Hemşire ve ebelerin meslek anıları bir kitapta buluştu
Ankara’da farklı hastanelerde görev yapan hemşireler meslek hayatları boyunca yaşadıkları anıları bir araya toplayarak kaleme döktü. Tek kitapta toplanan meslek anıları okuyanlara da farklı duygular yaşatıyor. Mesleki anılarını okurların beğenisine sunmanın sevincini yaşayan hemşireler bu kitapla, meslekleriyle ilgili toplumsal bilinç oluşturmayı da hedefliyor. Kitabın, Dünya Sağlık Örgütü’nün ebe ve hemşireler yılı ilan ettiği 2020 yılında çıkması da kitaba farklı bir anlam katıyor.
Kitapta anıları yer alan Müzeyyen Gümüş, bu kitabı yazmanın hayali olduğunu ve yıllarca birbirinden farklı anılar biriktirdiğini söyleyerek, “Benim mesleki anılarım çoktu. Ben biraz değişik yönden bakarım daha çok böyle komik anılarımı anlatmayı tercih ederim. Mesleğimizde çok fazla acı var zaten. Biraz insanları gülümsetebilmek adına arkadaşlarım hep derlerdi ‘kitap yaz, kitap yaz çok iyi anlatıyorsun’. Ben de hayal kurardım. Olmaz diye düşünürdüm ve gerçek oldu çok mutluyum. Elime aldığımda çok iyi şeyler hissettim, inanamadım çok mutlu oldum. Mesleğim içerisinde dediğim gibi acı ve sevinç yan yana. Hem çok mutlu hikayelerim var hem çok acı anılarım var. Ama yıllardır bu mesleğin içerisindeyim beni en çok üzen şey çocuk ölümleri. Hala alışamadım, gözyaşı dökerim ve çok üzülürüm” diye konuştu.
“BİZİM HANGİ KOŞULLARDA ÇALIŞTIĞIMIZI İNSANLARA AKTARMAK İSTEDİK”
Bu kitap ile hemşireliğin fedakarlık gerektiren çok özel bir meslek olduğunu anlatmayı amaçladığını belirten Gümüş, “Ama toplumda dahi olsun kimse henüz bunun farkında değil. Belki bu Covid olayları esnasında biraz toplumsal farkındalık sağlandı ama hakikaten bizim böyle birinin yardımcısı, çokta bir işe yaramayan meslek grubu olduğumuzu düşünenlerin sayısı çoktur. Belki biraz sesimizi duyurmak, bizim hangi koşullarda çalıştığımızı insanlara aktarmak. En önemli amacımız buydu. Şunu eklemek istiyorum Covid döneminde hakikaten çok zor süreçlerden geçtik ilk önce kendi adımıza sonra sevdiklerimizin adına endişe duyduğumuz anlar oldu. Ama hiçbir zaman hiçbir meslek grubunda ki arkadaşlarımda dahil biz geri çekilmedik hep bu savaşın içerisinde en iyisiyle mücadele ettik. Bence başardık da” dedi.
İKBAL HEMŞİRE ANNESİNİ KAYBEDİNCE KALEMİ ELİNE ALDI
Kitap yazma serüvenine annesinin vefatıyla başladığını ve kendisi için paha biçilemez bir anı olduğunu söyleyen Hemşire İkbal Güven ise, “Sağlık Bakım Hizmetleri Müdürlüğümüzden gelen böyle bir fikirle yola çıktık. Aslında bu süreç bir tek benim sürecim değil, hem ailelerimizin hem de hastalarımızın yaşamlarından bir süreç. Hepsi, gerçek yaşanmış hikayeler. Ben gerçekten hastaları hep anlatırdım yakınlarıma. Ama kitaba yazmak ayrı bir şey oldu. Çok güzel bir duyguydu. Hem onların yerine koyarak hem de profesyonel bakarak. Bu kitapta yazamayacağım demiştim önce ben çok fazla yazıya dökemiyorum fakat ilk haber geldiğinde annemi yeni kaybetmiştim. Öykü serüvenim annemin ölümünden sonra onu yazıya dökmem oldu. Benim için çok büyük mutluluk oldu sonraki dönemde geriye onlar adına bir anı bırakmış oldum. Kısa süre sonra abimi kaybettim. İkisinin öyküsünün bir kitapta buluşması benim için paha biçilemez güzel bir anı oldu. Aslında hemşirelik bir sanattır. Sağlıkta başarı fedakarlıktır. Hemşire çok fedakardır” diye konuştu.
