Bakan Pakdemirli video konferansla kiraz hasadına katıldı
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, bakanlıktan video konferansla İzmir’in Kemalpaşa ilçesinde düzenlenen kiraz hasadı şenliğine katıldı. İzmir’in yanı sıra kiraz hasadının başladığı Afyonkarahisar, Amasya, İzmir, Malatya, Manisa ve Muğla’ya da bağlanan Bakan Pakdemirli, hayırlı ve bereketli bir hasat dönemi temennisinde bulundu. Türkiye’nin kiraz üretiminde dünyada birinci sırada, ihracatta ise dördüncü sırada yer aldığını hatırlatan Bakan Pakdemirli, “Geçen yıl 834 bin dekar alanda 664 bin ton kiraz ürettik. Ağaç başına verim 31 kilogram, dekar başına verim ise ortalama 734 kilogram oldu. Toplam üretimin yüzde 65’ini üreten ve ilk ona giren illerimiz Konya, İzmir, Bursa, Manisa, Amasya, Afyon, Isparta, Niğde, Denizli ve Çanakkale oldu. Yani Anadolu kuzeyinden güneyine, doğusundan batısına kadar tam bir kiraz yurdu oldu. Kirazdaki 2018/2019 dönemi yeterlilik derecemiz de yüzde 114,8. Dolayısıyla bu da bizim kiraz işini oldukça doğru yaptığımızı, doğru yönettiğimizi gösteriyor” dedi.
“DESTEK BİZDEN, KİRAZ ÜRETMEK SİZDEN”
Bakan Pakdemirli, kiraza verilen destekleri de hatırlatarak şunları söyledi:
“Standart fidan kullanım desteğimiz 100 TL, sertifikalı diğer fidan kullanım desteğimiz 280 TL, mazot desteğimiz 15 TL, gübre desteğimiz 4 TL, katı organik-organomineral gübre desteğimiz 10 TL, bunun yanında organik tarım desteği, iyi tarım uygulamaları desteği, küçük aile işletmesi desteği, biyolojik ve biyoteknik mücadele desteği, toprak analizi desteği ve düşük faizli yatırım ve işletme kredisi kullandırılması kalemlerinde de üreticimizin yüzünü güldüren özel destekler ve teşvikler verdik. Yani biz diyoruz ki destek bizden üretmek sizden."
“DİJİTAL DEVRİM: DİTAP”
Bakan Pakdemirli, ‘dijital bir devrim olacak’ diye tabir ettiği ve lansmanı yapılan Dijital Tarım Pazarı’nın önemine de değinerek, “İnşallah devreye aldığımız bu Dijital Tarım Pazarı, önemli bir dijital devrim olacak. Çünkü böylece çiftçimiz ürünlerine rahatlıkla pazar bulabilecek, tüketicimiz ve esnafımız ise aradığı kalite ve standartta ürünü tedarik edebilecek. Yani küçük işletmeci, büyük sermaye sahiplerinin gücü altında ezilmeyecek. Genç girişimcinin hevesi, ufak aile işletmecilerinin şevki kırılmayacak. Aynı pazarda kim daha iyi, daha kaliteli üretebiliyorsa ve kim müşteriye daha uygun fiyata sunabiliyorsa, o daha çok kazanacak. Yani artık ürettim elimde kaldı yok. Ürettim pazar bulamıyorum da yok. Bu yıl ne üretsem tedirginliği, üretsem satabilir miyim gerginliği yok. Bundan sonra planlayarak, tasarlayarak, rakiplerinizi görerek, rekabete iştirak ederek gerçekleştirebileceğiniz yeni bir üretim modeli var. Yani iyinin, emek verenin kazandığı bir sistem var. Yani arzın taleple buluştuğu, tohumdan çatala kadar olan zincirin takip edildiği, sürdürülebilir üretim ve tedarikin sağlandığı, tek elden yönetilen, kaliteli ürüne uygun fiyatlarla ulaşılan, planlı üretimin yapıldığı bu ortak pazarla umut ediyorum ki Türkiye hakikaten dünyayı doyuran ülke olacak inşallah” ifadelerini kullandı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.