Hak-İş Genel Başkanı Arslan, çalışma hayatına ilişkin açıklamalarda bulundu
Hak-İş Konfederasyonu Genel Başkanı Mahmut Arslan, taşerondan kadroya alınan işçilerin iş kollarını değiştiren düzenlemeyle ilgili, "Bizim itirazımız bu düzenlemenin yanlış olduğudur. Doğru olan nedir? Şu anda işçiler, hangi sendikanın hangi iş kolunda çoğunluğu varsa o sendikanın üyesi kalmaya devam etsinler, toplu sözleşmeyi onlar yapsınlar." dedi.
Arslan, basın mensuplarıyla bir araya geldi, konfederasyonun faaliyetleri ile çalışma hayatına ilişkin açıklamalarda bulundu.
TİSK, Türk-İş ve Hak-İş olarak salgın sürecinde 4-5 ortak deklerasyonları olduğunu aktaran Arslan, kısa çalışma ödeneği, ücretsiz izin, işten çıkarma yasağı konularında zaman zaman hükümete yol gösterdiklerini hem de taleplerini ortaklaştırmak amacıyla çeşitli açıklamalar yaptıklarını söyledi.
- 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname
Arslan, taşerondan kadroya alınan işçilerin iş kollarını değiştiren düzenlemeyle ilgili de değerlendirmelerde de bulunarak, 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK )ile 6356 sayılı Kanun'a eklenen geçici 7. maddenin 3. fıkrası gereğince konfederasyonlarına bağlı sendikalara üye on binlerce işçinin iş kolunun 1 Kasım 2020'den itibaren değiştirileceğini anlattı.
Yapılan düzenlemenin işçileri kendi iradeleri dışındaki bir sendikaya üye olmaya zorlayacağını belirten Arslan, "Bizim itirazımız bu düzenlemenin yanlış olduğudur. Doğru olan nedir? Şu anda işçiler, hangi sendikanın hangi iş kolunda çoğunluğu varsa o sendikanın üyesi kalmaya devam etsinler, toplu sözleşmeyi onlar yapsınlar." dedi.
Arslan, işçilerin kendi iradeleriyle istedikleri sendikaları tercih ettiğine ancak 1 Kasım itibarıyla hiç tanımadıkları bir sendikaya üye olmak zorunda bırakılacaklarına işaret ederek bunun kendileri için de büyük bir sorun olduğunu ifade etti.
Mahmut Arslan, 10 yıldır taşeron mücadelesi verdiklerini, bu insanlarla sendikal aidiyet kurduklarını belirterek, bu düzenlemenin konfederasyondaki 200 bin üyeyi etkileyeceğini söyledi. Taşerondaki işçilerin tamamına yakınını sendikasızken örgütlediklerini aktaran Arslan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"2014'te bunlar için toplu sözleşme yolunu açtık, bir kanun düzenlemesiyle taşeronlarda toplu sözleşme imkanı getirildi. Bunları başardık. Toplu sözleşmelerde hükümet bizimle görüştü. 2017'de kadro verilirken yine en taşeronlarda en fazla üyeye sahip Hak-İş olduğu için hükümetle bu görüşmelerde muhatap olduk. Bütün bunları yaptıktan sonra, gelip 1 Kasım'da hiç hak etmeyen sendikalara, konfederasyonlara, üyelerimizin kanun zoruyla üye olmaya zorlanmalarına Hak-İş hep itiraz etti. 1 Kasım tarihine kadar da olsa bu mücadeleyi sürdüreceğiz ve bu yanlışı konuşmaya devam edeceğiz."
Arslan, TİSK'in geçen yıl Antalya'da gerçekleştirdiği Ortak Paylaşım Forumu'nda her konfederasyonun üye sayısı kadar fidan dikmesini kararlaştırdıklarına değinerek, bu kararın önceki gün ortak bir deklerasyona dönüştürüldüğünü ve nasıl yapılacağının ortaya koyulduğunu ifade etti.
TİSK, Türk-İş, Hak-İş olarak kayıtlı istihdamın teşvik edilmesi konusunda bir çalışma yapacaklarına da dikkati çeken Arslan, "Önümüzdeki günlerde bunları da paylaşacağız ve bu konuda da Çalışma Hayatı Buluşmaları'nın 3'üncüsünü eğer taraflar da kabul ederse kayıt dışılık üzerine yapmayı planlıyoruz. Çünkü, Kovid-19 salgınında da kayıt dışının ne kadar belirleyici, önemli olduğunu bir kez daha müşahade ettik. Bu, bizim açımızdan çalışma hayatının işsizlikle birlikte en önemli gündemlerinden bir tanesi." diye konuştu.
Kovid-19 salgınıyla mücadelede sona gelinmediğini, bu nedenle evden veya uzaktan çalışma gibi yeni çalışma biçimlerinin tartışılmaya da başlandığını da anlatan Arslan, "Bununla ilgili de mevzuatımızda kanun değişikliği yapıldı fakat yönetmelik yayınlanmadı. Bakanımızın söylediği, bu yönetmeliğin bir an evvel çıkacağı konusunda. Hatta biz, bir kısım girişimlerde bulunduk, ipucu alamadık. Bu kanuna bağlı olarak bir yönetmelik çıkması gerekiyor." dedi.
Arslan, sağlık çalışanlarına ek ödeme konusunun çözülmediğine de işaret ederek, Sağlık Bakanlığı ile Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına bağlı 200 bine yakın sağlık çalışanı olduğunu, bunlar arasında bir adaletsizliğin olmaması gerektiğini vurguladı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.