ANISINI ANLATIRKEN GÖZYAŞLARINI TUTAMADI
15 yıldır yetişkin yoğun bakım hemşiresi olan ve kaleme aldığı bir anısından bahsederken duygusal anlar yaşayan Tülin Akbaş, “Ayşe teyzeyle Mehmet amca 30 yıllık evliler. Ayşe teyze beynin oksijensiz kalması sonucu 2 yıllık yatağa bağımlı bir hasta oluyor. Mehmet Amca, iki yıl bir hemşire edasıyla bir hasta bakıcı edasıyla Ayşe teyzeye hiç aksatmadan bakıyor. Ama o gece Ayşe teyzenin solunum sıkıntısı artıyor ve Ayşe teyzeyi 112 ambulansıyla birlikte yoğun bakımımıza getiriyorlar. Aslında Ayşe teyze ilk geldiğinde başında bir yastık vardı. O yastığı da içeri almamızı istedi Mehmet amca. Ayşe teyzenin o yastık dışında hiçbir yastıkta uyumayacağını söyledi. Ve evlendiklerinden itibaren bu yastıktan başka yastıkta uyumadıklarını söylediler. Biz bu yastığı almak zorunda kaldık” dedi.
Aslında hemşire olmaktan ziyade bir anne, abla, bir eş ve bir evlat olduğunu söyleyen Akbaş, “Çoğu zaman yavrumu ateşler içerisinde bırakıp başka bir çocuğun ateşini düşürmek için nöbete geldiğim olmuştur. Annemi ağrılar içerisinde bırakıp nöbete geldiğim olmuştur. Biz herkesten biriyiz evet bu Covid sürecinde hemşireliği herkes daha iyi anladı, hemşirelerin nasıl çalıştığını ne kadar yoğun çalıştığını ve ne yapmak istediğini herkes çok iyi anladı. Biz Covid’den öncede böyle çalışıyorduk. Biz her zaman görevimizin başındayız. Eminim meslekteki herkes çok sevgi dolu bizde sağlık camiası olarak bu halkanın bir parçasıyız” şeklinde konuştu.
“COVİD SÜRECİNDE BÖYLE BİR PROJEDE BULUNMAK GERÇEKTEN BENİ ÇOK MOTİVE ETTİ”
Yeni doğan yoğun bakım sorumlu hemşiresi ve doğum salonu sorumlu ebesi olan Elif Eryüz, 16 yıllık hikayelerini yazarken duygulandırdığını belirterek; “Yazarken tabi ki duygu dolu anlar yaşıyorsun. Bebeklere hayat vermek. Bir haz duyuyorsun. O anı yaşıyorsun yazarken. SMA’ lı iki tane bebeğimiz vardı ikiz bebekler onların hikayesi yani beni çok etkiledi. Bizim elimizde doğdular. Bir yıl boyunca biz onların bakımlarını yaptık. Yine bizim elimizde vefat ettiler o yüzden hani o duygular bambaşka. Covid sürecinde böyle bir projede bulunmak gerçekten beni çok motive etti” ifadelerini kullandı.
“BU KİTAP HEMŞİRE VE EBELERİMİZİN HAYATA DOKUNDUKLARININ HİKAYELERİNİ ANLATIYOR”
Kitabın yazılmasına önderlik eden Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Yenimahalle Eğitim Ve Araştırma Hastanesi Sağlık Bakım Hizmetleri Müdürü Aynur Yazıcı Sorucuoğlu; “Bu kitap hemşire ve ebelerimizin hayata dokunduklarının hikayelerini anlatıyor. İçeriği, hemşire ve ebelerimizin yaşamış olduğu, kalplerinde hikaye bıraktığı yaşanmış öyküleri anlatıyor. Covid süreci geldi, bu süreçte de meslektaşlarımız ön cephe de savaşıyorlar. Ve bu savaşırken canlarını birçok şeyi hiç düşünmediler. ‘Topluma faydalı olmak’, meslektaşlarımızda hep bunu gördük. İnsanların faydasına olması için her şeyi yapıyorlar ve en önde mücadele ediyorlar ve hiçbiri ‘biz bu mücadele de yer almayalım’ demediler. En ön planda hiç korkmadan kahraman gibi mücadele ettiler ve bizim bir sonraki projemizde koronanın kahramanı olan ebe ve hemşirelerimizin hikayelerini yazmak olacak” şeklinde konuştu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.