AXA Sigorta iklim değişikliği riskini Brandweek sahnesine taşıdı
AXA tarafından bu yıl altıncı kez hazırlanan ve 58 ülkeden 1700’ün üzerinde risk uzmanının görüşlerini içeren “Gelecek Riskleri” raporunu da ilk kez bu oturumda paylaştı.
Dünyanın lider sigorta şirketi AXA Sigorta, bu yıl “Geleceği Tasarlamak” temasıyla gerçekleştirilen Brandweek sahnesine dünyanın karşı karşıya kaldığı en önemli risk olan iklim değişikliğini taşıdı. “Riskimiz 4,5 Milyar Yaşında” adıyla gazeteci Özlem Gürses’in moderatörlüğünde düzenlenen oturumda AXA Sigorta CEO’su Yavuz Ölken ve doğa savunucusu Güven İslamoğlu iklim değişikliğinin insanlara ve insanların iklim değişikliğine etkisini tüm yönleriyle konuştu. AXA Sigorta’nın iklim değişikliği riskine karşı atılan adımları anlattığı oturumda, Güven İslamoğlu ise iklim değişikliğinin sebep ve sonuçlarının yanı sıra alınabilecek önlemlerle ilgili görüşlerini paylaştı. AXA tarafından 58 ülkeden 1700’den fazla risk uzmanının görüşleriyle bu yıl altıncı kez hazırlanan ve iklim değişikliğinin en önemli risk olarak liste başında yer aldığı “Gelecek Riskleri” raporundan sonuçlar da ilk kez oturumda paylaşıldı.
Oturumda ilk olarak sözü alan Güven İslamoğlu, “Bu dünyamızın iklim değişikliği veya kitlesel yok oluş riskiyle ilk tecrübesi değil. Bazı bilim çevreleri bunun altıncı kitlesel yok oluş krizi olduğunu söylüyor. Ancak geçmişte yaşananlar doğa olaylarının bir sonucuydu. Son 50 yıldır ise insan nüfusu, ekosistemleri hiç olmadığı kadar hızlı ve derin bir şekilde bozdu. 1945 yılında 2 milyar olan dünya nüfusu bugün 7,7 milyara ulaştı. Bu kadar hızlı bir artış karşısında artan ihtiyaçların karşılanmasının doğal olarak bir bedeli var. Bugün yaşadıklarımız da 50 yılda gerçekleşen değişimin bir sonucu. İklim değişikliğinin sonucunda buzullar eriyor veya kuralıklar yaşanıyor. Her ikisinin de yaşam alanlarının yok olması, gıda ve su kıtlığı ve göç gibi olumsuz sonuçları var. Yapılması gereken rasyonel tüketim alışkanlıkları benimsemek, kaynakları doğru kullanmak. Kaynaklar da gezegenimizin ömrü de sınırsız değil. Bireysel olarak bu düşünce yapısını benimsememiz, bu bilinçle yaşamamız gerekiyor. Bu sadece bireysel görevimiz de değil. Devletlerin ve şirketlerin de bu konuda sorumluluklar alıp düzenlemeler yapması gerekiyor” dedi.
“Riskimiz 4,5 Milyar Yaşında” oturumunda konuşan AXA Sigorta CEO’su Yavuz Ölken: “Sigorta sektörünün en öncelikli işi riskleri öngörmek ve doğru önlemleri alarak risk yönetimi yapmak. AXA olarak işimizin her alanında bu bakış açısıyla müşterilerimizin hayatında bir çözüm ortağı olma hedefiyle ilerliyoruz. AXA Grubu içinde yer alan dedike bir ekip de 2005 yılından bu yana yeni gelişen risklerin ön görülmesi odağında çalışmalar yürütüyor. Son altı yıldır bu alanda öğrendiklerimizle Geleceğin Riskleri raporunu hazırlıyoruz. Dünyamızı tehdit eden iklim değişikliği son dört yıldır bu raporlarda liste başı” dedi. İklim değişikliğinin dalgalanma etkisi sebebiyle başka riskler üzerinde de etkisi olduğunu söyleyen Ölken, sözlerine şöyle devam etti: “İklim değişikliği yalnızca buzulların erimesinden ibaret değil. Ortaya çıkardığı sonuçlar sosyal yapılarda çöküşlere gidebilecek kadar ciddi. Biz AXA olarak iklim değişikliğinin etkilerinin azaltılması ve iklim değişikliğine uyum konusunda çalışmalar yürütüyor; farkındalığı artırmak için projeler gerçekleştiriyor ve sigorta sektörüne yenilikçi çözümler kazandırıyoruz. Bunlardan en önemlisi meteorologlar, bilimsel tarım uzmanları, veri bilimciler ve mühendislerle çalışan; yapay zekâ, Büyük Veri, veri analitiği, makine öğrenmesi gibi farklı modellerle desteklenmiş risk modelleme çalışmaları yapan AXA Climate ekibi. AXA Climate’ın çalışmaları sonucunda iklim değişikliğinin etkilerini en aza indirgeyecek güvence poliçeleri ve politikaları oluşturarak gerçekleşmesi kaçınılmaz doğa olaylarına uyum sağlanmasına destek oluyoruz. Parametrik sigorta ürünleriyle de fiziksel zararlar yaşamasalar bile standart sigorta ürünlerin kapsam dışı kalan kâr kaybını karşılıyoruz. Buna ek olarak bir çözüm ortağı olarak müşterilerimizin risk yönetimi yatırımlarına ortak oluyoruz. Diğer taraftan dünyada olduğu gibi Türkiye’de de yeşil enerji, yani güneş ve rüzgârdan üretilen enerji kaynaklarının üretimine odaklanan şirketleri destekliyoruz. Yeni nesil enerji çözümlerine destek veriyor, bu alandaki girişimlerin gelişimine katkı sağlıyoruz. Finansal yatırımlarda da bu işletmelere öncelik veriyoruz”. Bu riskin yükünü gelecek kuşaklara bırakmamamız gerektiğini de ifade eden Ölken, daha fazla geç kalmadan hareket etmenin önemine dikkat çekti.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.