinde ise Yüce Atatürk'ün şu vecizesi yer alıyor:

“Türk Milleti, muzaffer istihlâs ve istiklâl cidalini ve muazzam asrî inkılâplarını, en mânidar bir remz ile en iyi ifade edebilecek şekli, yukarki hakiki timsalde bulur.”

Ayrıca anıtın kaidesinin ön tarafında ise Vatan Şairimiz Namık Kemal'in Vatan Mersiyesi’nden Atatürk'ün hafifçe değiştirerek alıntıladığı bir satır yer alır: "Elbet bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."

Sağ tarafında “Düşman ordusunu vatanın harimi ismetinde boğarak, behemahal naili halâs ve istiklâl olacağız. 6 Ağustos 1919” vecizesi; sol tarafında da “Düşmanın anâsırı asliyesi imha edilmiştir. Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri. 1 Eylül 1922” ibaresi bulunuyor.

Elbette Zafer Anıtını tamamlayan Kurt başları…

Öyleyse dur Ankaralı!

O baktığın “Heykel” değil kazandığın bir büyük zaferin anıtı.  Kısacası kurtuluşunun taştan özeti!

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.