Bolsonaro'dan Şili'deki 1973 darbesine övgü

RIO DE JANEIRO (AA) - Brezilya Devlet Başkanı Jair Bolsonaro, Brezilya'daki insan hakları koşullarına dair yorumda bulunan Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet'i eleştirerek, Şili'de 1973'te yapılan askeri darbeyi övdü.

Bolsonaro, basına yaptığı açıklamada, Şili'de meydana gelen darbe sonrası Bachelet'in babasının da dahil olduğu darbe karşıtları yenilgiye uğratılmasaydı, Şili'nin bugünkü Küba benzeri bir ülke olacağını ileri sürdü.

Bachelet'in başıboş kimselerin haklarını savunduğunu iddia eden Bolsonaro, "Bayan Michelle Bachelet, eğer Pinochet'in adamları, 73'te aralarında babanın da bulunduğu solcuları yenmeseydi, Şili bugün Küba gibi olurdu." ifadesini kullandı.

Devlet Başkanı Bolsonaro, Brezilya'nın demokratik bir ülke olduğunu ve Bachelet'in yaptığı yorumlarla Brezilya'nın iç işlerine karıştığını belirtti.

Bachelet, çarşamba günü Cenevre'de yaptığı açıklamada, Brezilya'da polis tarafından öldürülen insanların sayısının artmasından endişe duyduğunu ifade etmiş ve ülkede insan hakları konusunda kısıtlamalar olduğunu savunmuştu.

Eski bir ordu mensubu olan Bolsonaro, daha önce de Brezilya'daki 1964-1985 yılları arasındaki cunta rejimi dönemini öven açıklamalarda bulunmuştu.

Şili'de 1973'teki kanlı darbe ile iktidara gelen diktatör Augusto Pinochet, ülkeyi 1990 yılına kadar yönetti.

Pinochet rejimi altında yaklaşık 3 bin sivil öldürülmüştü.

Bachelet'in hava kuvvetleri çalışanı olan ve 1973'teki darbeye karşı olan babası Alberto Bachelet, Pinochet'in 1973'te yaptığı askeri darbenin ardından, seçilmiş sosyalist Başbakan Salvador Allende'ye sadık kaldığı ve darbeye karşı çıktığı için cuntacılar tarafından gözaltına alınmış ve altı ay boyunca işkence gördüğü sorgu merkezinde 12 Mart 1974'te kalp krizi geçirerek hayatını kaybetmişti.

Yurt dışındaki sürgün hayatının ardından 1979'da ülkesine dönen Michelle Bachelet, 2006-2010 ile 2014-2018 yıllarında iki dönem Şili Devlet Başkanı olarak görev yapmıştı.

Bachelet, geçen yıl ağustosta Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği görevine getirilmişti.